Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/2079 Esas 2012/16352 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2079
Karar No: 2012/16352

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/2079 Esas 2012/16352 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2012/2079 E.  ,  2012/16352 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 3. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 20/12/2011
    NUMARASI : 2011/262-2011/1010

    Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
    Davalı vekili; davacının müvekkili banka tarafından alınan işletmesel karar gereği bankanın ihtiyacı doğrultusunda atamasının yapıldığını;  davacının atamayı kabul etmemesi  üzerine tüm yasal hakları ödenmek suretiyle geçerli nedenle feshedildiğini belirterek  davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece davalı işyerinde yürürlükte olan Toplu İş Sözleşmesi’nin  29. maddesi gereğince  şehirlerarası nakillerde işçinin rızasının aranacağı düzenlendiği, davacının ataması yapılmadan önce rızasının alınmadığından çalışma koşullarındaki  esaslı değişikliğin işçiyi bağlamayacağı, davacının çalışmakta olduğu yerde hizmetine ihtiyaç kalmadığı veya istihdam fazlası durumuna düştüğü savunulmadığından  işverence yapılan feshin geçerli nedene dayanmadığı gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine, karar verilmiştir.
    Karar davalı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
    4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
    İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış imkanlarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini imkansız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması,   işyerinin    daraltılması,    yeni    teknolojinin    uygulanması,    işyerinin   bazı  bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
    İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma imkanlarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
    4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
    Somut olayda  davacının davalı bankaya ait işyerinde  güvenlik hizmetleri yetkilisi olarak çalıştığı, 09.02.2011 tarihli atama yazısı ile işyeri ihtiyacı doğrultusunda   Organizasyon Ve Lojistik  Yönetimi/  İdari İşler  Tesisler ve İletişim/  Güvenlik ve  Telekom  Hizmetleri/ Fizik Güvenlik/  Şubeler  Fiziki Güvenlikte Adana Bölgesi için  Güvenlik Hizmetleri yetkilisi  olarak atamasının yapıldığı, davacının yapılan atama işlemine karşı TİS in 29. maddesi gereğince  atama işlemini kabul etmediğini bildirmesi üzerine işveren tarafından   11.02.2011  tarihli fesih bildirimi ile   davacının atama  işlemini kabul etmemesi nedeniyle iş sözleşmesi  4857 sayılı Kanun’un 17, 18 maddeleri gereğince  tazminatları ödenerek  feshedilmiştir.
    Mahkemece davacı çalışanın TİS 29. maddesi gereğince atama işlemine karşı işçinin rızası gerektiği, davacının  Adana’ya  yapılan nakil işlemine   rıza göstermemesi nedeniyle atamanın davacıyı bağlamayacağı, davalı işverenin  davacının çalışmakta olduğu  işyerinde istihdam fazlası olduğu savunulup  ispat edilemediği gerekçesiyle feshin geçersiz olduğu sonucuna varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davalı işveren tarafından davacıya tebliğ edilen atama  yazısında atamanın işyeri ihtiyacı nedeni ile yapıldığı belirtilmiştir. Yargılama sırasında  davalı tarafından   davalı bankanın değişik işyerlerindeki  güvenlik hizmetleri yetkilisi kadro durumu dikkate alınarak  atama  yapıldığı, işyerinde iki çalışandan tecrübeli olması nedeniyle davacının tercih edilerek atamasının yapıldığı savunulmuştur. Mahkemece davacının savunması üzerinde durularak  fesih sırasında  davacının çalıştığı işyerinde aynı işi yapan işçi sayısı belirlenerek personel fazlalığı olup olmadığı,  davalı bankanın  Adana’daki işyerinde  işçi ihtiyacı olup olmadığı, davacının iş sözleşmesinin feshinden sonra Adana’daki davacının atandığı bölümdeki işçi ihtiyacının nasıl  giderildiği, atama işlemi öncesinde Adana’daki işyerinde yeni bir yapılanma olup olmadığı araştırılmadan  feshin geçersizliğine hükmedilmesi hatalı olmuştur.
    Mahkemece yapılacak iş  davacının  fesih  sırasında çalıştığı işyerinde  personel fazlalığı olup olmadığı, Adana’daki davacının ataması yapılan işyerinde işçi ihtiyacının bulunup bulunmadığı tarafların delilleri toplanarak gerekirse bilirkişiden rapor alınarak  açıklığa kavuşturulmalı, oluşacak sonuca göre  karar verilmelidir.
    Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.07.2012  gününde oybirliği ile karar verildi.

     

    Hemen Ara