Esas No: 2022/8601
Karar No: 2022/12735
Karar Tarihi: 19.10.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/8601 Esas 2022/12735 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/8601 E. , 2022/12735 K."İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
No :
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı ve feri müdahil Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, Üyeler ... ve ...'ın muhalefetine karşı, Başkan ... ve Üyeler ... ve ...'nın oyları ve oy çokluğuyla, 19.10.2022 tarihinde karar verildi.
(M) (M)
KARŞI OY GEREKÇESİ
1. Çoğunluk ile aradaki temel uyuşmazlık hizmet tespit davasında Temmuz 1986- 30.04.1992 tarihleri arasında blok çalışması olduğunu iddia eden ve işyerinde 01.10.1991 tarihinden itibaren prim günleri kuruma bildirilen davacı sigortalının bildirim tarihi öncesi hizmetinin hak düşürücü süreye uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.
2. Somut uyuşmazlıkta davacının 24.04.2000 tarihinden sonra kuruma çalışması bildirilmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda blok çalışma ve kuruma bildirilen süreye ilişkin kayıt nedeni ile gerçekleşen çalışmadan dolayı kuruma bildirilenler haricinde bu işyerlerinde 01/07/1986-30/09/1991tarihleri arasında tam zamanlı ve kesintisiz olarak çalıştığının tespitine karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine de Bölge Adliye Mahkemesince davacının en son ayrılığının 30.04.1992 tarihi olduğu davanın ise 2019 yılıda hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
3. Kararın temyiz edilmesi üzerine çoğunluk tarafından blok çalışmada kayıt öncesi 30.09.1991 öncesinin hak düşürücü süreye uğradığı kabul edilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
4. Çalışmanın blok çalışma niteliğinde olması yani kesintisiz devam etmesi halinde hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi, mevsimlik çalışmanın bulunması ve bu çalışmanın yıllar itibariyle kesintisiz sürdüğünün kabulü halinde de çalışılmayan dönemde hizmet akdi askıda olduğundan hükme esas alınan 5 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak, mevsimlik çalışmanın sona erdiği yılın sonu esas alınması gerekir(Y. HGK. 01.07.2019 tarih ve 2016/21-1238 E, 2019/834 K). Belirtmek gerekir ki “hak düşürücü süre, bildirimsiz kalan çalışmalar yönünden öngörülmüştür. Belgelerden birisinin dahi Kuruma verilmiş olması veya Kurumca, fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tespiti hâlinde hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir. Sigortalının kayda dayanan çalışması bildirilmiş veya kurumca saptanan çalışması var ise bu bildirilen veya saptanan hizmeti ile blok çalışmanın da zamanaşımına uğramadığı kabul edilmelidir.
5. Dairemizin 2021/10923 E, 2022/1056 Karar sayılı karşı oy gerekçelerinde ayrıntılı olarak açıklandığı gibi blok çalışmalarda kuruma bildirilen süre var ise sonraki çalışma için hak düşürücü süreye uğramaz kabulü önceki çalışma içinde kabul edilmeli ve hak düşürücü süre uygulanmamalıdır. Davacının 01.07.1986 tarihi ile sonrası kayda giren 01.10.1992 tarihini takip eden çalışmaları blok çalışmaya dayanmaktadır. Bu blok çalışma içinde kuruma intikal eden süreler olduğuna göre hak düşürücü süre önceleri içinde geçerli olmayacaktır. Bu nedenle çoğunluğun hak düşürücü süre yönündeki onama gerekçesine katılınmamıştır.