Sanığın güveni kötüye kullanmak suçundan 765 sayılı TCY’nın 510/1, 522 ve 59. maddeleri uyarınca 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Mersin 4. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 13.12.2001 gün ve 850-1587 sayılı hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 11. Ceza Dairesince 13.04.2004 gün ve 3463-3108 sayı ile; usule ilişen bir nedenle bozulmuş, bozmaya uyan Mersin 4. Asliye Ceza Mahkemesi ise, 04.10.2005 gün ve 847-1235 sayı ile; sanığın, 765 sayılı TCY’nın 510/1, 522 ve 59. maddeleri uyarınca 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hapis cezasının 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca 1400 TL adli para cezasına çevrilerek, 647 sayılı Yasanın 6. maddesi uyarınca ertelenmesine karar verilmiştir.
Sanık N.T. ve müdafiinin gıyabında tefhim edilen hükmün, 14.02.2007 tarihinde sanık müdafi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 11. Ceza Dairesince 17.09.2009 gün ve 4488-10300 sayı ile;
“I- Yokluğunda verilen ve 7201 sayılı Tebligat Kanununun 11 ve 17. maddelerine uygun olarak 02.02.2007 gününde tebliğ edilen hükmü, 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süre geçtikten sonra 14.02.2007 havale tarihli dilekçesi ile temyiz eden sanık N.. T.. müdafiinin, adı geçen sanık hakkında kurulan hükme yönelik vaki temyiz isteminin 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 317. maddesi uyarınca reddine…” karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığınca 12.10.2009 gün ve 73502 sayı ile sanık müdafiinin temyiz dilekçesinin süresinde verildiği gerekçesiyle itiraz yasa yoluna başvurulmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kapsamına göre, sanık N.T. hakkındaki hükme hasren yapılan incelemede:
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, temyiz dilekçesinin süresinde verilip verilmediğinin saptanmasına ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Mersin 4. Asliye Ceza Mahkemesince sanık N.T.ve müdafiinin gıyabında verilen 04.10.2005 tarihli hüküm, sanık N.T.’ya 25.11.2005 tarihinde Tebligat Yasasının 35. maddesine göre tebliğ edildikten sonra, aynı Yasanın 11. maddesi uyarınca da sanık müdafii olan Av. F. M. A.’nun vekaletnamedeki adresine tebliğe çıkartıldığı,
Avukatın vekaletnamede yer alan Silifke adresine ulaşan tebligat evrakının, V. Y. isimli posta dağıtıcısı tarafından F.M. A.’nun kendisi tarafından bilinen yeni adresi de yazılmak suretiyle 02.02.2007 tarihinde yeni adrese sevk edildiği,
Nitekim, 08.02.2007 tarihinde Mersin adresinde avukatın yanında çalışan A. K.’ya tebliğ edilen hükmün, 14.02.2007 tarihli dilekçe ile Av. F..M..A.. tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
7201 sayılı Tebligat Yasasının 19.03.2003 gün ve 4829 sayılı Yasanın 11. maddesiyle değişik 35. maddesinin 2. fıkrasındaki, “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve yeni adres tebliğ memurunca da tespit edilemediği takdirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi, tebliğ tarihi sayılır” hükmüne de uygun olarak, evrakın tebligat memuru tarafından belirlenen adrese sevk edildiği somut olayda, tebligatın sevkin yapıldığı 02.02.2007 tarihinde değil, evrakın muhataba ulaştığı 08.02.2007 tarihinde yapıldığının kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.
Kaldı ki, 2709 sayılı T.C. Anayasası’nın 40/2 ile 5271 sayılı CYY’nın 34/2, 231/2, 232/6 ve 40/1. maddelerinin uygulanma koşullarını belirleyen Ceza Genel Kurulu kararlarına göre de; somut olayda olduğu gibi, aslında temyize tabi olan hükmün kesin olduğu ifade edilerek, yasa yolu, şekli, süresi ve merciinin gösterilmediği durumlarda, yanlış ya da eksik yasa yolu bildiriminde bulunmak suretiyle yanıltılmış olan muhatabın, usulüne uygun yasa yolu bildirimini içeren açıklamalı tebligatın kendisine tebliği ve bu tarihten itibaren 7 gün geçinceye kadar hükmü temyiz etme hakkı devam etmektedir.
Açıklanan her iki nedenle, sanık müdafiinin 14.02.2007 tarihinde verdiği dilekçe ile hükmü süresi içerisinde temyiz ettiğinin kabul edilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının bu gerekçeler ile kabulüne, Özel Daire’nin temyizin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına ve temyiz incelemesi yapılması için dosyanın Yargıtay 11. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 17.09.2009 gün ve 4488-10300 sayılı “sanık N. T. hakkındaki temyiz isteminin reddine ilişkin” kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 11. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.11.2009 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.