Davacı vekili,  müvekkilinin iş sözleşmesinin  haklı ve geçerli sebebe dayanılmadan feshedildiğini ileri sürerek  feshin geçersizliğine ve  davacının işe iadesine, buna bağlı kanuni haklarının belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, işveren şirketin Türkiye Kişisel Sistemler Bölümünün iş hacminin önceki seneye göre önemli şekilde daraldığını, bu durumun hem küresel hem de Türkiyedeki krizden kaynaklandığını, davacının ifa ettiği göreve şirket için ihtiyaç kalmadığını, açıklanan sebeplerden şirketin işgücü ihtiyacının zaten azalmış olduğundan feshin kaçınılmaz hale geldiğini ve bu sebeple davacının iş sözleşmesinin  geçerli sebeple feshedildiğini  savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davacının iş sözleşmesinin feshedilmesinde kaçınılmazlık bulunduğunun ve feshin son çare olması ilkesine uygun olarak işlem yapıldığının davalı işveren tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davalı yana tanık delili bildirmesi için önel verilmiş, davalı yan tanık listesi vermesine ve tanığına davetiye çıkarılmasına rağmen gösterilen tanık dinlenmeden ve dinlenmemesinin sebebi de açıklanmadan sonuca gidilmesi doğru olmamıştır.
Tanık dinletilmesine ilişkin ara kararından rücu da edilmediğine göre; davalı yanın savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracak biçimde karar verilmiş olması usule aykırı olup hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.