Davacı vekili; İstanbul 4. İş Mahkemesinin 2008/135 esas sayılı dosyasında verilen karar üzerine müvekkilinin süresi içinde işverene iş başvurusunda bulunmasına karşın işverenlikçe müvekkilinin işe başlatılmadığını bu şekilde iş sözleşmesinin 30.05.2008 tarihinde feshedildiğini belirterek boşta geçen süre ücreti,işe başlatmama tazminatı ve prim alacağının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, İstanbul 4. İş Mahkemesinin işe iade kararının kesinleşmesi üzerine davacının yaptığı işe iade başvurusunun müvekkilince kabul edilmeyerek boşta geçen süre ücreti ile işe başlatmama tazminatının yasal zorunlu kesintiler yapıldıktan sonra davacının banka hesabına ödendiğini, prim adı altında davacının bir alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, isteğin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu"nun 25/1. maddesinin 1. bendinde ölüm, sakatlık, hastalık ve işsizlik sebepleriyle (işe başlatmama tazminatı dahil) verilen tazminat ve yapılan yardımların gelir vergisinden müstesna oldukları belirtilmektedir. 16.06.2009 tarihli ve 5904 sayılı Kanun"un 1. maddesiyle; bu maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “ve işsizlik sebepleriyle verilen tazminat” ibaresi “ve işsizlik sebepleriyle (işe başlatmama tazminatı dahil) verilen tazminat” şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
Somut olayda davalı işverence davacıya işe başlatmama tazminatı ödemesi yapılırken gelir vergisi kesintisi yapılmıştır. Davacıya yapılan ödeme 16.06.2009 tarihinde yapılan kanun değişikliğinden önce olduğundan işverence gelir vergisi kesintisi yapılması kanuna uygun olup, davacının ilgili Vergi Dairesinden yapılan kesintinin iadesini istemesi gerekirken mükerrer ödemeye sebep olacak şekilde davalıdan talep etmesi mümkün değildir. Bu sebeple bu kısım yönünden mükerrer ödemeye yol açacak şekilde söz konusu kesintinin de hesaplanan alacak miktarına dahil edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.