Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2020/429 Esas 2022/131 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2020/429
Karar No: 2022/131
Karar Tarihi: 01.03.2022

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2020/429 Esas 2022/131 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2020/429 E.  ,  2022/131 K.

    "İçtihat Metni"



    Yargıtay Dairesi : (Kapatılan) 13. Ceza Dairesi


    Yakarak mala zarar verme suçundan sanık ... hakkında açılan kamu davasının şikâyetten vazgeçme nedeniyle düşürülmesine ilişkin Sandıklı Asliye Ceza Mahkemesince verilen 18.12.2014 tarihli ve 633-827 sayılı hükmün, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 13. Ceza Dairesince 28.09.2020 tarih ve 3129-8053 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 14.10.2020 tarih ve 184273 sayı ile;
    "...Sanık, mağdura ait valizi ve içerisindeki eşyayı dışarıda bulunan çöp konteynerinin yanında yakmış olup hakkında TCK'nın 151/1 ve 152/2-a maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır. Söz konusu mala zarar verme suçunun yakarak işlenmesi nedeniyle suçun temel şeklinin aksine şikâyete bağlı bulunmamasına rağmen mahkeme, şikâyet yokluğu nedeniyle davanın düşürülmesine karar vermiştir. Atılı suçun re'sen takibi gereken bir suç olması ve takibinin şikâyete tabi bulunmaması karşısında şikâyetten vazgeçme nedeniyle kamu davasının düşmesine karar verilemeyeceği," düşüncesiyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
    CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Özel Dairece, 23.11.2020 tarih ve 10697-11844 sayı ile itirazın yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanık hakkında hakaret suçundan verilen düşme kararı temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme mala zarar verme suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın eyleminin, TCK'nın 151/1. maddesi uyarınca basit mala zarar verme suçunu mu, yoksa aynı Kanun'un 152/2-a maddesinde düzenlenen yakmak suretiyle nitelikli mala zarar verme suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya içeriğinden;
    Mağdur ...’in 08.09.2014 tarihinde kolluğa müracaat ederek sanık ...’ın, kendisine ait olan ve içinde kol çantası ile kıyafetlerinin bulunduğu valizi sokakta yaktığı yönünde şikâyetçi olması üzerine soruşturmaya başlanıldığı,
    Olay yeri inceleme tutanağında; Sandıklı ilçesi Hüdai Kaplıcaları İşletmesi içinde bulunan apart otelin dışında çöp tenekesinin yanında tamamen yanmış ve kullanılamaz vaziyette bir adet valizin bulunduğu, valizin içinde yanmış hâlde kıyafetler olduğunun görüldüğü bilgilerine yer verildiği,
    Anlaşılmıştır.
    Mağdur ... aşamalarda; arkadaşı ... Sarı ile birlikte konaklamak amacıyla Hüdai Kaplıcalarına geldiklerini, sanığın, ... Sarı’nın arkadaşı olup kendilerine oda kiraladığını, birkaç gün burada kaldıklarını, zaman zaman sanığın da kendilerini ziyarete geldiğini, olay tarihinden bir gün önce sanığın arkadaşlık teklifinde bulunduğunu, ancak kendisinin kabul etmediğini, olay akşamında da kaplıca içinde bulunan çay bahçesinde oturmakta iken ... Sarı’nın kendisini arayarak sanığın çok sarhoş olduğunu ve bağırıp çağırdığını, bu nedenle odaya gelmemesini söylediğini, bu esnada sanığın telefonu alarak “Seni burada durdurmam, seni sinkaf edeceğim.” şeklinde hakaret ettiğini, korktuğu için bir müddet otele gidemediğini, daha sonra odaya döndüğünde sanığın valizini apart odanın dışında bulunan çöp konteynerinin yanında yakmış olduğunu gördüğünü, valizdeki kıyafetleri ile içinde 300 TL ve kimlik kartının bulunduğu kol çantasının tamamen yandığını,
    Tanık ... Sarı; arkadaşı olan mağdur ile birlikte sanığın daveti üzerine kaplıcaya misafirliğe gittiklerini, birkaç gün kaldıklarını, zaman zaman sanığın da yanlarına gelerek birlikte sohbet ettiklerini, sanığın, arkadaşlık teklifini kabul etmeyen mağdura kızarak içinde eşya bulunan valizi yaktığını,
    Beyan etmişlerdir.
    Sanık ... aşamalarda; mağdurun arkadaşlık teklifini kabul etmemesi üzerine sinirlenerek valizini yaktığını, valiz ve içinde bulunan kıyafetleri mağdura kendisinin almış olduğunu, ancak valizde kol çantasının da bulunduğunu bilmediğini savunmuştur.
    Türk Ceza Kanunu’nun “Mala Zarar Verme” başlıklı 151. maddesinin birinci fıkrasında;
    “Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hâle getiren veya kirleten kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde mala zarar verme suçunun basit hâli düzenlenmiş olup madde gerekçesinde; "Suçun konusu, başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz maldır. Suç, başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması, kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Bu seçimlik hareketlerden kirletme, örneğin; başkasına ait binanın duvarına yazı yazmak, afiş veya ilan yapıştırmak, resim yapmak suretiyle gerçekleştirilebilir." açıklamalarına yer verilmiştir.
    Suç tarihi itibarıyla suçun nitelikli hâlleri ise aynı Kanun'un 152. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında;
    "(1) Mala zarar verme suçunun;
    a) Kamu kurum ve kuruluşlarına ait, kamu hizmetine tahsis edilmiş veya kamunun yararlanmasına ayrılmış yer, bina, tesis veya diğer eşya hakkında,
    b) Yangına, sel ve taşkına, kazaya ve diğer felaketlere karşı korunmaya tahsis edilmiş her türlü eşya veya tesis hakkında,
    c) Devlet ormanı statüsündeki yerler hariç, nerede olursa olsun, her türlü dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğu hakkında,
    d) Sulamaya, içme sularının sağlanmasına veya afetlerden korumaya yarayan tesisler hakkında,
    e) Grev veya lokavt hâllerinde işverenlerin veya işçilerin veya işveren veya işçi sendika veya konfederasyonlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında,
    f) Siyasi partilerin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ve üst kuruluşlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında,
    g) Sona ermiş olsa bile, görevinden ötürü öç almak amacıyla bir kamu görevlisinin zararına olarak,
    İşlenmesi hâlinde, fail hakkında bir yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
    (2) Mala zarar verme suçunun;
    a) Yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanarak,
    b) Toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olmak suretiyle,
    c) Radyasyona maruz bırakarak, nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanarak,
    İşlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir katına kadar artırılır..." şeklinde düzenlenmiştir.
    Anılan madde gerekçesinde de ifade edildiği üzere verilen zararın büyük bir kitleyi etkilemesinin olanaklı bulunduğu hâllerde nitelikli mala zarar vermenin varlığı kabul edilmiş, suçun, maddenin birinci ve ikinci fıkralarında gösterildiği şekilde işlenmesi nitelikli unsur olarak belirlenmiştir. Uyuşmazlık konusunu ilgilendiren maddenin ikinci fıkrasında, mala zarar verme suçunun yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanarak veya toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olmak suretiyle ya da radyasyona maruz bırakarak, nükleer, biyolojik veya kimyasal silahla işlenmesi durumunda maddenin birinci fıkrasına göre belirlenecek cezanın artırılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre kanun koyucu mala zarar verme suçunun işleniş şeklinin ortaya çıkardığı tehlikeli durumu göz önünde bulundurarak, zarar verilen eşyanın artık amacına uygun kullanılmasındaki ya da eşyaya verilen zararın neticelerinin ortadan kaldırılmasındaki güçlüğü de gözetip suçun ikinci fıkrada sayılan hâllerde işlenmesini, birinci fıkraya nazaran daha ağır cezai yaptırım gerektiren bir nitelikli hâl olarak kabul etmiştir.
    Mala zarar verme suçuyla korunan hukuki yarar, mülkiyet hakkıdır. Mülkiyet kavramına, malın bütünleyici parçaları, eklentileri ve doğal ürünleri de dahildir. Mülkiyetin korunmasında amaç, sadece malın fiziksel olarak zarar görmesi olmayıp malın değerinin de korunmasıdır. Bu nedenle, malın özgülendiği amaca uygun kullanılabilmesini, önemsiz sayılmayacak derecede azaltan bir zararın varlığı yeterli olup malın maddi zarar görmüş olmasına gerek yoktur.
    Kanuni düzenleme göz önüne alındığında, mala zarar verme suçu genel kastla işlenebilen bir suçtur. Suçun oluşması için failin belirli bir amaç ya da saikle (özel kast) hareket etmesine gerek yoktur. Mala zarar verme suçunun gerçekleşebilmesi için failin, başkasına ait taşınır veya taşınmaz bir mala, TCK’nın 151/1. maddesinde sayılan seçimlik hareketlerden herhangi biriyle zarar vermiş olması gerekmektedir. Seçimlik hareketler maddede; “kısmen veya tamamen yıkmak, tahrip etmek, yok etmek, bozmak, kullanılamaz hâle getirmek veya kirletmek” şeklinde belirtilmiştir.
    Suçun maddi unsurunu oluşturan hareketler, kanunda tahdidi şekilde belirtilmiş olmakla birlikte, zarara neden olan neticeyi meydana getirmeye elverişli fiil, aynı zamanda Kanun'da belirtilen seçimlik hareketlerden en azından birini zorunlu olarak kapsayacağından, suçun oluşumu için zarar verici sonucun gerçekleşmesini yeterli saymak gerekir.
    Uyuşmazlık konusunda sağlıklı bir çözüme ulaşılabilmesi bakımından genel güvenliğin kasten tehlikeye düşürülmesi suçu üzerinde de durulmalıdır.
    TCK’nın 170. maddesinde genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçu;
    “(1) Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda;
    a) Yangın çıkaran,
    b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan,
    c) Silâhla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan,
    Kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    (2) Yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın tehlikesine neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
    Görüldüğü gibi madde metninde, genel güvenliği kasten tehlikeye sokan fiiller, suç olarak tanımlanmıştır. Maddenin birinci fıkrasında, bu suçu oluşturan seçimlik hareketler, yangın çıkarmak; bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olmak; silâhla ateş etmek veya izinsiz patlayıcı madde kullanmak olarak sayılmış olup suç, somut tehlike suçu olarak düzenlenmiştir. Anılan maddedeki suçun oluşabilmesi, belirsiz sayıdaki kişilerin hayatı, sağlığı veya mal varlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik meydana getirebilecek tarzda somut tehlikenin ortaya çıkmış olmasına bağlıdır. Maddenin ikinci fıkrasında ise, bir soyut tehlike suçu tanımına yer verilmiştir. Bu hükümde, yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın tehlikesine neden olmak, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Buna göre bu fıkrada düzenlenen suçun oluşabilmesi için somut bir tehlikenin meydana gelmesi gerekmemekte, eylemin, kişilerin hayatı, sağlığı veya mal varlığı üzerinde somut ve saptanabilir bir tehlike doğurmaya elverişli nitelikte olması yeterli sayılmaktadır. Bununla birlikte ikinci fıkrada yazılı suçun oluşabilmesi bakımından da tehlikeli sonucu doğuracak eylemin kişilerde kaygı, korku veya panik yaratabilecek tarzda olması gerektiği gözden uzak tutulmamalıdır.
    Bu suçla korunan hukuki yarar, belirli kişilerin değil, bir bütün olarak toplumun korku ve endişeye kapılmadan huzur ve esenlik içinde yaşamalarının, dolayısıyla kamu güvenliğinin sağlanmasıdır. Suçun mağduru belli bir kimse olmayıp toplumu oluşturan tüm bireylerdir. Dolayısıyla belli bir amaç ve mağdur gözetildiği takdirde bu maddede düzenlenen suçtan söz edilemeyecektir.
    Uyuşmazlığa konu yakarak mala zarar verme suçunun oluşabilmesi için ise yakma eylemi sonrasında somut bir tehlikenin ortaya çıkması gerekmemektedir. Başka bir ifadeyle, bu nitelikli hâlin uygulanabilmesi için eşyanın yakılması yeterli olup yakma eyleminin başka nesnelere de yayılarak yangın boyutuna ulaşması durumunda ise hem kastı belli bir kişiye yönelik yakarak mala zarar verme suçunun; hem de belirsiz sayıdaki kişilere yönelik kasten ya da taksirle yangın çıkarmak ya da yangın tehlikesine neden olmak suçlarının oluşacağı, bu hâlde farklı nevinden fikri içtima kuralları gereğince en ağır cezayı gerektiren suçtan mahkûmiyet hükmü kurulması gerektiğinde bir tereddüt bulunmamaktadır.
    Açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    Sanık ...’ın, mağdurun, içinde kıyafet ve kol çantası bulunan valizini sokakta yaktığı olayda;
    Sanığın, duyduğu kızgınlık nedeniyle mağdura ait olan ve içinde para, kimlik kartı ile kıyafet bulunan valizi, zarar verme kastıyla yakması şeklinde gerçekleşen ve yangın ya da yangın tehlikesi ortaya çıkarmaksızın yalnızca suça konu eşyayı kullanılamaz duruma getirmeye yönelik eyleminin, yakarak mala zarar verme suçunu oluşturduğu, bu suçun kovuşturulmasının şikâyete tabi olmaması nedeniyle atılı suçtan sanık hakkında açılan kamu davasının düşürülmesine karar verilemeyeceği kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan üç Ceza Genel Kurulu Üyesi; itirazın reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
    2- Yargıtay (Kapatılan) 13. Ceza Dairesinin 28.09.2020 tarihli ve 3129-8053 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
    3- Sandıklı Asliye Ceza Mahkemesinin 18.12.2014 tarihli ve 633-827 sayılı kararının, sanığın eylemine uyan TCK’nın 152/2-a maddesinde düzenlenen yakarak mala zarar verme suçunun takibinin şikâyete tabi olmadığı gözetilmeden, sanığın atılı suçtan mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde şikâyet yokluğu nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    4- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 01.03.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.



    Hemen Ara