Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/5410 Esas 2022/11290 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/5410
Karar No: 2022/11290
Karar Tarihi: 27.09.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/5410 Esas 2022/11290 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı şirket, kiraladığı depoda tadilat yaparken meydana gelen kaza sonrası SGK tarafından iş kazası sonucu vefat eden kişinin sigortalısı olmadığı iddiasıyla tahakkuk ettirilen prim ve işsizlik sigortası işleminin iptali istemiyle dava açtı. İlk derece mahkemesi, davanın reddine karar verdiği için davacı vekili istinaf başvurusunda bulundu. Ancak istinaf başvurusunun esastan reddedilmesi üzerine davacı vekili temyiz istemiyle kararın bozulmasını talep etti.
Kararda, dava dışı kişilerin hizmet akdi mi yoksa istisna akdi miyle çalıştıklarının belirlenmesi gerektiği vurgulanarak, delillerin bir arada değerlendirilmesi sonucu karar verilmesi gerektiği ifade edildi. Borçlar Kanunu'nun 313. maddesinde hizmet akdi, belirli bir işin işverene bağımlı olarak yapıldığı ücret mukabilinde çalışılması, istisna akdinde ise belirli bir işin belirlenen bedel karşılığında işverenin mesai kısıtlamasına tabi olmadan yapılması veya başkalarına yaptırılıp teslim edilmesi şeklinde tanımlandı.
Kanunlar:
- 5510 sayılı Kanunun 4'üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi
10. Hukuk Dairesi         2022/5410 E.  ,  2022/11290 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... 13. İş Mahkemesi

    Dava, Kurum işlemin iptali istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı şirket vekili, davacı şirketin 23.07.2018 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile ... ili ... ilçesi ... Mahallesi 114053-2 parselde bulunan yeri yeri depo olarak kullanılmak üzere ...'ten kiraladığını, kiralanan yerde boya badana ve bakım işleri yapılması gerektiğinden taraflar arasında anlaşarak kullanıma hazır hale getirilmesi için kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin bir kaç gün sonra için belirlendiğini, kiraya veren ile yapılan anlaşma sonrasında davacı şirket yetkilisi ...’ın küçük çaplı tadilat ve boya işlerini yapmak üzere ... ile 300 TL götürü bedelle sözlü anlaştığını, 20.07.2018 tarihinde bahse konu depoda ... tarafından tadilat ve bakım işleri yapılırken kaza meydana geldiğini ve ...'in vefat ettiğini, kaza ile ilgili olarak SGK tarafından görevlendirilen Kurum denetmeni tarafından inceleme yapıldığını ve 10.01.2019 tarihinde düzenlenen davacı şirket yetkilisi ... ile müştereken imzalanan kayıt inceleme tutanağının birinci bölümünde davacı şirket yevmiye defteri ve defteri kebirin, ücret bordrolarının aylık prim ve hizmet belgeleri ile muhtasar beyannamelerin incelendiğini, üçüncü bölümde ise ... adına bir ödeme tespit edilmediğini, ücret bordrolarının usulüne uygun olarak düzenlendiğinin belirtildiğini, ... Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü tarafından davacı şirkete gönderilen 27.02.2019 tarihli yazı ile ... Mahallesi ... Caddesi ...-... adresindeki yerin ... sicil numarasıyla "tadilat onarım" işyeri olarak 20.07.2018 tarihinde 5510 sayılı yasa kapsamına alınmış olduğu ve iş kazasına maruz kaldığı belirtilen ... ve onunla birlikte diğer çalışan ...’nin davacı şirket sigortalısı olarak kabul edildiğinin bildirildiğini, Kurum denetmenince ...'in kaza olayı ile ilgili yapmış olduğu inceleme sonucu düzenlenen rapora istinaden 30.700,80 TL idari para cezası tahakkuk ettirildiğini, davacı şirketçe yapılan itirazın Gölbaşı Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından reddedildiğini ileri sürerek, işyeri tescil işlemi ile davacı şirket sigortalısı olarak kabul edilen ... ve ...'nin şirketin sigortalısı olmadıklarının tespitine ayrıca Kurumca tahakkuk ettirilen prim ve işsizlik sigortasına ilişkin işlemin iptaline karar verilmesini istemiştir.
    II-CEVAP
    Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle, Kurumca uygulanan idari para cezası ile talep edilen belgelerden dolayı hukuksal yönden herhangi bir hata ve kusurun olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Mahkeme kararının vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
    Davacı şirket vekili, davaya konu Kurum işlemlerinin yasal ve hukuki olmadığını, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile hatalı karar verildiğini belirterek, hükmün temyiz incelemesi sonucu bozulmasını istenmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
    Dava, Kurumun resen işyeri tescil işlemi ile dava dışı ... ve ...'nin davacı şirketin sigortalısı olmadıklarının tespitine ve davalı Kurumca tahakkuk ettirilen prim ve işsizlik sigortasına ilişkin işlemlerin iptali istemine ilişkindir.
    İnceleme konusu eldeki davada, dava dışı ...’in, davacı şirketin depo olarak kullanılmak üzere kiraladığı yerde tadilat işini yaparken kaza geçirdiği ve vefat ettiği tartışmasız olup, uyuşmazlık taraflar arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinde toplanmaktadır.
    Öncelikle dava dışı ... ve ...’nin, davacı şirket ile arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinin hizmet akdi mi istisna akdi mi olup olmadığı, hizmet akdinin şartlarının oluşup oluşmadığı saptanmalıdır.
    5510 sayılı Kanunun 4'üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre; hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar sigortalı sayılırlar. Söz konusu Kanunda “hizmet akdi” tarifine yer verilmemiş, yalnızca Borçlar Kanununda tanımlanan hizmet akdi ve iş mevzuatında tanımlanan iş sözleşmesine atıfla yetinilmiştir. 4857 sayılı İş Kanununun 8’inci maddesinde iş sözleşmesi (hizmet akdi) tanımlanmış, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı mülga Borçlar Kanununun 313 – 354'üncü maddelerinde de bu konuda düzenlemeler yapılmıştır.
    Borçlar Kanununda anılan sözleşme, “Hizmet akdi bir mukaveledir ki onunla işçi, muayyen veya gayri muayyen bir zamanda hizmet görmeyi ve iş sahibi dahi ona bir ücret vermeyi taahhüt eder.” şeklinde tanımlanmış, aksine hüküm bulunmadıkça, hizmet akdinin özel şekle tabi olmadığı belirtilmiş, ücretin, zaman itibarıyla olmayıp yapılan işe göre verilmesi durumunda da işçinin belirli veya belirsiz bir zaman için alınmış veya çalışmış olduğu sürece akdin “parça üzerine hizmet” veya “götürü hizmet” altında varlığını koruduğu açıklanmıştır.
    Baskın olan bilimsel ve yargısal görüşlere göre, hizmet akdinin ayırt edici ve belirleyici özelliği, “zaman” ile “bağımlılık” unsurlarıdır. Zaman unsuru, çalışanın iş gücünü belirli veya belirsiz bir süre içinde işveren veya vekilinin buyruğunda bulundurmasını kapsamaktadır ve anılan sürede buyruk ve denetim altında (bağımlılık) edim yerine getirilmektedir. Bağımlılık ise, her an ve durumda çalışanı denetleme veya buyruğuna göre edimini yaptırma olanağını işverene tanıyan, çalışanın edimi ile ilgili buyruklar dışında çalışma olanağı bulamayacağı nitelikte bir bağımlılıktır. 5510 sayılı Kanunun 12' nci maddesinin birinci fıkrasında işveren aynı Kanunun 4'üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri kapsamında sigortalı sayılan kimseleri çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar olarak tanımlanmış olup, hizmet akdi tanımı ile hizmet akdine tabi olarak çalıştıran kimse içiçe geçerek belirlenecek hususlardır.
    Borçlar Kanunu'nun 313. maddesinde hizmet akdi, “Hizmet akti bir mukaveledir ki, onunla işçi muayyen ve gayri muayyen bir zamanda hizmet görmeyi ve iş sahibi dahi ona bir ücret vermeyi taahhüt eder” şeklinde tarif edilmiştir. Hizmet akdinden söz edebilmek için belirli bir işin, işverene bağımlı olarak çalışma karşılığında bir ücret mukabili yapılması gerekmektedir.
    Borçlar Kanunu'nun 355. ve 356. maddelerinde düzenlenen istisna akdinde ise “belirli bir işin belirlenen bedel mukabilinde işverenin mesai kısıtlamasına tabi olmadan yapılıp veya başkalarına yaptırılıp teslim edilmesi” söz konusudur. Hizmet akdinde sürdürülen ve devam eden hizmet, istisna akdinde ise, işten hasıl olacak sonuç önemlidir.
    Mahkemece, yukarıda anlatılan yasal düzenlemeler ışığında yapılması gereken iş, dava dışı ... ve ... ile davacı şirket arasındaki hukuki ilişki ve yapılan anlaşmanın niteliği ile işin mahiyeti irdelenmeli, ceza dosyası dosya arasına alınmalı, iş kazasından kaynaklı açılmış olan bir tazminat davası varsa dosyaya getirtilmeli, tüm deliller bir arada değerlendirilip varılacak sonuç uyarınca karar verilmelidir.
    Açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1. maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 27.09.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara