Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/5550 Esas 2022/11771 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/5550
Karar No: 2022/11771
Karar Tarihi: 05.10.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/5550 Esas 2022/11771 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/5550 E.  ,  2022/11771 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
    No :

    Dava, itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının yaşlılık aylığı almaktayken 02/09/2015 tarihinde kamuya ait işyerinde çalışmış olması sebebiyle 5335 sayılı yasanın 30. Mad. Gereği yersiz ödenen aylıklarının geri ödenmesi için Adana 9. İcra müdürlüğünün 2017/10719 E sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, açıklanan nedenlerle davalının itirazının iptaline, takibin devamına haksız itirazı sebebiyle %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı Kurum vekili tarafından sunulan cevap dilekçesi ile gerçekleştirilen işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek haksız ve dayanaksız açılan davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
    III-MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece, “davanın reddine,” şeklinde karar verilmiştir.

    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesinin değerlendirmesinde usule ve esasa ilişkin hukuka aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesi yaşlılık aylığı almakta olan davalı ...’in 02.09.2015 tarihinde kamuya ait işyerinde çalışmış olması nedeniyle 5335 sayılı kanunun 30. maddesinde kamuya ait işyerinde ... tabi çalışılamayacağından, ödenmiş aylıkların geri ödenmesi için gerekli icra takibi başlatıldığını, davalının ise haksız olarak borca itiraz ettiğini, yapılan yargılama neticesinde davalının çalıştığı iş yerinin kamuya ait olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini beyanla usul ve yasaya aykırı şekilde verilen kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Uyuşmazlığın yasal dayanağı; 5277 sayılı 2005 Mali Yılı Bütçe Kanununun 25. maddesinin (f) fıkrasının ikinci ve üçüncü paragrafları, 5335 sayılı Yasanın 30/2. maddesi ile 5510 sayılı Yasanın 96. maddesidir.
    01.01.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5277 sayılı Bütçe Kanununun 25. maddesinin (f) fıkrasının ikinci ve üçüncü paragrafları “………Her hangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanlar bu aylıkları kesilmeksizin; genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, döner sermayeler, fonlar, belediyeler, il özel idareleri, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler, sosyal güvenlik kurumları, bütçeden yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmelerinde ve sermayesinin %50’sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortaklıklarda her hangi bir kadro, pozisyon veya görevde çalıştırılamaz ve görev yapamazlar.
    Konuya ilişkin olarak, 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi ise “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
    a)Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
    b)Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır…” hükmünü içermektedir.
    Somut olayda, davacının yaşlılık aylığı almaya başladıktan sonra 02.09.2015 tarihinde dava dışı Mersin Sosyal Yardım ve Dayanışma Vakfına ait işyerinde çalışmaya başladığı, 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma Teşvik Kanunu’nun 3. maddesi ile bu kanunda öngörülen hizmetlerin gerçekleştirilmesi için Başbakanlığa bağlı olarak T.C. Merkez Bankası nezdinde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Fonunun kurulduğu, aynı Kanunun 4. maddesinde de fona gelir olarak aktarılmak üzere bütçeye ödenek konulacağının hükme bağlandığı hususu dikkate alındığında davacının çalıştığı işyerinin 5335 sayılı Yasa kapsamında kaldığı görülmüştür. Bu durumda davacı 5335 sayılı Yasanın emredici hükmüne uymaksızın 02.09.2015-09.06.2017 tarihleri arasında çalışma yapmıştır. O halde ... tarafından bu çalışma dönemi açısından emeklilik ve yaşlılık aylıklarının kesilmesi olgusu hukuka uygun olup ödenen aylıkların da yersiz ödeme olarak davalı Kurum tarafından istenebileceği ortadadır. Ne var ki davacının sigortalılığına ilişkin tüm kayıt ve belgeler Kurum nezdinde bulunduğundan davacının devam eden yaşlılık aylığı davalı Kurumun kendi hatasından kaynaklanmaktadır. Davalı Kurum tarafından yersiz olarak fazladan ödendiği anlaşılan yaşlılık aylıklarının 5510 sayılı Yasanın 96/a maddesi kapsamında yasal faizi ile birlikte davacıdan istenmesi işlemi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Mahkemece, yapılması gereken iş, davacı adına borç çıkartılan yersiz ödemeler 5510 sayılı Yasanın 96/b maddesi kapsamında değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesi kararının, HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak, temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 05/10/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara