Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar, esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Oysa 06.10.2010 günlü oturumda tefhim edilen kısa kararda ‘2.352,33 TL 4 aylık boşta geçen süre ücretinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine’ şeklinde karar verildiği, gerekçeli kararda ‘2.500,00 TL 4 aylık boşta geçen süre ücretinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine’şeklinde karar yazıldığı, kısa karar ile gerekçeli kararın aykırı olduğu zaptın ve Kararın incelenmesinden açıkça anlaşılmaktadır. Öte yandan konuyla ilgili 10.04.1992 günü ve 991/7 esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.