Esas No: 2022/5323
Karar No: 2022/12782
Karar Tarihi: 19.10.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/5323 Esas 2022/12782 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/5323 E. , 2022/12782 K.Özet:
Davacı, yurt dışında geçirdiği süreleri borçlanmak istemiş fakat Kurum tarafından talebi reddedilmiştir. Davacı vekili, Kurum işleminin hukuka aykırı olduğunu iddia ederek iptalini ve borçlanma hakkının tespitini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi davacının vekilinin başvuru tarihi itibariyle yurt dışı borçlanma yapmaya yetkisi olmadığını belirterek davanın reddine karar vermiştir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi, Kurum işleminin hukuka uygun olduğunu belirterek istinaf başvurusunu reddetmiştir. Davacı vekilinin başvurusu sonrası yapılan incelemede vekaletnamenin sonradan ibrazı ile başvurunun geçerli hale geleceğinin gözetilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu kabul edilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur. 3201 sayılı Yasada belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olsalar bile Türk vatandaşlarının belgelendirilen sigortalılık süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen sürelerinin borçlanma hakkı bulunmaktadır.
"İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No :
Dava, davacının 3201 sayılı Yasa kapsamında yurt dışı hizmetlerini borçlanma talebinin geçerli olduğunun tespiti ile aksine Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili; davacının ... hizmetinin bulunduğunu, 31.07.2019 tarihinde iadeli taahhütlü mektup ile yurtdışı borçlanma talebinde bulunduğunu, 01.08.2019 tarihinde 3201 sayılı Yasada değişiklikler yapıldığını, davacının 01.08.2019 tarihinden önce yurtdışı borçlanmaya müracaat ederek, hem daha az para ödeme hem de daha düşük prim ödeyeceğini, yurtdışı borçlanma talebine istinaden 17.02.2019 tarihinde vekaletname alabildiklerini, Kurum tarafından 23.03.2020 tarihinde red cevabı ile vekaletnamenin düzenleme tarihinin 31.07.2019 tarihi olmadığı gerekçesi ile yurtdışı borçlanma talebinin reddedildiğini, Kurum işleminin hukuka aykırı olduğunu belirterek, Kurum işlemin iptaline, davacının 31.07.2019 tarihli müracaatının geçerli olduğunun tespiti ile müracaat tarihi olan 31.07.2019 tarihli asgari prim miktarı üzerinden ... olarak borçlanma hakkının bulunduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı ... vekili, zamanaşımı, hak düşürücü süre, derdestlik, husumet, görev ve yetki itirazında bulunduklarını, davacının talebi ile ilgili Kurumun yaptığı işlemin doğru olduğunu, herhangi bir eksiklik bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, başvuru tarihi itibari ile vekilin yurt dışı borçlanma yapmaya yetkisinin bulunmadığı, Kurum işleminin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge adliye mahkemesince,'... somut olayda, Av. ...'in davacı adına yaptığı başvuru sırasında vekalet yetkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla Kurum işlemi yerinde olup, mahkemece verilen karar doğru olmuştur. Bu nedenlerle dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığı,' gerekçesiyle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğu, kararın kaldırılması gerektiği, kurumun red kararının açıkça hukuka aykırı olduğu, gerekçeleri ve resen tespit edilecek gerekçeleriyle istinaf kanun yoluna başburmuştur.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, 3201 sayılı Yasada yapılan köklü değişiklikler ile Almanya’da konsolosluklarda oluşan kuyruklar nedeniyle davacının vekalet için randevu alamadığını, konsolosluk onaylı vekalet almasında fiilen imkansızlık bulunduğundan HMK 77. maddesi değerlendirilerek Kurumun tarafına verdiği sürede vekaleti ibraz ettiği dikkate alınarak karar verilmesi gerektiğini, aynı durumda olan diğer sigortalılar için başvuru kabul edildiği halde Kurumun davacının başvurusunu kabul etmemesinin eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkındaki 3201 sayılı Kanunun “Amaç ve kapsam” başlığını taşıyan 1’inci maddesinde; 18 yaşını doldurmuş Türk vatandaşları ile doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenlerin yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen sürelerin, Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri hâlinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirileceğini hüküm altına almıştır.
Davacı adına Av. ... tarafından iadeli taahhütlü olarak postaya verilen borçlanma talep dilekçesinin 06.11.2019 tarihinde Kuruma intikal ettiği, başvuru sırasında davacı tarafından avukata verilmiş vekaletname bulunmadığı, vekaletnamenin 14.08.2019 tarihinde düzenlendiği ve 06.11.2019 tarihinde Kuruma gönderildiği, Kurum tarafından avukatın borçlanma başvurusunun yapıldığı 31.07.2019 tarihinde ... adına yurt dışı borçlanması yapmaya vekaleti olmadığı belirtilerek borçlanma talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, 3201 sayılı Kanunun 1. maddesi gözetilerek müracaatın doğrudan sigortalı veya vekilince yapılabileceği, somut olayın özelliğinden doğan fiili imkansızlık nedeniyle elde edilemeyen vekaletnamenin sonradan ibrazı ile başvurunun geçerli hale geleceği gözetilmeden yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine gönderilmesine, 19.10.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.