Esas No: 2012/11863
Karar No: 2012/15768
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/11863 Esas 2012/15768 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Karşıyaka 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 23/03/2010
NUMARASI : 2009/634-2010/153
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin işverence haksız feshinden dolayı açtığı işe iade davasını kazandığını, müvekkilinin işe iadesine ve işe başlatmama tazminatı olarak oniki aylık ücretinin ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verildiğini, kararın kesinleşmesinden sonra ihbar ve kıdem tazminatı ile dört aylık boşta geçen süre ücretinin ödendiğini, yine davacının feragatı üzerine işe başlatmama tazminatının 4 aylık ücret üzerinden ödendiğini, ancak bu ödemelerinde noksan yapıldığından bahisle alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin feshi üzerine açtığı işe iade davası sonrasında işe iadesine karar verildiğini, davacının işe başlamak için başvuruda bulunmasına rağmen taraflarca iş sözleşmesinin sonlandırılması noktasında anlaşmaya varıldığını, davacıya 14.06.2007 tarihli ibraname ile kıdem ve ihbar tazminatı, boşta geçen ücret ile dört aylık tutarındaki işe başlatmama tazminatının ödendiğini, müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı avukatı tarafından temyiz edilmiştir.
İşe iade davası sonunda işçinin başvurusu, işverenin işe başlatmaması ve buna bağlı olarak alacaklar konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçeri bir feshin sonuçlarını doğurur. Aynı maddenin 1. fıkrasına göre de işveren işe iade için başvuran işçiyi 1 ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en çok sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları ödenmelidir.
İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Başka bir anlatımla, işçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Kanun"un 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir. Kıdem ve ihbar tazminatı hesabı yapılırken geçersiz sayılan ilk fesih tarihi itibarıyla hesaplama yapılması gerekir
Somut olayda, davacı işçi yasal süre içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmuş, davalı işveren de işçiyi işe davet etmiş ancak işçi 15.06.2007 tarihli ibranamede belirtildiği üzere işe başlamaktan vazgeçtiği ve davacıya iş sözleşmesinden doğan alacaklarının ödendiğini belirtmiştir. Davacının işverenin davetine rağmen işe başlamadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda işverence yapılan önceki fesih geçerli hale geldiğinden davacı işe başlatmamanın sonuçlarından yararlanamaz. Hal böyle olunca, ihbar ve kıdem tazminatı hesabında boşta geçen dört aylık süre ile işe başlatmama tarihindeki ücret dikkate alınamaz. Hatalı hesaplama sonucu ihbar ve kıdem tazminatı hakkında hüküm kurulması hatalıdır. Mahkemece bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. Belirtilen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.