Esas No: 2012/10331
Karar No: 2012/16395
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/10331 Esas 2012/16395 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 13. İş Mahkemesi
TARİHİ : 30/11/2010
NUMARASI : 2007/183-2010/952
Davacı işçi iş sözleşmesinin feshi üzerine açtığı işe iade davasının lehine sonuçlandığını, kanuni süresi içinde işe başvuruda bulunmasına rağmen başlatılmadığını ileri sürerek maddi tazminat, kötü niyet tazminatı, iş arama izin ücreti, fark kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin alacağının ödetilmesi isteklerinde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece isteklerin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm taraf avukatlarınca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları ile davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Davacı işe iade kararın kesinleşmesinden sonra, davalı işveren nezdinde kanuni süresinde işe başlama talebinde bulunmuş, ancak, bu talep 26.07.2006 tarihli yazı ile davalı işverenlikçe yerinde görülmemiştir. Buna göre 26.07.2006 tarihinin fesih tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğinden fark kıdem tazminatı faiz başlangıcında bu tarih esas alınması gerekirken, ilk fesih tarihinin dikkate alınması hatalıdır.
3-Taraflar arasında ihbar tazminatı yönünden de uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan feshedilmesi üzerine açtığı işe iade davasının lehine sonuçlandığını, davalı işverene süresinde başvurduğu halde işe başlatılmadığını belirterek ihbar tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
İhbar süresi verilerek iş sözleşmesi feshedilen ve fesih bildirimine itiraz davası lehine sonuçlandığı halde işe başlatılmayan işçiye ihbar tazminatının ödenmesinin gerekip gerekmediği de uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu"nun “Geçersiz Feshin Sonuçları” başlığını taşıyan 21. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında işçinin işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat belirtilmiş; üçüncü fıkrasında ise kararın kesinleşmesine kadar işçinin çalıştırılmadığı en çok dört aylık ücret ve diğer haklar düzenlenmiştir. Maddenin dördüncü fıkrasında işçinin işe başlatılması halinde varsa peşin ödenen ihbar ve kıdem tazminatının işçiye yapılması gereken ödemelerden mahsup edileceği belirtildikten sonra devamında “İşe başlatılmayan işçiye bildirim süresi verilmemiş veya bildirim süresine ait ücret peşin ödenmemişse, bu sürelere ait ücret tutarı ayrıca ödenir” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre işçiye geçersiz sayılan fesih bildirimi ile bildirim süresi verilmemiş veya bildirim süresine ait ücret peşin ödenmemişse ihbar tazminatının ödenmesi gerekecektir. Bir başka anlatımla, ihbar öneli verilmiş veya süreye ait ücret peşin ödenmiş ise ihbar tazminatının ödenmesi gerekmeyecektir.
Geçersizliğine karar verilen fesih bildirimi ile işçiye daha önce usulüne uygun olarak verilmiş olan ihbar önellerine geçerlilik tanınması İş Kanunu"nun sözü edilen açık hükmü gereğidir. Bu sebeple davacı işçinin ihbar tazminatı talebinin yerindeliği kabul edilemez. Gerçekten mahkeme veya özel hakem tarafından belirlenen tazminatı ödemeyi göze alıp, işçiyi işe başlatmama yolunu tercih eden işverene ihbar süresi tanımasını istemek işin mahiyeti ile bağdaşmamaktadır.
Somut olayda, davalı işverence daha önce davacıya usulüne uygun olarak ihbar süresi verilmiş olup, feshin geçersizliğine karar verildikten sonra işe başlatılmayan davacıya 4857 sayılı Kanun"un 21. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tekrar ihbar süresi verilmesine gerek olmadığından ihbar tazminatı isteğinin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, 10.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.