Esas No: 2022/7969
Karar No: 2022/11789
Karar Tarihi: 05.10.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/7969 Esas 2022/11789 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/7969 E. , 2022/11789 K.Özet:
Mahkeme, bir rücuan tazminat davasında verilen karar için yapılan istinaf başvurusunu reddetmiştir. Ancak daha sonra dosyanın incelenmesinde, tebligat işleminin usulsüz olduğu ve savunma hakkının kısıtlandığı anlaşılmıştır. Bu nedenle, mahkeme kararı, ilgili prosedür işletilerek gıyaben hüküm alan davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmelidir. Kanun maddeleri olarak Tebligat Kanunu'nun 10/2 ve 21/2. maddeleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 432. maddesi belirtilmektedir.
"İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No :
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine eklenen ikinci fıkrasında gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Muhatabın adresi davacı tarafından bildirilecek ve normal tebligat çıkarılacaktır. Bildirilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adresi olması arasında fark bulunmamaktadır. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, tebligat, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre çıkarılacaktır. Tebligat Kanunu'nun 10/2 ve 21/2. maddelerini farklı şekilde yorumlayarak başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddeye göre tebligat çıkartılması doğru olmaz. Bu davranış Anayasa'nın 36. maddesine aykırı olur ve muhatabın savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelir. Hem Yasa metninde, hem yasanın uygulanmasını gösteren yönetmelikte ve hem de madde gerekçesinde muhatabın sadece adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin bilinen adres olarak bildirilmesi halinde doğrudan doğruya Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağı açıklamasına yer verilmemiş, bilakis bildirilen adrese tebligat yapılamaması halinde 21/2. maddeye göre tebligat yapılacağı önemle vurgulanmıştır. Adres kayıt sistemindeki adres, tebligat yapılamayacağı açıkça anlaşılan bir adres olmadığı için öncelikle normal bir tebligat çıkartılarak, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesinde ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30. maddesinde muhatap lehine olan araştırmaların yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işleminin yerine getirilmesi gerekir.
Eldeki dava dosyası incelendiğinde; davalı ...’e gerekçeli karar tebligatının sözü geçen 21/2.maddeye göre, ilgili prosedür işletilmeden gönderildiği anlaşıldığından; yukarıda anlatılanlar çerçevesinde, gıyabi hükmün adı geçen davalıya mernis sisteminde kayıtlı görünen adreslerine ilgili mevzuat hükümleri uyarınca usule uygun bir şekilde tebliği sağlanıp temyiz süresi geçtikten ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununu Geçici 3. maddesi gereğince, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra, gönderilmek üzere, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 05.10.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.