Esas No: 2017/955
Karar No: 2022/179
Karar Tarihi: 17.03.2022
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/955 Esas 2022/179 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2017/955 E. , 2022/179 K."İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 187-305
Sanıklar ... ve ...’ın nitelikli kasten öldürme suçundan, sanık ...’nun ise nitelikli kasten öldürme suçuna azmettirmeden beraatlerine ilişkin Akhisar Ağır Ceza Mahkemesince verilen 07.05.2013 tarihli ve 211-182 sayılı hükümlerin katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 06.04.2015 tarih, 4977-2049 sayı ve oy çokluğuyla;
“...Sanık ... adına sahiplik belgesi bulunan yivsiz av tüfeğinin öldürme olayında kullanılması, sanıklar arasında olay öncesi ve sonrası telefon trafiği bulunması, sanık ...'in maktulün bulunduğu yeri telefonla ...'e bildirmesinden sonra öldürme olayının gerçekleştirilmesi karşısında; nitelikli öldürme suçunun işlenmesinden önce yardımda bulunmak suretiyle sanıklar ... ve ...'ın fiillerinin icrasını kolaylaştıran bu sanıkların TCK'nın 82/1-a-j, 39/2-c maddeleri uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmaları gerektiği gözetilmeden oluşa uygun düşmeyen gerekçeler ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiş;
Daire Üyeleri ... ve D. Kahveci ise beraat hükümlerinin onanması gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi ise 01.10.2015 tarih ve 187-305 sayı ile;
“Sanıklar ..., ... ve ...'nun maktul ...'nun hükümlü ... ve ... tarafından kasten öldürülmesi eylemine doğrudan veya fiilin icrasını kolaylaştırmak suretiyle yardım eden sıfatıyla sebebiyet verdiklerine ilişkin kesin, şüpheden uzak, inandırıcı delillerin dosya kapsamına yansımadığı,” gerekçesiyle bozmaya direnerek ilk hükümler gibi sanıkların beraatlerine karar vermiştir.
Bu hükümlerin de katılanlar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.03.2016 tarihli ve 7222 sayılı “Onama” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca 14.12.2016 tarih ve 342-1946 sayı ile 6763 sayılı Kanun'un 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 10. madde uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 04.07.2017 tarih ve 443-2529 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığın iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanıklar ..., ... ... ve ... hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan verilen beraat kararları ile sanıklar ... ... ve ... ... hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleri Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup direnmenin kapsamına göre inceleme sanıklar ..., ... ve ... hakkında nitelikli kasten öldürme suçu ve bu suça azmettirmeden kurulan beraat hükümleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklar ..., ... ve ...’ın, nitelikli kasten öldürme suçuna yardım etmek suretiyle iştirak edip etmediklerinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
31.12.2010 tarihli olay yeri inceleme raporunda; 31.12.2010 tarihinde saat 16.50 sıralarında, ... ili, Soma ilçesi, Cenkyeri kasabasında silahlı saldırı sonucu bir erkek şahsın öldürüldüğünün bildirilmesi üzerine, saat 17.30 sıralarında olay yerine gidildiği, olayın Cenkyeri kasabası içerisinde bulunan Soma- Kınık kara yolunun 500 metre kuzeyinde bulunan Adnan Menderes Caddesi’nde, çimenlik alanda meydana gelmiş olduğu, çimenlik alan üzerinde, yola yaklaşık 120 cm mesafede sırtüstü yatan bir erkek cesedi olduğunun görüldüğü, olay yerinde bir paket sigara, 1 adet çakmak ile 3 adet av tüfeği kartuşu bulunduğu tespitlerine yer verildiği,
Jandarma Genel Komutanlığınca düzenlenen 12.01.2011 tarihli uzmanlık raporunda; tetkik için gönderilen 3 adet 12 kalibre av fişeği kartuşunun kalibrelerine uygun tek silahtan atıldıklarının belirtildiği,
... Adli Tıp Grup Başkanlığınca düzenlenen 20.01.2011 tarihli otopsi raporunda; “185 cm boyunda, 55 yaşlarında ... gözlü, kırçıllı saçlı, 1-2 günlük tıraşlı, beyaz tenli, sünnetli erkek cesedinde ölü katılığının devam ettiği, ölü lekelerinin vücut arka yüzünde bası görmeyen yerlerde hafif düzeyde oluşmuş olduğu gözlendi. 1- Sol antekubital bölgede 6x3,5 cm’lik yara dudaklarında yer yer kontüzyon bulunan düzensiz kenarlı ateşli silah giriş yarası, 2- 1 numaralı lezyonun 4 cm üst iç kısmında 8x4 cm’lik ve 1 numaralı lezyonla birleşik çıkış yarası, 3- Sol kol 1/3 distal lateral yüzde 3,5x2,5 cm’lik kenarlarında kontüzyon bulunan ateşli silah giriş yarası, 4- Sol kol 1/3 orta iç bölümde 3,5x2 cm’lik 3 numaralı lezyonla birleşik ateşli silah çıkış yarası, 5- Göğüs sol lateral duvarında, 7’nci kostanın orta aksiller hatla kesiştiği yerde, kenarları kontüzyonlu, çevresi ekimozlu göğüs boşluğuna nafiz ateşli silah giriş yarası, 6- Göğüs sağ lateral duvarında, 8’inci interkostal aralığın orta aksiler hatla kesiştiği yerde 2x1,5 cm’lik ateşli silah çıkış yarası olduğu gözlendi. Kişinin ölümünün, ateşli silah ile yaralanmaya bağlı iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu meydana gelmiş olduğu, cesetten ateşli silaha ait herhangi bir metalik parça elde edilmediği, cesette en az iki atış ile oluşmuş ateşli silah yaraları mevcut olduğunun” bildirildiği,
01.01.2011 tarihli tutanakta; Plaka Tanıma Sistemi (PTS) kayıtlarından ... plakalı aracın 31.12.2010 tarihinde saat 13.53.40’ta Anıt Kavşağına girdiği, aynı tarihte saat 18.07.06’da ise kavşaktan çıktığının ifade edildiği,
Jandarma Genel Komutanlığınca düzenlenen 12.01.2011 tarihli uzmanlık raporunda; maktulden, tanıklar ... ve ...’dan alınan svaplarda atış artığına rastlanılmadığı, maktulün giysilerindeki deliklerin etrafındaki atış artıklarının incelenmesinden, atışın yakın atış mesafesinden yapıldığının; 30.03.2011 tarihli uzmanlık raporunda ise; ... plaka sayılı araçta ... ..., ... ... ve ... ...’ın parmak ve avuç izlerine rastlandığının belirtildiği,
09.06.2011 tarihli teşhis tutanağında; “...’ın, 1 no’lu kartı tutan ve kendisine göre soldan 1. sırada bulunan ... isimli şahsı göstererek teşhis etmiş, şahsı araçta gördüğünü ve aracın arka kısmından sürgülü kapıyı açarak elinde av tüfeği ile ateş ettiğini gördüğünü beyan ettiği 2, 3, 4 ve 5 no’lu kartı tutan şahısları (..., ... ..., ... ... ve ...’i) olay günü araçta görmediğini beyan etmiştir.” ifadesine yer verildiği,
HTS kayıtlarında; maktulün öldürüldüğü 31.12.2020 Cuma günü saat 10.59'da ... adına kayıtlı ancak ... ...'ın kullandığı ... numaralı hat ile sanık ... adına kayıtlı ... numaralı hat arasında 533 saniye uzunluğunda bir görüşme kaydı bulunduğu,
Anlaşılmaktadır.
Katılan ... Mahkemede; “Ben olayı görmedim, olay sırasında ...’deydim, olayın olduğunu ...'dan haber aldım, iddianameye konu olan daha önce okuduğunuz 2004 yılında yaşanan ve 5 kişinin ölümü ile sonuçlanan olay sebebi ile bu sanıkların hepsi ile sanık ... ...'in kayınpederi tarafı ile aramızda husumet vardır. ...'in kayınpederi 2004 yılında yaşanan olay sonrası bizim ile konuşmamaya başladı, hatta bu olay öncesi itibarıyla ...'in kayınpederi ile aramızda husumet vardı. ...'in kayınpederinin adı ... ...'tır. Bir kız kaçırma olayı sebebi ile ... ...'ın akrabaları babamın amcasının oğlunu öldürmüşlerdi. Cenkyeri Kasabası’nda ...'ı gören başka insanlar vardır, bu tanıkları tespit edip mahkemenize getireceğim, ayrıca ... ile eskiye dayalı bazı belgeleri mahkemenize sunacağım, ... ile aramızda bir husumet yoktur, ... ile aramızda bir husumet, düşmanlık yoktur, ..., ...'ın iştirakı ile babamı öldürmüşlerdir, ... ile aramızda bir problem, bir husumet yoktur, bu olayın esas azmettiricisi ...’da oturan ... oğlu ...'dır, ... bu işte kullanılmıştır, şöyle ki para karşılığı yardımcı olmuştur, 24.01.2011 tarihinde ...'ın silahının kaybolduğu ortaya çıktı, ...'ın yakalandığı gece ...'ın evine baskın yapılmıştır, ...'ın telefon görüşme kayıtlarına bakarsanız olay günü ... ile görüşmelerinin olduğu anlaşılacaktır, sanıklardan şikâyetçiyim cezalandırılmalarını istiyorum, ayrıca tutuksuz yargılanan sanıkların da tutuklanmasını talep ediyorum.”,
Katılan ... ... Mahkemede; “Ben iddianameye konu olayı görmedim görgüye dayalı bir bilgim yoktur, sanıkların tümünden şikâyetçiyim, cezalandırılmalarını istiyorum, sanıklar iş birliği içinde babamı öldürdüler, babam vurulduğu zaman üstünde silah yokmuş, tutuksuz yargılanan sanıkların tutuklanmasını talep ediyorum, iddianamede anlatılan 5 kişinin ölümü ile sonuçlanan olay doğrudur, ...'in kayınpederinin akrabaları 2004 yılından önce 1990 yılında babamın amcasının oğlunu öldürmüşlerdir.”,
Tanık ... Kollukta; “Maktul ... benim uzaktan akrabam olur. Babasıyla annem teyze çocuğudurlar. Bu sebeple beni ziyaret etmek için ... ilinden 28.12.2010 tarihinde saat 20.00 sıralarında geldi. Yanında ...’nun amca oğlu ... da vardı. Evimde 3 gün kadar kendilerini misafir ettim. Bugün saat 11.00 sıralarında cuma namazını kılmak için Soma ilçesine beraber geldik. Yanımızda ufak çocuğum olduğu için ben cuma namazını kılamadım, ancak ... ile ... pazar yerinin arka tarafında bulunan camiye giderek namaz kıldılar. Cumadan çıkınca tekrar Cenkyeri'ne benim evime döndük. Eve geldiğimizde saat 13.30 sıralarıydı. Evde hep beraber öğle yemeği yedik. Yemekten sonra otururken ... isimli akrabamızı ziyaret edelim dedik. Sonra ben ...’a telefon açtım, ‘Bize gel' diyecektim. Ama o bizden büyüktür, bizim ona gitmemiz gerekir diyerek telefonu kapattım. Sonra arabayla gidelim dedim. Maktul ... ‘Arabayla gitmeye gerek yok, yayan gidelim, hem yediklerimiz erir, hem de hava alırız.’ dedi. Saat 16.20 sıralarında evimizden çıktık. Cenkyeri kasabası, Menderes Caddesi’nde araçların geliş istikametinden ters istikamette, su deposu yoluna doğru yürüyorduk. Birden arkamızdan bir silah sesi duyduk. Hızla o istikamete döndüğümüzde, siyah (füme) renkli Ford Connect marka bir araç gördüm. Şoförün yanında oturan 30 yaşlarında, esmer tenli saçlarını yana taramış üzerinde koyu renkli elbiseli şahsın elinde tabanca vardı. Tabancayı bize doğru doğrultmuştu ve ateş ediyordu. Arka taraftaki sürgülü kapının yarı açık vaziyette olduğunu ve buradan da genç yaşlarda yüzünü tam olarak görmediğim koyu renkli elbiseli şahsın elinde av tüfeği gördüm. O da seri şekilde ateş ediyordu. ... bizim gidiş istikametimizin soluna kendini attı. Ben de onun yaralandığını düşünerek yanına gittim. O sırada bu araç hızlıca Soma-Kınık yoluna doğru gitti. Araçta 3 kişi gördüm. Ben ...’nun yanına atladığım için aracın plakasını göremedim. Bu şahısları daha önce hiç görmedim. Yüzlerini görmediğim için daha sonra görsem de tanımam. ...'in yanına vardığımda ilk etapta vurulduğunu görmedim. Siyah paltosunu çıkarınca sol koltuk altından kan aktığını gördüm. ... o sırada yaşıyordu. Ancak bilinci açık değildi. Hemen 156, 112 ve 155’i aradım. Ancak hiçbirini düşüremedim. ...’yı cep telefonumdan aradım ve ...’in vurulduğunu söyledim. Olay yerine daha sonra Jandarma geldi. ...’nun memleketi ... ilinde, Sevoyi aşiretinin kolları olan ... kabilesi ile ... kabilesi arasında 7 yıl öncesine dayanan kan davası vardı. Kendisi ... kabilesindendi ve amcasının oğlu yedi yıl önce ... kabilesinden bir şahsı öldürmüştü. Ben bu kabileden insanların intikam için ...’yu öldürdüklerini tahmin ediyorum, fakat kesin olarak şudur diyemem. Olay ile ilgili bilgim budur.”,
Cumhuriyet Başsavcılığında 14.01.2011 tarihinde; “29.12.2010 tarihinde ... beni arayarak ...’de olduğunu ve Soma'ya geleceğini söyledi. Ben de ‘Tamam.’ dedim, ... ve ...'yu Savaştepe-Soma kavşağında 19.30 sıralarında alarak Cenkyeri kasabasındaki evime götürdüm o geceyi hep birlikte evimizde geçirdik. Ertesi gün 30.12.2010 tarihinde birlikte Bergama Kınık Göçbeyli taraflarını dolaştık çünkü ... buralardan arazi almak istiyordu. Bana ... zaman zaman ...'da huzurunun olmadığını buralara gelip yerleşmek istediğini söylüyordu. O gün Göçbeyli'ye giderek orada dolaştığımız esnada ...'nun aşiretinden olan ... ile karşılaştık, ben ...'i tanımıyordum, orada kendisini tanıdım. ..., ..., ... ve ben hep birlikte Göçbeyli'de bulunan pazar yeri civarındaki köşede bulunan kahvede yaklaşık 10 dakika kadar oturduk, birer çay içtik ve oradan ...'in yanından ayrıldık. Bergama istikametine doğru gittik Bergama'nın çıkışından dönerek tekrar Kınık'a geldik. Saat hatırladığım kadarı ile 14.00 sıraları idi. Kınık'ta biraz oyalandıktan sonra eve döndük. O gün akşam evden çıkarak ... ben ve ... bana ait araba ile akrabamız olan ...'nın evine gittik, orada akşamleyin oturup muhabbet ettikten sonra gece 00.00 sıralarında evimize döndük. 31.12.2010 tarihinde sabah kalkıp kahvaltı yaptıktan sonra yaklaşık 11.00 sıralarında Soma'ya geldik. Soma merkezde biraz oyalandıktan sonra benim 4 yaşındaki küçük oğlum ile dışarıda bekledik. ... ve ... cuma namazını kılmak için merkezde bulunan camiye girdiler. Cuma namazı bitene kadar ben oralarda oyalandım. Biraz da alışveriş yaptım. Saat 13.00 sıralarında tekrar ... ve ... ile buluştum. ...'yı arayarak kendisine sabahleyin söylediğim öğle yemeğini birlikte yiyelim sözünü hatırlattım. O da ‘Ben yemek yiyorum, ikindi çayını birlikte sizde içelim.’ dedi. Biz de hep birlikte Cenkyeri kasabasına giderek benim evimde öğle yemeğini yedik, saat tahminen 15.00 sıraları idi. Bu sırada ...'yı tekrar arayarak ‘Bize ne zaman geliyorsun?’ dediğim sırada ... bana dönerek ‘O bizden büyüktür, biz oraya gidelim.’ dedi. Ben bu şekilde ...'ya oraya geleceğimizi söyleyerek telefonu kapattım. Yediklerimizi hazmetmek için yaya olarak evden çıktık ve ...'ya gitmek üzere yola düştük. ... ve ...'nun ruhsatlı silahlarını geldikleri sırada güvenilir bir yere bıraktıkları için üzerilerine o gün dışarı çıkarken de almamışlardı. Cadde üzerinde yürüdüğümüz esnada arkamızdan bir tabanca sesi duydum. Arkama dönüp baktığımda, arkamızdan gelmekte olan ve şu anda bana göstermiş olduğunuz 4 numaralı fotoğraftaki ... plakalı Ford Connect marka aracı gördüm. O gün aracın sadece rengini hatırlayabilmiştim, plakasını o telaştan alamamıştım ama bana gösterdiğiniz fotoğraftaki araç olay esnasındaki araçtır. Aracı kullananın kim olduğunu bilmiyorum. Görsem de şu an hatırlayamam, ancak aracın sağ ön tarafında oturan şahıs bana göstermiş olduğunuz bir numaralı fotoğraftaki şahsa benzemektedir. Bana göstermiş olduğunuz 3 numaralı fotoğraftaki şahıs araç içerisinde olup olmadığını bilmiyorum. Yine 2 numaralı fotoğraftaki şahıs da araç içerisinde olup olmadığını göremedim. Benim hatırladığım kadarıyla araçta 3 kişi olduğunu net bir şekilde gördüm ancak aracın arka kısmını tam olarak göremediğim için araçta daha fazla kişi de olabilir. Aracın önünde oturan ve 1 numaralı fotoğraftaki şahsa benzeyen şahsın elinde tabanca vardı. Elindeki tabancayı bize doğru doğrultmuştu ancak aracın camı açık ve tabancayı da aracın içerisinden tutuyordu, aracın sağ arka kısmındaki sürgülü kapı yarım açıktı ve oradan da hatırlayamadığım ancak daha sonra fotoğrafta gösterildiği takdirde teşhis edebileceğim bir şahıs elinde pompalı silahı tutuyordu. Bacaklarının üzerindeki silahın namlusu dışarıda idi. Bu sırada ben yolun gidiş yönüne göre sol, ... sağımda, ...'nun sağında da ... bulunuyordu. ... hemen kendisini sol tarafa doğru attı. Arabada bulunan pompalı silahı tutan şahıs ... ve bana doğru ateş etti. Şu an kaç el olduğunu hatırlamıyorum ama 3’ten fazlaydı. ...'ya kurşunların isabet ettiğini görmedim. ... araç geçer geçmez kendini sol tarafta bulunan boş arsaya doğru attı. ... ona doğru ilerleyerek yakalamak istedi. ... yere düşünce ...'yu kontrol etti ve yaralandığını anladı. Ben giderek ...'yu kontrol ettim. Birkaç saniye nefes aldıktan sonra öldü. Ben o sırada polisi, jandarmayı ve acil yardım ekibini aramak istedim ancak telaştan düşüremedim. Hemen akabinde ...'yı arayarak olayı kendisine anlattım. Olay bu şekilde olmuştur. İfademde gerçeği yansıtmayan hiçbir şey yoktur. Arkada silahı tutan şahıs esmer tenli, yüzü ince, siyah saçlı, saçları soldan sağa doğru taranmış, hatırladığım kadarı ile 20’li yaşlarda bir şahıstı. Ben ... ailesinden hiç kimseyi tanımam, bana sormuş olduğunuz ..., ..., ... ..., ... isimli şahısları tanımam.”,
Cumhuriyet Başsavcılığında 24.01.2011 tarihinde; “Olay günü araç içerisinde bulunan ve ateş eden, elinde pompalı tüfeği tutan şahıs, bana göstermiş olduğunuz 5 numaralı fotoğraftaki şahıstır, olay günü elinde tüfek ile ...'ya ateş eden şahıstır. Ayrıca bu şahıs şu anda adliye koridorunda beklemekte olan şahıstır. Adının ne olduğunu bilmiyorum. ama o gün bu şahısı net gördüğüm için fotoğrafta teşhis etmede güçlük çekmedim.”,
Cumhuriyet Başsavcılığında 19.02.2011 tarihinde; “Ben daha önce Cumhuriyet Başsavcılığınızda ifade vermiştim. Aynen tekrar ederim. Bana göstermiş olduğunuz şahısları (... ve ... ...’ı) tanımam olay günü araç içerisinde ön tarafta görmedim. Ancak arka tarafı koyu filmli olduğu için arka tarafta kimin olduğunu görmedim. Bana göstermiş olduğunuz şahısların arka tarafta olup olmadığı konusunda bir şey diyemiyorum çünkü arka tarafta oturanları görmemiştim. ...'yu tanırım. Kendisi ile yakın derecede akrabalığımız bulunmamaktadır. Ayrıca samimiyetim de yoktur, bildiğim kadarıyla ... ailesince dışlanan birisidir, geçmişte yaptığı ahlaksız hareketler neticesinde istenmemektedir. ...'ya ya da kendi kardeşlerine bir husumetinin olduğunu düşünmüyorum. ...'nun cenazesi için Diyadin ilçesine gitmişti. Orada kendisini gördüm ama konuşmadım.”,
Mahkemede; “Olay günü 16.30 civarları ben, ... ve ... ... ile birlikte evden çıktık, ...'nın evine doğru gidiyorduk, tam Adnan Menderes Caddesi üzerinde yaya olarak ilerliyorduk, ben ...'nun solunda idim, ... de ...'nun sağında idi, ... ortadaydı, bu hâlde yürüyorduk, bu şekilde 100 metre kadar ilerlediğimiz sırada ... elini cebine attı, sigara çıkarıyordu, o esnada sol arka tarafımızdan bir silah sesi geldi, bunun üzerine ben sol omzumun üzerinde kafamı çevirip arkaya doğru döndüm, bizim istikametimize doğru gelen koyu renkli Connect marka bir araba gördüm, ben bu arabayı gördüğümde aramızda 8-10 metre mesafe vardı ya da yoktu, arabanın içerisinde şoför ile beraber 3 kişi vardı, şoförün yüzünü tam olarak göremedim, şoförün kim olduğunu tespit edemedim, araba çok ağır gidiyordu, 1. viteste idi, o civarda idi, bu şoförün dışında 2 kişiden birisi şoförün yanında oturuyordu ve elinde tabanca vardı, birisi de arka tarafta şoförün yan tarafına gelecek koltuğun arkasında oturuyordu, sürgülü kapı açıktı, oturan kişi koyu renkli bir takım elbise giymişti, arka tarafta oturanın elinde tüfek vardı, arabanın bahsetmiş olduğum bu kişilerin oturduğu kısmı bizim yürüdüğümüz olan tarafta kalıyordu, arka taraftaki kişi elindeki tüfeği bize doğrultmuştu, ön taraftaki kişi elindeki tabancayı camdan tamamen dışarı çıkarmamıştı arabanın içerisine doğru tabancayı tutmuş ancak bize doğrultmuştu, ben sanıkların hiçbirisini daha önce hiç görmedim, ben 3 elden fazla silah sesi duydum, silahların 2’sini de bize doğrultmuşlardı, ancak bize doğru ateş açılma olayı bu silahlardan 2’si ile mi yapıldı, birisi ile mi yapıldı, bilmiyorum, göremedim, sadece silah seslerini duydum, silahlar bize doğrultulmuştu, araba hafiften önümüze kırıp bizim önümüze doğru gelmeye başladı, bu arada ... arabanın önünden arabanın sol tarafına geçti, çünkü araba ağır gidiyordu, araba geçtikten sonra ... yolun sol tarafına doğru boş arsaya doğru koşmaya başladı, ... yere tökezleyip düşerken ... ...'i tuttu, ... yüzükoyun yere gelince ... onu ters çevirdi, ben bu iki kişinin yüzlerini net olarak gördüm, ölen ...'in babası ile annesi kuzendir, aynı zamanda ölen ...'in amcasının kızı benim eşimdir, ...'nun kardeşi benim eşimdir. ... da ölen ...'in amcasının oğludur, ben ilk silah sesini duyduğum zaman sol omzumun üzerine doğru dönüp baktığım sırada zaten şoförün yan tarafta elinde tabanca olup bu tabancayı bize doğrultan ve arkada oturan kişinin tüfeği doğrulttuğunu gördüm, bu şahısları bu esnada ne olduğunu anlamaya çalıştığım sırada gördüm, silah seslerinin geldiği zaman dilimi 25-30 saniye kadardı, araba önümüze doğru gelip devam ettiği sırada silah sesleri gelmeye devam ediyordu, öyle zannediyorum ki bu araba önümüze gelip iyice yaklaştığı zaman ... son kurşunu yediğini düşünüyorum.” Tanığa duruşma salonunda bulunan sanıklar gösterilip aracın içerisinde bulunan kişilerin hangisi olduğu sorulunca; (Bu şahıslardan ...'ı göstererek), "Bu kişi arabanın arka tarafında tüfek elinde olan kişi idi, (... ... ve ... ... isimli sanıkları göstererek) Bunlar aracın içerisinde bulunan şahıslardan değildi, bunlar varsalar da görememiş olabilirim, arabanın arka camları renkli cam idi, arabanın ön tarafında oturan kişinin saçları beyaz idi, (...'ı gösterek) Buna biraz benziyordu, ancak bu olup olmadığına tam emin değilim, çünkü olayın üzerinden uzun zaman geçti.”; ...'nun saçlarının beyaz olması sebebi ile tanığa gösterilip sorulunca; “Bu şahıs değildi, yüzü yuvarlaktı, kır saçlı idi, benim arka tarafta elinde tüfek olan ve gördüğümü söylediğim kişi takriben 25 yaşlarında bir kişi idi.” ... gösterilip sorulunca; “Bana göre ... 25 30 yaşlarında göstermektedir, gelen silah sesinin tabanca sesi mi yoksa tüfek mi onu ayıramadım. Arka camlar renkli idi, az önce de bahsettiğim gibi ... arabanın ön tarafından sola doğru geçti bu sırada arkadaki kişileri görmüş olabilir, ben bulunduğum yerden araziye doğru gittim, ön tarafa geçmedim, bu nedenle ben arabanın yan tarafında bulunduğum sırada arabaya baktım, arabanın camları renkli olduğu için göremedim, arabanın kapısı açık olduğu için elinde tüfek olan kişi ile hemen onun ön tarafında oturup da elinde tabanca olan kişiyi gördüm.”,
Tanık ... Kollukta; “Maktul ... benim amcamın oğlu olur. Ben ... ilinden ... ile birlikte 28.12.2010 tarihinde saat 20.00 sıralarında Soma ilçesine geldim. Soma ilçesinden kız kardeşimin eşi olan ...’a ziyaret için geldik. Bizi Soma ilçesinden ... aldı ve Cenkyeri kasabasına kendi arabasıyla götürdü. Bizi evinde 3 gün misafir etti. Bugün saat 11.00 sıralarında Soma ilçesine cuma namazı kılmak için yola çıktık. ...’ın kullandığı araba ile ben ... ve ...’in ufak çocuğu Baran ile Soma’ya geldik. Cuma namazını camide ... ile birlikle kıldık. ... namaza gelmedi. Cuma namazından sonra tekrar Cenkyeri’ne ...’in evine geldiğimizde saat 13.30 sıralarıydı. Evde hep beraber öğle yemeği yedik, yemekten sonra otururken Cenkyeri’nde ikamet eden ... isimli dayımı ziyaret etmek için üçümüz yola çıktık. ... ‘Araba ile gidelim.’ dedi. Ancak maktul ..., ‘Arabayla gitmeye gerek yok yaya gidelim, hem yediklerimiz erir, hem de hava alırız.’ dedi. Saat 16.20 sıralarında evden çıktık, Cenkyeri kasabası, Menderes Caddesi’nde araçların geliş istikametinden ters istikamette su deposu yoluna doğru yürüyorduk. Biraz sonra arkamızdan bir silah sesi duyduk, oraya döndüğümüzde füme renkli Ford Connect marka bir araç gördüm, aracın önündekileri göremedim ama arka kapı yarı açılmış idi, içerisinde beyaz tenli, normal kilolu, orta yaşlarda bir şahıs av tüfeği ile bize doğru ateş ediyordu, araç çok hızlı hareket ediyordu, ben can havliyle yolun sol kısmındaki tarlaya kendimi attım, ... benim olduğum istikamete doğru düştü. Ben hemen üstüne kapandım, araç hemen kaçtı, plakasını ve şahısların eşkâllerini alamadım, ...'i kontrol ettiğimde ilk önceleri nefes alıyordu, üstündeki paltoyu çıkarıp yarasına baktım, sağ tarafında koltuk altında yarası vardı ve kanıyordu. Bu sırada ... polisi, jandarmayı ve acil servisi aradı ama panik içerisinde düşüremedi, zaten on dakika sonra olay yerine jandarma geldi, onlar gelmeden birkaç dakika önce ...’i kaybettik. ...’nun memleketimiz ... ilinde Sevoyi aşiretinin kolları olan ... ve ... kabilesi arasında 7 yıl öncesine dayanan kan davası vardır. Kendisi ... kabilesindendi ve amcasının oğlu ... yedi yıl önce ... kabilesinden beş şahsı öldürmüştü. Ben bu kabileden insanların intikam için ...’yu öldürdüklerini tahmin ediyorum fakat kesin olarak şudur diyemem.”,
Cumhuriyet Başsavcılığında 18.02.2010 tarihinde; “Amcamın oğlu ... 31.12.2010 tarihinde Soma ilçesi, Cenk kasabasında ateşli silah ile öldürüldü. Ateş eden şahıslar bir aracın içindeydi. Aracın plakasını göremedim ancak araç füme renginde Ford Connect marka idi. Aracın içerisinde beş kişi vardı. Aracın kapısını ... açtı. Elinde av tüfeği vardı. Ayrıca ...'in yanında ...'ı gördüm. O da aracın ön tarafında oturuyordu. Elinde tabanca vardı. ... pompalı tüfekle 3 el ateş etti. ...'ın ateş ettiğini görmedim. Ancak biz yürürken bu araç arkamızdan geldiği sırada ateş edildi. ... bu esnada ateş etmiş olabilir. Diğer üç şahsı tanıyamadım. Daha doğrusu yüzlerini göremedim. Diğer üç şahsı şu anda görsem tanıyamam. Tarafıma şu anda gösterilen ... ... ve ... ...'ı çocukluklarında görmüştüm. Yaklaşık altı yedi yıldır görmüyorum. ... ve ...'ın olay sırasında söz konusu araçtaki şahıslar olup olmadıklarını bilmiyorum. Bu şahısları teşhis edemedim. Ben olayla ilgili Soma Cumhuriyet Başsavcılığında ayrıntılı ifade vermiştim. O ifadem doğrudur.”,
Cumhuriyet Başsavcılığında 21.02.2011 tarihinde; “Amcamın oğlu ... 31.12.2010 tarihinde Soma İlçesi Cenk kasabasında ateşli silah ile öldürüldü. Ateş eden şahıslar bir aracın içindeydiler. Aracın plakasını göremedim ancak araç füme renginde Ford Connect marka idi. Aracın içerisinde beş kişi vardı. Tarafıma şu an göstermiş olduğunuz üzerilerinde 5 rakamı yazılı resimdeki kişi ...'dır. Olay tarihinde aracın arka kısmında oturuyordu. ... arka kapısı açık olan arabadaydı ve elinde av tüfeği vardı. ... pompalı tüfekle 3 el ateş etti. ...'ın bu ateşinden ötürü kurşunlar ...'ya isabet etti ve ... hayatını kaybetti. Şu anda fotoğraftaki bana göstermiş olduğunuz kişi ...’dır ve ...'ya ateş ederek, öldürmüştür.”,
İstinabe olunan Mahkemede. “Maktul ... benim amcamın oğludur. Olay tarihinden önce birlikte ...'ya bir akrabamıza başsağlığına gitmiştik. Dönüşte ...'nın Soma ilçesinde bulunan akrabamız ...'ın evine geldik. Orada birkaç gün ...’in evinde kaldık. Orada kaldığımızı ...'den ve ...'dan başka kimse bilmiyordu. Olay günü ...'yı ... defalarca arayıp yemeğe ve çay içmeye davet etti. Önce geleceğini söyledi sonra gelmek istemeyince, ... ‘O bizim büyüğümüzdür, o gelmiyorsa biz gidelim.’ dedi. Bunun üzerine ben ... ve ... ile birlikte yürüyerek ...'un evine gitmek üzere yola çıktık. Üzerimizde silahımız yoktu. Ana yolu geçtikten sonra ortada ... olacak şekilde yürüyorduk. ... tam sigara içmek üzere elini cebine attığı sırada bir silah sesi duydum. Aracın içerisinde 5 kişi vardı ve biri ‘Ben ...'im, babamın intikamını almak için geldim.’ dedi. Arabada bulunan iki kişiyi tanıdım. Biri ... öbürü ise ... idi. Aracı kullananı görmedim. Şoför mahallinin yanında ... vardı. Connect marka arabanın sürgülü kapısı açıldığında kapının tam yanında ...'ı gördüm. ...'in elinde tabanca, ...'in elinde av tüfeği vardı. Korkuyla kendimi yere attım. Sonra da ...'in yaralanmış olduğunu gördüm. Zaten birkaç dakika içerisinde de öldü.”,
Mahkemede; “Olay günü ..., ben ve ... ...'un evine gitmek üzere evden çıktık, ... ortamızda yürüyordu, ben sol tarafta ... ise sağ tarafta idi, bu hâlde 500-600 metre yürüdük, arkamızdan silah sesleri geldi, 3'ümüz birlikte geri döndük baktık, füme renginde bir Connect marka bir araba gördük, araba bize 5-6 metre mesafede idi, ben bu arabaya dönüp baktığımda şoförü göremedim, şoförün yan tarafında ...'ı gördüm, ... ...'ı daha evvelden de tanırım biz akrabayız, ...'ı çok net bir şekilde görüp tanıdım, ...'ın bulunduğu yerdeki cam inikti ...'ın elinde tabanca vardı, ... elinde bulunan tabancayı bize doğru doğrultmuştu, ateş yapmıyordu, arka tarafta ... vardı, ... akrabamdır, onu bu nedenle tanıyorum, arka kapı açıktı, sürgülü kapı açıktı elinde pompalı tüfek vardı, bize doğru doğrultmuş ve tutmuştu, araba bize iyice yaklaşınca ben kendimi araziye attım, ...'e iyice yaklaştığı zaman 3 adet silah sesi geldi, ondan sonra araba gitti, araba gidince ... bana doğru koştu geldi, ayağı kaldırım taşına değdi düştü, ben üstüne gittim, baktığım zaman 2 adet mermi izini kolunda gördüm, elimi kabanından göğüsüne baktığımda baktım mermiler içeri doğru gitmiş, bir iki saniye kaldı vefat etti. Arabanın içerisinde başka kişiler de vardı ancak onları tanıyamadım. Arabanın içinde 5 kişi vardı, arabanın içerisinden birisi ‘Ben ...'im, babamın intikamını almak için geldim.’ diye söyledi ancak bunu kimin söylediğini bilmiyorum, bu iki kişiyi tanıdım, diğerlerini tanımadım, ... şoförün hemen yanındaki koltukta idi ... ise onun hemen arkasında kapının yanında oturuyordu, arka tarafta bulunan ...'in elinde tüfek, ön tarafta oturanın elinde tabanca vardı. Arabanın arka tarafından ses geldi, ben ...'ın böyle bir şey söylediğini söylemiyorum, ... zaten ön tarafta oturuyordu arkadaki kişiler bu şekilde söyledi, arkadaki kişiler bağırıp çağrıyorlardı, ... bırakmıyordu. Ben arabada 5 kişi olduğunu gördüm, ancak onlardan 2 kişiyi tanıdım, diğerlerini tanıyamadım, ben şu anda huzurda bulunan ... ve ... adlı kişilerin haricindekilerin arabada olup olmadığını hatırlamıyorum, arabanın camlarının renkli olduğunu hatırlamıyorum. Ayrıca arkadan bağıran kişi ‘Ben Şemşettin oğlu ...’in oğluyum, intikamını almaya geldim.’ dedi. Ben arabanın önünden yan tarafa geçtiğim sırada da gördüm, bunun öncesinde de arka taraftaki kişileri gördüm. Benim az önceki beyanlarım doğrudur olayın meydana geldiği sırada ben arabanın içerisinde 5 kişi olduğunu gördüm, ancak bu 5 kişiden sadece ... ile ...'ı tanıdım diğerlerini tanıyamadım ”,
Tanık ... Kollukta; “... benim uzaktan akrabam olmaktadır. Ben ...’nın eşiyim. 31.12.2010 tarihinde ..., ... ve ... bize çay içmeye geliyorlardı. Eşimi 15.45 sıralarında arayarak çay içmeye geldiklerini söylediler, daha sonra saat 16.15 sıralarında biz dışarı çıkarak misafirleri beklerken siyah, füme renkli Ford Connect marka bir araç yanımızdaki yoldan geçti, araç yavaş geçtiği için ben bize gelen misafirler sandım, ancak araç yanımızda durmayarak yoluna devam etti. Ben aracın içerisinde bulunan şahısları görmedim, bütün camlar kapalıydı. Aracın geçmesinden 2-3 dakika sonra ... eşimi arayarak ...’nun füme renkli Ford Connect marka bir aracın içindeki şahıslar tarafından ateş edilerek öldürüldüğünü söyledi. ...’in öldürüldüğü yer bizim evin bulunduğu cadde üzerindedir, ... bizi arayınca ...’yu öldüren şahısların yanımızdan geçen şahıslar olduğunu anladık, araç ile ilgili tek bildiğim siyah, füme renkli bir Ford Connect olduğudur, başka bir şey görmedim duymadım.”,
Tanık ... Cumhuriyet Başsavcılığında şüpheli sıfatıyla; “Bana sormuş olduğunuz ..., ..., ... ..., ... ..., ... isimli şahıslar ile ...'yu tanırım. Kendileri ile aynı aşiret mensuba ait kişileriz . ... öldürülmeden bir gün önce perşembe günü saat 11.00 sıralarında benim yaşadığım, ikamet ettiğim Göçbeyli kasabasına gelmişti. Maktul Göçbeyli'ye geldiğinde yanında ... ve ... vardı. Ben kahvede oturduğum sırada kahvenin önünden geçiyorlardı, yanlarına giderek onları kahveye çağırdım, birlikte yaklaşık yarım saat kadar oturduk, ardından pazar yerinde dolaştık, yaklaşık saat 15.00-16.00 sıralarında yanımdan ayrıldılar. Yanımdan ayrılmadan önce maktul ... bana ...'yu kastederek ‘... memlekete geri dönsün, burada perişan olacağına köyüne dönsün, zengin çocuğudur, burada mağdur olmasın.’ gibisinden sözler söyledi, hatta benden onu aramamı ya da aradığında bunları söylememi istedi. Ben ... ile görüştüm ancak şu anda görüştüğüm saati hatırlamıyorum, görüştüğümde yanımda maktul, ... ve ... yoktu. Ben ...’e ...'nun bana söylediklerini söyledim. Aramızdaki konuşma 4-5 dakika kadar sürdü. ...'nun ...'lılar ile görüştüğünü bilmiyorum. ...'nun ...'nun öldürülmesi olayında Sarıhanlı'ları azmettirdiği konusunda da herhangi bir bilgim yoktur. Kesinlikle ...'nun ölümünde birilerine yardım etmedim. Ben üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum.”,
Hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan verilen mahkûmiyet hükmü kesinleşen inceleme dışı sanık ... ... Cumhuriyet Başsavcılığında 19.02.2011 tarihinde; “Bana sormuş olduğunuz ...'yu tanımam. İsim olarak bilirim. ... ... ve ... amcamın oğulları olur. ... da öz amcamdır. 31.12.2010 tarihinde saat 07.30 sıralarında ... ili, Konak ilçesi, Bahçelievler semtinde uzaktan akrabam olan ...'ın işini yapmak için işe başladım. Yine bu saatlerde soyadını şu anda hatırlayamadığım ... ili, Diyadin ilçesinden Tahir isimli inşaat ustası ve akrabam olan ... inşaat alanına geldiler. Gün boyu birlikte çalıştık. Saat 17.00 sıralarında işi bıraktık. O gün işten çıkarak kaldığım Yeşilyurt Semtinde, Merkez Camisi yakınlarında bulunan daha önceden yaptığımız inşaata gittim. O gece orada kaldım. Ertesi gün tekrardan çalıştığım inşaata geldiğimde ... bana 10.00 sıralarında ...'nun öldürüldüğünü söyledi. Başkada bir şey söylemedi. Ben kesinlikle cep telefonu kullanmam. Beni arayan olmaz. Annemi ve yakın akrabalarımı ihtiyaç duyduğumda sabit numaralardan ararım. ...'in ifadesinde her ne kadar ... 703 16 95 numaralı telefonu kullandığımı söylemiş ise de, ben bunu kabul etmiyorum. Ben söz konusu telefon numarasını kullanmadım. Kimin adına kayıtlı olduğunu da bilmiyorum. 31.12.2010 tarihinde ben ...'ı, ...'ı, ... ...'ı görmedim. Amcam olan ...'ı en son Kurban Bayramı’nda ziyaret ettiğimde görmüştüm. ... ve ... ...'ı 06-07.01.2011 tarihlerinde gördüm. ve ... ile birlikte 2011 yılının 7 Ocak ya da 8 Ocak gününde ... iline gittik. Yanımızda memlekete gittiğimizde ... ... da vardı. ... ..., Kamil isimli amcamın oğlu olur. ...’ı tanırım. Kendisi amcamın kızı olur. Kesinlikle onun evine gitmemişimdir. En son Kurban Bayramı’nda ziyaret için gitmiştim. ...'nun ölümü olayı ile herhangi bir alakam yoktur. ... vermiş olduğu ifadelerinde ... ... ile benim ismimi vermiş ise de ben bunu kabul etmiyorum. Kendisi yalan söylüyor. Ben olay tarihinde Soma'ya gelmedim. Suçsuzum. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Tahir isimli usta şu anda ...’da bulunmaktadır. Soyadını bilmediğim gibi açık adresini de bilmiyorum. ... şu anda ...’dedir. Açık adresini bilmiyorum. Sadece Bozyaka Semti’nde kaldığını biliyorum. ”,
Cumhuriyet Başsavcılığında 12.04.2011 tarihinde; “Ben daha önce Cumhuriyet Başsavcılığınızda ifade vermiştim, o ifadem doğru değildir. Olayın heyecanı ve korku ile öyle bir ifade vermiştim, şu an müdafi huzurunda vermiş olduğum ifadem doğrudur. Cinayeti işlediğimiz tarih olan olan 31.12.2010’dan yaklaşık 8-9 gün kadar önce ... ... çalıştığım ve kaldığım yer olan Yeşilyurt'taki Merkez Cami yakınlarındaki inşaata geldi, bana daha önce konuştukları ve ... ailesi tarafından dışlanan ...'nun kendisini aradığını, ...'nun ... iline taziye ziyaretine geldiğini, Akgün isimli bir otelde kaldığını, oraya gittiğimiz takdirde yardımcı olacağını, ...'yu öldürmemezi söylediğini bana söyledi. Hatta daha önceleri de ... ile ... görüştüklerinde ..., ...'a ...'yu öldürmesini söylemiş. ... ile ... yakın akrabadır, bu nedenle zaman zaman görüşürler. ...'ın bana anlatmasından sonra biz ... ile birlikte ...'e gidip ...'yu öldürmek istedik, ancak araç olmadığı için bir türlü fırsat bulamadık. Olay gününden iki gün önce ... günü de ...'ın evine gittik. ...'ın eşi ..., ...'ın ablasıdır. ... zaman zaman oraya gidip gelirdi. ...'ın evine gittiğimizde kapıyı bize 11-12 yaşlarındaki ... isimli çocuk açmıştı, içeri girdiğimizde ...'ın birkaç yaş büyük abisi Azat ... vardı. ... ve ... ... pazar alışverişine gitmişler. ... da evde yoktu, işe gitmişti, bu fırsattan yararlanarak ..., ...'a ait av tüfeğini o evden aldı, nereden aldığını ben görmedim, tüfek ile birlikte sayısını hatırlamadığım yaklaşık 20 kadar av tüfeği mermisini de aldı, aldığında kılıf da yanında vardı. Bu av tüfeğini ... tüfeğin küçük olması nedeniyle çantasına koydu. ... ile birlikte evden çıkarak Yeşilyurt'taki kaldığım inşaata gittik. Bu tüfeği aldığımızda saat 10.00 sıralarıydı. Bu silahı inşaatta iki gün boyunca sakladık. Olay günü saat 09.00 sıralarında Balçova’da bulunduğumuzda ..., ...'e ...’e gidemeyeceğimizi söyledi. ... de ‘... ayağınıza kadar geldi, şu anda Soma'da, o sizin babanızı öldürdü, yuh olsun size ..., şu anda Soma ilçesi Cenkyeri kasabasında, Ağrılı ...'un evinde kalıyor.’ dedi. Biz de ... ile birlikte Aktepe'ye ...'ın bulunduğu ikametin yakınlarına gittik. Gitmeden önce ...'ı aradık, o bize işe gitmediğini dükkânda olduğunu söyledi. Cuma günü olması nedeniyle cuma namazına gideceğini düşünerek bu fırsattan istifade yazar kasanın içerisinde bulunan arabanın yedek anahtarını alarak araba ile Soma'ya gitmeyi düşündük. Aktepe'ye gittiğimizde dükkânın az ilerisinde bulunan kahvede yaklaşık yarım saat kadar oturduk. Bu sırada saat 11.30-12.00 civarıydı. ...'ın dükkândan çıktığını görünce ... ile birlikte markete gittik. Markette ...'ın kızı ... bulunuyordu. ... gelen müşterilerle ilgilendiği sırada yazar kasanın içerisinde bulunan arabanın yedek anahtarını ben aldım. Marketten çıkarak kilitli olmayan garajın kapısını açtım. ... arabaya binerek çalıştırdığı araba ile dışarı çıktı. Ben de garajın kapısını tekrar kapattım. Bizim arabayı aldığımızı kimse fark etmedi, arabaya binerek Yeşilyurt’ta bulunan inşaata ... ile birlikte gittik. ...'a ait av tüfeğini ve 2004 yılında ...’lar tarafından öldürülen babama ait ruhsatsız 7,65 mm çapındaki markasını hatırlamadığım tabancayı aldık. Arabayı ... kullandı, ben de arabanın sağ ön koltuğunda oturdum. ...'den çıktığımızda saat tahminen 13.00 sıralarıydı. Bu şekilde Soma ilçesi, Cenkyeri kasabasına geldik. Cenkyeri kasabasına geldiğimizde saat 15.30- 16.00 sıralarıydı. Gelirken kimseyi aramadık, yanlış hatırlamıyorsam ..., ...abisini aradı. Yalnız aradığı numara yanlış numaraymış. Kısa bir süre aralarında konuştular. birbirlerine kızıp telefonu kapattılar, ne ... ne de ben başka birisi ile konuştuk. Cenkyeri kasabasına geldiğimizde ...'in ...'nun kaldığı şahıs olan Ağrılı ...'un evini tanımadığım 40-50 yaşlarındaki bir bayandan sorduk. Bu bayanla her ikimiz de konuşmuştuk. O bize Ağrılı ...'un evini tarif etti. Başka da birisinden sormadık. Bu bayandan aldığımız tarif üzerine Ağrılı ...'un evinden geçtik, geçerken de etrafa baktık, etrafta başkaca birileri yoktu, ancak birkaç kişi dolaşıyordu. Az ileri gittikten sonra, arabayı tenha bir yerde durdurduk, ben arabanın arka tarafına geçtim. Tabanca ve av tüfeğini doldurarak tabancayı ...'a verdim. Av tüfeğini de kendim alarak arabanın sağ arka tarafına oturdum. Oradan araba ile tekrar bir tur daha atalım dedik, yine araba ile ilerlerken önümüzden üç kişi ilerliyordu, bu üç kişinin kim olduğunu ilk önce anlayamadık, daha sonra ... arkasına döndü, bizleri görünce, biz arabanın içerisindeyken ... ile bana ‘Ulan orospu çocukları, siz niye buraya geldiniz, sizi de babanızın yolundan göndereceğim.’ dedi, elini beline atarak beyaz bir tabanca çıkartırken elimdeki av tüfeği ile bir el havaya ateş ettim, o silahını çıkarınca ben av tüfeği ile kendisine 3-4 el ateş açtım. ateş açarken ben arabanın arkasında açık olan sürgülü kapının yanındaydım. Kovanlar olay yerine düşmüş olabilir, ateş açtığımda kurşunların ...'nun vücudunun neresine isabet ettiğini olayın heyecanı ile hatırlamıyorum. Ben ateş ederken ... da kafasını camdan dışarı çıkartarak iki el ateş etti. ... ateş ettiğinde onun kurşunlarının ...'ya isabet edip etmediğini bilmiyorum. Biz bu şekilde ateş ederken ...'nun yanında bulunan iki kişi arabanın önünden dolaşarak sol tarafına doğru kaçmışlardı. ... ise biz ateş ettiğimizde ayaktaydı. Biz araba ile olay yerinden ayrıldığımızda nereye düştü bilmiyorum ancak kaçarken hâlen daha ilk ateş ettiğimiz yerdeydi. Bu şekilde biz olay yerinden kaçtık, saat tahminen 16.30 civarıydı, kaçarken de toprak ve çamurlu yollardan geçerek yeni yapılan yola çıktık, oradan Soma ilçe merkezinden ... merkezine, oradan da ...'e gittik. ...'e vardığımızda saatin kaç olduğunu şu an hatırlayamıyorum. ...'e giderken ...'ı aradık, arabanın yerinde olup olmadığını fark edip etmediğini öğrenmek istedik. ... arabanın yerinde olmadığını fark etmemiş. Başkaca kimseyle telefonla görüşmedik. ... - ... arasındaki ana yolda, düz bir alanda ... arabayı durdurdu. Her ikimiz de arabadan indik. Av tüfeğini ve silahı ve mermileri oraya attık, attığımız yer yolun hemen kenarıydı. Bunlar dışında herhangi bir şeyi atmadık. Av tüfeği ve tabanca da herhangi bir şeye sarılı değildi. Bu cinayeti bizim işlediğimizi kimse bilmiyordu. Arabayı kimseye fark ettirmeden yerine bıraktık. Arabayı bıraktığımızda saatin kaç olduğunu da hatırlamıyorum, saatini tam hatırlamıyorum Yeşilyurt'taki inşaata ... ile gittik, yaklaşık 13-14 gün kaldık, bu olaydan kimseye bahsetmedik. ...'i ilk defa Soma'daki cezaevinde gördüm. Soma'ya geldiğimizde kendisi ile hiç görüşmedik. Bu olayı ... ile ben gerçekleştirdim. Kimse bize yardım etmedi. ...'ın silahı, ...'ın adına kayıtlı ... plakalı aracın alınmasından haberleri yoktu. Arabada bizim dışımızda kimse bulunmamıştır, arabada bizlerin parmak izleri dışında çıkan parmak izlerinin kime ait olduğunu bilmiyorum. 2004 yılında babamın ve amacalarım öldürülmesi olayı nedeniyle, olay gözümüz önünde gerçekleştiği için psikolojim bozulmuştu. ... da bizleri azmettirdiği için bizleri sürekli ‘Babalarınızı ... öldürdü, siz onu neden öldürmüyorsunuz?’ şeklinde söylediği için ben ve ... ...'yu öldürdük, bunu yaptığımız için pişmanız suçlamaları bu hâli ile kabul ediyoruz. ”,
Mahkemede; “... ... amcamınoğlu olur, olaydan 10 gün önce ben ...'de Yeşilyurt’ta çalışıyordum, inaşat işçisiyim, ... akşam yanıma geldi, bana ...’nun kendisini telefonla aradığını ve ...'nun ...'de olduğunu, kendisine söylediğini aktardı. ... ...'de olduğu için ...'e, ...'yu öldürmek için gidecektik, araba bulamadığım için ...'e gidemedik, olaydan 10 gün sonra ben Bozyaka Semti’nde gezerken ... beni telefonla aradı, 'Yeşilyurt’ta buluşalım dedi,' buluştuk, kendisini ...'nun telefon ile aradığını, ...'nun Soma Cenkyeri’nde oturan ... isimli şahsın evinde kaldığını söylediğini bana söyledi, ... ile birlikte ...'ın evine gittim, kapıyı ...'in oğlu ... açtı, içeri girdik, evde sadece ...'ın oğlu ... vardı, ... ve ... pazara gitmiş, ... 10-11 yaşındadır, ... ...'ın evinde bulunan tüfeği daha önce biliyordu, bunu bana söylemişti olay öncesi zaten ...'ın evine ... devamlı gidip geliyordu, ben ...'ı salonda oyaladım, bu sırada ... da odada, kanepenin altında bulunan av tüfeğini aldı, ayrıca av tüfeğine ait mermileri de aldık, ... bunları çantasına koydu, daha sonra buradan ayrıldık, bu tüfek ile mermileri Yeşilyurt’taki çalıştığım inşaatta ... ile beraber sakladık, ...'ın bu tüfek ile mermileri aldığımızdan haberi olmadı, 2 gün mermi ve silahlar burada kaldı, 2 gün sonra cuma günü ... ile Yeşilyurt’taki kaldığım inşaatta buluştuk, ..., amcam ...'ı aradı, araba ile başka bir yere gidip gitmediğini öğrenmek amacıyla aramıştı, ... aracı ile bir yerlere gitmediğini söyledi, amcam o gün işe gitmemişti, ben ... amcamın arabasının yedek anahtarının yazar kasada olduğunu biliyordum, o gün cuma idi, ... amcamın cumaya gittiğini biliyordum, ... ile taksi tuttuk, ...'ın marketine, konutunun bulunduğu yere geldik, kahvehanede oturduk, amcam ...'ın cuma namazına gittiğini gördük, ... ile beraber bakkala geldik, bakkalda ... amcamın kızı ... ... markette bulunuyordu, ... amcamı sordum, cumaya gittiğini söyledi. ... açık deterjan doldurmak üzere marketin önüne çıktığı sırada, aracın anahtarını daha önce bildiğim yazar kasadan aldım, çünkü ben pazar günleri amcama yardım ediyordum, bakkalda bulunuyordum, anahtarın yazar kasada olduğunu biliyordum, ... hesap aldığı sırada ben garajın kapısını açtım, anahtarı ...'a verdim, ... aracı garajdan çıkarttı, ... aracı bu şekilde garajdan çıkarttığımızı görmedi, ... ile araca binip Yeşilyurt’a gittik, inşaattan tüfeği aldık, ayrıca babamdan kalan 7,65 mm çapında Çek yapımı tabanca vardı, bunu da aldık, saat 13.00 gibi ...'den çıktık, Soma ilçesine geldik, ... bize 'Ağrılı ...'un evini Cenkyeri kasabasında kime sorsanız bilir' diye söylemişti, biz de petrol istasyonuna girdik, Ağrılı ...'un evini sorduk, evinin adresini, yerini öğrendik, ancak evin önüne gittiğimizde kimseyi görmedik, evden biraz uzaklaştık, Ağrılı ...'un evinin önünde kimse yoktu, ben ve ... silahları doldurduk, pompalı tüfeği ben aldım, babamdan kalan tabancayı ...'a verdim, arabada başka kimse yoktu, araçta sadece ben ve ... vardı, ben aracın arka koltuğuna geçtim, ... da aracı kullanıyordu, bir tur attık, maktulü göremedik, akabinde lavaboya gidelim dedik, caminin oraya gittik, lavaboya giderken önümüzde yani sokak üzerinde 3 kişi gidiyordu, bu 3 kişinin arkası dönük olduğu için tanımadık, araba ile bu yürüyen 3 kişiye 5-10 metre kadar yaklaşmıştık, ... arkasına doğru döndü ve bizi tanıdı, bize küfretti, biz aracı durdurduk, bize ‘Siz burada ne geziyorsunuz, sizi de babanızın yanına gönderirim.’ dedi, elini beline attı, bu sırada ben arabanın sağ arka sürgülü kapısını açtım, bir el tüfek ile havaya ateş açtım, ancak arabadan inmedim, ... silahı bize doğrulttuğunda ben korktum, hedef alarak ...'ya doğru tüfek ile 3-4 el ateş açtım, ...'yu hedef aldım, ben ateş açmasaydım ... bizi öldürecekti, ben ...'ya doğru 3-4 el ateş açtığım sırada ... da yanında bulunan tabanca ile aynı anda 2 el ateş açtı, ...'ın ...'ya doğru hedef gözeterek ateş açıp açmadığını bilmiyorum, ancak 2 el ateş açtığını biliyorum, ...'nun yanında bulunan ... ile ... kaçtılar, ... da elini beline atsaydı onu da öldürebilirdik, daha sonra Soma'ya Soma'dan ...'ya, ...'dan da ...'e geçtik, ... ... yolu arası silahları yolun kenarına attık, ayrıca ...'a ait otomobili gizlice ... ile geri garaja koyduk, amcam ...'ın otomobili alıp kullandığımızdan haberi olmadı, ... ...’ın babası ile benim babam öz kardeşlerdir, ... ile bir akrabalım yoktur aynı aşirete mensubuz, bu kişi ...'ın teyzesinin oğludur, ... ile maktul arasında bir namus meselesi olduğunu biliyorum ancak o namus meselesinin neden ibaret olduğunu bilmiyorum, biz sadece namus meselesi olduğu hususunda duyum aldık, ben ... ile hiç konuşmadım, memlekette namus meselesi olduğu hususu konuşuluyordu, ... ...'ın eniştesidir, ... ile ara sıra inşaatlarda görüşüyorduk, kendisinin inşaat işi yapar, ... zaten öz amcamdır yukarıda da bahsettim, ... ... benim öz amcamın oğludur, yani ...'ın oğludur, ...'ın babası ile benim babam öz amca çocuklarıdır, ...'i Soma'da ceza infaz kurumunda gördüm, daha önce tanımıyordum, hiç görüşmedim, bir sohbetimiz olmadı, ... ... zaten bu araca her zaman binen kişidir, bu nedenle parmak izleri araç içerisinde çıkmış olabilir, benim telefonum ..., ...'dır, ben telefonlarım ile akrabalarımı aramışımdır, arabanın yedek anahtarını yanımızda tuttuk, bu anahtarı memlekete götürdük, yedek anahtar hâlâ memlekettedir. Benim az önce mahkemenize verdiğim savunma doğrudur, 19.02.2011 tarihinde yapmış olduğum savunmam doğru değildir, avukatım yoktu bu nedenle bu şekilde söyledim, ancak avukatım gelince ifademi verdim doğruları anlattım. Soma Cenkyeri kasabasına geldiğimizde saat 15.00-15.30 civarları idi, önce petrol ofisine gittik, orada Ağrılı ...'u sorduk, onlar Ağrılı ...'un evini bize tarif etti 'Oraya gidince sorarsınız' dediler, biz de oraya yaklaştığımızda 45-50 yaşlarındaki bayana sorduk, bu bayan bize evi gösterdi, olay 16.30 sıralarında meydana geldi, olay günü şüpheli ... ile görüşmedim, bize hiç kimse yardım etmedi, ... ile ikimiz bu eylemi gerçekleştirdik, yanımızda başka kimse yoktu, ...'ın tüfeğini aldığımızdan haberi yoktu olaydan sonra haberi olabilir, ayrıca ...'ın arabasını aldığımızdan haberi olmadı, ... bizi azmettirdi, markette kasaya bakan kişi garajdan çıkan arabayı göremez, ama marketin önüne çıkılsa görünür, benim şimdiki beyanım doğrudur, Azad ...'ın da ...'ın evinde olduğunu söylemedim, ...'ın evinde sadece ... vardı, diğer şahıslar orada yoktu, ben ... ile hiç görüşmedim, ... ...'a ‘Yuh olsun size, ... babanızı öldürttü, siz bir şey yapamıyorsunuz.’ diye söylüyormuş, ... bunları bana söyledi, ben ... ile telefonla da, yüz yüze de görüşmedim, 2004 yılında olan olay sonrası konuşmadım, öldürülen kişilerden biri babam, biri amca oğlum, diğerleri de amcalarımdır, babamın adı ... ...’dır, ... ... eniştemdir, hem de amcamın oğludur, adı geçen diğer 3 kişi de öz amcalarım olurlar.”,
Hakkında nitelikli kasten öldürme suçundan verilen mahkûmiyet hükmü kesinleşen inceleme dışı sanık ... ... Cumhuriyet Başsavcılığında 19.02.2011 tarihinde; “Ben ...'ı, ...'ı, ... ...'ı tanırım. ... ağabeyim, ... yakın akrabam ve ... ... da amcamın oğlu olur. ... ... da öz amcamın oğlu olur. 31.12.2010 tarihinde saat 08.00 sıralarında ... ili, Gaziemir ilçesi Serbest Bölge yakınlarında bulunan ... isimli şahsın inşaatında çalışmaya başladım. Aynı zamanda bu inşaatın içerisinde kalıyordum. 08.00 sıralarında işe başladığımda yanımda ... ..., ... ..., ... ..., ... ... isimli akrabalarım ile soyadını bilmediğim Vanlı ... ve ... ile ... vardı. Ağabeyim ... da işe başladığımızda bizim yanımızdaydı. Yaklaşık yarım saat sonra ... yanımızdan ayrılarak, ... ili, ... Semti, Üçyol Mevkisinde, Necip isimli şahsın işini yapmak için gitti. Yemek arası saat 12.00 sıralarında ... tekrar yanımıza geldi. Yemeğini yedikten sonra saat 13.30 sıralarında yanımızdan ayrıldı. Biz de işin başına döndük. Saat 17.00’ye kadar işin başındaydık. Saat 17.00 sıralarında ... yanımıza geldi. İşi kontrol etti. Ardından ..., Üçyol Mevkisinde bulunan evine gitti. O gün bir daha ...'i görmedim. Ertesi gün aynı şekilde işimizin başına geçtik. Sabah saat 08.00 - 08.30 sıralarında ... yanımıza gelerek çalışıp çalışmadığımıza baktı. O gün bir müddet yanımızda durduktan sonra yanımızdan ayrıldı. 15.00 sıralarında tekrar yanımıza gelerek haftalığımızı verdi. 09.01.2011 tarihinde ...’den ayrılarak memleketimiz olan ... ili, Diyadin ilçesine ben, ... ve amcamın oğlu ... ... birlikte gittik. 31.12.2011 tarihinde ...'nun ölümü ile ilgili herhangi bir bilgim yoktur. ...'nun ölümünü bana ...’de bulunduğum sırada akrabam olan Diyadin’de ikamet eden Kenan ... haber verdi. Kendisi öz amcam olur. Düzeltiyorum. Telefon kullanmadığım için Kenan ... bana haber vermedi. Ağabeyim olan ...'a söylemiş. ... amcamın oğlu olan ... ...'ı telefon ile arayarak haber verdi. ... bana haber verdiğinde saat 18.00 - 18.30 sıralarındaydı. ... bana ‘... beni aradı. ...'nun ...’da öldürüldüğünü ...'in kendisine söylediğini bana söyledi. Benim ...'nun ölümü ile ilgili herhangi bir alakam yoktur. Ben Soma'ya hiç gelmedim. Ben yaklaşık 5 ay öncesine kadar 0537 424 39 00 numaralı kendi adıma kayıtlı cep telefonunu kullanıyordum. Ancak yaklaşık 4-5 ay öncesinde kullanmayı bıraktım. O tarihten bu tarihe kadar da herhangi bir telefon kullanmıyorum. Yine bana sormuş olduğunuz ... numaralı cep telefonunu ben kullanmıyorum. Kimin adına kayıtlı olduğunu da bilmiyorum. ...'in beyanlarında neden ... numaralı cep telefonunu benim kullandığımı söylediğini bilmiyorum. Böyle bir beyana da anlam veremiyorum. Çünkü bu numarayı ben hiç kullanmadım. ...'ı 31.12.2010 tarihinde saat 19.30 - 20.00 sıralarında evine gittiğimde gördüm. ...'ın evine vardığımda, ... ile birlikte oğlu ... ..., eşi, gelini ve kız çocukları vardı. Yaklaşık 1 saat kadar orada oturduk. Saat 21.00 sıralarında oradan ayrılarak kaldığım inşaata geldim. ...'ın cinayetle herhangi bir ilgisi yoktur. Kendisi o gün 15.00 sıralarında vergi yatırmış. Kendisi bize söyledi. ...'ın adına kayıtlı ... plakalı Ford Connect marka araç 31.12.2010 tarihinde ...’den dışarı çıkmamıştır. Ben bu arabayı ...'ın evine gittiğimde garajda gördüm. ... araçla Soma'ya gelmemiştir. Aracın kamera görüntülerinde Soma’da, mobese görüntülerinde de ...’da olay öncesi ve olay sonrası giriş çıkış kayıtlarının olduğuna bir anlam veremiyorum. ... benim kız kardeşim olur. Kendisinin evine ara sıra gideriz. 31.12.2010 tarihinden kısa bir süre önce ve yine 31.12.2010 tarihinden sonra da ...'ın evine gitmedim. ... neden hakkımda şüphelendiğini benim ve ...'ın yapmış olabileceğini, o tarihte kendi adına kayıtlı olan ... numaralı cep telefonunu kullandığımı söylediğine anlam veremiyorum. Kendisi yalan söylüyor. Ne ben, ne ..., ne ... olay günü Soma'ya gelmemiştir. 2004 yılında babamın öldürüldüğü cinayet nedeni ile bu olay üzerimize atılıyor. Bizim hakkımızda yalan beyanlarda bulunulmaktadır. Kesinlikle ben yapmadım. Üzerime atılı suçlamayı kesinlikle kabul etmiyorum. Eğer biz öldürmüş olsaydık aramızdaki kan davası nedeni ile neden ...'yu vurmayalım? ...'nun, ...'nun amcasının oğlu olması ve aynı soyadı taşıması kan davası nedeni ile öldürülmesi için bir sebeptir bizim oralarda. Bu da gösteriyor ki ...'nun ölümü içerisinde başkaları vardır. Cinayet bizim üzerimize yıkılmaya çalışılıyor. Ben suçsuzum.”,
Cumhuriyet Başsavcılığında 12.04.2011 tarihinde; “Ben bu konu hakkında Cumhuriyet Başsavcılığınızda ifade vermiştim. o ifadem doğru değildir. Olayın heyecanı ve yakalanmamın vermiş olduğu korku ile kendimi suçlamalardan kurtarmak için o şekilde ifade vermiştim, şu anda müdafim huzurunda doğru ifademi vereceğim. Soma'ya gelmeden yaklaşık 8-9 gün kadar önce ... beni kullanmış olduğum ve abim ... adına kayıtlı ... numaradan arayarak ...'nun ... ilinde olduğunu yanlış hatırlamıyorsam Akgün isimli bir Otel'de kaldığını, ... iline gittiğimiz takdirde orada bize yardımcı olacağını söyledi. ..., ...'e bir taziye için gitmiş. ... ve ... arasında husumet vardı. Sebebini tam olarak bilmiyordum ancak namus nedeniyle olduğu söyleniyordu. Bu yüzden ..., ... ailesi tarafından dışlandı, kendisi Ege bölgesinde bir yerde kalıyor, hatta Soma ilçesinde bir yerde kalmış. Bu konuşmadan ... ...'ın haberi vardı, onunla birlikte ... iline gitmeyi çok istiyorduk. Bunun için cinayetten iki gün önce, ... günü, ablam ...'ın eşi olan ...'ın ikametine gittik, kapıyı yeğenim 18 yaşlarındaki ... açtı, yanımda ... da vardı, birlikte bir müddet oturduk. Evde kız kardeşim ..., küçük oğlu ... vardı, bir müddet sonra ... ile ... pazara gittiler, bunu fırsat bilerek ... ile birlikte kanepenin altında bulunan ...'a ait otomatik-pompalı av tüfeğini aldık. Orada beklemeksizin av tüfeği ile birlikte evden ayrıldık, dikkat çekmemesi için de çantanın içerisine koyduk, ...'ın kaldığı Yeşilyurt'taki inşaatta sakladık. Cuma günü saat 09.00-10.00 sıralarında Balçova ilçesi sınırları içerisinde bulunurken ...'yu yine ... numaralı cep telefonumdan aradım, ne kadar konuştuğumuzu hatırlamıyorum ancak uzun süre konuştuğumuzu hatırlıyorum. Kendisine araba bulursak ... iline gideceğimizi söylediğimizde ... bana ‘Gerek yok, ... ... ili, Soma ilçesine gelmiş, size daha yakın.’ dedi. Biz nasıl bulabileceğimizi sorduğumuzda kendisi Soma ilçesi Cenkyeri kasabasında Ağrılı ...'un evinde bulabileceğimizi söyledi. ... ile ben bunu fırsat bilerek araba bulmak için amcam olan ...'ın evine gittik. Hatta gitmeden önce onu da aradık. Kendisine çalışıp çalışmadığını sorduk o da dükkânda iş yerinde olduğunu söyledi, evinin hemen ilerisindeki kahveye girerek ...'ın iş yerinden ayrılmasını bekledik, o günün cuma olması ve cuma namazına gideceğini biliyorduk, ..., ...'a ait aracın yedek anahtarının kasada olduğunu biliyordu. ...'ın saat 11.30 gibi dükkândan çıkmasını fırsat bilerek markete gittik. Markette ...'ın kızı ... bulunuyordu, müşteriler geldiği bir sırada ... dışarı çıktı, ... da bunu fırsat bilerek yazar kasanın içerisinde bulunan arabanın yedek anahtarını aldı. ... ile birlikte oradan ayrıldık. Arabanın bulunduğu ve kapısının kilitli olmayan garaja giderek arabayı çalıştırdık, kapıları açarak araba ile dışarı çıktık. ... daha sonra kapıyı kapattı, her ne kadar ehliyetim olmasa bile o gün arabayı ben kullandım. ... da aracın sağ ön tarafındaydı, bu şekilde araba ile silahın bulunduğu yere, ...'ın çalıştığı Yeşilyurt’taki tam adresini bilmediğim inşaata giderek av tüfeğini aldık. Av tüfeğini alarak yola çıktığımızda saatin kaç olduğunu bilemiyorum. ... iline geldiğimizde saat tahminen 14.30 - 15.00 sıralarıydı, hiç durmadan Soma ilçesi, Cenkyeri kasabasına kadar geldi ancak Ağrılı ...'un evini bilmediğimiz için Ağrılı ...'un evini sorduk, kime sorduğumuzu da hatırlamıyorum. Yine Cenkyeri'nde petrol istasyonunda çalışanlara Ağrılı ...'un evini sorduk. Oradakiler bize ‘Yukarı gidin oradan sorun.’ dedi. yine oradan birilerine sorduğumuzda bize evi tarif ettiler. ... ile ben araçla Ağrılı ...'un evini bulduk, bir defa tur attık, göz ucu ile etrafa baktığımızda kimseler yoktu. Cenkyeri’nde şu an ismini hatırlamadığım camiye tuvalet ihtiyacımı gidermek için gitmek istedim, bu sırada ..., ... ve yanlarında tanımadığım bir şahıs ile karşılaştık, bizi görünce ... ‘Burada ne arıyorsunuz, sizi de babanız gibi öldürürüm.’ dedi ve üçü birlikte ayrıldılar. Biz de peşlerinden devam ettik, ben aracı kullanırken ... ... da aracın arkasına geçti. ... ortada ... sol tarafta tanımadığım diğer şahısta sol tarafta olmak üzere üçü yürümeye başladılar, adres olarak bilmediğim için net bir tarifini yapamayacağım ancak tenha bir yoldu. ters istikamette onların karşısına çıktık. ... bizi tanıdı. ... belinden silahı çıkarttığını görünce ben telaşa kapılarak yanımızda getirdiğimiz ... ...'ın 2004 yılında ...'lar tarafından öldürülen babası olan ... ...'a ait 7,65 Çek marka tabanca ile iki el, sağ elimle ...'ya doğru ateş ettim. ...'ya ateş ettiğimde ... aracın sağ tarafındaydı ve aracımın camı açıktı, ateş ettiğimde silahtan çıkan kovanlar da oraya düştü, kovanlar araç içerisinde değildi. Benim kullandığım silahtan çıkan mermilerin ...'ya değip değmediğini bilmiyorum. Ben ateş ettiğimde ... ve diğer şahıs bizim aracın arka tarafına doğru kaçtılar, arabanın sağ tarafında bulunan ... da yanımızda getirdiğimiz ...'a ait pompalı av tüfeği ile ...'ya üç el ateş etti, ateş ettiğinde ilk kurşun ...'nun sol omzuna isabet etti çünkü elini oraya götürmüştü. Oradan yaralandığı belliydi. Başka bir yerinden yaralandığını görmedim. Kurşunlar ...'ya isabet ettiğinde arabanın önünden koşarak kendisini arabanın sol tarafına doğru attı. Yolun kenarına düştüğünü gördüm. Biz de hızlıca oradan kaçtık. Bu sırada saat 16.00-.16.30 sıralarıydı. Hızlıca yolda durmayarak ... üzerinden ...'e geçtik, kimseye fark ettirmeden aracı aldığımız garaja bıraktık. Her ne kadar telefon görüşmelerinde ... ile olayın hemen sonrasında konuşma kaydım çıkmış ise de bu doğrudur çünkü aracının yerinde olup olmadığını fark ettiğini öğrenmek için kendisini aramıştım, biz bu şekilde aracı bıraktıktan sonra kimseye fark edilmeden oradan ... ile birlikte ayrılarak ...'ın kaldığı Yeşilyurt'taki açık adresini ve tarifini bilmediğim inşaata giderek geceyi orada geçirdik. Av tüfeği ile silahı ... ili, ... ili arasındaki dağlık yola geldiğimizde şu anda tarifini yapamayacağım bir yerde aracı durdurarak rastgele yolun kenarına bir yere attık. Av tüfeği ve silahı atarken bunlara ait kılıf ve mermileri de onlarla birlikte atmıştık, bizden sonra birileri götürmüş olabilir. Olay günü akrabalarım olan ... ..., ..., ..., ... ... ve şu anda ismini hatırlamadığım birçok kişi ile telefonda konuşmuştum. konuştuğum ...'ı tanımıyorum abimin arkadaşlarından biri olabilir. O gün onunla konuştuğumu hatırlamıyorum. ... ile çıkan olay günü görüşme kayıtlarımın sebebi ise isim benzerliği olmasıdır, ben ... isimli bir şahsı tanımıyorum, olaydan yaklaşık 25-30 gün kadar önce abim olan ...'dan, abim olan Ahmet ...'ın telefonunu istedim, ... ise yanlışlıkla diğer abim Ahmet ...'ın telefon numarasını vereceği yerde yanlışlıkla ...'in telefonunu vermiş, ben bu durumu fark etmedim, telefon numarasını aldığımda da hiç aramamıştım, olay günü abimi arayayım diye ...'i aramışım, o da bana yanlış numara olduğunu söyledi, bir iki defa aramızda bu şekilde görüşmeler oldu, ilk arayan bendim, ancak saatini hatırlamıyorum, daha sonra yine ben aradım, daha doğrusu iki defa üst üste aradım ve bu aramalarda Soma ilçesindeydim. Soma ilçesinde biz cinayeti işlerken ... aracın içerisinde yoktu, bize cinayet işlediğimiz sırada herhangi bir yardımı olmamıştır. Cinayeti işledikten sonra bir müddet çeşitli inşaatlarda saklandık, daha sonra ocak ayının 9 ya da 10'unda ... iline gittik, çünkü abim ..., amcam ..., amcamın oğlu ... ... ve ... Soma ilçesine götürülmüşlerdi ve tutuklanmışlardı, biz korktuk. ... ile birlikte ...'ya kaçtık. Olayda ..., ... ..., abim ...'ın av tüfeği sahibi ...'ın, ...'ın, ...'ın ya da başka birilerinin yardımı olmamıştır. Bizim cinayet işleme gibi bir maksadımız yoktu, böyle bir düşüncemiz de yoktu, bizim aklımıza ..., ...'yu öldürme fikrini soktu, kendisinin ... ailesi ile problemleri vardı, aşiretten dışlanmıştı. Benim akrabam olduğu için de zaman zaman kendisi ile görüşüyorduk, her görüştüğümüzde de ...'yu öldürmemizi söylüyordu. Bizim kanımıza girdi, bizim herhangi bir çıkarımız yoktu, olay nedeniyle de pişmanım, aleyhimize olan hiçbir tanık beyanını ya da diğer delilleri kabul etmiyorum.”,
Mahkemede; “Bize bu işi yaptıran ...’dur, ... olaydan bir hafta, 10 gün önce beni aradı, ...'nun ... iline taziyeye gittiğini, ‘Onu öldürmek istiyorsanız size adresi verebilirim yardım edebilirim, o sizin babanızı öldürttü, size yardım edeyim, siz de onu öldürün.’ diye söyledi. Bu telefondan sonra ... günü ablamın evine yani ...'ın evine tüfeğini almak için ... ile gittik, evde sadece küçük oğlan ... vardı, içeri girdik, içeride başka kimse yoktu, ... benim eniştemdir, ablamın kocasıdır, ben sık sık bu eve gittiğim için tüfeğin yerini biliyordum, ... ...'ı oyaladı, ben silahı aldım, valize koydum, ikimiz birlikte silahı evden çıkartık, ...'ın kaldığı inşaatta silahı sakladık, ... benim ağabeyim olur, ben sabah işe gitmedim, ...'i aradım, araba bulamadığımı, ...'e gelemeyeceğimi söyledim, ...'i cuma günü yani olay günü 10.00-10.30 araları aradım, ... bana maktul ...'in Soma ilçesine geldiğini, geldiği yeri bildiğini, istiyorsak adresi verebileceğini söyledi. Bize maktul ...'in Ağrılı ...'un evinde kaldığını söyledi, ‘Ağrılı ...'un evini kime sorsanız size gösterirler.’ dedi, ben de ...' aradım, sabah saat 10.30 gibiydi, ... inşaatta çalışıyordu, buluşma teklif etim, buluştuk, bir taksi tuttum, ...'ı aradım kendisi benim amcam olur, amcam ... bakkalda olduğunu söyledi, biz de ... ile bir taksi tuttuk, amcam ...'in evinin olduğu yere gittik, evinin önündeki kahveye oturduk, amcam ...'in cuma namazına gitmesini bekledik, amcam ... cuma namazına gidince ... ile birlikte markete girdik, markette amcam ...'in kızı ... bulunuyordu, ... müşteriler ile ilgilenmek için dışarı çıktığı sırada ..., ... amcama ait aracın anahtarının yerini biliyordu, anahtar yazar kasada idi, ... anahtarı aldı, bana verdi, birlikte aracı garajdan çıkarttık, ... aracı çıkarttığımızı da anahtarı aldığımızı da görmedi, ... ile ikimiz araca bindik, hareket ederek tüfek ile tabancayı sakladığımız inşaata gittik, buradan silahları aldık, Soma ilçesine geldik, Cenkyerini bulduk, petrol ofisine girdik, burada Ağrılı ...'un evini sorduk, onlar da biraz yukarıda olduğunu söylediler, biz tarif edilen yere gittik, ihtiyar bir bayana evi sorduk, bize evi gösterdi, evin önünde bir tur attık ancak kimseyi göremedik, daha sonra tekrar döndüğümüz zaman boş arazide durduğumuzda tüfek ile tabancayı doldurduk, namlunun ağzına mermileri aldık, aynı istikametten devam ettik, camiye ihtiyaç gidermek için gittiğimiz sırada önümüzde sol tarafta, bize göre aynı istikamete doğru 3 kişi yürümekte idi, ben maktul ... ile ...'yu daha önceden tanıyordum, 3. şahsı tanımıyordum, araba ile tam yanlarına yaklaştığımız sırada ... bizi gördü, tanıdı, bize küfretti, tepki gösterdi, ‘Sizi de babanız gibi öldürteyim mi?’ gibi bir laf söyledi, bize ‘Orospu çocukları, siz burada ne arıyorsunuz?’ dedi, onlar yollarına devam etti, onlar arabayı üzerilerine süreceğimizi sandılar, ... bu arada elini beline attı, silahını gördüm, silahını çıkarttı, bu sırada ... arabanın sürgülü kapısını açmıştı, ... bu şekilde silahını belinden çıkarttığı sırada daha bize doğrultmamıştı, ... bir el havaya doğru ateş açtı, ondan sonra ... 2-3 kez daha ...'ya doğru ateş açtı, ... ortada idi, diğer şahıslar da yanlarında idi, ... arabanın sağ tarafında bulunuyordu, ben sol tarafta bulunuyordum ve aracı ben kullanıyordum, ben de bu sırada havaya 2 el ateş açtım, korktuğum için ateş açtım, ... ile ben silahlarımızı aynı anda ateşledik, ancak ben maktule doğru ateş açmadım sadece havaya doğru 2 el ateş açtım, biz ateş açtığımız sırada ...'nun silahı yolun ortasına düştü, yani ... silahını kullanamadı, yaralandığı zaman silahı yere düştü, bu sırada kendisini boş araziye attı, ... ile yanındaki kişi yukarı doğru kaçtılar, biz de olayın hemen akabinde Soma'ya döndük, buradan ...’ya geldik, ...’dan ...'e gelirken silahları yolda attık, ... ile birlikte arabayı götürüp gizlice garaja koyduk, ...'ın yine bundan haberi olmadı, ...'ın tüfeğinin alındığından haberi yoktu, ... bizi azmettirmiştir, ... ... amcam ...'ın oğludur, ... benim ağabeyimdir, ...'i ben tanımıyorum ancak ... ile ağabeyim arkadaş olurlar, ...'i ben yanlışlıkla aradım, ağabeyimin adı ...olduğu için karıştırdım, ben ağabeyim ...'ten ... ...'ın telefonu istemiştim o da bana yanlışlıkla ...'in telefonunu vermişti bu nedenle ben yanlışlıkla ...'i aradım, bunun bu iş ile bir alakası yoktur. 14.02.2011 tarihli beyanı verdiğimiz sırada telefon kayıtlarından ve parmak izlerimizin araç üzerinde tespit edildiğinden haberimiz yoktu ancak deliller ortaya çıkınca gerçeği söyledim. 12.04.2011 tarihli beyanımda da kapıyı ...'ın değil ...'ın açtığını söyledim ancak bu söylemim zapta yanlış geçmiş. Ayrıca ben Cumhuriyet Başsavcılığında ...'ın eşi ... ve oğlu ...'ın olduğunu söylemedim, bunların önce evde olup sonra ayrıldıklarını söylemedim, bize kapıyı ...'ın oğlu ... açtı, ben Cumhuriyet Başsavcılığında 2 el havaya doğru ateş ettiğimi söyledim, ancak maktule doğru ateş ettiğim şeklinde geçilmiş Cumhuriyet Başsavcılığında vermiş olduğum bu ifadeyi kabul etmiyorum, mahkemenizde vermiş olduğum ifade doğrudur, ayrıca Cumhuriyet Başsavcılığında silah çıkartmaya çalıştı dediğim doğrudur, ancak bize doğrultamadı, ... ateş açınca silahı yere düştü. ... numaralı telefonu ben kullanıyorum, bu telefon ... adına kayıtlıdır, telefon olay günü tüm gün bendeydi, bu telefonu olay günü ağabeyim ... kullanmadı, ağabeyim bana ...'in numarasını yanlışlıkla vermiş, ben de ...'i aradım, ‘...abi nasılsın?’ dedim, o da ‘İyiyim.’ dedi ancak aradığım kişinin yanlış olduğunu anladım, özür dileyerek telefonu kapadım. Hatların karışmış olabileceğini düşünerek tekrar aradım, bu kez ... bana ‘Kardeşim neden ikide bir beni arıyorsun?’ dedi, yani 3 kez ...'i aramadım, 2 kez yanlışlıkla aradım, 2. kez aramamda hatların karışmış olabileceğini düşünerek aradım.”,
Şeklinde ifade vermişlerdir.
Sanık ... Cumhuriyet Başsavcılığında; “Bana sormuş olduğunuz ...'yu tanırım. kendisi benim amcamın oğlu olur. 2010 yılının aralık ayının sonunda Soma ilçesinde tanımadığım insanlarca öldürülmüştür. Taziyede akrabalarım bana kan davası sebebiyle öldürüldüğünü söylemişlerdir. ... ile yaklaşık iki yıldır hiç görüşmüyorum. Nerede olduğunu, ne yaptığı konusunda da herhangi bir bilgim yoktur. 31.12.2010 tarihinde ben ... ili, ... ilçesindeki ikametimde zamanımın büyük bir kısmını geçirmişimdir. Şu anda herhangi bir işte çalışmadığım için de gün içerisinde de evde bulunuyordum. Zaman zaman da dışarı çıkıp dolaşıyordum. 31.12.2010 tarihinde Diyadin ilçesinde ikamet eden amcamın oğlu ... ... akşam 22.00 sıralarında beni arayarak ...'nun Soma ilçesi, Cenkyeri kasabasında öldürüldüğünü söyledi. Bu görüşme öncesinde ...'nun öldürüldüğünü bilmiyordum. ... ... ile görüştükten sonra ben ...'de ... ile görüştüm ve 01.01.2011 tarihinde saat 09.00 sıralarında birlikte ...'e yola çıktık. Saat 13.00 sıralarında ...'e vardık. ...'in Narlıdere'deki ikametinde o akşamı geçirdim, pazar günü saat 09.00'da ... Adli Tıp Kurumunun önünde ölenin diğer yakınlarıyla birlikte toplanarak cenazeyi teslim aldık ve hep birlikte ... iline gittik. Benim ...'nun öldürülmesi olayında öldürenlerle herhangi bir iştirakim bulunmamaktadır. Öldürenlerin kim olduğunu bilmediğim için de azmettirmedim. Bana sormuş olduğunuz ... ... ve ... ...'ı tanımam. Kendilerinin ifadelerinde geçen, onları yönlendirdiğim, azmettirdiğim ...'nun nerede olduğu konusunda bilgi verdiğim hususlarını da kabul etmiyorum, bana iftira atmaktadırlar, benim ... ile herhangi bir husumetim veya düşmanlığım yoktur, aramızdaki namus davası hususu da gerçeği yansıtmamaktadır, böyle bir olay aramızda yoktur. ... numaralı cep telefonu numarası bana ait olup şu anda ben kullanmaktayım. Ancak her ne kadar ... numaralı cep telefonu bana ait olarak gözüküyorsa da eşim olan Adile ... kullanmaktadır. 30.12.2010 tarihinde ... ili, Bergama ilçesi, Göçbeyli kasabasında ikamet eden ...'i saat 12.00 sıralarında aradığım TİB kayıtlarında yer almaktadır. Benim aradığım doğru olup aradığımda ... bana ‘...'nun Göçbekli'de olduğunu, ... ile görüştüğünü, ...'nun kendisine benim ...'ya dönmem gerektiğini, bu konuda ...'nun kendisinden yardım istediğini,’ söyledi. Konuşma yaklaşık 5-6 dakika kadar sürdü, daha doğrusu ben o kadar sürdüğünü hatırlıyorum. 31.12.2010 tarihinde saat 10.59.33'teki ... adına kayıtlı ... numaralı cep telefonunun beni aramış olabilir, ancak cep telefonunda benimle kimin görüştüğünü bilmiyorum, aramızda yaklaşık 9-10 dakika kadar görüşme gerçekleşmiştir, konuşma sırasında kendisi beni sürekli ölümle tehdit etmiştir, olay günü başkaca o tarz telefonlar almadım. Orhan Selen benim kaynım olur. Şu anda onunla ne konuştuğumuzu hatırlamıyorum. ... ise yakın akrabamdır. Kendisi ..., Narlıdere'de ikamet eder, kendisi bana ...'nun öldürülüp öldürülmediğini sordu. Ben de kendisine böyle bir şey var, bu nedenle ...'e gideceğimi söyledim. Düzeltiyorum ... ... ile 31.12.2010 tarihinde ... numaralı cep telefonum ile gece vakti görüşmem olmuştur, o görüşmede kendisinden ...'nun öldürüldüğünü öğrenmedim. Ben 18.09 sıralarında beni arayan ...'den ...'nun öldürüldüğünü öğrendim. ... ...'nun açık ismi ... ...'dur. Ben bana sormuş olduğunuz ..., ...'ı tanırım. ... benim teyzemin oğlu olur ancak kendisi ile görüşmüyorum. Bu yöndeki beyanları da kabul etmiyorum, kesinlikle ...'nun öldürülmesi olayında herhangi bir alakam ve bağlantım bulunmamaktadır, ben kimseyi yönlendirmedim ve azmettirmedim, üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum.”,
Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; “Konu hakkında bugün Soma Cumhuriyet Başsavcılığında ifade vermiştim. Bahse konu ifademin okunmasını istiyorum, benim olay ile uzaktan yakından bir alakam yok, bunun dışında bir şey söylemek istemiyorum. Tutuksuz yargılanmak üzere tahliyemi talep etmekteyim.”,
Mahkemede; “Benim maktulün ölümü ile ilgili olarak bir ilgim alakam yoktur, ben olayın meydana geldiği zaman ..., ...'deydim, maktul benim akrabam olur, kendisi amcamın oğludur, kendisi ile iddia edildiği gibi bir husumetimiz ve namus davamız yoktur, ... ile ...'ı tanımam, ...'ı tanırım ancak hayatımda bir kez gördüm, ...'ı tanıyorum 1970 yılından okul arkadaşımdır, ben bu cinayeti işleyenleri azmettirmedim, az önce benim sanıklar ... ve ... ...'ın kendilerini azmettirdiğimi söylediler ki bu iddiaları kabul etmiyorum, bana iftira atılmaktadır, ... benim teyzemin oğlu olur, benim telefonum ...'dur, olay günü saat 11.00 sıralarında beni birisi cep telefonumdan aradı, ancak bu arayan kişinin kim olduğunu bilmiyorum, arayan bu kişi önce hâlimi, vaktimi sordu ben de onunkini sordum, kendisini tanımadığımı söyledim, bu kişi bana küfretmeye başladı hakaret etmeye başladı, telefonu kapattım, beni arayan bu şahsın kim olduğunu bilemedim, beni arayan telefonun numarasını hatırlamıyorum, olaydan bir gün önce ...'i ben aradım, görüştük, hal hatır sorduk birbirimize, ... maktul ...'nun Göçbeyli yakınında bir yerde oturduğunu söyledi, ayrıca ... bana; maktulün benim ...'ya dönmemi istediğini söylemiş, bunu bana ... söyledi, atılı suçu kabul etmiyorum iddia edildiği gibi maktulün öldürülmesine iştirak etmedim, kimseyi azmettirmedim, suçsuzum beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum, Ağrılı ...'ı tanırım kendisi akrabam olur, Ağrılı ...'un Cenkyeri’nde oturduğunu biliyorum ancak onunla bir samimiyetimiz olmadı, ... amcamın oğlu olur, ...'ı fazla tanımıyorum, ...'ı tanıyorum, aynı aşirete mensubuz, aynı işi yaparız, ...'ı tanırım, ... ...'ı tanımam, ...'i tanırım, aynı aşirete mensubuz, ...'ı bir kez gördüm.”,
Sanık ... Cumhuriyet Başsavcılığında 24.01.2011 tarihinde; “Benim 31.12.2010 tarihinde işlenen cinayet ile ilgili herhangi bir ilgim yok. Ben olayın gerçekleştiği gün ... ilinde bulunuyordum, kesinlikle ... ilini terk etmedim, hatta o gün sabah bana ait olan ... plakalı 1997 model Tofaş Kartal marka aracım ile Narlıdere'de iş görüşmesi yapmak için soyadını hatırlamadığım ...isimli arkadaşımla görüştüm, düzeltiyorum kendisi ile görüşmedim kendisine ulaşamamıştım, görüştüğümü hata ile söyledim, ardından Narlıdere'den çıkarak hasta olan babamın teyzesinin oğlu olan Nadir isimli akrabamın evine saat 10.00 civarlarında Narlıdere İnönü Mahallesindeki ikametlerine gittim. Evde tek başına Nadir vardı. Nadir 60 yaşlarında olduğu için çoluğu çocuğu da dışarıda olduğu için tek başına kalıyordu, yaklaşık 1 saat orada oturduktan sonra Esentepe Semti’nde muhtarlığın yakınlarında bulunan çalıştığım inşaat alanına gittim, o gün saat 17.00’ye kadar orada çalıştım, çalıştığıma dair müteahhitin yakını olan soyadını bilmediğim ...isimli arkadaş, ..., ..., ..., ..., ... şahittirler. Onlar da aynı inşaatta çalışırlar. Onların savcılığınıza ifade vermesi için kendileri ile görüşeceğim, oradan 17.30 sıralarında çıkarak ... Rıfat Paşa Caddesi No: 284, ... Apartmanı, Daire 4 adresinde bulunan ikametime gittim, akşam yemeğini yedikten sonra kayınvalidem olan ...'a gittim, kayınvalidem ..., Mithatpaşa Semti’nde bulunan tam olarak hatırlamadığım adreste ikamet eder, yaklaşık 00.00’a kadar baldızım ... ..., ... ..., yine baldızım ... ..., eşim ... ile birlikte orada oturduk, gece yarısı oradan ayrılarak evime eşim ile birlikte geldim, sabah işe gitmek için 01.01.2011 tarihinde sabah saat 06.30 sıralarında evden çıkarak çalıştığım Esentepe'deki inşaata gittim. ... beni telefonla 08.30 sıralarında arayarak ... ...'nun öldürüldüğünü söyledi, düzeltiyorum ... ile yüz yüze görüştüğümde bana ...'nun dün Soma'da öldürüldüğünü söylemişti, o gün Halil Rıfat Paşa Caddesi’nde bulunan inşaatta akşama kadar çalıştım. Akşam üzeri saat 18.00 sıralarında inşaattan ayrıldım, hatta saat 17.00 sıralarında müteahhit ...'dan 1.600 TL arkadaşlarıma dağıtmak için haftalık almıştım ve bu parayı orada bulunan şu anda isimlerini hatırlamadığım arkadaşlarıma dağıttım. Saat 18.00 sıralarında oradan ayrılarak Üçyol yakınlarında bulunan inşaata giderek kaldım, çünkü o gün dayımın oğlu olan ...... beni kullandığım eşim adına kayıtlı ... ... numaralı telefonu, şu anda hatırlamadığım telefonundan saat 14.00 sıralarında arayarak ‘... abileri polisler götürmüş, senin de ismini sormuşlar, seni de alıp götürebilirler.’ dedi, ben de bunun üzerine eve gitmeyerek bahsettiğim inşaata giderek kalmaya başladım, o geceyi de orada geçirdim. Bu olaylar nedeniyle korktuğum için beni de yakalayarak götürebileceklerini hatta ...'nun yakınlarının öldüreceklerini düşündüğüm için ne işe gittim, ne de eşim ile birlikte kaldığım eve gittim. Yaklaşık bir hafta kadar yukarıda belirttiğim inşaatta kaldım. Burada Yeşilyurt'ta bulunan yine akrabalarım olan ...'ların yaptığı inşaata giderek yakalandığım tarihe kadar orada kaldım. Orada kaldığım süre zarfında arkadaşım ..., akrabalarım olan İhsan ..., ... benim orada kaldığımı biliyorlardı ve arandığımı da biliyorlardı. Benim polise giderek teslim olmamamın tek nedeni eşim olan ...'dan olma 6 yaşındaki ... isimli erkek çocuğumun hasta olmasıdır, hatta bir keresinde bu nedenle 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi Acil Servisine olaydan yaklaşık bir hafta sonra götürerek tedavisini yaptırdım. Teslim olmamamın tek nedeni budur. Benim olay tarihinden yakalandığım zamana kadar geçirdiğim süre zarfında yaptıklarım bunlardan ibarettir, olayla herhangi bir alakam yoktur, sadece korktuğum için canıma bir şey gelir diye düşündüğüm için ve amcam olan ...'ın tutuklanması nedeniyle peşimde olduklarını düşündüğüm için teslim olmadım. Benim HTS arama kayıtlarına herhangi bir diyeceğim yoktur, olay günü eşim olan ... adına kayıtlı ... ... numaralı telefonu kullanıyordum, kullandığım telefonun neden 09.36 ile 17.30 sıraları arasında herhangi bir kaydının olmadığını bilmiyorum, telefonum çekmiyor olabilir, ...’de çalıştığımız inşaatlarda buna benzer olaylar olabiliyordu. Söz konusu numaranın neden Saruhan ilçesine yakınlarında tespit edildiğine de anlam veremiyorum. ... plakalı araç amcam ...'a aittir. 31.12.2010 tarihinde o aracı hiç kullanmadım. O aracı en son 2010 yılı yaz aylarında amcam ... ile ...'a giderken kullandım başka da kullanmadım, düzeltiyorum mahalle arasında da kullanmış olabilirim, ben sorduğunuz soruyu net olarak anlayamadım, mahalle arasında da en son yılbaşından bir ay önce kullanmıştım, aracın Soma'da kamera görüntülerinde neden yer aldığını bilmiyorum. Ben olaya tanık olanların neden hakkımda av tüfeğini kullanarak ...'yu öldürdüğüm şeklinde beyanda bulunduğunu bilmiyorum, o gün Soma’da değildim. ...'yu ben öldürmedim, söz konusu araçta da yoktum, üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum, erkek kardeşim ... bana benzemektedir, eniştem ...'ın adına kayıtlı olduğunu söylenen av tüfeği hakkında da herhangi bir bilgim yoktur. Dışarıdaki ... halamın torunu olur, kendisinin kaldığı dairenin üstünde bulunan inşaat hâlindeki dairede yakalandığım gün de dahil olmak üzere iki gün orada çalışıyordum, ... ile orada karşılaştım, benim arandığımdan ...'in haberi olup olmadığını bilmiyorum. ... orada tek başına kalıyordu, bana kesinlikle saklanmam konusunda yardım etmemiştir. ..., ..., ..., ..., ... aileleri bizlerin akrabaları olur, aileler arasında kız alıp vermeler olmaktadır.”,
Aynı tarihli ek ifadesinde; “Bana sormuş olduğunuz ...'u tanırım, kendisi ile çalıştığımız inşaatlardan tanışırız. Yaklaşık iki hafta kadar önce kendisinden kullanmak için bana bir numara temin etmesini istedim. O da bana ‘Tamam sana bir numara getireceğim.’ dedi ve bana şu anda kullandığım ... ... numaralı Turkcell hazır kart numarasını getirdi. O tarihe kadar da eşim olan ... adına kayıtlı ... ... numaralı hattı kullandım. Yakalanacağımı düşünerek o numarayı kırıp attım. O numarayı şu anda kimse kulllanmamaktadır, daha önceki ifademde de dediğim gibi olayla herhangi bir alakam yoktur.”, Şüphelinin üzerinden çıkan ... adına kayıtlı ... ... numaralı hattın takılı olduğu telefonun IMEI numarasına bakıldığında IMEI seri numarasının 352079004071369 olduğu görüldü, şüphelinin kullandığı daha önceki numaralarda belirtilen IMEI numarasının ise 52004043453727 olduğunun görülmesi üzerine şüpheliden sorulması üzerine; “Ben söz konusu Nokia 3120 marka cep telefonunu olaydan bir hafta sonra ... ili, Çankaya semtinden arkadaşım olan ... satın alarak hatsız olarak getirdi. Kullandığım telefonda buna benzer bir telefondu. Şu anda marka ve modelini hatırlamıyorum. Kullandığım o telefon tuş kısmında arıza yaptığı için Yeşilyurt semtinde herhangi bir çöp bidonuna attım, yaklaşık yirmi gündür bu telefonu kullanıyorum. ... benim arandığımdan haberi yoktur. Ekleyeceğim bu aşamada başka bir husus yoktur.”,
Cumhuriyet Başsavcılığında 03.02.201 tarihinde; “Ben daha önce Cumhuriyet Başsavcılığınızda vermiş olduğum ifade vermiştim, ifadem doğrudur. Bana sormuş olduğunuz ... ... amcam ...'ın oğlu olur. Kendisi ... ili, Diyadin ilçesinde ikamet eder, sabit bir işi yoktur, kendisi sürekli memlekette kalır, kendisi üç gün kadar önce ...’e geldi, olaydan bir veya iki gün sonra memlekete döndü, rahatsızlığı vardı ve hatırladığım kadarıyla da kendisi hastanede tedavi gördü. Bana sormuş olduğunuz ... numaralı Turkcell telefon hattı benim adıma kayıtlıdır ancak bu numarayı kardeşim ... kullanmaktadır, bu numarayı yaklaşık olarak iki ay önce aldım, kendim hiç kullanmadan doğruca kardeşim ...'a verdim, ... ilinde ara sıra bu numarayı ben de kullanıyordum. Ancak 31.12.2010 tarihinde bu numara ile ben hiç konuşmadım, o gün o numarayı kardeşim ... kullanıyordu, söz konusu bu numaranın 16.40 - 16.50 saatleri arasında neden Soma - Cenkyeri, Soma - Turgutalp yerleşim merkezlerinde tespit edildiğine anlam veremiyorum. O gün ...'ın ... ilinde olduğunu biliyordum ancak net bir cevap veremiyorum. Ben olay günü eşim ... adına kayıtlı ... ... numaralı telefonu kullanıyordum. O telefonun da neden ... ili Saruhanlı ilçesinde 17.30-18.00 saatleri arasında tespit edildiğini de bilmiyorum, ben olay günü kullandığım cep telefonun IMEI numarasını bilmiyorum, kullandığım cep telefonu Nokia marka modelini bilmediğim bir cep telefonu idi. Benim kullandığım ... ... numaralı hat ile ... ...'ın kullanmış olduğu ... numaralı hattın birer saat ara ile aynı telefonda kullanılmış olmasına bir anlam veremiyorum bu konuda size herhangi bir şey söyleyemeyeceğim. Olay günü ... ile aynı yerde değildim. O gün ... ile hiç görüşmedim. Benim adıma kayıtlı olan ... numaralı hattı annem Şari ... kullanmaktadır, kendisi ... ilinde ikamet eder, ben olay hakkında herhangi bir şey bilmiyorum, üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum, cinayeti kimin işlediğini de bilmiyorum, daha öncede söylediğim gibi ... ve ...'tan şüpheleniyorum, çünkü geçen yıllarda ... ve ... memlekette karşı taraftan bir iki kişiyi öldürebileceklerini söylemişler, bu aile içerisinde konuşuluyordu.”,
Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; “Ben bu konuda 24.01.2011 tarihinde Soma Cumhuriyet Başsavcılığında ifade vermiştim. O ifademi aynen tekrar ediyorum. Benim ...'nun kasten öldürülmesi olayı ile ilgim bulunmamaktadır. Suç tarihinde ben ...’deydim. ...'den hiç ayrılmadım. Görgü tanıklarının beni neden teşhis ettiklerini bilmiyorum. ...’nun öldürülmesi ile ilgili kardeşim ... ve amcamın oğlu ... ...'dan şüpheleniyorum. ... ve ... son zamanlarda sürekli beraber geziyorlardı. Suç aleti av tüfeğinin nerede olduğu konusunda hiç bir bilgim bulunmamaktadır. Suçsuzum. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmamı talep ediyorum.”,
Mahkemede; “Olay günü sabah saat 06.00'da ... ilindeki konutumdan çıkıp Esentepe'ye gittim, daha sonra da 09.00 gibi Narlıdere'ye geçtim, burada 1 saat kaldım, tekrar Esentepe'ye geldim, öğleye kadar burada kaldım, daha sonra cuma namazına gittim, cuma namazından sonra Esentepe'deki inşaatıma gittim, 20 dakika sonra buradan ayrılıp Halil Rıfat Paşa'daki inşaatıma gittim, saat 15.30-16.00'a kadar burada kaldım, sonrasında tekrar Esentepe'ye gittim, burada da saat 18.00'e kadar kaldım, saat 18.00 gibi buradan ayrıldım, saat 19.00 gibi de evime geldim, kısacası ben olay günü bahsettiğim bu yerlerde kaldım, ... dışına çıkmadım, ben maktulün öldürüldüğünü ertesi gün sabah öğrendim, bana maktulün öldürüldüğünü ... söyledi, ...'ın köylüleri ...’lar ile akraba oldukları için bu haberi almışlar, ...sadece duyduğunu söyledi, kimden maktulün öldürüldüğünü söylemedi, ben de sormadım. ... benim eşim olur, eşimin adına kayıtlı ... ... numaralı telefonu 6-7 yıldır ben kullanıyorum, baz istasyonu olarak bu telefon olay günü Saruhanlı ilçesinde görünmüş, benim telefonum bozuktu, tuş takımları bozuktu, çalışmıyordu, kendi telefonumdan sim kartı çıkarttım ve ...'ın telefonuna taktım o akşam ...'ın telefonu ile bazı görüşmeler yapmak istedim ancak yapamadım daha sonra telefonu bu şekilde bıraktım, ...'ta unuttum, ... ...'ya gitmiş olabilir, bu nedenle de benim telefonumun ...'da sinyal vermesi bu şekilde mümkün olabilir, ben ...'ya hiçbir şekilde gitmedim, ...'ın telefonu Nokia idi, ... ile ... 1 sene önce de bu şekilde bazı konuşmalar yapmışlardı, bu nedenle onlardan şüphelendiğim için onlar yapmış olabilir diye söyledim, benim bu olay ile ilgili hiçbir alakam yoktur, 20 senedir kendim ...'de otuyorum, atılı suçu işlemiş değildim, iştirak etmiş değilim. Ben ...'tan bir gün sonra sim kartımı almıştım, Cumhuriyet Savcılığında verdiğim ifadede bu aklıma gelmedi, Saruhanlı ilçesi yakınlarında bu telefonun olaydan hemen sonra tespit edildiğine anlam veremiyorum diye söyledim, aslında bu husus benim az önce anlattığım gibidir, ... benim amcamdır, ...'a ait aracın ne şekilde Soma'ya götürüldüğünü bilmiyorum, oğlum rahatsızdı, tedavi görmekteydi, bu olaydan sonra 24.01.2011 tarihine kadar 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesine götürdüm, bu nedenle teslim olmadım, ... numaralı telefon benim adıma kayıtlı telefondur, fakat bu hattı ... kullanmaktadır, benim kullandığım eşimin adına kayıtlı sonu 52 ile biten telefon numarasının kayıtlı olduğu sim kartı kırıp attım, oğlumun tedavi hizmetleri aksar, beni yakalayıp hapsederler diye mağdur olmamak ve yakalanmamak için sim kartı kırıp attım. ... numaralı telefonu kardeşim ... kullanıyordu, telefon onda idi, üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, benim adıma 4 adet kayıtlı telefon vardır, birini ...’de ablam, birini ...’de annem, birini de ...’de oturan amcamın oğlu ..., diğerini de ... kullanmaktadır.”,
Sanık ... Cumhuriyet Başsavcılığında; “Ölen ... bizim akrabamız olur. ...'nun iki ablası benim amcamın çocukları ile evlidir. Aynı aşiret mensubuyuz, akrabalığımız bu vesile ile çok yakın olmasa da vardır. Ben öldüren şahısların kimler olduğunu bilmiyorum, ancak şüpheli olan ... ... ve ... benim kayınbiraderim olurlar. Benim olay hakkında çok fazla bilgim yoktur ancak taraflar arasında kan davası olduğunu biliyorum. Olay tarihinden sonra ölüm ya da cinayet olayını üç gün sonra öğrendim. ...’da cinayetin gerçekleştiğini duydum. Cenazesine gitmemize de müsaade etmediler, biz de cenazeye gitmedik. Olayın olduğu gün saat 11.00 sıralarında ... isimli şahsın yanına borç almak için gittim. ... ile akrabalığımız yoktur. ... Diyadin ilçesinde, bense Doğubeyazıt ilçesindenim. ... oğlum ile birlikte ...'ın yanında çalışmaktaydı. Olay günü sabah 11.00’de ...'ten para istedim, ... kendisinde para olmadığını parayı ...'tan istememi söyledi. Ben de ...'un yanına giderek kira borcumu ödemek için 200 TL borç para aldım. Ben hayatım boyunca ilk kez bugün Soma ilçesine geldim. Daha önce Soma’da hiç bulunmadım. Ben bu olay tarihinde bu şahısları görmedim. Olay tarihinden yaklaşık 2 veya 3 gün önce ... günü benim küçük oğlum olan 2 sınıfa giden ... bana dayısı olan ...’ın eve geldiğini söyledi. Ancak ben ...'ı o gün görmedim. Olay tarihinden sonra da ...'ı görmedim. Olay tarihinden sonra da ...'ın memlekete gittiğini öğrendim. Suçta kullanılan tüfeğin bana ait olup olmadığını bilmiyorum. Olayda kullanılan tüfeğin özelliklerini de bilmiyorum. Ben sadece bana ait olan ruhsatlı tüfeğimin evimden kaybolduğunu veya çalınmış olduğunu biliyorum. Olay tarihinden yaklaşık bir hafta kadar sonra cinayet masası polisleri evime gelerek bana tüfeğimin olup olmadığını sordular. Ben de kendilerine tüfeğimin olduğunu, ayrıca ruhsatının da bulunduğunu söyledim. Ben eşime tüfeği sakladığımız yerden getirmesini söyledim. Eşim tüfeği almak için tüfeğimizi sakladığımız yere gittiğinde, tüfeği yerinde bulamadı. Ben olay tarihinden bir hafta kadar sonra tüfeğimin çalındığını anladım. Benim ruhsatlı tüfeğimin suçta kullanılıp kullanılmadığını bilmiyorum. Tüfeğimin kim tarafından çalındığını da bilmiyorum. Kayınbiraderim ... ... olay tarihinden birkaç gün önce evime gelmişti; ancak tüfeği onun alıp almadığını bilmiyorum. Tüfeğin yanında yelek içerisinde çeşitli özelliklere sahip fişekler de vardı onlarda olay sonrası yerinde yoktu. Tüfeğimi çalan kişiler fişekleri de çalmışlardır. Ben kimseye tüfeğimi vermedim. Üzerime atılı suçlamayı da kabul etmiyorum. ... ...’ın tüfeğimi çalıp çalmadığını da bilmiyorum, kimseyi de suçlamam ancak şu anda şüpheli durumdayım. Eğer bana böyle bir şey ... yapmış ise kendisini asla affetmem, ben kesinlikle kimseye tüfek vermedim. Tutuksuz yargılanmak istiyorum takdir sizlerindir.”,
Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; “Ben ölen ...'yu tanırım. Kendisini hem aynı aşirete mensup olmamız, hem de iki ablasının benim amcamın çocukları ile evli olması sebebi ile tanırım. ...'nun kim ya da kimler tarafından öldürüldüğüne ilişkin bir bilgim yoktur. ... ve ... ... benim kayınbiraderlerim olur, olay günü ...'de bulunmakta idim. Saat 15.00'e kadar ... ile birlikteydim, 15.00'ten sonra ailemin yanına geçtim. Olaydan 5-6 gün geçtikten sonra cinayet masasından ekipler evime geldiler ve bana ait ruhsatlı silahım olup olmadığını sordular. Ben de ‘Pompalı ruhsatlı bir tüfeğim var.’ dedim. Eşimden getirmesini istedim, eşim gitti ancak döndüğünde silahın yerinde olmadığını söyledi. Olaydan bir süre önce kayınbiraderim ... eve gelerek kirli kıyafetlerinin yıkanmasını eşimden istemiş ve daha sonra onları bavula koyarak gitmiş, olaydan önce ... günü de yine ... eve gelerek bir süre kalıp gitmiş, bunu bana küçük oğlum ... söyledi ancak silahı kimin, ne zaman ve ne şekilde evden aldığını bilmiyorum.”,
Mahkemede; “Benim silahımın, koymuş olduğum yerden alındığından polisler evime gelip bana bu tüfeğimi ve bunun ruhsatını sordukları zaman haberim oldu, ben polisler bana sorduğunda tüfeği koyduğum yerde olduğunu zannederek hanımıma ‘Git tüfeği bulunduğu yerden getir dedim.’, hanımım tüfeği koyduğum yere gitti geri geldi ve tüfeğin yerinde olmadığını söyledi, o ana kadar tüfeğimin koyduğum yerden alındığını bilmediğim için tüfeğimin çalındığını karakola bildirmedim, tüfeğimin çalındığını bu şekilde anlayınca karakola bilgi verdim, maktul ...'nun öldürülmesine ilişkin olaya, herhangi bir katkım olmamıştır kimseye yardım etmedim, tüfeğimi bilerek ben birilerine vermiş değilim yardım sağlamış değilim, bu suça iştirak da etmiş değildim, maktulü tanırdım, iki ablası benim amcamın hanımı olur, ikimiz de aynı aşiretteniz, ... benim kaynım olur, zaman zaman bize yani evimize gelir giderdi, tüfeğin yerini biliyordu, benim tüfeğimi alıp gideceği aklımın ucundan bile geçmezdi, benim iki oğlum var, birisi ... biri de ...'tır, bana çocuklar ... ile ...'ın evime geldiğinden bahsetmediler, Atılı suçu kabul etmiyorum suçsuzum beraatimi istiyorum. Olay ortaya çıktıktan sonra ben sorduğumda oğlum ... ‘Baba dayım ... evimize biri ile geldi, çantalar ile geldiler, elbiselerini götürdüler.’ dedi. Ben buna atfederek Cumhuriyet savcılığında ifade verdim, diğer sanıklar ... ile ...'ın isimlerini karışmış olabilir, ben bu çocukların babasıyım, ... ve ...'ın isimlerini ben bile karıştırıyorum, ben tüfeğimi alanlardan davacıyım, ...'in ablası ile arası yoktu, ... inşaatçıdır, ben de inşaatçıyım, iş sebebi ile birbirimizle telefonla konuşmuş olabiliriz, olay günü de ... ile konuşmuş olabilirim ancak bu konuşmalarım iş gereğidir, ben ... ile bu olay hakkında herhangi bir konuşma yapmadım, gerek telefonda gerek ise yüz yüze bir konuşmam olmadı.”,
Şeklinde savunmalarda bulunmuşlardır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda suça iştirakte, faillik ve şeriklik ayrımı öngörülmüş, azmettirme ve yardım etme şeriklik kavramı içinde değerlendirilmiştir.
Kanun’un 37. maddesindeki;
"(1) Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur.
(2) Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. Kusur yeteneği olmayanları suçun işlenmesinde araç olarak kullanan kişinin cezası, üçte birden yarısına kadar artırılır" şeklindeki hüküm ile maddenin birinci fıkrasında müşterek faillik, ikinci fıkrasında ise dolaylı faillik düzenlenmiştir.
Kanun’da suç olarak tanımlanan fiilin, birden fazla suç ortağı tarafından iştirak hâlinde gerçekleştirilmesi durumunda TCK’nın 37/1. maddesinde düzenlenen müşterek faillik söz konusu olacaktır.
Öğretideki görüşler de dikkate alındığında müşterek faillik için iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
1- Failler arasında birlikte suç işleme kararı bulunmalıdır.
2- Suçun işlenişi üzerinde birlikte hâkimiyet kurulmalıdır.
Müşterek faillikte, birlikte suç işleme kararının yanı sıra fiil üzerinde ortak hâkimiyet kurulduğu için her bir suç ortağı “fail” konumundadır. Fiil üzerinde ortak hâkimiyetin kurulup kurulmadığının belirlenmesinde suç ortaklarının suçun icrasında üstlendikleri rolleri ve katkılarının taşıdığı önem göz önünde bulundurulmalıdır.
"Yardım etme" ise 5237 sayılı TCK'nın 39. maddesinde;
"(1) Suçun işlenmesine yardım eden kişiye, işlenen suçun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmesi hâlinde, onbeş yıldan yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirmesi hâlinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde cezanın yarısı indirilir. Ancak, bu durumda verilecek ceza sekiz yılı geçemez.
(2) Aşağıdaki hâllerde kişi işlenen suçtan dolayı yardım eden sıfatıyla sorumlu olur.
a) Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek.
b) Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak.
c) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak" şeklinde,
"Bağlılık kuralı" da aynı Kanun'un 40. maddesinde;
"(1) Suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir. Suçun işlenişine iştirak eden her kişi, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılır.
(2) Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur.
(3) Suça iştirakten dolayı sorumlu tutulabilmek için ilgili suçun en azından teşebbüs aşamasına varmış olması gerekir" biçiminde düzenlenmiştir.
Suçun icrasına iştirak etmekle birlikte, işlenişine bulunduğu katkının niteliği gereği kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen diğer suç ortaklarına “şerik” denilmekte olup, 5237 sayılı TCK’da şeriklik, azmettirme ve yardım etme olarak iki farklı şekilde düzenlenmiştir. Buna göre, kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen veya özel faillik vasfını taşımadığı için fail olamayan bir suç ortağı, gerçekleşen fiilden 5237 sayılı Kanun’un 40. maddesinde düzenlenen bağlılık kuralı uyarınca sorumlu olmaktadır.
TCK’nın 39/2. maddesindeki düzenlemeye göre, yardım etme; maddi yardım ve manevi yardım olarak ikiye ayrılmaktadır.
1- Bir suçun işlenmesine maddi yardımda bulunma çok çeşitli şekillerde ortaya çıkmakla birlikte anılan maddede maddi yardım;
a) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları temin etmek,
b) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında maddi yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak,
Olarak sayılmıştır.
2- Manevi yardım ise;
a) Suç işlemeye teşvik etmek,
b) Suç işleme kararını kuvvetlendirmek,
c) Suçun işlenmesinden sonra yardımda bulunmayı vaad etmek,
d) Suçun nasıl işleneceği konusunda yol göstermek,
Şeklinde belirtilmiştir.
Kişinin eyleminin, bir suçun katılma aşamasına ulaşıp ulaşmadığı, ulaşmışsa da suça katılma düzeyinin belirlenmesi için, eylemin bir aşamasındaki durumun değil, eylemin yapılması için verilen kararın, bu kararın icra ediliş biçiminin, olay öncesi, sırası ve sonrasındaki davranışların da dikkate alınıp, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekir. Zira "yardım etme"yi müşterek faillikten ayıran en önemli unsur, kişinin suçun işlenişi sırasında fiil üzerinde ortak hâkimiyetinin bulunmamasıdır.
Öte yandan, amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" şeklinde, Latincede ise "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi hâlinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Ceza mahkûmiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkan vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konuları birlikte değerlendirildiğinde;
31.07.2004 tarihinde ... ili, Diyadin ilçesi, Yanıkçukur köyüne bağlı Kankalesi Yaylası'nda ... ..., ... ..., ... ..., ... ... ve ... ...’ın, ... ve ... tarafından uzun namlulu tüfeklerle ateş edilerek öldürülmesi üzerine, ... ailesinden kimi fertlerin ... ailesine karşı kan davası gütmeye başladıkları, her iki aileye mensup bazı kişilerin ...’dan taşınarak Türkiye’nin batısındaki şehirlere yerleştikleri, ... ailesinin ileri geleni kabul edilen ...’nun akrabalarını ziyaret etmek için geldiği Manisi ili, Soma ilçesine bağlı Cenkyeri beldesinde tanıklar ... ve ... ile birlikte yolda yürüdüğü sırada arkalarından yanaşan araçtan açılan ateş sonucu olay yerinde hayatını kaybettiği, olay yerinde 3 adet av tüfeği kartuşu bulunduğu, içinden ateş açılan ... plaka sayılı aracın inceleme dışı sanık ... adına kayıtlı olduğunun tespit edilip araç üzerinde yapılan inceleme sonucunda araçta parmak izleri tespit edilen ...’ın yeğenleri olan ve babaları 2004 yılında Kankalesi Yaylası’nda öldürülen ... ve ... ...’ın ifadelerine başvurulduğu, ilk ifadelerinde suçlamayı reddeden ... ve ...’ın Cumhuriyet savcılığında ve Mahkemede ısrarla, kendilerini telefonla arayan sanık ...’nun kendilerine maktul ...’nun bulunduğu yeri söyleyip, bu suçu işlemeye tahrik ettiğini, sanığın bu azmettirmesi üzerine ...’ın kayınbiraderi de olan sanık ...’ın evinden gizlice aldığı av tüfeğiyle ve amcaları olan ...’ın aracını yine sahibinin haberi olmadan yerinden alarak ...’den Soma’ya gidip suçu birlikte işlediklerini savundukları, sanıklar ..., ... ve ...’nun suçlamaları kabul etmedikleri anlaşılan olayda;
Her ne kadar sanık ... hakkında Yerel Mahkemece verilen beraat hükmünün, bu sanığın suçta kullanılan tüfeği inceleme dışı sanıklar ... ve ...'a temin etmek suretiyle nitelikli kasten öldürme suçuna yardım ettiğinden bahisle Özel Dairece bozulmasına karar verilmiş ise de; suçta kullanılan tüfeğin ele geçirilememiş olması, ...'a ait tüfeğin suçta kullanıldığına ve sanığın nitelikli kasten öldürme suçunda kullanılacağını bildiği av tüfeğini bu maksatla ... ve ...'a verdiğine ilişkin her türlü kuşkudan uzak bir tespitin yapılamayışı, ...'a ait tüfeğin suçta kullanıldığı kabul edilse dahi, haklarında nitelikli öldürme suçundan verilen mahkûmiyet hükümleri kesinleşen inceleme dışı sanıklar ... ve ...'ın tüm aşamalarda ve istikrarlı şekilde, tüfeği ...'ın evinden, ... evde bulunmadığı sırada gizlice aldıklarını ileri sürmeleri göz önüne alındığında, sanık ...'ın nitelikli kasten öldürme suçuna yardım ettiğine ilişkin kesin, açık bir ispata dayanan, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkân vermeyen bir tespit yapılmasının da mümkün olmaması karşısında sanık ...'ın nitelikli kasten öldürme suçuna yardımdan beraatine;
Yine sanık ... hakkında Yerel Mahkemece verilen beraat hükmünün, bu sanığın maktulün bulunduğu yeri ...'dan öğrenip inceleme dışı sanıklar ... ve ...'a bildirerek suçun işlenmesini kolaylaştırdığından bahisle Özel Dairece bozulmasına karar verilmiş ise de; sanık ... ile yapılan görüşme sırasında kullanılan ... numaralı hat, her ne kadar sanık ... adına kayıtlı ise de, bu hattın inceleme dışı sanık ... ... tarafından kullanıldığının, gerek ..., gerekse de ...'ın beyanları ile HTS ve iletişimin tespiti kayıtlarından sabit olması, ...'in ... ile böyle bir görüşme yapmadığını istikrarlı şekilde savunması ve aksini kabule ilişkin herhangi bir delilin de bulunmaması karşısında sanık ...'ın nitelikli kasten öldürme suçuna yardımdan beraatine,
Yerel Mahkemece karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bu nedenle bu sanıklar hakkında kurulan direnme kararına konu beraat hükümlerine ilişkin Yerel Mahkemece gösterilen gerekçenin isabetli olduğu,
Ancak sanık ...'nun ... ailesine mensup olmakla birlikte ailesi ile ilgili sorunlar nedeniyle ...'dan ayrılarak ...'ye yerleşmiş olması, tanık ...'ın 19.02.2011 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığındaki ifadesindeki "...'yu tanırım, bildiğim kadarıyla ... ailesince dışlanan birisidir, geçmişte yaptığı ahlaksız hareketler neticesinde istenmemektedir." ve tanık ...'in Cumhuriyet Başsavcılığındaki; " Yanımdan ayrılmadan önce maktul ... bana ...'yu kastederek ‘... memlekete geri dönsün, burada perişan olacağına köyüne dönsün, zengin çocuğudur, burada mağdur olmasın.’ gibisinden sözler söyledi, hatta benden onu aramamı ya da aradığında bunları söylememi istedi." şeklindeki beyanları, haklarında nitelikli kasten öldürme suçundan verilen mahkûmiyet hükümleri Özel Dairece onanarak kesinleşen ... ve ... ...'ın aşamalarda istikrarlı şekilde sanık ...'in olaydan 10 gün kadar önce maktulün Diyadin'den ayrılarak ...'e geldiğini, olay sabahı ise Soma'da bulunduğunu bildirip maktulü öldürme düşüncelerini teşvik ettiği ve bu maksatla ... ile ... arasında görüşmelerin bulunduğuna ilişkin anlatımları ile dosyada bulunan HTS kayıtlarından da maktulün öldürüldüğü 31.12.2020 Cuma günü, sabahı saat 10.59'da ... adına kayıtlı ancak ... ...'ın kullandığı ... numaralı hat ile ... adına kayıtlı ... numaralı hat arasında 533 saniye süren uzun bir telefon görüşmesinin bulunması, bu görüşmeden sonra ...'ın kullandığı telefonun bulunduğu ... ilinden olayın gerçekleştiği ... ili, Soma ilçesi Cenkyeri beldesine doğru hareket hâlinde oluşu, sanık ...'in bu görüşmenin, tanımadığı bir kimsenin kendisine önce hâl hatır sorup daha sonra tehdit ve hakaret etmesinden ibaret bir görüşme olduğunu savunmasına karşın görüşmenin 10 dakikaya yaklaşan bir uzunlukta oluşu karşısında, olağan yaşam tecrübelerine göre sanığın bu savunmasına itibar etmenin mümkün olmayışı birlikte değerlendirildiğinde; sanık ... Günoğdu'nun aralarında sorunlar bulunan maktulün bulunduğu yeri kendisini öldürmeyi planlayan inceleme dışı sanıklardan ... ...'a bildirmek suretiyle nitelikli kasten öldürme suçuna, suçun nasıl işleneceği konusunda yol göstermek suretiyle yardımda bulunduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla; Yerel Mahkemenin, sanıklar ... ve ...'ın nitelikli kasten öldürme suçuna yardım etmek suretiyle iştirak etmediklerine ilişkin direnme gerekçesinin isabetli olduğuna, bu sanıklar hakkında kurulan beraat hükümlerinin onanmasına; sanık ...'nun nitelikli kasten öldürme suçuna yardım etmek suretiyle iştirak etmediğine ilişkin direnme gerekçesinin ise isabetli olmadığına, bu sanık yönünden kurulan beraat hükmünün sanığın nitelikli kasten öldürme suçuna yardım etmek suretiyle iştirak ettiğinin gözetilmemesi isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yerel Mahkemenin,
a) Sanıklar ... ve ...'ın nitelikli kasten öldürme suçuna yardım etmek suretiyle iştirak etmediklerine ilişkin direnme gerekçesinin İSABETLİ OLDUĞUNA,
b- Sanık ...'nun nitelikli kasten öldürme suçuna yardım etmek suretiyle iştirak etmediğine ilişkin direnme gerekçesinin ise İSABETLİ OLMADIĞINA,
2- Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 01.10.2015 tarihli ve 187-305 sayılı direnme kararına konu hükümlerden,
a) Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan ve diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin ONANMASINA,
b) Sanık ... hakkında kurulan hükmün ise; sanığın nitelikli kasten öldürme suçuna yardım etmek suretiyle iştirak ettiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
3- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 17.03.2022 tarihinde yapılan müzakerede her üç sanığa ilişkin uyuşmazlık bakımından da oy birliğiyle karar verildi.