Davacı vekili, davalı şirket yetkililerinin hiçbir sebep göstermeksizin müvekkilini işten çıkarttıklarını  feshin geçersiz olduğunu ve işe iade kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren vekili, şirketin mali açıdan problemli olduğunu, şirketlerin tasfiyesi için açılmış davaların mevcut olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkeme, iş sözleşmesinin herhangi bir yazılı fesih bildirimi olmaksızın 4857 sayılı İş Kanunu"nun 19. maddeye aykırı olarak feshedildiğinden dolayı  davanın kabulüne, işe iade ve boşta geçen sürelere ilişkin tazminatların hüküm altına alınmasına karar vermiştir.
Davalı vekili süresinde vermiş olduğu temyiz dilekçesinde davacının fesih bildirimini almaktan imtina ettiği buna ilişkin tutanak tutulduğu, ekonomik kriz olup olmadığı, istihdamın azaltılması gerekip gerekmediği hususlarında bilirkişi raporunun aldırılması  gerektiği bu sebeple  kararının bozulmasını talep etmiştir. 
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davalı tarafından dosyaya sunulan Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/33 esas sayılı dosyanın tensip tutanağında şirkete kayyım atanması talebinin olduğu anlaşılmaktadır.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 219/1 maddesinde ”Tasfiye halinde bulunan  şirketi mahkemelerde ve hariçte temsil salahiyeti tasfiye memurlarına aittir”  hükmü yer almaktadır.
Bu düzenleme karşısında, öncelikle şirketin tasfiyeye girip girmediği araştırılıp belirlenmeli, tasfiyeye girmiş ise dava tasfiye memuruna yöneltilmelidir. Bu eksiklik giderildikten sonra şirketin içinin boşaltılmış olduğu iddia edildiğine göre bu hususta uzman bilirkişi marifetiyle inceleme yapılıp şirketin içinin boşaltıldığının tespiti halinde bu durumun iş sözleşmesinin feshine etkisi üzerinde durularak sonuca gidilmelidir.
Mahkemece bu yönler gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,14/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.