Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2016/126 Esas 2016/169 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2016/126
Karar No: 2016/169

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2016/126 Esas 2016/169 Karar Sayılı İlamı

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2016 / 126

            KARAR NO   : 2016 / 169

            KARAR TR    : 14.03.2016

ÖZET : Maddi hasarlı trafik kazası sonucu düzenlenen trafik kazası tespit tutanağının iptali istemiyle açılan davada, 2918 sayılı Kanunun 83, 154 ve 156. Maddelerinin değerlendirilmesinin gerektiği ve söz konusu değerlendirmenin yapılmasında aynı Kanunun 110.maddesi gereğince adli yargı mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla; açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacı             : B.M. Un İrmik Gıda San ve Tic.A.Ş.

Vekili               : Av. A.S.

Davalı              : Gaziantep Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü

                                                           

O L A Y          : İtiraz eden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket aracının 13.10.2015 tarihinde trafik kazasına karıştığını, trafik ekiplerinin gelerek kaza tespit tutanağı düzenlediklerini, davacı şirket aracının asli kusurlu olarak gösterildiğini, ancak davacı şirket şoförünün kusursuz olduğunu, bu konuda şahitlerinin olduğunu belirterek; itirazlarının kabulü ile yasalara aykırı olarak düzenlendiği iddia olunan trafik ceza tutanağının iptal edilerek gerekirse mahkemece bilirkişiler eşliğinde keşif yapılarak yeni bir kaza tespit tutanağının düzenlenmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Gaziantep 2.Sulh Ceza Hakimliği: 20.10.2015 gün ve 2015/4890 D.İş sayılı kararı ile; “…Başvuru dilekçesi ile bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, Başvuran Şirketin maliki bulunduğu aracın karıştığı trafik kazası sonrası tanzim edildiğini ileri sürdüğü kaza tespit tutanağındaki kusur oranının hatalı belirlendiğini belirttiği, bu hali ile itirazın, Görevli Kurumun hizmet kusuru niteliğindeki eylemine dayandığı göre, maddi hasar tespit tutanağı ve hasar tespit tutanağının iptali işlemlerinin 5326 Sayılı Kabahatler Kanununa tabi nitelik taşımadığı, zira kanunun 2 ile 16. Madde hükümleri birlikte incelendiğinde maddi hasar talebi ve trafik kazasına ait tanzim olunan tutanak işlemlerinin kanunda karşılığı idari yaptırım kararı olarak ön görülen kabahat nevinden fiil ve ilgili idarece uygulanacak idari yaptırım özelliği bulunmadığı, ( Yargıtay 4.Hukuk Dairesine ait 27/05/2013 tarih 2012/11210 Esas, 2013/9976 Karar sayılı ilamında yer alan"...bu tür isteklerin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2. maddesi gereğince, idari yargı yerinde ileri sürülmesi gerekir" hükmü uyarınca bu hali ile başvuruya konu edilen hususlar yönünden 5326 S.Y. Madde 28/1 -b hükmü uyarınca mahkememizce değerlendirme yapılamayacağı, başvuruya konu hususun idari ihtilaf niteliği taşıdığı kanaatine varılarak başvurunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.” şeklindeki gerekçesi ile başvuran şirket vekilinin başvurusunun reddine karar vermiş, verilen karar şerh edildiği üzere 20.10.2015 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle  idari yargı yerinde dava açmıştır.

Gaziantep 2.İdare Mahkemesi: 11.12.2015 gün ve 2015/1024 Esas sayılı kararı ile; “..2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesinde; “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik karan veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler. Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek gerekçeli başvuru kararı ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir” hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun, idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı başlıklı 2. maddesinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal ve idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar idari dava türleri olarak sayılmıştır.

Karayolları Trafik Yönetmeliğinin, "Trafik Kazalarına El Konulması" başlıklı 154. maddesinde, "Trafik kazalarına el konulmasında aşağıda gösterilen esas ve usuller uygulanır, a) Trafik kazalarına; 1) Adli yönden gereği yapılmak üzere mahalli genel zabıtaca, 2) Kaza nedenlerini, iz ve delillerini belirleyecek "Kaza Tespit Tutanağı" düzenlemek üzere de trafik zabıtasınca (polis veya jandarma) el konulur..." Aynı Yönetmeliğin, "Trafik Kazalarına İlişkin İşlemler" başlıklı 156. maddesinde de, "Trafik Kazaları ile ilgili olarak yapılacak işlemlerde aşağıdaki esas ve usuller uygulanır, a) Kaza tespit tutanağının düzenlenmesi; 1) Örneğine uygun olarak; kaza yerinin durumu, iz ve deliller, kazaya karışan sürücüler, varsa ölü veya yaralılar, hasar veya zarar, gün ve saat ile gerekli görülen diğer hususlar belirtilmek üzere düzenlenir ve olay yerinin durumu bir krokide gösterilir. Tutanağa kazazedelerin olay yerindeki ölüm veya yaralanma durumu işlenir. Trafik Kazası Tespit Tutanağı; soruşturma evrakına eklenmek, dosyasında saklanmak ve sayısına göre taraflara verilmek üzere yeter sayıda düzenlenir. Trafik kazası tespit tutanağının düzenlenmesi ile tutanakta yer alan bilgilerin bir veri tabanında toplanmasına ve bu bilgilerin ilgili taraflarla paylaşımına ilişkin usul ve esaslar Emniyet Genel Müdürlüğünce belirlenir." kurallarına yer verilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirket adına kayıtlı 27 ABS 28 tescil plakalı çekicinin, 13.10.2015 tarihinde, saat: 17.30 sularında Celal Doğan Bulvarında motosiklete çarpması sonucunda oluşan maddi hasarlı trafik kazasında, davacı şirkete ait araç sürücüsünün asli kusurlardan olan "sağa dönüş kurallarına riayet etmemek" kumlanı ihlal ettiğinden Gaziantep Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü"nce 13.10.2015 tarih ve 2488 sıra numaralı kaza tespit tutanağının düzenlendiği, davacı şirket tarafından kusur oranının iptali istemiyle ilk Olarak Gaziantep 2.Sulh Ceza Hakimliği"nin 2015/4890 Değişik İş Numaralı dosyasında dava açıldığı, 20.10.2015 tarihinde verilen karar ile idari yargı yerlerinin davada görevli olduğu yolunda verilen "başvurunun reddi" kararı üzerine, 04.11.2015 tarihinde Mahkememizin E:2015/1024 nolu dosyasında görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda; kaza tespit tutanağı kazaya karışan taraflar arasında çıkabilecek hukuki uyuşmazlıkların çözümüne esas olacak ve trafik zabıtasınca düzenlenecek bir belge olduğundan ve idari işlem niteliği bulunmayıp adli yargı yerlerinde çözümlenecek uyuşmazlıkların görümü sırasında o mahkemelerce değerlendirilecek nitelikte olduğundan, maddi hasarlı kaza tespit tutanağına yönelik davanın idari yargı yerinde görülmesi olanağı bulunmamaktadır.

Nitekim; Uyuşmazlık Mahkemesinin (Hukuk Bölümü) 29.12.2014 tarih ve 2014/1019, K:2014/1079 sayılı kararı ile Danıştay 8.Dairesi"nin 10.04.2012 tarih ve E:2008/9559, K:2012/1639 sayılı kararı da bu doğrultudadır.” şeklindeki gerekçesi ile 2247 sayılı Kanunun 19.maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, aynı Kanunun 18.maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesi’nce bir karar verilinceye kadar yargılamanın  ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 14.03.2016 günlü toplantısında:

            l-İLK İNCELEME:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği…” açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olup, idari yargı dosyası ile birlikte adli yargı dosyası da gönderilmek suretiyle 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağının iptali istemiyle açılmıştır.

Her ne kadar davacı vekili tarafından gerek adli ve gerekse idari yargı yerlerine sunulan dava dilekçelerinde talep kısmında idari ceza tutanağının iptali istenmiş ise de, dava dilekçesi içeriği talep kısmı ile bir bütün olarak ele alındığında; davacının talebinin kaza tespit tutanağındaki kusur durumuna ilişkin olduğu, zira dosya kapsamında bu ceza tutanağı bulunmadığı tespit edilmekle; inceleme bu tespit kapsamında yapılmıştır. 

a) Görevli Yargı Kolu Bakımından İnceleme

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun “Trafik kazalarına el koyma ve bilirkişilik” başlığını taşıyan 83. maddesinde, “Trafik kazalarına;

a) Adli yönden gereği yapılmak üzere mahalli genel zabıtaca,

b) Kazanın oluş nedenlerini, iz ve delillerini belirleyerek trafik kaza tespit tutanağı düzenlemek üzere de trafik zabıtasınca el konulur.

Trafik zabıtasının görevli olmadığı veya bulunmadığı karayollarında meydana gelen kazalarda trafik kaza tespit tutanağı mahalli genel zabıtaca düzenlenir ve bir örneği o yerin trafik zabıtasına gönderilir.

Karayollarında meydana gelen ve yalnız maddi hasarla sonuçlanan trafik kazalarında tarafların anlaşması halinde ve fiil başka bir suç oluşturmuyorsa adli kovuşturma yapılmaz ve Türk Ceza Kanununun 565 inci maddesi hükmü uygulanmaz.

Trafik kazalarında yolun trafiğe kapandığı hallerde; trafik zabıtası veya genel zabıta; iz ve delilleri kaybolmayacak şekilde işaretledikten ve gerekli işlemleri yaptıktan sonra, karayolunu trafiğe açmaya yetkilidir.

 Karayolunun trafiğe kapanmasına ölümlü ve hayati tehlike yaratan yaralanmalı kazalar neden olmuş ve bu kaza can, mal ve trafik güvenliğini etkiliyor ve başka bir yoldan geçiş verilemiyorsa Cumhuriyet savcısının gecikeceğinin anlaşılması halinde, gerekli işaretlemeler yapılıp araç ve ölüler kenara alınarak durum bir tutanakla tespit edildikten sonra yol trafiğe açılır.

Trafik zabıtası, usul kanunlarına göre görevlendirilirse, trafik kazalarında bilirkişilik yapar.

Trafik kazaları, kaza tahkik memurluğu, bilirkişilik ve bunlarda aranacak şartlar ile diğer esaslar yönetmelikte gösterilir” hükmü; 

“Görevli ve Yetkili Mahkeme” başlıklı 110.maddesinde,  (Değişik: 11/1/2011-6099/14 md.)

            İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

            Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir. hükmü;

 “Sürücü belgelerinin geri alınmasında ve iptalinde yetki” başlıklı 112.maddesinde, “ (Değişik: 12/7/2013-6495/20 md.)

Bu Kanunun 6 ncı maddesinde sayılan görevlilerin ve trafik tescil kuruluşlarının yetkilendirildiği hâller hariç olmak üzere, sürücü belgelerinin geri alınmasına ve iptaline sulh ceza mahkemeleri karar verir.

Bu Kanunun 51 inci maddesinin ihlali ve 118 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarında yazılı “100 ceza puanını doldurmak” eylemi nedeniyle sürücü belgelerinin geri alınmasına yine bu Kanunun 6 ncı maddesinde sayılan görevliler yetkilidir.

Sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması veya iptaline dair verilen kesinleşmiş mahkeme kararı örnekleri, sürücülerin sicillerine işlenmek üzere mahkemelerce ilgili trafik birimlerine gönderilir.

Bu Kanuna göre görülen davalar, diğer kanunlara göre görülen davalarla birleştirilemez.

Askeri araçları süren kişiler ile asker kişilerin bu Kanunda yazılı suçlarla ilgili davalarına da bu mahkemelerde bakılır.

Askeri görev ve hizmetlerin yürütülmesi sırasında askeri araç sürücülerinin asker kişilere karşı işledikleri trafik kazalarıyla ilgili suçlarda 25/10/1963 tarihli ve 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu hükümleri saklıdır.” hükmü,

Yine aynı Yasanın  “Suç ve ceza tutanakları” başlıklı  114.maddesinde “– (Değişik: 18/1/1985-KHK 245/13 md.; Değiştirilerek kabul: 28/3/1985-3176/13 md.)

(Değişik birinci fıkra : 3/5/2006 - 5495/3 md.) Bu Kanunda yazılı trafik suçlarını işleyenler hakkında yetki sınırları içinde Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı personeli ile Ulaştırma Bakanlığının ve Karayolları Genel Müdürlüğünün ilgili birimlerinin il ve ilçe kuruluşlarında görevli ve yetkili kılınmış personelince tutanak düzenlenir.

          Birkaç trafik suçunun bir arada işlenmesi halinde her suç için ayrı ceza uygulanır.

          (Değişik fıkra: 3/11/1988 - 3493/48 md.) Yargı yetkisine giren suçlarla ilgili tutanağın bir sureti ilgili mahkemeye 7 iş günü içinde gönderilir.

          (Mülga dördüncü fıkra: 12/7/2013-6495/24 md.)

          (Mülga beşinci fıkra: 12/7/2013-6495/24 md.)

          (Mülga altıncı fıkra: 12/7/2013-6495/24 md.)

          (Mülga yedi ve sekizinci fıkralar: 3/11/1988 - 3493/48 md.)

          Bu maddenin uygulanmasına ait usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.

          (Ek fıkra: 3/7/2003-4916/32 md.) Trafik para cezaları kredi kartı ile de ödenebilir. Kredi kartı ile yapılan tahsilatın saymanlık hesaplarına aktarılma süresi ile uygulamaya ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.” hükmü yer almıştır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na dayanılarak çıkarılmış bulunan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin, “Trafik Kazalarına EI Konulması” başlıklı 154. maddesinde, Trafik kazalarına el konulmasında aşağıda gösterilen esas ve usuller uygulanır.

a) Trafik kazalarına;

1) Adli yönden gereği yapılmak üzere mahalli genel zabıtaca,

2) Kaza nedenlerini, iz ve delillerini belirleyecek “Kaza Tespit Tutanağı” düzenlemek üzere de trafik zabıtasınca (polis veya jandarma), el konulur.

Trafik zabıtasının görev alanı dışında kalan yerler ile el koyamadığı durumlarda, trafik kaza tespit tutanağı, örneğine uygun olarak mahalli zabıta tarafından düzenlenir ve bir örneği o yerin trafik zabıtasına gönderilir.(…) “denilmiş;

Aynı Yönetmeliğin, “Trafik Kazalarına ilişkin işlemler” başlıklı 156. maddesinde de,” (Değişik:RG-21/3/2012-28240)

Trafik kazaları ile ilgili olarak yapılacak işlemlerde aşağıdaki usul ve esaslar uygulanır.

a) Trafik kazası tespit tutanağının düzenlenmesi

1) Örneğine uygun olarak; kaza yerinin durumu, iz ve deliller, kazaya karışan sürücüler, varsa ölü veya yaralılar, hasar veya zarar, gün ve saat ile gerekli görülen diğer hususlar belirtilmek üzere düzenlenir ve olay yerinin durumu bir krokide gösterilir. Tutanağa kazazedelerin olay yerindeki ölüm veya yaralanma durumu işlenir.

Trafik Kazası Tespit Tutanağı; soruşturma evrakına eklenmek, dosyasında saklanmak ve sayısına göre taraflara verilmek üzere yeter sayıda düzenlenir.

Trafik kazası tespit tutanağının düzenlenmesi ile tutanakta yer alan bilgilerin bir veri tabanında toplanmasına ve bu bilgilerin ilgili taraflarla paylaşımına ilişkin usul ve esaslar Emniyet Genel Müdürlüğünce belirlenir.

2) Trafik kazası tespit tutanağı düzenlemeye 154 üncü maddenin (a) bendi gereğince trafik zabıtası ve genel zabıtanın görevli personeli yetkilidir.

Tutanaklar en az iki görevli tarafından düzenlenir. Hafif yaralanmalı veya hasarlı kazalarda tek görevli tarafından rapor şeklinde de düzenlenebilir.

Ancak, Türk Silahlı Kuvvetlerine ait araçların karıştığı trafik kazalarında bir askeri temsilcinin bulundurulması mecburidir.

3) Tutanak düzenleyenler, tutanakta taraflar için kusur oranı belirtmeksizin sadece kazanın oluşumunda kimin hangi trafik kuralını ihlal ettiğini belirtirler.

4) Karayolu üzerinde ölüm veya yaralanma ile sonuçlanıp, olay yerindeki iz ve delillerin tespit ve değerlendirilmesi sonucunda trafik kazası olduğu anlaşılan durumlarda; kazaya karışan taraf veya unsurlardan birinin, birkaçının ya da tamamının olay yerinden ayrılmış olması halinde de trafik kazası tespit tutanağı düzenlenir.

5) Önceden meydana gelmiş veya olay yerinden kaldırılmış araçların karıştığı ve yalnız maddi hasarla sonuçlanan kazalar için trafik zabıtası ve genel kollukça hasar tespitine dair kazaya karışanlara verilmek üzere tutanak veya rapor düzenlenmez. Bu durumlarda hasar tespitleri ilgililerin sigortalarına veya yetkili mahkemelere başvurmaları suretiyle yapılır.

Ancak;

Can, mal ve trafik güvenliğini etkileyen veya yolun trafiğe kapandığı maddi hasarlı trafik kazalarında, kazaya karışanların kazanın oluşuna göre iz ve delilleri işaretleyerek, mümkün olduğu takdirde olay yerinin fotoğraflarını çekerek araçlarını en yakın ve uygun yerlere çekmeleri,

Karayolu üzerinde birden fazla sayıda aracın karıştığı sadece maddi hasarla sonuçlanan ve tarafların bu Yönetmelik çerçevesinde Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı düzenlemediği trafik kazalarında; taraflara ait araçlardan en az birinin olay yerinde bulunması ve olay yerindeki iz ve delillerden kazanın oluşumu ile o yerde meydana geldiğine kanaat getirilmesi,

hallerinde görevlilerce trafik kazası tespit tutanağı düzenlenir.

b) Kaza istatistikleri

Kazaların nedenlerini tespit etmek ve alınacak tedbirlerin belirlenmesinde kullanılmak üzere, trafik kazası tespit tutanaklarındaki bilgilerden yararlanılarak, kazaya el koyan birimlerce örneğine uygun istatistik formu düzenlenir.

Düzenlenen istatistik formları, her ilde şehiriçi trafik denetleme şube müdürlüklerinde toplanarak, il genelinde değerlendirmesi yapıldıktan sonra Emniyet Genel Müdürlüğüne gönderilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Diğer taraftan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2. maddesinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları idari dava türleri arasında sayılmıştır.

            Bu düzenlemelere göre, maddi hasarlı kaza tespit tutanağı, kazaya karışan taraflar arasında çıkabilecek hukuki uyuşmazlıkların çözümüne esas olacak ve trafik zabıtasınca düzenlenecek bir belge olup, idari işlem niteliği de bulunmayan bu belgenin, adli yargı yerlerinde çözümlenecek uyuşmazlıkların görümü sırasında o mahkemelerce değerlendirilecek olduğundan, maddi hasarlı kaza tespit tutanağına yönelik davanın idari yargı yerinde görülmesi olanağı bulunmamaktadır.

Bu durumda, davacı tarafından; yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağına itirazen açılan ve idari yargı yerinde görülmesi olanağı bulunmayan davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

b) Aynı Yargı Kolunda görevli yargı yeri açısından inceleme

Davacı vekilinin dava dilekçesi içerik ve talep kısımları bir bütün olarak ele alınıp incelendiğinde, davacının  kazaya ilişkin olay yerinde tutulan kaza tespit tutanağında belirlenen kusur oranlarına itiraz ettiği ve bu itirazının 2918 sayılı Kanun’un 83. Maddesi kapsamında ele alınması gerektiği sonucuna varılmıştır.

            Nitekim 2918 sayılı Kanun’un Trafik Kazalarına El Koyma ve Bilirkişilik Başlıklı yukarıda da ayrıntılı olarak belirtilen maddesinde;  trafik kazasının oluş nedenlerini, iz ve delillerini belirleyerek trafik kaza tespit tutanağı düzenlemek üzere de trafik zabıtasınca el konulacağı belirtilmiş olup, davacı söz konusu madde uyarınca düzenlenen tutanağa itiraz etmektedir.

2918 sayılı Kanun’un Sulh Ceza Mahkemelerinin kanunla ilgili görevlerini düzenleyen 112. Maddesinde; “(Değişik fıkra: 08/03/2000 - 4550/2. md.) Sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması hariç olmak üzere bu Kanundaki; hafif para cezasını veya bununla birlikte hafif hapis cezasını, belgelerin geri alınması ve iptali veya işyerlerinin kapatılması cezasını gerektiren suçlarla ilgili davalara trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde yetki verilen sulh ceza mahkemelerinde bakılır.

Bu Kanunda yazılı suçları işleyenler hakkındaki duruşmalar, 3005 sayılı Meşhut Suçların Muhakeme Usulü Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin (A) bendindeki yer ve aynı Kanunun 4 üncü maddesindeki zaman kayıtlarına bakılmaksızın sözü edilen kanun hükümlerine göre yapılır.

Trafik suçlarına ait kesinleşen karar örnekleri, sürücülerin sicillerine işlenmek üzere mahkemelerce ilgili trafik şubelerine gönderilir.

Bu Kanuna göre görülen davalar, diğer kanunlara göre görülen davalarla birleştirilemez.

Bu Kanunun uygulanmasında, suçun tekrarından söz edilen maddelerinin dışında tekerrür hükümleri uygulanmaz.

Bu Kanuna göre verilen hükümlere diğer kanunlara göre; diğer kanunlara göre verilen hükümler bu Kanuna göre işlenen suçlarda tekerrüre esas olmaz.

Bu Kanunda yer alan "Suçun Tekrarından" maksat, daha önce verilmiş hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıl içinde aynı suçun tekrar işlenmesidir.

Askeri araçları süren kişiler ile asker kişilerin bu Kanunda yazılı suçlarla ilgili davalarına da bu mahkemelerde bakılır.

Askeri görev ve hizmetlerin yürütülmesi sırasında askeri araç sürücülerinin asker kişilere karşı işledikleri trafik kazaları ile ilgili suçlarda 353 sayılı Kanun hükümleri saklıdır.

Bu Kanunun; hafif para cezası veya hafif para cezası ile birlikte hafif hapis cezası yanında veya tek başına belgelerin geri alınması, iptali veya işyerlerinin kapatılması cezası öngörülmüş olan maddelerindeki suçlarda, Türk Ceza Kanununun 119 uncu maddesindeki "Kanun maddesinde ayrıca bir meslek veya sanatın tatili cezasının bulunması bu madde hükmünün uygulanmasına engel olmaz" hükmü uygulanmaz.” Şeklindeki açıklamalar ile bu kanun kapsamında ele alınan hangi işlemlere karşı Sulh Ceza Mahkemesi’ne müracaat edileceği açıkça düzenlenmiştir.

Bu anlamda, Mahkememizin davada adli yargı yerinin görevli olduğuna ilişkin kararının, 2247 sayılı Kanun’un 1. Maddesi gereğince sadece yargı yolu uyuşmazlığına ilişkin olduğunu, Sulh Ceza Mahkemesi’nin aynı yargı kolu içinde belirleyeceği ve vereceği mahkemeye ilişkin görevsizlik kararları açısından bir belirleme niteliğinde  olmadığını belirtmekte fayda bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Gaziantep 2.İdare Mahkemesi’nce yapılan başvurunun kabulü ile Gaziantep 2.Sulh Ceza Hakimliği’nce verilen 20.10.2015 gün ve 2015/4890 D.İş sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Gaziantep 2.İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Gaziantep 2.Sulh Ceza Hakimliği’nce verilen 20.10.2015 gün ve 2015/4890 D.İş sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 14.03.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN

 

Hemen Ara