Esas No: 2020/8
Karar No: 2022/176
Karar Tarihi: 15.03.2022
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2020/8 Esas 2022/176 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2020/8 E. , 2022/176 K.Özet:
Sanık T.C.’nin uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan 15 yıl 9 ay hapis ve 3600 TL adli para cezası ile cezalandırılması hakkındaki karar, Yargıtay 20. Ceza Dairesi tarafından \"her türlü kuşkudan uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı gerekçe ile mahkûmiyetine karar verilmesi\" isabetsizliğinden bozulmuştur. Ancak Yerel Mahkeme, direnme kararına konu hükmü usul ve kanuna uygun direnme gerekçesi gösterilmeden vermiştir. Bu nedenle, hükmün bozulması kararı verildiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- TCK'nın 188/3, 188/4, 52/2-4, 53 ve 63. maddeleri (suçun niteliği ve cezaları)
- Anayasamızın 141. maddesi (mahkeme kararlarının gerekçeli olması zorunluluğu)
- CMK'nın 34, 230 ve 232. maddeleri (mahkeme kararlarına ilişkin yönetmelikler ve usul kuralları)
"İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : (Kapatılan) 20. Ceza Dairesi
Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanık ...’ün; TCK'nın 188/3, 188/4, 52/2-4, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 15 yıl 9 ay hapis ve 3600 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin ... 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 09.02.2016 tarihli ve 92-41 sayılı, resen de temyize tabi olan hükmün sanık ve müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 20. Ceza Dairesince 02.03.2017 tarih ve 1550-1487 sayı ile;
"Kendisinde herhangi bir uyuşturucu madde ele geçirilemeyen, hiçbir aşamada suçu kabul etmeyen sanık ...’nin, atılı suçu işlediği konusunda diğer sanık ...’ın suç atma niteliğinde kalan soyut beyanı dışında her türlü kuşkudan uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı gerekçe ile mahkûmiyetine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına oy çokluğuyla karar verilmiş,
Daire Başkanı ...."Suç tarihinde üzerinde suç konusu uyuşturucu madde ile yakalanan sanık ...'ın kovuşturma aşamasında vermiş olduğu savunma dilekçesi ve sözlü savunması, dosyada bulunan HTS kayıt içerikleri ve baz istasyonlarının tespitine ilişkin belgeler, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından sanık ...'ın suç tarihi olan 12.03.2015 tarihinde ... 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 2015/283 D.... nolu önleme kararına istinaden Metro Turizme ait yolcu otobüsünde yapılan arama sırasında karın bölgesine sarılı vaziyette daralı 1.387,3 gr. net 430,063 gram eroin ile yakalanması üzerine soruşturma aşamasında kollukta, savcılıkta ve sorguda susma hakkını kullandığı, kovuşturma aşamasında ilk duruşmadan önce mahkemeye gönderdiği 24.03.2015 tarihli savunma dilekçesi ve mahkemedeki savunmasında, diğer sanık ...'nin teklifi ile bu işe girdiğini ve ...'nin bu uyuşturucuyu beline sardığını, kendisini...'de bulunan .... isimli işyerinden kiraladığı 73 plakalı araçla...'den Yüksekova'da bulunan ... minübüs durağına getirip kendisine Yüksekova-... ve ...-... biletleri aldığını ve ...'a yolcu ettiğini, kendisinin de ertesi gün uçakla ...'a gelip kendisinden ...'da .... Otelinde uyuşturucu maddeyi teslim alacağını belirttiği ve ... ile kendi telefonu olan 0...nolu telefon ile ...'nin kullandığı kardeşinin adına kayıtlı .....nolu telefon ile irtibat kurduğunu beyan etmiştir.
Sanık ...'ın bu ayrıntılı savunması karşısında mahkemece gerekli araştırmalar yapılmış ve sanık ...'nin de suç tarihlerinde kullanmış olabileceğini beyan ettiği ve sanık ...'ın ...'nin kullandığını iddia ettiği kardeşi.... adına kayıtlı telefon ile 03.03.2012 tarihinden suç tarihi olan 12.03.2012 tarihine kadar (en son 12.03.2015 saat 10:42) birçok görüşmelerinin olduğunun HTS kayıtları ile tespit edilmiş olması ve yine suç tarihinde sanık ...'ın savunmasını doğrular mahiyette, sanıklar Tarık ve ...'nin telefonlarının...'den sinyal alması ve sanık ...'ın savunması doğrultusunda mahkemenin yazısı üzerine kolluk tarafından, 12.08.2015 tarihinde ...Rent a Car sahibi...Sezai'nin alınan beyanında ...'ün kendisinden defalarca araç kiraladığının ve 01.01.2015 tarihi ile 15.03.2015 tarihleri arasında kendisinden araç kiraladığını hatırladığını ancak işletmesinin 2015 yılında kapattığı için evrakları imha ettiğine ilişkin beyanı ve sanık ...'nin, sanık ...'ın soruşturmasında belirttiği şekilde suç tarihinden bir gün sonra 13.03.2015 tarihinde bbb ...... sefer sayılı uçağı ile....sayılı koltukta seyehat ettiğinin belirlenmesi ve ayrıca sanık ...'nin de ...'da ikamet etmediği hâlde o tarihte alacaklılarından kaçmak için ...'a gittiğini belirten tevil yollu savunması, sanık ...'ın üzerinde yakalanan uyuşturucu maddenin sanık ... tarafından kendisine verildiğini belirten savunmalarının somut delil ve olgularla örtüştüğü, ayrıca sanık ...'ın etkin pişmanlıktan faydalanmak amacıyla gerçekte olmayan olgu ve olayları bu kadar ayrıntılarıyla anlatması ve bu anlatılan olgu ve olaylarında suç tarihinde gerçekleşmiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi, sanık ...'ın sanık ...'ye suç isnat etmesini gerektirecek bir husumetlerinin bulunmaması karşısında, sanık ...'nin müsnet suçu işlediği hususunda tam bir vicdani kanaatimiz oluştuğundan, usul ve yasaya uygun bulunan Yerel Mahkeme kararının onanması gerektiği" düşünceleri ile karşı oy kullanmışlardır.
Yerel Mahkeme ise 08.11.2017 tarih ve 155-294 sayı ile bozma kararına direnerek önceki hüküm gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.
Direnme kararına konu ve resen de temyize tabi bu hükmün sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.05.2018 tarihli ve 302 sayılı "Onama" istekli tebliğnamesiyle dosya 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 20. Ceza Dairesince 05.12.2019 tarih, 4277-6941 sayı ve oy çokluğu ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire çoğunluğu ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; direnme kararının yasal ve yeterli gerekçe içerip içermediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Yerel Mahkemece bozmadan sonra yapılan yargılama sonucunda, direnme nedenleri gösterilmeden ve bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan, ilk hükümdeki gerekçenin aynen tekrarlanması suretiyle direnme kararına konu hükümlerin kurulduğu anlaşılmaktadır.
Anayasamızın 141 ve 5271 sayılı CMK’nın 34. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının gerekçeli olması zorunludur. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, kanun koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi uygulamada da keyfiliğe yol açacağında kuşku yoktur. Nitekim Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş uygulamalarına göre de bir karar bozulmakla tamamen ortadan kalkacağından, Yerel Mahkeme tarafından CMK’nın 34, 230 ve 232. maddeleri uyarınca yeniden usulüne uygun olarak hüküm kurulması, bunun yanında direnmeye ilişkin gerekçenin de gösterilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında ön sorun değerlendirildiğinde;
Sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan yapılan yargılama sonucunda Yerel Mahkemece sanığın mahkûmiyetine ilişkin verilen resen de temyize tabi olan hükmün sanık ve müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Ceza Dairesince 02.03.2017 tarih ve 1550-1487 sayı ile; “Kendisinde herhangi bir uyuşturucu madde ele geçirilemeyen, hiçbir aşamada suçu kabul etmeyen sanık ...’nin, atılı suçu işlediği konusunda diğer sanık ...’ın suç atma niteliğinde kalan soyut beyanı dışında her türlü kuşkudan uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı gerekçe ile mahkûmiyetine karar verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına oy çokluğuyla karar verildiği, bozma sonrası yapılan yargılamada sonucunda Yerel Mahkemece “bozma ilamına direnilmesine” ve sanık ...’ün önceki hükümdeki gibi cezalandırılmasına karar verilerek direnme nedenleri gösterilmeden ve bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan, ilk hükümdeki gerekçenin tekrarlanması suretiyle direnme kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Yerel Mahkemece, sanık ... hakkındaki son hükme direnilirken, Anayasamızın 141. maddesi ve CMK’nın 34, 230 ve 232. maddeleri doğrultusunda işlem yapılmamış olup direnme nedenleri gösterilmeden, bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan bozma ilamından önce kurulan hükümdeki gerekçenin tekrarlanması suretiyle hüküm kurulması isabetli değildir.
Bu itibarla, diğer yönleri incelenmeyen direnme kararına konu hükmün belirtilen nedenle bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.11.2017 tarihli ve 155-294 sayılı direnme kararına konu hükmünün, usul ve kanuna uygun direnme gerekçesi gösterilmeden karar verilmesi isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 15.03.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.