Esas No: 2011/18588
Karar No: 2012/14117
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/18588 Esas 2012/14117 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 13/09/2011
NUMARASI : 2008/403-2011/694
İş sözleşmesinin haklı ve geçerli bir neden olmadan tarafından feshedildiğini belirten davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ev alış verişine ilişkin işlemlerin davalı bankayla alakalı işlemler olmadığı, davacının bir ev alım satımına aracılık ettiği ve alıcıdan gelen 33.000 TL"nin 30.000 TL" sini satıcıya verdiği 3.000 TL"yi ise kendi hesabına aktardığı, bu alım satım işlemi neticesinde davacının 3.000 TL" yi almış olmasının iş akdinin feshi için bir sebep oluşturmadığı, müşterinin bilgisi dışında vadeli hesap açarak faizin temellük edilmesi olayına ilişkin olarak ise müşteri ... mahkemede tanık olarak alınan ifadesinde hesaplarda bir karışıklık olduğunu ancak vadeli hesabın kendi bilgisi dahilinde açıldığını , müfettiş tarafından ifadesi alınırken müfettişin kendisinin de ceza alabiliceğini söylemesi üzerine korktuğunu belirttiği, dolayısı ile tanığın ifadesinin müfettiş tarafından baskı altında alındığı, davacının açılan ceza davasında da beraat ettiği ve tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının iş akdinin haklı bir sebep olmaksızın feshedildiği gergkçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
4857 sayılı Kanun"nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüy e kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
Somut olayda, davalı bankada servis yetkilisi olarak çalışan davacının iş sözleşmesi, 17.03.2008 tarihinden itibaren gerçekleştirdiği usulsüz işlemler ile TOKİ ....... projesinde ev alan A. S. İsimli banka müşterisinin evi beğenmemesi ve taksitleri ödemekte güçlük yaşaması nedeni ile evi satması için davacıya başvurduğu ve davacının evi M. A. isimli bir şahsa 33.000 TL bedelle sattığı ve müşteriye evi 30.000 TL bedelle sattığını söyleyerek 3.000 TL"yi kendi hesabına aktardığı, müşterinin 30.000 TL için vadesiz hesap açma yönünde talimatı olmasına rağmen talimata aykırı olarak vadeli hesap açtığı ve hesaba tahakkuk eden faizi de temellük ettiğinin kendi beyanı ve A. S"ın beyanı ile tespit edildiği, bu davranışının İş Kanunu"nun 25/2. maddesi ve iş akdinin 4 ve 6. maddelerine aykırılık teşkil ettiği belirtilerek anılan maddeler gereğince feshedilmiştir. Dosya içindeki 27.08.2008 tarihli Banka Teftiş Raporunda, davacının yaptığı usulsüz işlemler ile C. K., A. S., S. A., G. Ö., M. Ö., H. B., M. Ş. Y., F. V., A. D. ve M. S. O.isimli müşterilere ait vadeli-vadesiz mevduat hesaplarından ödenen gelir vergileri de dahil olmak üzere toplam 13.083,06 TL ve 99.80 USD tutarını zimmetine geçirdiği, Disiplin Yönetmeliğinin 9/a İşten çıkarma(bankaya ait olan veya emaneten bırakılmış ve rehnedilmi para, mal veya kıymetleri zimmetine geçirmek) maddesine temas ettiği, davacının iş akdinin feshedildiği, hakkında suç duyurusunda bulunulması gerektiği, bedelin de davacıdan tahsili gerektiği belirtilmiştir. Yine dosya içindeki Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009-246 esas, 2011-160 karar sayılı, 13.04.2011 tarihli kararı ile davacı hakkında zimmet ve kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan, yüklenen suçların sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle 5271 sayılı CMK nın 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraatine karar verildiği ancak kararın kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar mahkemece yukarıdaki gerekçeye istinaden davanın kabulü ile davacının işe iadesi yönünde hüküm kurulmuşsa da, davacı hakkında Ağır Ceza Mahkemesince verilen beraat kararının kesinleşmesi beklenmediği gibi Teftiş Raporunda belirtilen hususlar hakkında da bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş, temyiz aşamasında olan ceza dosyasının sonucunu beklemek ve fesih nedeni yapılan ve Teftiş Raporunda belirtilen eylemler ile ilgili olarak, uzman bilirkişiler aracılığı ile bilirkişilere banka kayıt ve belgelerinde inceleme yapma yetkisi de verilerek işyerinde keşif yapmak ve tüm delilleri yeniden değerlendirerek feshin geçerli ya da haklı bir sebebe dayanıp dayanmadığını net olarak belirleyip sonucuna göre karar vermektir. Mahkemece ceza dosyasının sonucu beklenmeden ve bilirkişi incelemesi yaptırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 21.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.