Esas No: 2022/10212
Karar No: 2022/11149
Karar Tarihi: 26.09.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/10212 Esas 2022/11149 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/10212 E. , 2022/11149 K.Özet:
İş Mahkemesi'nde açılan sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti davasında, mahkeme davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak davalı tarafın temyiz itirazları üzerine, HMK'nın 305/A maddesi uygulanmadığı ve hüküm fıkrasının tavzih yolu ile sınırlandırılamayacağı gerekçesiyle verilen ek karar hatalı bulunmuştur. Ayrıca, davacının talebini daraltarak sadece belirli bir tarihin sigortalılık başlangıcı olarak tespit edilmesi nedeniyle, vekalet ücreti takdir edilemeyen Sosyal Güvenlik Kurumu'nun vekalet ücreti talebi de yerinde bulunmuştur. Temyiz edilen hüküm yukarıdaki nedenlerle bozulmuştur.
Kanun maddeleri:
- 7251 sayılı Kanun'un 27. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ya eklenen 305/A madde: Tarafların ileri sürülmüş ancak karar verilmemiş hususlarda ek karar isteme hakkını düzenler.
- HMK'nın 305. maddesi, ikinci fıkrası: Hüküm fıkrasının tavzih yolu ile sınırlandırılması, genişletilmesi veya değiştirilmesi mümkün değildir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma kararına uyarak ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- 28.07.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanunun 27. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ya eklenen 305/A maddesine gereğince, “Taraflardan her biri, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebilir. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir.”
Hakim tavzih yolu ile hükümde unutmuş olduğu talepler hakkında karar verip bunu hükmüne ekleyemez. Bunun gibi hüküm verirken unutmuş olduğu vekalet ücreti veya faiz hakkında tavzih yolu ile bir karar verip bunu hükmüne dahil edemez. Aynı şekilde kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişki de tavzih yolu ile giderilemez. Bütün bu anlatımlardan çıkan netice, tavzih yolu ile kesinleşmiş olan hüküm sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez (Prof, Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Altıncı Baskı, 2001 cilt 5, sayfa 5270 vd.).
Mahkemece verilen 11.5.2022 tarihli ek karar ile “Mahkemenin 07.04.2022 tarihli kararında davalı ...'a karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olup dosyada iki tane isim benzerliği olan ... bulunduğundan husumet yönünden karar verilen kişinin ... T.C. Kimlik numaralı ... olduğu belirtilerek hüküm kısmı düzeltilmiş ve diğer ...’ın sehven karar başlığında isminin yazılmaması nedeniyle davalı olarak karar başlığına eklenmesine ve aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine ” karar verilmiştir.
Somut olayda, HMK 305/A maddesinin uygulanma koşullarının bulunmadığı, aynı Kanun'un 305 inci maddesinin ikinci fıkrası doğrultusunda tavzih yolu ile de hüküm fıkrasının sınırlandırılması veya genişletilmesi ya da değiştirilmesi mümkün olmadığından mahkemece; ek karar ile ... hakkında vekalet ücretinin hükme eklenmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
Öte yandan, davacının 1974-1977 yılları arasında geçen hizmetinin tespitini talep ettiği, yargılama sırasında, davacı vekilinin 15.12.2015 tarihli celsede, talebini daraltarak 01.11.1974 tarihinin sigortalılık başlangıcı olarak tespitini istediğini beyan ettiği anlaşılmaktadır. Davacının hizmet tespiti olarak açtığı davada, talebini daraltması nedeniyle dava tarihine göre davalı sıfatını haiz olduğu anlaşılan Sosyal Güvenlik Kurumu lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi hatalı bulunmuştur.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.09.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.