Davacı vekili, davacının davalı şirkete ait işyerinde işyerinde işyeri hekimi olarak görev yaptığını, 01/11/2006 tarihinde haksız olarak sözleşmesinin feshedildiğini, kesinleşen iade kararına rağmen işe iade taleplerinin davalı işveren tarafından kabul edilmediğini belirterek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekil; davacı ile yapılan sözleşmenin belirli süreli iş sözleşmesi olduğunu, bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanılamayacağından belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davacının belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalıştığının kabulü ile hesap bilirkişisi raporuna itibarla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Karara esas alınan hesap bilirkişisi raporunda taraflar arasındaki iş sözleşmesine göre tarafların iş sözleşmesinin feshi konusundaki isteklerini sekiz hafta önceden yazılı olarak karşı tarafa bildireceğine ilişkin sözleşme hükmü gereğince sekiz hafta için hesaplanan ihbar tazminatı hüküm altına alınmıştır.
Taraflar arasındaki iş sözleşmesi davacının işyeri hekimi olarak çalışılması için belirli süreli iş sözleşmesi şeklinde düzenlenmiş davalı vekili sözleşmenin belirli süreli olduğunu savunmuştur. Mahkemece yapılacak işin niteliğine ve sözleşmenin belirli süreli olmasını gerektirecek objektif bir neden olmadığı gerekçesi ile davacının belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalıştığı kabul edilmiştir. İhbar süresi belirsiz süreli iş sözleşmeleri için öngörüldüğünden taraflar arasında bulunan sözleşmedeki bu hüküm 4857 sayılı İş Kanunu"nun 17. maddesinde düzenlenen ihbar süresi olduğu kabul edilemez. Bu nedenle davacının işyerindeki çalışma süresine göre 4857 sayılı Kanun"un 17. maddesine göre hak kazandığı ihbar süresine göre hesaplanacak ihbar tazminatına hükmedilmesi gerekirken sözleşme hükmünün hatalı değerlendirmesi ile ihbar süresine ilişkin kanuni sınırlar aşılarak yapılan hesaplamaya itibarla ihbar tazminatı isteğinin hüküm altına alınması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.06.2012 gününde oybirliği ile karar verildi