Esas No: 2012/3300
Karar No: 2012/8553
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2012/3300 Esas 2012/8553 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Serik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/02/2012
NUMARASI : 2009/386-2012/73
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, işçilik alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
Zamanaşımı, bir maddi hukuk kurumu değildir. Diğer bir anlatımla zamanaşımı, bir borcu doğuran, değiştiren ortadan kaldıran bir olgu olmayıp, salt doğmuş ve var olan bir hakkın istenmesini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Bu bakımdan zamanaşımı alacağın varlığını değil, istenebilirliğini ortadan kaldırır. Bunun sonucu olarak da, yargılamayı yapan hakim tarafından yürüttüğü görevinin bir gereği olarak kendiliğinden göz önünde tutulamaz. Borçlunun böyle bir olgunun var olduğunu, kanunda öngörülen süre ve usul içinde ileri sürmesi zorunludur. Demek oluyor ki zamanaşımı, borcun doğumu ile ilgili olmayıp, istenmesini önleyen bir savunma olgusudur. Şu durumda zamanaşımı, savunması ileri sürülmedikçe, istemin konusu olan hakkın var olduğu ve kabulüne karar verilmesinde hukuki ve kanuni bir engel bulunmamaktadır.
Genel olarak savunma sebeplerinin ve bu arada zamanaşımı savunmasının esasa cevap süresi içinde bildirilmesi gereklidir. Ancak, savunma sebeplerinin ve savunma sebeplerinden olan zamanaşımının kanunun öngördüğü cevap süresi geçtikten sonra ileri sürülmesi, diğer bir ifade ile savunmanın genişletilmesi bazı kayıt ve şartlarla mümkündür.
Bu tek şart, savunmanın genişletilmesine karşı tarafın muvafakatidir. Eğer karşı taraf savunmanın genişletilmesine muvafakat etmez ve dolayısıyla savunmanın genişletildiği yollu bir itirazda bulunursa, o takdirde ancak mahkemenin ileri sürülen savunma sebeplerini bu arada zamanaşımı savunmasını incelemesi imkanı yoktur; bu durumda ise mahkeme hemen savunma sebeplerini reddetmelidir. Özetle belirtmek gerekirse, savunmanın genişletildiği itirazı ile karşılaşılmadığı sürece zamanaşımı savunmasının geç ileri sürülmesi, incelenmesine engel değildir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 316/l-d maddesine göre, İş Mahkemelerinde basit yargılama usulü uygulanır. Aynı kanunun 319. maddesine göre ise, savunmanın genişletilmesi ya da değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlar. Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. 6100 sayılı Kanun’un 141/ll. maddesinin düzenlemesine göre, iddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır.
Somut olayda, davalı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde zamanaşımı def’i ileri sürmesi söz konusudur. Davacı vekili tarafından bu hususta açık bir beyanda bulunulmamıştır. Mahkemece, davacı vekiline, davalı vekilinin zamanaşımı def’ine karşı açık muvafakati bulunup bulunmadığı sorulup değerlendirilerek sonuca gidilmesi gereklidir.
3)Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık konusu yıllık izin ücreti hususundadır. Mahkemece, işveren tarafından bankaya yatırılan miktar ücret ödemesi olarak kabul edilmiş ise de, bordroda yer alan miktarın üzerinde kalan, diğer bir deyişle ücretten artan miktarın yıllık izin alacağı olarak ödendiği kabul edilmelidir, söz konusu alacak buna göre hüküm altına alınmalıdır. Yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.