Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2020/37 Esas 2022/164 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2020/37
Karar No: 2022/164
Karar Tarihi: 10.03.2022

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2020/37 Esas 2022/164 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2020/37 E.  ,  2022/164 K.

    "İçtihat Metni"



    Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi


    Sanık ...’ün maktuller ... ve ...’e yönelik kasten öldürme suçundan TCK’nın 81/1, 29 ve 62. maddeleri uyarınca iki kez 12 yıl 6 ay hapis, katılan ...’e yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan ise aynı Kanun’un 81/1, 35/2, 29 ve 62. maddeleri gereğince 5 yıl hapis; sanık ...’ün maktuller ... ve ...’e yönelik kasten öldürmeye azmettirme suçundan TCK’nın 81/1, 29 ve 62. maddeleri uyarınca iki kez 12 yıl 6 ay hapis, katılan ...’e yönelik teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürmeye azmettirme suçundan ise aynı Kanun’un 81/1, 35/2, 29 ve 62. maddeleri gereğince 5 yıl hapis; sanıklar ..., ... ve ...’ın 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan 6136 sayılı Kanun’un 13/1 ve TCK’nın 62 ve 52. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 2.000 TL adli para cezasıyla cezalandırılmalarına, her üç sanık hakkında TCK’nın 53 ve 63. maddeleri gereğince hak yoksunluğuna ve mahsuba, sanık ... hakkında verilen hapis cezasının TCK’nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve adli emanette kayıtlı suç eşyasının aynı Kanun’un 54. maddesi gereğince müsaderesine ilişkin ... 8. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 10.04.2015 tarihli ve 277-150 sayılı hükümlerin, sanıklar müdafileri, sanıklar ... ve ... ile katılanlar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 23.11.2016 tarih ve 5625-4037 sayı ile;
    "...1- Sanıklar İzzettin ve...'la maktuller ve katılan ... arasında bir husumet bulunmaması karşısında, olayın gerçekleştiği ortam ve şartlar altında olay mahallinde tanıklar, katılan ... ile sanıkların da hazır edilmek suretiyle tatbiki ve temsili keşif yapılarak olay esnasında tarafların bulundukları konumların, atış mesafesinin, tespit edildikten sonra, mahkemenin kabul ettiği haliyle sanık ...'ın ateş ederken maktuller ve katılan...'un isabet almasının mutlak ve kaçınılmaz olup olmadığının ve ateş eden sanıkla babası olan ve azmettirmekten cezalandırılması istenen sanık ...'in asıl hedefinin husumetli bulundukları... veya sanık ... olup olmadığı değerlendirilerek ve gerektiğinde... ve ... yönünden ek iddianame ile dava açılması sağlanıp birleştirme kararı verildikten sonra sanıkların hukuki durumunun tespiti gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması,
    2- Maktuller ve katılan ...'dan kaynaklanan ve sanığa yönelen haksız fiil olarak nitelendirilebilecek herhangi bir söz ve davranış bulunmadığı hâlde yanılgılı değerlendirme sonucu TCK'nun 29. maddesinin tatbiki suretiyle eksik ceza tayini..." isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel Mahkemece 29.03.2017 tarih ve 20-111 sayı ile;
    "Mahkememizin 10.04.2015 tarihli, 2014/277 esas, 2015/150 karar sayılı ilamı ile sanıkların müsnet suçlardan cezalandırılmalarına karar verildiği, bu kararın Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 2015/5625 esas, 2016/4037 karar no'lu ilamı ile bozularak mahkemimize gönderildiği anlaşılmış ise de;
    Dosya içerisinde mevcut 27.05.2014 tarihli CD izleme tutanakları, 28/05/2014 tarihli CD izleme ve tespit tutanağı, 22.12.2014 tarihli bilirkişi raporu, 26.05.2014 tarihli ölü muayene ve otopsi tutanakları, 27.05.2014 tarihli otopsi tutanakları, 06.08.2014 ve 07.08.2014 tarihli otopsi rapoları, 09.06.2014 tarihli tabanca, fişek, kovan, mermi çekirdeği, mermi çekirdeği gömlek parçası ve kurşun lüle parçası incelemesi uzmanlık raporu, 23.06.2014 tarihli tabanca incelemesi uzmanlık raporu, olay yeri krokileri, sanık savunmaları, müşteki beyanları, tanık ifadeleri ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
    Olayın meydana geldiği yer olan tamirhane içerisi ve dışarısını gören ve ... ... kayıt altına alan güvenlik kamera görüntülerinin elde edildiği, bu görüntülerin dosya içeriside bulunduğu, söz konusu görüntülerin bilirkişi marifeti ile kalitesi yükseltilmek suretiyle fotoğraflandırılarak denetime olanak verecek şekilde dosya içerisine alındığı, elde edilen verilerin olay yeri inceleme rapor ve krokileri ile, ayrıca otopsi raporları ile birlikte değrelendirlerek mahkememizce bir sonuca ulaşıldığı, teknik deliller ile savunmaların, müşteki ve tanık beyanlarının karşılaştırıldığı, sonucun mahkememizin kararında gerekçeleri ile birlikte yer aldığı, tanıklar ..., ... ve ...'ın mahkemedeki beyanları ile ilk beyanları arasında çelişkiler olduğu, bozma ilamında belirtildiği şekilde yapılacak keşfin, değişmesi ve çelişmesi mümkün olmayan kamera kayıtları, olay yeri kroki ve incelemeleri raporlarının karşısında, değişen ve çelişen beyanlar esas alınarak yapılacağı gözetildiğinde keşiften beklenen sonucun elde edilmesinin mümkün olmadığı, olay yerinde yapılacak keşfin olay anına ait görüntüler kadar aydınlatıcı ve sonuca ulaştırıcı olmasının mümkün olmadığı gibi, bu görüntüler ile yapılacak keşfin çelişmesi hâlinde keşfe itibar edilmesinin de mümkün olmadığı,
    Sanık ...'ın atışları sırasında maktullerin karşı grup içerisinde olduklarını, CD izleme tutanakları, buna uygun inceleme raporları ve otopsi raporları ile belirlendiği, maktullerin ve katılan ...'ın atış alanı içinde olduklarına dair bir tereddüt bulunmadığı, dolayısıyla etkili mesafe içinde oldukları, ayrıca gerek savunmada gerek iddiada grup içerisinde belirli bir kişinin hedef alındığına dair bir beyanın bulunmadığı, maktullerin ve katılanın, sanık ...'ın aralarında husumet bulunan tanık Alattin'in işçisi ve oğlu olup, çıkan arbedede tanık ... ile birlikte hareket eden bu gruba doğru kim vurulursa vurulsun düşüncesi ile birden çok ateş ettiği, dolayısıyla maktuller ve katılan ...'a yönelik doğrudan kastın bulunduğu, bu hususun da mahkememizin bozmaya konu kararının gerekçesinde değerlendirildiği,
    Sanık ...'ın belirli bir kişiyi hedef almadan, ancak kalabalığa doğru ateş ettiği, maktullerin ve katılanın hedef alınan kalabalığın içinde olduğu, bu kişilerin isabet alma ihtimallerinin kalabalığın içinde bulunan diğer kişiler ile aynı olduğu, mahkememizin gerekçeli kararında eylemin niçin 'hedefte sapma' veya 'olası kasıt' olarak değerlendirilmediğinin de oluşa uygun bir biçimde açıklandığı,
    Ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenen haksız tahrik, kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi durumunda kusur yeteneğindeki azalmayı ifade etmektedir. Bu hâlde fail suç işleme yönünde önceden bir karar vermeksizin dışarıdan gelen etkinin ruhsal yapısında meydana getirdiği karışıklığın bir sonucu olarak suç işlemeye yönelmektedir. Bu yönü ile haksız tahrik kusurun irade unsuru üzerinde etkili olan bir nedendir. Başka bir anlatımla haksız tahrik hâlinde failin iradesi üzerinde bir zayıflama meydana gelmekte, böylece haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altındaki kişinin suç işlemekten kendisini alıkoyma yeteneği önemli ölçüde azalmış bulunmaktadır. Dosyamıza konu olayda, olay yerinde meydana gelen arbede sırasında olay yerinde bulunup, sanıkların husumetli olduğu... ve ... ile birlikte hareket eden maktuller ve katılan ...'ın içinde bulunduğu grubun, sanıklara yönelik eylemlerinin sanıklarda uyandırdığı duygu da dikkate alındığında sanıklar lehine haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği kararımızda gerekçeli olarak belirtilmiştir, mahkememizin kabulünün bu anlamda da isabetli olduğu düşünülmektedir.
    Sanıklar Abbdurrahman ve İzzettin'in sanık ... ve tanık ...'e karşı eylemlerinden ötürü kamu davası açılmasının her aşamada mümkün olduğu, bu durumun sanıkların maktuller ve katılana karşı eylemlerinin niteliğini değiştirmeyeceği, Mahkememizin 10.04.2015 tarihli, 2014/277 esas, 2015/150 karar sayılı ilamı sanıklar hakkında kurulan hükmün somut olaya yasal düzenlemelere, adalete, hakkaniyete ve yüksek Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarına uygun olduğu" gerekçesiyle bozma kararına direnilmiştir.
    Direnme kararına konu bu hükümlerin de katılanlar ... ve ... vekili, sanık ... müdafisi, sanık ... ve müdafisi ve sanık ... müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.01.2018 tarihli ve 30380 sayılı "Ret-Onama-Bozma" istekli tebliğnamesi ile dosya 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesiyle değişik CMK'nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 09.12.2019 tarih ve 454-5407 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar;
    1- Sanıklar hakkında eksik araştırmayla hüküm kurulup kurulmadığının,
    2- Eksik araştırmayla hüküm kurulmadığı sonucuna ulaşılması hâlinde sanıklar ... ve ... hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının,
    Belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya içeriğinden;
    Polis memurlarınca düzenlenen 27.05.2014 tarihli “CD İnceleme ve Tespit Tutanağı”na göre; 26.05.2014 tarihinde saat 16.14.52’de üzerinde açık renk gömlek ve siyah pantolon bulunan sanık İzzetin Örs’ün ... yeri içerisinde bulunan yazıhane kısmına girdiği, üzerinde açık renk kıyafet bulunan katılan ...’in yazıhane giriş kapısı önüne giderek burada beklediği, ... yeri çalışanı olan tanık ...’ın da kamera görüntüsünde olduğu, saat 16.15.09’da üzerinde beyaz gömlek ve koyu renk pantolon bulunan sanık ...’ın tanık ...’e ait “Hak Kaporta” isimli ... yerine gelip yazıhane kısmına girdiği ve yaklaşık 27 ... sonra tekrar çıktığı, saat 16.15.36’da sanık ...’ın ... yerinden dışarı çıkarak yaklaşık 2 dakika 28 ... kapı önünde beklediği ve saat 16.17.08’de tekrar yazıhaneye girdiği, saat 16.18.09’da üzerinde koyu renk kıyafet bulunan sanık ...’ün koşarak söz konusu ... yerine girdiği, yazıhane kısmına girerken elini beline attığı, saat 16.18.15’te katılan ...’in yazıhane önünde bekleyerek içeri baktığı, saat 16.18.58’de üzerinde kırmızı giysi bulunan maktul ... ile üzerinde mavi giysi bulunan maktul ...’in yazıhane önüne geldikleri, katılan ... ile sanık ...’ün bu sırada bekledikleri, üzerinde şalvar olan tanık ...’ın yazıhane kısmı önünde bekleyen bu şahısları izlediği, saat 16.19.05’te yazıhane önünde maktuller ... ve ... ile katılan ..., sanıklar ..., ... ve ... ile tanık ... arasında arbede yaşandığı, adı geçen şahısların kavga ettikleri, bu sırada bir el silah patladığı ve duvara isabet ettiği, duvardan toz bulutunun çıktığı ve tanık ...’ın olay yerinden hızlı bir şekilde kaçtığı, saat 16.19.09’da yazıhane önünde yedi kişi arasında arbede yaşandığı ve kavga esnasında siyah giyimli sanık ...’ün elinde silah bulunduğu, saat 16.19.11’de sanıklar ... ve ...’ın ellerinde silah bulunduğu, saat 16.19.16’da sanık ...’ün elinde bulunan tabancayı ... yeri içerisinde bulunan gruba doğru tuttuğu, saat 16.19.30’da kalabalık içerisinde bulunan sanık ...’ın elinde silah olduğu ve maktul ...’in duvar dibinde yere düştüğü, saat 16.19.37’de kalabalık içerisindeki sanık ...’ın girmiş olduğu odadan tekrar dışarı çıktığı ve elinde silah olmadığı, maktul ...’in yerde duvar dibinde yaralı vaziyette yattığı, saat 16.19.58’de yerde yatan maktul ...’in başına kalabalığın toplandığı, saat 16.23.20’de kavganın bittiği ve yaralıların araçlarla hastanelere götürüldükleri,
    22.12.2014 tarihli “Bilirkişi Raporu” na göre; kamera kayıtlarının çekim kalitesinin oldukça düşük olmasından dolayı video dosyalarının farklı bilgisayar programları vasıtasıyla HD formatına dönüştürüldüğü ve videolardan alınan fotoğraflara keskinlik, canlılık, renklendirme ve resim boyutu büyütme işlemlerinin yapıldığı, kayıtların incelenmesi neticesinde 26.05.2014 tarihinde saat 16.14.44’de “Erkek-1” diye adlandırılan 40-45 yaşlarında bir şahsın olayın gerçekleştiği tamirhanenin önüne geldiği, daha sonra tamirhane içerisinde yazıhaneye girdiği, bu sırada yazıhanenin ön kısmında başka bir erkek şahsın beklediği, saat 16.17.22’de tamirhanenin ön kısmına beyaz renk bir aracın geldiği, aracın tamirhanenin az ilerisine park ettiği, “Erkek-2” diye adlandırılan 20-25 yaşlarında bir şahsın araçtan inip tamirhaneye doğru yürüdüğü, tamirhaneye geldiği anda şahsın koşarak yazıhane kısmına gittiği, akabinde yazıhanede bulunan şahısların tartışarak çıktıkları, bu sırada içlerinden bir şahsın silah sıktığı, tartışmalar devam ederken “Erkek-1” ile “Erkek-2” diye adlandırılan şahısların olayın olduğu yerden kaçmaya başladıkları, “Erkek-2” diye adlandırılan ve olay yerine sonradan gelen genç şahsın giderken olay yerinde bulunan şahıslara silah sıktığı, şahsın ... yeri dışarısına çıktığı esnada tekrar dönüp ... yerinin içerisine doğru silah sıktığı, devamında “Erkek-1” ve “Erkek-2” diye adlandırılan şahısların “Erkek-2”nin olay yerine geldiği beyaz renkli araçla kaçtıkları, daha sonra tamirhane içerisinde bulunan erkek bir şahsın elindeki silahı burada bulunan odalardan birisine sakladığı, görüntülerin devamında ise olay nedeniyle yaralanan şahısların araçlarla götürüldükleri, olayın başladığı anda ilk olarak kimin silah sıktığının tespit edilemediği, “Erkek-1” diye adlandırılan şahsın olay yerinde elinde silah olup olmadığının tespit edilemediği, “Erkek-2” diye adlandırılan şahsın olay yerinde elinde silah bulunduğu, silahı birden fazla kez şahısların üzerine sıktığı, tamirhane içerisinde bulunan diğer erkek şahsın elinde silah bulunduğu ancak bu şahsın silahı sıkıp sıkmadığının tespit edilemediği,
    Adli Tıp Kurumu ... Grup Başkanlığı tarafından tanzim edilen 06.08.2014 tarihli Otopsi Raporuna göre; maktul ...’in vücudunda 1 adet ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasının mevcut olduğu, sağ frontal bölgede 1 cm çaplı ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarasının tek başına öldürücü nitelikte olduğu, söz konusu yaranın uzak atış mesafesinden yapıldığı, maktulün ölümünün ateşli silah yaralanmasına bağlı kafatası kemiğiyle birlikte beyin doku harabiyeti sonucu gerçekleştiği,
    ... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 09.06.2014 tarihli ve Cin-27 sayılı “Uzmanlık Raporu”na göre; tetkik için gönderilen ve sanık ...’ten elde edilen “243SF82428” numaralı, 9 mm çapında “Parabellum” tipi “Browning” marka yarı otomatik tabancanın 6136 sayılı Kanun’a göre yasak niteliği haiz silahlardan olduğu, inceleme için gönderilen altı adet kovan, bir adet mermi çekirdeği ve bir adet mermi çekirdeği gömlek parçasının bu tabancadan atıldığı,
    ... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 23.06.2014 tarihli ve Cin-27 sayılı “Uzmanlık Raporu”na göre; tetkik için gönderilen “4447” numaralı, 7.65 çapında “Browning” tipi fişek atan yarı otomatik tabancanın 6136 sayılı Kanun’a göre yasak niteliği haiz silahlardan olduğu,
    ... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 11.07.2014 tarihli ve 1426 sayılı “Uzmanlık Raporu”na göre; tanık ... tarafından teslim edilen 9 mm çapındaki bir adet kovanın maktuller ... ve ...’in öldürülmesi, katılan ...’in ise yaralanması olayında kullanılan tabancadan atıldığı,
    ... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 21.07.2014 tarihli ve Cin-27 sayılı “Uzmanlık Raporu”na göre; maktul ...’e ait tişörtünde iki adet ateşli silah giriş deliğinin bulunduğu, giriş deliklerinin uzak atış sonucu meydana geldiği,
    ... Emniyet Müdürlüğünce düzenlenen 26.05.2014 tarihli “Olay Yeri İnceleme Raporları”nda; Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda olay yeri ile ilgili gerekli çalışmaların yapılarak tespit edilen delillerin muhafaza altına alındığı,
    Adli Tıp Kurumu ... Grup Başkanlığı tarafından tanzim edilen 07.08.2014 tarihli Otopsi Raporuna göre; maktul ...’in vücudunda 2 adet ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarası olduğu, sağ omuz başı ön yan yüzde bulunan 0.7 cm çapındaki yaranın tek başına öldürücü nitelikte olduğu, batın orta hatta göbek deliğinin 6 cm altında 0.9x0.5 cm çapındaki ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarasının ise öldürücü nitelikte olmadığı, haricen tarif edilen giriş yaralarının elbiseli bölgede olması nedeniyle atış mesafesi tayininin yapılamadığı, maktulün ölümünün ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı kot kırıklarıyla birlikte iç organ yaralanmasından gelişen kanama sonucu meydana geldiği,
    ... Devlet Hastanesince tanzim edilen 26.05.2014 tarihli ve 3922 sayılı “Adli Rapor”a göre; sanık ...’ün sol elmacık kemiğinde hafif şişlik olduğu,
    Anlaşılmıştır.
    Katılan ...; “Olay tarihinden önce ... ve oğlunun benim için ‘Furkan'ı vuracağız!’ dediklerini duymuştum. Hatta bunu babama da söylemiştim. Babam çok önemsemedi. Olay günü babam İzzettin ile konuşmak için çay ocağına gitti. Ben gitmedim. Bir süre sonra ikisi birlikte geldiler. ... yerimizdeki büroya geçtiler. Beni vuracaklarını söylediklerini duyduğum için ben de peşlerinden girdim. Ancak babam dışarı çıkmamı istedi. Ben dışarı çıktım. İçeride ikisi konuştular. Bir ara kavga eder gibi sesler geldi. Sonra ortam sakinleşti. Hatta el sıkıştıklarını gördüm. Ben çıktıktan sonra ... geldi. Babamların yanına girdi. Ancak o da hemen tekrar geri çıktı. Bundan sonra sanık ... bir araçla hızlı bir şekilde ve sert fren yaparak ... yerimizin önünde durdu. Doğrudan büroya yöneldi ve babasına hitaben ‘Bu şerefsizlerle mi anlaşmaya geldin?’ dedi. Babası kendisine Sen bir dur!’ dedi. Bu arada itişmeler olunca biz de geldik. Diğer çalışanlar da büroya geldi. İtişmeler sırasında İzzettin üzerinde bulunan silahın ağzına mermi vererek silahı...'a verdi. Daha doğrusu... ‘Silanı ver!’ deyince babası tabancanın ağzına mermiyi vererek tabancayı...’a verdi. Abdurrahman önce iki el boşa ateş etti. Daha sonra bizi hedef alarak üç el ateş etti. Bu arada İzzettin kenardan kaçarken...'a ‘Onları vur!’ diye talimat verdi. Yine... dört beş el daha ateş etti. Tüm ateş etmelerinde bizi hedef alarak ateş ediyordu. Bundan sonra ... duvarın kenarına geçerek havaya doğru bir el ateş etti. İzzettin ve... kendi araçlarına binip olay yerinden kaçtılar. Hatırladığım kadarıyla...'ın kullandığı silah gri renkli idi.”,
    Katılan ...; “Ben ölen ...'ın oğluyum. Tesadüfen olaydan beş on dakika sonra olay yerine geldim. Zaten babam hastaneye kaldırılmıştı. Babam eylemin gerçekleştirildiği ... yerinde kaportacı - oto boyacısı olarak işçi statüsünde çalışırdı. Ben olayın nasıl gerçekleştirildiğini görmedim. Sanık ..., babamı ve diğer ölen kişiyi çok iyi tanımaktaydı. Arkadaşlardı. Olaydan üç dört ay önce kendilerine araba satmıştık. Oğlu da maktulleri tanımaktadır.”,
    Katılan ...; “Vefat eden ... benim kardeşimdi. Eşi kendisinden önce vefat etmişti. Bir çocuğu vardır. Sanıklar suçsuz bir insanı öldürmüşlerdir. Ancak ben olayı görmedim. Kardeşim zaman zaman bu ... yerinde işçi olarak çalışırdı. Olay günü bir arkadaşını görmeye gitmiş. Çay içerken münakaşa başlamış. Münakaşa sonucu arkadan silahı çekip vurmuşlar. Kardeşimin olayla bir ilgisi yoktur.”,
    Tanık Rahile İşik; “Ben olayın başlangıcını görmedim. Olayı tesadüfen gördüm. Silah sesleri üzerine düğünde atıldığı düşüncesine kapıldım. Ancak ateş etme devam edince baktım. Şu an huzurda bulunan sanık ...’ın, hatırladığım kadarıyla siyah renkli bir tabanca ile birilerini hedef alarak içeriye doğru ateş ettiğini gördüm. Hatta ‘Sizinle görüşeceğiz, bu işimiz burada bitmedi!’ gibi tehdit sözleri de söyleyip, arabaya binerek ayrıldı. Sanık ... ve babası ayrı ayrı araçla olay yerinden ayrıldılar. Birinin aracı beyaz, diğerinin aracı gri idi.”,
    Tanık ...; “Tanık Rahile ablam olur. Biz birlikte idik. Silah sesi duyunca yakındaki düğün salonundan atıldığını düşündük. Ancak atışlar devam edince merak edip olay yerine geldik. Şu an huzurda bulunan sanık ...’ın tabancayı elinde düz tutarak içeriye doğru rastgele ateş ettiğini gördüm. Ayrıca ‘Bu ... burada bitmedi!’ gibi bir tehdit sözü söyledi. Sanık ... ve diğer sanık ... ayrı ayrı araçlara binip olay yerinden ayrıldılar. Araçlardan biri gri renkli idi. Diğerinin rengini hatırlamıyorum.”,
    Tanık ...; “Ben ...'in işyerinde çırak olarak çalışıyorum. Olay günü ... konuşmak için sanık ...'i ... yerine çağırmıştı. Furkan da ... yerinde idi. Sonra sanık ... de ... yerine geldi. Alaattin ve İzzettin büro kısmında kendi aralarında konuştular. Bir ara kavga eder gibi oldular. Sonra el sıkıştılar. Ben katılan ... ile sanık ...'in büro kısmına girip girmediklerini fark etmedim. Sonra sanık ... geldi. Ben...'ın büroya girdiğini görmedim. Sadece İzzettin'in siyah bir tabancayı...'a verdiğini gördüm. Verirken tabancanın mekanizmasına mermi sürdü. Abdurrahman tabancayı alınca önce havaya iki el ateş etti. Bunun üzerine İzzettin, ‘Niye havaya ateş ediyorsun? Onlara sıksana!’ dedi. Bu arada ... havaya bir el ateş etti. Bundan sonra... içeriye doğru rastgele ateş ederek ve kaçarak ... yerinden ayrıldı. Abdurrahman uzaklaşırken tabancayı havaya kaldırarak ‘..., görüşeceğiz!’ dedi. Hatırladığım kadarıyla önce... havaya iki el ateş etti. Sonra rastgele bize doğru ateş etti. Bundan sonra ... bir el havaya ateş etti. ...'in ateş etmesinden sonra bu kez... korkup rastgele ateş ederek ... yerinin dışarısına çıktı. Ben sanık ... ve...'ın aynı arabaya binip binmediklerini görmedim. Çünkü ben arabanın altına saklanmıştım.”,
    Tanık ...; “Ben...in ... yerinde çalışıyorum. Olayın tamamını görmedim. Gördüğüm kadarıyla sanıklar... ve İzzettin ile ... büroda tartışırlarken İzzettin'in, oğluna bir tabanca vererek ‘Vur!’ dediğini duydum. Bu sırada ...'in yanlarında olup olmadığını fark etmedim. Peşinden silahla birçok el ateş edildi. Ben...'ın ne şekilde, yani birilerini hedef alarak mı ateş ettiğini görmedim. ...'in ateş ettiğini görmedim. Sadece ateş kesilince içeride iki şahsın yerde yattığını gördüm. Silahla ateş edilince ben lavaboya koştum. Bu nedenle ...'in olay yerinde olup olmadığını ve ateş edip etmediğini görmedim. Silahın rengini gri olarak hatırlıyorum.”,
    Tanık ...; “Ben hazırlık beyanımı tekrar ederim. Olayın olduğu yerin karşısında çay ocağı çalıştırırım. Olaydan üç ay önce ...'ü birileri bacağından vurmuştu. Hatta bu konuda İzzettin ile ... tartışmışlardı. İzzettin, ...'e bunu ...'in yaptırdığını söylüyordu. ... kabul etmiyordu. Biz tarafları barıştırmıştık. İzzettin, ... ve... yakın arkadaşlardı. Bu olaydan üç ay sonra olay günü benim kahvehanemde İzzettin, ... Karlıdağ, ben, ..., benim kardeşim, bir iki de esnaf arkadaş oturuyorduk. O sırada ... çay ocağından içeri girdi. İzzettin'e ‘Ustam bir gel, konuşalım.’ dedi. İzzettin sakin bir şekilde kalkıp gitti. Çıkarken telefon açtı. ‘Ben... Usta’nın oraya gidiyorum. Oğlum, oraya gel.’ dedi. Ben İzzettin'in üstünde silah görmedim. Hatta ben de gitmeye niyetlendim ancak sonra vazgeçtim. Aradan beş on dakika geçtikten sonra silah sesleri duyup dışarı çıktık. ...'in ... yerinde, sanık ...'ın elindeki silahla çevreye ateş ettiğini gördüm. ... yerinin önü açıktır. ... yeri kaporta üzerine olduğu için önü geniştir. O sırada kendimizi korumak istedik. Ben...'ın ne zaman ve ne şekilde geldiğini görmedim. Sanıkların ne şekilde ... yerinden ayrıldıklarını da bilmiyorum. Silah sesi bitince yaralılara müdahale etmeye çalıştık. Alaattin ile İzzettin arasında borç ilişkisi vardı. Alaattin, İzzettin'i çağırınca aslında ben de gitmek istemiştim. Bu borca ilişkin kavga olabileceğini düşünmüştüm. Ancak gitmedim. İzzettin kahvehaneden ayrıldıktan yedi sekiz dakika sonra ... de ayrıldı. ...'in üzerinde de silah görmedim. ... benim kahvehanemden ayrıldığında henüz silah sesleri yoktu. Ben yazıhane kısmını görmedim. ...'in ateş ettiğini de görmedim. Ben emniyette de olayı bu şekilde anlattım. Dışarı çıkınca...'ın ateş ettiğini gördüm. Hatta silahı elinde düzgün bir şekilde dahi tutamıyordu. Ben...'ın havaya ateş ettiğini gördüm. Ben gördüğümde zaten maktuller vurulmuştu. Yazıhane kısmında olan olayı görmedim. Ben ...'i de İzzettin'i de görmedim. Ortam çok kalabalıktı. Biz kahvehanede otururken İzzettin gittikten sonra ben ...'e herhangi bir kavga çıkmaması için gidip onlara bakmasını söyledim. ... bunun üzerine kahvehaneden gitti. Daha önce ben ikisini barıştırdığım için aralarının daha da düzeleceğini düşünerek ...'i göndermiştim. Ayrıca ilk vurulma olayıyla ilgili olarak İzzettin...den şüpheleniyordu. Hatta önce karakola onun ismini bildirmiş, sonradan vazgeçmişti. ..., Alaattin'in tetikçisi değildir.”,
    Tanık ...; “Ben hazırlık beyanımı tekrar ederim. ... ile aramızda çek işinden ötürü bir kırgınlık vardı. Ben inşaat işi yaparım. Vadeli çeklerimi İzzettin'e kırdırırdım. Koyun alım satımı adı altında bu şekilde çek verirdim. Son olarak 29.000 TL'lik çeki 21.500 TL'ye kırdırmıştım. Genel olarak ... ilinde çalışırdım. Ben ...'da inşaat yaparken İzzettin'e bıçakla saldırı olmuş. İzzettin benden bilmiş. Hatta karakola gidip şikâyetçi olmuş. Ben ...'ya dönünce oğlum Furkan bana ‘Baba, İzzettin Amca’nın arabası dükkânın önünde. Beni vurduracağını söylüyormuş. İstersen bir konuş.’ dedi. Ben de kahvehaneye gittim. Orada ..., Muzaffer ve İzzettin birkaç kişiyle birlikte oturuyorlardı. Ben İzzettin'e ‘Usta’m bir gelir misin? Konuşalım.’ dedim. Sonra ... yerime yazıhaneye geçtim. İzzettin peşimden geliyordu. Oğlu ile konuştuğunu duymadım. İzzettin ile yazıhanede konuştuk. Hatta bu esnada önce oğlum Furkan, ardından ... geldiler. Ben konuştuğumuzu, bir problem olmadığını, dışarı çıkmalarını söyledim. İzzettin ile konuştuk. Ben böyle bir eylemi gerçekleştirmediğimi söyledim. Ben İzzettin'e ‘Usta utanmadın mı gidip beni şikayet etmeye?’ dedim. Bu esnada biraz sesimiz yükseldi. Bunun dışında tartışmadık. Anlaştık. Yazıhaneden tokalaşarak çıkarken...'ın arabayla son derece hızlı bir şekilde ... yerine geldiğini gördüm. Hemen arabadan çıkıp yazıhaneye yöneldi. Babasına ‘Niçin geldin sen buraya?’ dedi. Bana da ‘Babamı sen mi vurdurdun lan?’ dedi. Hatta İzzettin müdahale etti. ‘Oğlum, Alaattin Amca’nla bir alakası yokmuş.’ dedi. Abdurrahman küfür etmeye başladı. Sonra da babasından silahı istedi. İzzettin silahı belinden çıkardı. Ağzına mermiyi verdi. Abdurrahman'a silahı verdi. Abdurrahman silahı tutarken ... silahın üstüne atladı. O esnada silah ateş aldı. Abdurrahman havaya doğru iki el ateş etti. Bunun öncesinde ... ateş etmiş değildir. Hatta silahın önüne atlamıştır. İzzettin, Abdurrahman'a ‘Üzerlerine sık, vur oğlum!’dedi. Abdurrahman da üzerimize doğru ateş etmeye başladı. İlk olarak ...'i vurdu. Ondan sonra her şey karıştı. Ben... dışında kimsenin ateş ettiğini görmedim. Silah patlarken ortam da kalabalıklaşmaya başladı. Bu olaydan önce ben çeki İzzettin'e kırdırdım. Çekin karşılığı çıkmayınca İzzettin bu bedeli benden istedi. Ben de 25.500 TL olarak bunu İzzettin'e ödedim. Ancak İzzettin gidip asıl borçludan da çek bedelini almış. Bu nedenle kendisine kırgındım. Vurulduğunda geçmiş olsun dememiştim. Kendileriyle hiç konuşmamıştım. ... yerimin yazıhanesine İzzettin'i ben çağırdım. Kahvehaneye gidip selam verdim. Onlar da selamımı aldılar. İzzettin'e yazıhaneme gelmesini ben söyledim. İzzettin de yazıhaneye selam vererek girdi. Hatta kendisine çay söyledim. Ayrıca İzzettin oğluna silahı verdikten sonra Abdullah boşa sıktı. İzzettin ‘Üzerlerine sık!’ dedi. ... yazıhaneye bir dakikalığına girip tekrar çıktı. Abdurrahman silahı eline alınca ... silahın önüne atladı. Sanıkların kafasına silah tutmadı. Ayrıca...'a “Babanı öldürürüm!’ Demedi. ...'in bu olayla alakası yoktur. Kesinlikle ... benim tetikçim falan değildir. İzzettin gibi benim de dostumdur. ... yeri dostumuzdur.”,
    Tanık ...; “Ben... ile ortak olarak çalışırım. Olay günü de ... yerindeydim. Olaydan önce sanık ... bıçakla yaralanmıştı. Bunu ...'den bilmekteydi. Hatta İzzettin bu konuda benimle de konuşmuştu. Biz ...'in bu konuyu İzzettin ile konuşması gerektiğini söyledik. Alaattin de bunu doğru buldu. Gidip kahvehaneden İzzettin'i çağırdı. Alaattin geldi. Hatta ben yazıhanede kalabileceğimi söyledim. Buna gerek olmadığını, buluşacaklarını söyleyip çay söylememi istedi. Alaattin geldikten on dakika kadar sonra İzzettin geldi. Onlar konuşurken ben ... yerinin içinde bulunan ancak ‘fırın’ diye tabir ettiğimiz araba boyalarının yapıldığı kapalı bölüme geçtim. Abdurrahman'ın geldiğini görmedim. Bu aşamada ...'i de görmedim. İşime devam ederken silah sesi duydum. Kaç el olduğunu hatırlamıyorum. Çıktığımda... atölyenin dışından içeri doğru ateş etmekteydi. ... yazıhanenin önündeydi. İzzettin de... ile birlikte yazıhanenin dışındaydı. Abdurrahman ateş ederek kaçmaktaydı. Ateş edildiği sırada İzzettin'in yazıhanenin önünde olup olmadığını görmedim. Silah sesleri yazıhanenin olduğu bölümden geliyordu. Yazıhanenin dışında ateş edilmişti. Ben ...'in elinde silah görmedim.”,
    Tanık ...; “Ben kaporta ustasıyım. Olay yerinin bitişiğinde çalışırım. Olay günü işim gereği birkaç defa suça konu ... yerinin önünden geçtim. Yazıhane kısmında İzzettin ile... oturuyorlardı. Başka kimse yoktu. Yazıhanenin önü kalabalık değildi. Furkan ve ... gelip gidiyorlardı. O esnada ...'i görmedim. Sonra ben arabanın altına girdim. Tamir yapmaktaydım. Dolayısıyla ...'in ve...'ın ne şekilde geldiğini görmedim. Sesler duyarak çıktığımda... elindeki silahla soyunma odalarına doğru ateş etti. O tarafta kimse yoktu. İzzet, Abdurrahman'ın arkasından çıktı. Daha sonra... içeriye doğru ateş etmeye başladı. Ateş ederek geri geri çıkıyordu. Hatta ustamız...in ‘Caddy’ marka siyah aracının arkasına geçip oradan da ateş etti. Ben aslında ...'in yanında çalışırım. Alaattin O’nun babasıdır. O esnada kargaşa oldu. İzzettin'in ne yaptığını görmedim. ...'i de kargaşa sırasında gördüm. Ben arabanın altındayken silah sesi duymadım. Gürültüye çıktım. Daha sonra...'ın ateş ettiğini gördüm. Kargaşa sırasında ...'in ateş ettiğini görmedim. Zaten yan taraftaki arabanın arkasına doğru gittim. Abdurrahman'ı içeri girerken görmemiştim. Benim çalıştığım ... yeri aynı ... yeridir. Yazıhane kısmında değil de yan tarafta bulunan araç üzerinde çalışmaktaydım. Abdurrahman ilk olarak soyunma odalarına doğru ateş etti. Havaya ateş etmedi.”,
    Şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
    Sanık ...; “Ölenler Abdullah ve Adnan ile katılan ...’la benim herhangi bir husumetim yoktur. Benimle ... arasında borç ilişkisi bulunmaktadır. Yine sanıklardan ... 25.04.2014 tarihinde başı puşili birine beni bıçakla yaralattı. Bu nedenle ... ile aramızda anlaşmazlık bulunmaktadır. Yaralanma olayı polise intikal etti. Bu olaydan tahminen iki üç gün sonra ... ile ... oğlum olan sanık ...'ın ... yerine gelerek beni ölümle tehdit ettiler. ... ile borç ilişkisi konusunda anlaşamadığımız için ve ... da ...'in tetikçisi olduğu için ikisi birlikte beni tehdit etmişlerdi. Tehdit olayı polise intikal etmedi. Tehdit olayının geçici olduğunu düşünerek polise şikâyetçi olmamıştım. Olay günü çay ocağına gittim. Burada otururken ... sonradan çay ocağına geldi. Beni yanına çağırdı. ‘Gelsene lan!’ dedi. Sanık ... benden sonra olay yerine gelmişti. Alaattin beni çağırdığında ‘... de gelirse ben gelmem!’ dedim. Çünkü ...'in sürekli silahla dolaştığını biliyordum. Bana zarar verebileceği endişesi taşıyordum. Ben olay yerinde bulunduğum sırada oğlum... yanımızda değildi. Ancak ben orada olacağımı oğluma söylemiştim. Alaattin ile birlikte yazıhane kısmına geçtiğimizde ... de peşimizden geldi. Çay ocağı ile yazıhane olan yer arasında tahminen yüz metre mesafe vardır. ... peşimizden gelir gelmez bana hakaret ederek belinden çıkarmış olduğu tabanca ile hatta parmak ucuna kalkıp silahı kafama tutarak beni tehdit etti. Hatta silahla yüzüme vurdu. Bu sırada üçümüz dışında kimse yoktu. Ben oğlum... ile çay ocağında buluşmak üzere anlaşmıştım. Ancak oğlum çay ocağına geldiğinde beni bulamayıp sormuş, oradaki insanların ... ile ... yerine gittiğimizi söylemeleri nedeniyle oğlum yanımıza geldi. Oğlum pencereden ...’in bana silah doğrulttuğunu gördü. Hatta kapıdan girdiğinde ben oğluma ‘Biz aramızda anlaştık, sorun yok.’ dedim. Oğluma engel olmaya çalıştım. Oğlum da bana ‘Baba kaç!’ dedi. Ben bürodan kaçarken ... da oğlum da silahla ateş etmeye başladılar. Önce ...'in ateş ettiğini kesin olarak biliyorum. Ben oğluma silah vermedim. Oğluma ‘Şunları vur!’ veya benzeri şekilde herhangi bir talimat vermedim. Tanık... doğru söylememektedir. Zira ... silahı ile benim yüzüme vurdu. Bu esnada... geldi. ......'a beni öldüreceğini söylüyordu. Abdurrahman panikledi. Rastgele ateş etmeye başladı. Tanık beyanları doğru değildir. Hatta ... sürekli ateş ettiği için ben bekledim. İkinci şarjörü takınca aracıma binip karakola gittim. Ben yazıhanenin içinde otururken ... ayaklarının üzerine yükselerek benim kafama silahı tuttu. Daha sonra silah patladı. O esnada oğlum geldi. Ben oğluma anlaştığımızı söyledim. Sonra kollarımla kafamı koruyarak kaçtım. Olay ben kaçtıktan sonra olmuştur. Biz maktulleri tanımıyoruz. Olay ... ve... yüzünden olmuştur. Abdurrahman paniklemiştir. Kesinlikle ben oğlumu azmettirmedim, silah vermedim, herhangi birini vurmasını söylemedim. Buna rağmen üç yıldır cezaevindeyim, maktulleri tanımam, ben kaçarak canımı kurtarmıştım.”,
    Sanık ...; “Ölenler Abdullah ve Adnan ile yaralanan Furkan’la benim aramda herhangi bir husumet yoktur. 2013 yılının temmuz ayında ...'e canlı hayvan satmıştım. Bu nedenle alacaklıydım. Bana çek vermişti. Çeki karşılıksız çıktı. Bana ikinci kez çek verdi. İkinci çeki de karşılıksız çıktı. Yaklaşık 29.000 TL alacağım vardı. Alaattin bu alacağımı bu güne kadar ödemedi. Bu nedenle aramızda anlaşmazlık bulunmaktadır. ... ile kişisel bir sorunum yoktur. Ancak ..., ...’in tetikçisi olduğu için sürekli... ile birlikte dolaşır. Bu nedenle hatırladığım kadarıyla 2014 yılının nisan ayı içerisinde ikisi birlikte... ile olan anlaşmazlığımız nedeniyle ... yerine gittikleri babamı silahla tehdit etmişler. Ben bu olayı görmedim. Babamdan duydum. Babamın bıçaklanma olayını da görmedim. Olay günü babam çay ocağında olacağını bana söylemişti. Ben babamın yanına, çay ocağına gittiğimde kendisi yoktu. ...'in bürosuna geçtiğini öğrendim. Bu nedenle olay yerine gittim. Gittiğimde ...'in, elindeki silahı babamın kafasına tutarak babamı tehdit ettiğini gördüm. Bana ‘Buraya gelme, babamı öldürürüm!’ dedi. Ben büroya doğru giderken ... büronun dışına, bana doğru geldi. Hatta babam ...'i itti. Bu şekilde büronun dışına çıkmış olduk. ... elindeki tabanca ile bana doğru beş altı ateş etti. Ben bu arada ... yerindeki bir aracın arkasına saklandığım için bana mermi isabet etmedi. Bundan sonra ben hedef gözetmeksizin elimdeki tabamca ile sekiz el ateş ettim. Silahı bana babam vermedi. Babam beni azmettirmedi. Suçta kullandığım tabanca daha önceden satın aldığım ve ruhsatı bulunmayan tabancadır. Bana aittir. Babam bana çay ocağında olacağını söylemişti. Alaattin'in ... yerine gittiğini söylemedi. Ben gidince önce çay ocağına sordum. Arabayı...in ... yerinin önüne park etmiştim. Ayrıca hızlı da gelmemiştim. Zaten o yol hızlı gelinebilecek bir yol değildir. Aynı gün ödememiz vardı. O nedenle babamı arıyordum. Ben ... yerine gelince babam bana silah vermedi. Silahı bir ‘Suriyeli’den satın almıştım. Babam bana ‘Sık!’ demedi. Olayda babamın hiçbir suçu yoktur. Tanık ...’in beyanını kabul etmiyorum. O’nu olay yerinde görmedim. Olay günü ben babamın...in ... yerinde olduğunu duyunca aramızda da daha önce husumet olduğu için ve babamı tehdit ettikleri için arabamla gelip panikleyerek içeri girdim. ... bir ayağı yazıhanenin içinde bir ayağı dışında elindeki silahı babamın kafasına doğrultmuştu. Babamın elmacık kemiği kızarmıştı. Bunu görünce darp edildiğini düşündüm. ...'i kolundan tutup dışarı çektim. Benim üzerimde silah vardı ancak ... ateş edene kadar silahımı çıkarmadım. Önce iki el silah sesi duydum. ... sadece bir el ateş etmemiştir. Hatta gaz borularını kendime siper ettim. Havaya doğru iki el ateş ettim. Babam mağdur durumdadır. Olayla ilgisi yoktur. Bizim kurulu düzenimizi bozmaya, babamı da işin içine çekmeye çalışıyorlar. Ben hedef gözeterek ateş etseydim...i ve ...'i vururdum. Benim öldürme gibi bir niyetim yoktu. Ölenlerle bir husumetim yoktur. Vicdan azabı çekmekteyim. Pişmanım. Ben bu olayın nasıl olduğunu hâlâ anlamış değilim. Hedef gözetmedim. İki kişiye merminin isabet etmesi nasıl oldu bilmiyorum. Bu olaydan ötürü çok üzgünüm. Keşke ben ölseydim. Olay on saniyede olup bitmiştir. Kazaydı. Ölen kişi ile herhangi bir husumetimiz yoktur. Ben öldürmek isteseydim...i ve ...'i öldürürdüm. Hedef gözetmeksizin ateş ettim. Yazıhaneye girdiğimde silah ...'in elindeydi. Silahın kabzası ile babamın elmacık kemiğine vurmuştu. Ben o anı görmedim ancak babamın yüzünü görmüştüm. Ben içeri girdiğimde de ... silahı babamın başına dayamıştı. Ben yine silahımı çıkarmadım. Belimdeydi. Daha sonra dışarıda arbede olunca ... ateş etti. Ben belimdeki silahı çıkardım. Babama kaçmasını söyledim. Kendim de kolonun arkasına geçtim. İki el havaya ateş ettim. Ayrıca ben ...'in bana doğru üç dört el ateş ettiğini gördüm. Ben silahı satın aldığım kişiyi kardeşim aracılığıyla buldum. Benim silahım olduğunu, kardeşim ve çalışanlarım bilmekteydi. Silahı bana babam vermedi, beni azmettirmedi."
    Bozma ilamından sonra ise; "Olay sırasında... orada bulunanlara ‘Bunlar buradan sağ çıkmayacak!’ dedi. Şahıslardan birinin de demir levye aldığını gördüm. Orada bulunan kişilerden biriydi ama kim olduğunu bilemiyorum. Hakkımda haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerekir çünkü ben...in bu sözü, orada bulunan kalabalığın içinden bir şahsın demir levye alması ve ...'ın ateş etmesi üzerine panikleyerek ateş ettim. Kimseyi hedef almadım, eğer hedef almış olsaydım ... ve ...'i hedef alır, direk kafalarına sıkardım. Ancak böyle bir şey yoktur. Ben panikle, kaçmak için ateş ettim. Amacım babamı ve kendimi kurtarmaktı.”,
    Sanık ...; “Sanıklar... ve İzzettin ile kişisel herhangi bir sorunum yoktur. Yine ölenler ve yaralı ile de bir anlaşmazlığım yoktur. Ben ...'in adamı değilim. Aynı yerde esnaf olduğumuz için birbirimizi tanırız. Samimiyetimiz vardır. Hatırladığım kadarıyla Nisan 2014’te İzzettin’in bürosuna... ile birlikte gittik. Kendi aralarında borç ilişkisini konuştular. Bu sırada yanımızda kimse yoktu. Alaattin'in 25.500 TL alacaklı olduğu konusunda anlaştılar. Ancak İzzettin, kendisinin de alacaklı olduğu zamanda...in borcunu zamanında ödeyemediğini, bu nedenle yaklaşık 18.000 TL kaybının olduğunu, buna göre sadece 7.500 TL borçlu olduğunu söyledi. Bu şekilde konuştular. Herhangi bir kavga olmadı. Biz kendisini kesinlikle tehdit etmedik. Benim almış olduğum bir adli para cezası nedeniyle 10.000 TL'ye ihtiyacım vardı. Kahveci...'in zaman zaman insanlara borç para verdiğini biliyordum. Ben de...'den para istemek için kahveye gitmiştim. Bu amaçla...'i dışarı çağırmıştım. Biz çıktıktan sonra kahvede çıkan kavgada İzzettin bıçakla yaralanmış. Biz içeri girdiğimizde bu yaralanma olayından İzzettin beni sorumlu tuttu. Gerekçesi de Kahveci ile birlikte bizim dışarı çıkmamızdan sonra kendisinin yaralanmış olması idi. Olay günü ben kahveye gittiğimde... ve İzzettin kahvehanede oturuyorlardı. Konuşmak amacıyla on on beş metre ötedeki...in bürosuna gittiler. Daha doğrusu... gelip İzzettin'i çağırdı. İzzettin çıkıp gittikten sonra...’in kavga olabileceğini söylemesi üzerine ben de peşlerinden gittim. İkisi...in ... yerindeki büroda konuşuyorlardı. Ben yanlarına girmedim. İkisi dışında kimse yoktu. Daha doğrusu ben içeri girdiğimde... bana ‘Sen dışarı çık. Biz aramızda konuşacağız!’ deyince ben yukarı çıktım. Tahminen iki üç dakika sonra İzzettin'in ayaklandığını ve ses tonlarının yükseldiğini fark ettim. Ben de yanlarına girdim. Bir dakika gibi bir süre içinde ortam sakinleşti. Bu arada... birden içeri girip...in üzerine yürüdü ve ‘Sen mi lan babamı vurdurdun?’ dedi. Hatta İzzettin öyle bir şeyin olmadığını söyleyerek oğlunu sakinleştirmeye çalıştı. Ancak buna rağmen... silahı isteyince sanık ... belinden silahı çıkarıp silahı doldur boşalt yaparak, yani ağzına mermiyi vererek tabancayı...'a verdi. Ben bu arada tabancayı almak istedim. Tabancayı alamadım. Hatta bu boğuşmamız sırasında tabanca bir el ateş aldı. Bu arada biz dışarı çıkmıştık. Bundan sonra... bir aracın arkasına geçerek babasının ‘Vur oğlum!’ demesi üzerine altı yedi el direk üstümüze doğru ateş etti. Bu arada yan tarafımda bulunan işçilerden Adnan kafasından yaralanıp düştü. Ben üzerimde bulunan ve ruhsatı olmayan içerisinde de sadece bir mermi bulunan tabanca ile kavgayı aralamak amacıyla havaya bir el ateş ettim. Abdurrahman benim ateş etmemden sonra babası ile birlikte olay yerinden kaçıp gitti. İlk mermi...'ın elindeki silahtan çıkmıştır. Sonra... dışarı çıkıp bize doğru ateş ederken ben de havaya doğru ateş ettim. Silahta bir mermi vardı. Mermi namluya sürülmemişti. Silah başlangıçtan itibaren üzerimdeydi. Ancak maktul ... yanımda yıkıldığında ateş ettim. Benim ateş etmem üzerine tavandaki hava pompası isabet aldı ve yere düştü. Sonrasında da silahı atölyenin içinde bulunan bir bölüme attım.”
    Biçiminde savunma yapmışlardır.
    1- Sanıklar hakkında eksik araştırmayla hüküm kurulup kurulmadığı:
    Ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delilerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı CMUK, gerekse 5271 sayılı CMK; adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.
    Bu açıklamalar ışığında birinci uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    22.12.2014 tarihli bilirkişi raporu ile polis memurları tarafından düzenlenen 28.05.2014 tarihli “CD İzleme ve Tespit Tutanağı”nda olayın meydana geldiği tanık ...’e ait ... yerini görüntüleyen kamera kayıtlarının, fotoğraflı çıktılara da yer verilmek suretiyle ayrıntılı bir şekilde incelenmesi, ... Emniyet Müdürlüğünce düzenlenen 26.05.2014 tarihli “Olay Yeri İnceleme Raporları” ile ekli “Olay Yeri Krokileri”nde olay yerinin özelliklerine ve buradan elde edilen delillerin nitelik ve konumlarına ilişkin teknik bilgilere yer verilmesi, ... Devlet Hastanesince tanzim edilen 26.05.2014 tarihli ve 3922 sayılı “Adli Rapor”da sanık ...’ün sol elmacık kemiğinde hafif şişlik olduğuna vurgu yapılması, ... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce tanzim edilen 09.06.2014 tarihli ve Cin-27 sayılı ile 11.07.2014 tarihli ve 1426 sayılı “Uzmanlık Raporları”nda olay yerinden elde edilen kovan, mermi çekirdeği ve mermi çekirdeği gömlek parçalarının sanık ...’e ait 6136 sayılı Kanun’a göre yasak nitelikteki tabancadan atıldığının tespit edilmesi, 23.06.2014 tarihli ve Cin-27 sayılı “Uzmanlık Raporu”nda sanık ...’tan elde edilen tabancanın 6136 sayılı Kanun’a göre yasak nitelikte olduğunun açıklanması, Adli Tıp Kurumu ... Grup Başkanlığı tarafından Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen 06.08.2014 ve 07.08.2014 tarihli “Otopsi Raporları”nda maktullerin ölümlerinin ateşli silah yaralanmasından ileri geldiğinin belirtilmesi, 06.08.2014 tarihli “Otopsi Raporu”nda maktul ...’in, ... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 03.06.2014 tarihli ve Cin-27 sayılı “Uzmanlık Raporu”nda ise maktul ...’in ölümlerine yol açan yaralanmaların uzak atış sonucu meydana gelmiş olduğunun ifade edilmesi, tüm bu deliller ışığında gerek olaya dâhil olan gerekse olayla ilgili bilgisi bulunan kişilerin Yerel Mahkemece ifadelerine başvurulması ve beyanlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi, sanıklar ... ve ...’ün savunmaları doğrultusunda sanık ... hakkında kasten yaralama ve tehdit suçlarından suç duyurusunda bulunulması ve bu nedenle başlatılan soruşturma ile yapılan yargılamanın aşamalarının UYAP aracılığıyla takip edilebilmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde; mevcut delillerin maddi gerçeğin ortaya çıkarılması bakımından yeterli olduğu, olay yerinde keşif yapılmasının ve ... ile ... hakkında suç duyurusunda bulunulmasının sonuca tesir etmeyeceği ve gelinen bu aşamada yargılamaya bir katkı sağlamayacağı anlaşıldığından sanık hakkında eksik araştırmayla hüküm kurulmadığı kabul edilmelidir.
    Ulaşılan sonuç karşısında sanıklar ... ve ... hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığına ilişkin ikinci uyuşmazlık konusunun da değerlendirilmesi gerekmektedir.
    2- Sanıklar ... ve ... hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı:
    İnsanın dış dünyaya yansıyan davranışlarını esas alan ceza hukuku, onun davranışlarında iç dünyasının, o anki ruh hâlinin ve genel psikolojik özelliklerinin önemi bulunduğunu kabul ederek bu psikolojik durumlara belli bir hukuki değer vermektedir. Bu itibarla modern ceza hukuku sadece işlenen suçu değil, suçun işlenmesinde etkili olan nedenleri göz önünde bulundurarak cezalandırma yoluna gitmektedir (Devrim ..., Yeni Türk Ceza Kanunu'nda Haksız Tahrik, AÜHFD, 2004, C. 54, s.225).
    Haksız hareketin kişi üzerinde ve onun psikolojik âleminde bir tepki doğuracağını kabul eden modern ceza hukuku, failin bu durumunu değerlendirmekte, cezai sorumluluğunu azaltan bir sebep olarak görmektedir. Failin bu sübjektif durumuna önem veren çeşitli ülkelerin ceza kanunlarında, failin cezasında belli oranlarda indirim yapılması esası kabul edilmiştir (M. Muhtar Çağlayan, Yargıtay İçtihatları Işığında Haksız Tahrik üzerine Bir İzah Denemesi, ... Dergisi, Ocak –Şubat, 1982, S.1, s.14).
    Bu düşünceden hareketle TCK'nın 29. maddesinde de haksız tahrik;
    "Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir." şeklinde, ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak kabul edilmiştir.
    Ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenen haksız tahrik, kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddet ya da şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi durumunda kusur yeteneğindeki azalmayı ifade etmektedir. Bu hâlde fail, suç işleme yönünde önceden bir karar vermeden, dışarıdan gelen etkinin ruhsal yapısı üzerinde meydana getirdiği karışıklığın neticesi olarak bir suç işlemeye yönelmektedir. Bu yönüyle haksız tahrik, kusurun irade unsuru üzerinde etkili olan nedenlerden biridir. Başka bir anlatımla, haksız tahrik hâlinde failin iradesi üzerinde zayıflama meydana gelmekte, böylece haksız fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altındaki kişinin suç işlemekten kendisini alıkoyma yeteneği önemli ölçüde azalmaktadır.
    Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış kararları ile öğretide de kabul gören görüşler doğrultusunda haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi için;
    a) Tahriki oluşturan haksız bir fiil bulunmalı,
    b) Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı,
    c) Failin işlediği suç bu ruhsal durumunun tepkisi olmalı,
    d) Haksız tahrik teşkil eden eylem mağdurdan sadır olmalıdır.
    01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda, 765 sayılı Kanun'da yer alan "ağır – hafif tahrik" ayırımına son verilerek; tahriki oluşturan eylem, somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından değerlendirilip, sanığın iradesine etkisi göz önünde bulundurulmak suretiyle, maddede gösterilen iki sınır arasında belirlenen oranda cezasından indirim yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
    Haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi açısından, failin suçu ilk haksız fiilin doğurduğu öfke veya şiddetli elemin etkisiyle işleyip işlememesi önemlidir. Mağdur ya da ölenden gelen haksız hareketin psikolojik etkisinin devam ettiğinin kabulünde zorunluluk bulunan hâllerde, haksız tahrik hükmünün uygulanması gerekmektedir.
    Yerleşmiş yargısal kararlarda kabul edildiği üzere, gerek fail, gerekse mağdurun karşılıklı haksız davranışlarda bulunması hâlinde, tahrik uygulamasında kural olarak, haksız bir eylem ile mağduru tahrik eden fail, karşılaştığı tepkiden dolayı tahrik altında kaldığını ileri süremez. Ancak maruz kaldığı tepki, kendi gerçekleştirdiği eylemle karşılaştırıldığında aşırı bir hâl almışsa, başka bir deyişle tepkide açık bir oransızlık varsa, bu tepkinin artık başlı başına haksız bir nitelik alması nedeniyle fail bakımından haksız tahrik oluşturduğu kabul edilmelidir.
    Karşılıklı tahrik oluşturan eylemlerin varlığı hâlinde, fail ve mağdurun biri diğeri yönünden tahrik oluşturan bu haksız davranışları birbirlerine oranla değerlendirilmeli, öncelik-sonralık durumları ile birbirlerine etki-tepki biçiminde gelişip gelişmediği göz önünde tutulmalı, ulaştıkları boyutlar, vahamet düzeyleri, etkileri ve dereceleri gibi hususlar dikkate alınmalı, buna göre; etki-tepki arasında denge bulunup bulunmadığı gözetilerek, failin başlangıçtaki haksız davranışına gösterilen tepkide aşırılık ve açık bir oransızlık saptanması hâlinde, failin haksız tahrik hükümlerinden yararlandırılması yoluna gidilmelidir.
    Evrensel bir ceza hukuku temel ilkesi olan "kuşkudan sanık yararlanır" prensibi uyarınca bir olayda ilk haksız hareketin sanıktan mı, yoksa maktul ya da mağdurdan mı kaynaklandığının her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlanamaması hâlinde, oluşan kuşku sanık lehine yorumlanarak sanığın TCK'nın 29. maddesindeki haksız tahrik hükmünden yararlandırılması gerektiği hususunda herhangi bir tereddüt bulunmadığı açık ise de bu kabulün dosya kapsamından anlaşılan olayın gerçekleşme biçimine, somut olayın özelliklerine ve hayatın olağan akışına uygun düşmesi zorunluluğu karşısında her olayın kendine özgü koşulları değerlendirilerek bir sonuca varılmalıdır.
    Bu açıklamalar ışığında ikinci uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Olay tarihinden önce sanık ... ile tanık... arasında çekten kaynaklanan borç ilişkisi nedeniyle anlaşmazlık bulunduğu, söz konusu anlaşmazlığın sanık ...’ün bıçaklanması ve bu durumdan sanık ... ile onunla birlikte hareket ettiğine inandığı tanık... Örs’ü sorumlu tutması nedeniyle husumete dönüştüğü, 26.05.2014 tarihinde saat 16.15 sıralarında tanık ...’in tanık ...’ya ait kahvehanede oturan sanık ...’ü konuşmak için ... yerine çağırdığı, görüşmeyi kabul eden sanık ...'ün tanık ...’in ... yerine gitmeden önce oğlu olan sanık ...’ü arayarak bu durumu haber verdiği, sanık ... ile tanık ...’in tamirhane vasfındaki “Hak Kaporta” isimli ... yerine girdikten sonra yazıhane kısmına geçtikleri, bir süre sonra sanık ...’ın da söz konusu ... yerine gittiği, dosya kapsamına göre sanık ... ile tanık ...’in birlikte hareket ettiklerinin anlaşıldığı, sanık ...’ın önce yazıhaneye girdiği ancak içeride bulunanların herhangi bir sorun olmadığını söylemesi nedeniyle 27 ... durduktan sonra çıktığı, bu hususun sanık ... ile tanık ...'in beyanlarına uygun olduğu, aradan iki buçuk dakika geçtikten sonra, muhtemelen yazıhane kısmında başlayan tartışmanın artması nedeniyle sanık ...'ın tekrar içeri girerek bir dakika kadar kaldığı, bu sırada sanık ...'ün, adı geçenlerin bulunduğu ... yerine koşarak geldiği, tamirhane kısmını hiç kimseye bir şey sormadan hızla geçerek doğrudan yazıhaneye yöneldiği, bu esnada elinde silah veya benzeri bir alet bulunmadığı, sanık ...'ün olayın gerçekleştiği ... yerine girdiğinde sanık ...'ın elindeki silahı sanık ...'ün kafasına tutarak tehditte bulunduğunu gördüğü, bu nedenle sanık ...’ün yazıhaneye gitmesinden yaklaşık 15 ... sonra tarafların birbirlerini iterek yazıhaneden çıkmaya başladıkları, bu esnada aralarında maktuller ... ve ... ile katılan ...’in de bulunduğu ... yeri çalışanlarının yazıhanenin kapısının önünde bekledikleri, yazıhanenin önünde tarafların ve diğer çalışanların dâhil olduğu bir arbede yaşanırken saat 16.19.06'da bir el silah patladığı, patlama neticesinde kalabalığın bulunduğu kısımdan ... yerinin ön kısmına doğru olan tavandaki kirişten toz yükseldiği, olay yerinde yapılan incelemede yazıhane giriş kapısı önündeki kaynak makinesinin yanından bir adet 7,65 mm çapında kovan elde edildiği, dolayısıyla ilk atışın bahsi geçen yerde yapıldığı, olay yerinde 7,65 mm çapında başka kovan tespit edilememesi, sanık ...'ın olayın ortasında veya sonunda ateş ettiğine dair bir görüntü bulunmaması ve sanık ...'ün kullandığı silahın 9 mm çapında olması nedenleriyle söz konusu ilk atışın sanık ... tarafından yapıldığının kabulünün gerektiği, her ne kadar olay yerinden elde edilen kovan ile sanık ...'tan temin edilen tabanca arasında bağlantı kurulamamış ise de olay yerinde birden fazla silah bulunma olasılığının veya kolluk güçlerine başka bir silahın teslim edilmiş olması ihtimalinin mevcut olduğunun değerlendirildiği, saat 16.19.10'a kadar tartışmanın ve arbedenin devam ettiği, bu ... itibarıyla sanıklar ... ve ...'ün kaçarak ... yerinin önüne geldikleri, kaçma imkânları bulunmasına rağmen sanık ...'ın kaçarken ateş ettiği, hatta 16.19.14'de dışarı çıktıktan sonra arabaların arkasından ... yerine doğru geri dönerek ateş etmeye devam ettiği, sanık ...’ün kalabalığın üzerine ateş etmesi neticesinde maktuller ... ve ...’in hayatlarını kaybettikleri, katılan ...’in ise yüzünden yaralandığı, saat 16.19.19’da ateşin kesildiği, olay yerinden kaçmakta olan sanık ...'ün ateş eden sanık ...'ü engellemeye yönelik bir davranışının bulunmadığı, tüm tanıkların istikrarlı bir şekilde beyan ettikleri gibi ... yerinde olduğu sırada suça konu silahın sanık ...'ün üzerinde olduğu, sanık ... ile tanık ...’in önce konuşup anlaştıkları ancak sanık ...'ın ve sonrasında sanık ...'ün gelmesiyle işin büyüdüğü, dışarıda arbede devam ederken sanık ...'ün üzerindeki silahı çıkarıp, oğlu ...'e vererek “Vur oğlum!” dediği, bunun üzerine sanık ...'ün kalabalığın üzerine hedef gözetmeksizin ve “kim vurulursa vurulsun” düşüncesiyle ateş ettiği, böylelikle maktuller ... ve ...’e yönelik kasten öldürme, katılan ...'e yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçlarını işlediği, sanık ...’ün sanık ...’ü bu suçlara azmettirdiği ve her üç sanığın da 6136 sayılı Kanun’a göre yasak niteliği haiz silahları taşımak suretiyle anılan Kanun’a muhalefet ettikleri Yerel Mahkemece kabul edilen ve dosyaya yansıyan delillerden belirtilen şekilde gerçekleştiği anlaşılan olayda;
    Yerel Mahkemece tüm evrelerde ifadelerine başvurulan katılan ve tanık beyanları ile sanıklar ... ve ...'ün savunmalarından maktuller ... ve ... ile katılan ...'in sanıklar ... ve ...’e yönelik haksız fiil olarak nitelendirilebilecek herhangi bir söz ve davranışta bulunduklarına dair delil elde edilememesi, bu sebeple sanık ...'ün ilk kez bozma ilamından sonra ileri sürdüğü “Olay sırasında... orada bulunanlara ‘Bunlar buradan sağ çıkmayacak!’ dedi. Şahıslardan birinin de demir levye aldığını gördüm. Orada bulunan kişilerden biriydi ama kim olduğunu bilemiyorum. Hakkımda haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerekir çünkü ben...in bu sözü, orada bulunan kalabalığın içinden bir şahsın demir levye alması ve ...'ın ateş etmesi üzerine panikleyerek ateş ettim.” şeklindeki cezadan kurtulmaya dair savunmasına itibar edilmesinin mümkün olmaması, olay anını görüntüleyen kameralarda maktuller ile katılan ...'ın sanık ... ve tanık ...'le birlikte hareket ettiklerine ilişkin bir kayda rastlanmaması ve sanık ...'ın tüm evrelerde maktuller ile katılan ...'la arasında bir husumet bulunmadığını belirtmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde;
    Sanık ... ile ateş etmesi konusunda kendisini azmettiren sanık ... hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının oluşmadığı kabul edilmelidir.
    Bu itibarla sanıklar hakkında 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan kurulan usul ve kanuna uygun Yerel Mahkemenin direnme kararına konu mahkûmiyet hükümlerinin onanmasına, sanıklar ... hakkında kasten öldürme ve kasten öldürmeye teşebbüs ile sanık ... hakkında bu suçlara azmettirmeden verilen mahkûmiyet hükümlerinin ise, koşulları oluşmadığı hâlde sanıklar hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- ... 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.03.2017 tarihli ve 20-111 sayılı direnme kararına konu, eksik araştırma ile hüküm kurulmadığına ilişkin direnme gerekçesinin İSABETLİ OLDUĞUNA, sanıklar ... hakkında kasten öldürme ve kasten öldürmeye teşebbüs ile sanık ... hakkında bu suçlara azmettirmeden verilen mahkûmiyet hükümleri bakımından haksız tahrik hükmünün uygulanması gerektiğine dair direnme gerekçesinin ise İSABETLİ OLMADIĞINA,
    2- a) Yerel Mahkemenin sanıklar hakkında 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan kurulan usul ve kanuna uygun direnme kararına konu mahkûmiyet hükümlerinin ONANMASINA,
    b) Sanıklar ... hakkında kasten öldürme ve kasten öldürmeye teşebbüs ile sanık ... hakkında bu suçlara azmettirmeden verilen mahkûmiyet hükümlerinin ise, koşulları oluşmadığı hâlde sanıklar hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    3- Dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 10.03.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara