Esas No: 2011/16770
Karar No: 2012/9094
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/16770 Esas 2012/9094 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 22/02/2011
NUMARASI : 2009/1010-2011/87
Davacı iş sözlemesinin işverence feshinin haksız ve geçersiz olduğunu iddia ederek feshin geçersizliğine ve işe başlatılmama durumuna ilişkin haklarının belirlenmesi istemiş buna karşılık davalı davacının iş sözleşmesinin fesih için haklı neden gerçekleşmiş olmasına rağmen iyiniyetli feshin geçerli sebebe dayanılarak yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece feshin geçerli nedene dayandığının ispatlanmadığı, fesih usulü kurallarına uygun işlemler yapılmadığı gerekçesi ile davanın kubulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesi feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İş Kanunu’nun 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanunun 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Davacının, iş sözleşmesinin feshine ilişkin 05/11/2009 tarihli yazılı fesih bildiriminde fesih sebebi olarak davacının görevini standartlara uygun bir şekilde yerine getirmediği, performansının düşük olduğu, işverene zarar verme ya da zararın tekrarı tedirginliği yarattığı, işini uyarılara rağmen eksik ve yetersiz olarak yerine getirdiği, uyarıları dikkate almadığı tespit edildiğinden şirket çalışma düzenine ve prensiplerine uymadığı; hususlarının belirtildiği görülmüştür.
Dosya içeriğine göre davacının kullandığı şirket aracı ile yaptığı kaza sonucunda araçta 8.403,00.- TL zarar meydana geldiği, bu olay hakkında fesihten önce yazılı savunmasının alındığı anlaşılmaktadır. Bilgisine başvurulan davalı tanıkları davacının sözlü uyarılarına rağmen görevini özensiz ve tedbirsiz şekilde yaptığını bildirmişlerdir. Davalı işveren, davacının şirket aracını hasara uğratması olgusunu haklı fesih sebebi yapmamış ancak önceki davranışlarıyla birleştirerek tüm davranışları fesih için geçerli sebep sayarak iş sözleşmesini feshetmiştir.
Somut olayda davacının şirket aracıyla yaptığı kaza önceki davranışlarıyla birleştirilerek sözleşmenin fesih yönüne gidilmiş ise de bu olayda davacının kusurlu olup olmadığı araştırılıp belirlenmemiştir. Yargılama sırasında alınan 17/10/2010 tarihli bilirkişi raporunda bu yönde bir irdeleme ve tespite yer verilmediği gibi bilirkişilerin kusur belirleme konusunda uzman da olmadıkları anlaşılmıştır. Sözkonusu olayda davacının kusuru bulunup bulunmadığının tespiti bakımından uzman bir bilirkişiye inceleme yaptırılarak kusur durumunun tespit edilmesine ve özen yükümlülüğünün ihlal edilip edilmediğine ilişkin rapor alınması, bundan sonra delillerin değerlendirmeye tabi tutularak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.05.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.