Esas No: 2015/376
Karar No: 2015/1757
Karar Tarihi: 21.05.2015
Resmi belgede sahtecilik - bankanın araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/376 Esas 2015/1757 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, bankanın araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihi olarak sadece "26/05/2006 " tarihinin gösterilmiş olduğu,"29/05/2006" tarihinin de suç tarihi olmasına rağmen gerekçeli karar başlığında gösterilmediği anlaşıldığından; "29/05/2006" tarihinin gerekçeli karar başlığına suç tarihi olarak eklenmesi; Adli para cezalarının 5083 sayılı Kanun’un 1. maddesi ile hükümden sonra 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu"nun 04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1. maddesi uyarınca Türk Lirası (TL) olarak belirlenmesinde zorunluluk bulunmasına rağmen adli para cezasının YTL olarak belirlenmiş olması; sanık üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçundan hükmolunan neticeten “50.000 TL” adli parar cezasının gerekçeli kararda “50.00 YTL” olarak yazılmış olması hususlarının mahallinde düzeltilmesi olanaklı görülmüştür.
Sanığın, suç tarihlerinde, katılan... şubelerine müracaat ederek kendisini aynı bankanın... şubesi müşterisi olan şikayetçi ... olarak tanıtıp parasının bir kısmını kendisine ödenmesini talep ettiği ve yanında bulunan ... adına düzenlenmiş sahte kimliği banka görevlisine ibraz ettiği, bu yöntemle... şubesinden 10.000 TL nakit çektiği, 25.000 TL. parayı da ..."de bulunan ... adına havale yaptırdığı, yine üç gün sonra aynı bankanın ... şubesine giderek 25.000 TL parayıda.... adına havale yaptığı bu suretle resmi belgede sahtecilik, bankanın araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediğinin
iddia ve kabul olunduğu olayda:
1-Bankanın araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu nedeniyle verilen hükme yönelik temyiz isteği yönünden yapılan incelemede,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (j) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde eğer suçtan elde edilen haksız menfaat miktarı belli ise; o takdirde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı Kanun"un 52. maddesi uyarınca, 20 TL 100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezası belirlenecektir. Bu açıklama kapsamında sonuç adli para cezasının günlüğü 20 TL"den 3.125 gün karşılığı 62.500 TL olarak belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde doğrudan haksız elde olunan menfaatin iki katı esas alınmak suretiyle ve yanlış uygulamayla karar verilmesi aleye temyiz olmaması nedeniyle sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Bu itibarla sanık ve sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Resmi belgede sahtecilik suçu nedeniyle verilen hükme yönelik temyiz isteği yönünden yapılan incelemede;
Sanık tarafından suçta kullanılan sahte nüfus cüzdanının aslının ele geçirilememesi nedeniyle, söz konusu belgenin objektif olarak aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının tespiti mümkün olmadığı, sanığın atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21/05/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.