Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2022/128 Esas 2022/236 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2022/128
Karar No: 2022/236
Karar Tarihi: 05.04.2022

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2022/128 Esas 2022/236 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2022/128 E.  ,  2022/236 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 9. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Asliye Ceza
    Basit cinsel saldırı suçundan sanık ...'ın TCK'nın 102/1. maddesi ve 53. maddesi uyarınca 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin ... 55. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 07.03.2014 tarihli ve 327-82 sayılı hükmün sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 03.06.2021 tarih ve 2389-4024 sayı ile;
    "Olayın intikal şekli ve zamanı, mağdurenin aşamalardaki beyanları, savunma ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 01.07.2021 tarih ve 292695 sayı ile;
    “...05/07/2013 tarihli tutanak içeriğine göre aynı gün saat 16.00 civarında gelen bir ihbarda Ayazağa Mahallesi G-108 sokakta cinsel tacizde buluna bir şahsın kovalandığı ihbarı üzerine olayın resmi makamlara intikal ettiği,
    Mağdurun olay günü alınan, duruşmada doğruluğunu onayladığı beyanında özetle, olay günü Kabataş Ayazağa otobüsüne bindiğini, sanığın da otobüste olduğunu, sürekli baldırına ve kalçasına dokunmaya çalıştığı, kendisini sanıktan sakınmaya çalıştığını, sanığın otobüste durabileceği başka yerler de olmasına rağmen yanında durduğunu, otobüsten inenler olunca boşalan bir yere oturduğunu, sanığın da başka yerler olmasına rağmen yanına oturduğunu, oturur oturmaz sağ eli ile sol baldır ve kalçasına sürttüğünü, aralarına çantasına koyarak sanığa engel olduğunu, durağına gelince indiğini, sanığında arkasından indiğini fark ettiğini, ondan kurtulmak için bir markete girip alış veriş yaptığını, marketten çıktıktan sonra evine giderken ara sokağa girdiğinde sanığın arkasından geldiğini gördüğünü, evine ulaşmak için hızlandığını ancak sanığın koşarak geldiğini ve eli ile sağ kalçasını tuttuğunu, sanığa eli ile vurduğunu, sanığı iteklediğini, sanığın bileğinden tutarak kendisini duvara doğru çektiğini, bu sırada yoldan geçen 65-70 yaşlarında iki kişiden yardım istediğini ancak bu kişilerin geçip gittiğini, telefonunu çıkararak yardım istemeye çalıştığını, sanığın telefonunu ve cüzdanını çekmeye başladığını, bağırarak yardım isteyince sanığın kendisini bırakarak uzaklaştığını, bu sırada arkadaşı ... ...'in geldiğini durumu ona anlatınca ...'in sanığın gittiği yöne gittiğini, kendisinin de peşlerinden gittiğini, 108 Sokak 2 Numaranın önünden arkadaşını ıslanmış vaziyette gördüğünü, ...'in sanığın binaya girip kendisine su attığını söylediğini, çevrede toplanan şahsı tari edince sanık ... olduğunu söylediklerini beyan ettiği,
    Tanık ...'in de mağdurun anlatımın teyit ettiği,
    Sanığın ise mağdurun otobüste yanına oturduğunu, inmek için ayağa kalktığında ayağına bastığını bu nedenle mağduru uyarıp kınadığını, daha sonra kalabalığın peşine düşüp tacizci olduğuna dair çevreye sözler söylediklerini kendisini takip eden uzun saçlı şahsın üzerine su döktüğünü beyan ettiği, yakalam emri ile yakalanarak alına savunmasında da benzer bir savunma yaptığı,
    Mağdurun sanıkla daha önceden bir tanışıklığının olmadığı, aralarında suç atfına neden olacak bir husumet bulunmadığı, anlatımını somut ve ayrıntılı olduğu gözetildiğinde;
    Mağdurun, 05/07/2013 günü saat 15.30 sıralarında evine gitmek için Kabataş-Ayazağa seferi yapan yolcu otobüsüne binerek, ayakta yolculuk yaptığı sırada Sanığın, ayakta duracak başka yer olmasına karşın mağdurun yanına yaklaşarak sürekli olarak, mağdurun sağ baldır ve kalçasına dokunmaya çalıştığı, mağdurun ise kendisini çekerek korumaya çalıştığı bu sırada otobüsün Ayazağa meydanına gelerek yolcularının büyük bir kısmının indiği, mağdurun bu sebeble otobüsün orta kapısının arkasındaki ilk ikili koltuğa oturmasından sonra sanığın bu kez otobüste başka bir boş yere oturma olanağı varkan buna rağmen mağdurun yanına oturarak, mağdurun sol baldır ve kalçasını ellemesi üzerine mağdurun bu kez sanık ile arasına çantasını koyduğu akabinde otobüsün durağa yaklaşması üzerine mağdurun durakta inmesinden hemen sonra sanığın da aynı durakta inerek mağduru takip etmeye başladığı, mağdurun sanık tarafından takip edildiğini görmesinden sonra kendisini korumak ve sanığın takibinden kurtulmak maksadıyla ikametine yakın bir markete girip alış veriş yaptıktan sonra ikametine doğru yürüdüğü sırada sanığın yine mağduru takip ederek, kendisinin takip edildiğini anlayan ve ...İlköğretim Okulu yanındaki ara sokakta evine doğru hızlı adımlarla ulaşmaya çalışan mağdura doğru koşarak, mağdurun kalçasını eli ile tuttuğu bunun üzerine mağdurun sanığa eli ile vurarak sanığı itelediği, sanığın ise mağduru bileğinden tutarak duvara doğru çekmesinden sonra mağdurun bağırması üzerine sanığın mağduru bıraktığı, bu suretle sanığın atılı suçu işlediğinin sabit olduğu kanaatine varılmış, bu nedenle Yüksek Dairenin bozma kararına itiraz etmek gerektiği," talebiyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
    CMK'nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 27.12.2021 tarih ve 22457-10295 sayı ile; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı eylemin sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Sanığın olay tarihinde 33 yaşında, evli, iki çocuklu olup aşçılık yaparak geçimini sağladığı, mağdurenin ise 20 yaşında, bekâr ve öğrenci olduğu,
    05.07.2013 tarihinde kolluk görevlilerince düzenlenen tutanağa göre; saat 16.00 sıralarında polis merkezine gelen ihbar üzerine olay yerine intikal edildiği, sokağa girildiği, iki numaralı bina önünde kalabalığın toplanmış olduğunun görüldüğü, mağdurenin gelerek bir şahsın kendisini eliyle taciz ettiğini ve iki numaralı binaya kaçtığını, şahıstan şikâyetçi olduğunu belirttiği, bina önündeki kalabalıktan söz konusu şahsın ... olduğu ve binanın ikinci katında ikamet ettiği bilgisinin alındığı, yapılan kontrollerde sanığa rastlanılmadığı,
    06.07.2013 tarihli tutanakta; "05.07.2013 Saat 16.30 sıralarında polis merkezimize gelerek müracatta bulunan Derya Baydıoğlu, 05.07.2013 günü saat:15.30 sıralarında Zincirlikuyu semtinden ikametine gelmek üzere 41 E Kabataş-Ayazağa otobüsüne bindiğini, otobüs içerisi normal derecede kalabalık olduğu için ayakta yolculuk yaptığını, maslak mevkiine geldiğinde 30-35 yaş arası esmer tenli kirli sakallı 1.65-1.70 boylarında kilolu ve göbekli, tombul yüzlü kısa siyah saçlı üzerinde mavi çizgili tişört bulunan bir şahsın yanına doğru yaklaştığını gördüğünü, sürekli olarak eli ile sağ baldır ve kalçanın bulunduğu yere dokunmaya çalıştığını, şahıstan uzaklaştığını, Ayazağa Meydana geldiğinde otobüsteki yolcuların çoğunluğunun inmesi üzerine yer boşaldığını, koltuğa oturduğu esnada şahsın yanına gelerek yanına oturduğunu ve elini yan tarafa koyar gibi tacizde bulunduğunu, Yeşiltepe son duraktan bir önceki durakta otobüsten indiğini ve şahsında inerek kendisini takip ettiğini, 105 sk üzerinde şahsın peşinden geldiğini ve kalçasından tutmak suretiyle taciz ettiğini, elinden tuttuğunu ve duvar kenarına çektiğini, telefon ile aramaması için elinde bulunan telefonu ve cüzdanı almaya çalıştığını, çevreden yardım istemesi üzerine şahsın kaçdığını, aynı sokakta ikamet eden arkadaşı ... ...'in yanına geldiğini çevreden yapılan araştırmada şahsı bulduklarını ve şahsın kaçarak 108 sk No:2 sayılı binanın 2. katına girdiğini balkondan su fırlattığını, şahsın isminin ... olduğunu tespit ettiğini, hakkında davacı ve şikayetçi olduğunu iddia ve beyan etmesi üzerine tahkikata başlanmış, 06.07.2013 günü ... isimli şahıs kendiliğinden polis merkezimize gelmiş, olay ile ilgili olarak ifadesi alınmış, olay hakkında ... Nöbetçi C.Savcısı sn. Selamettin Celet'e bilgi verilmiş, şahsın ifadesinin alınarak salıverilmesini düzenlenen tahkikat evrakının ikmalen gönderilmesi talimatı alınmış.", hususlarına yer verildiği,
    Anlaşılmaktadır.
    Katılan mağdure Derya Baydıoğlu Kollukta; "05.07.2013 günü saat:15.30 sıralarında Zincirlikuyu semtinden ikametime gelmek üzere 41 E Kabataş-Ayazağa otobüsüne bindim. Otobüs içerisi normal derecede kalabalık olduğu için ayakta yolculuk yaptım. Maslak mevkiine geldiğimde 30-35 yaş arası esmer tenli kirli sakallı 1.65-1.70 boylarında kilolu ve göbekli, tombul yüzlü kısa siyah saçlı üzerinde mavi çizgili tişört bulunan bir şahıs yanıma doğru yaklaştığını gördüm. Şahıs sürekli olarak bana eli ile sağ baldırım ve kalçamın bulunduğu yere dokunmaya çalışıyordu. Ben her fırsattan şahıstan kendimi çektim. Şahıs benden uzakta da durabilirdi. Her ne kadar kalabalıkta olsa ayakta duracak yer vardı. Ayazağa Meydana geldiğimizde otobüs boşaldı ve ben orta kapının arkasındaki ilk ikili koltuğa oturdum. Başka oturacak yerler olmasına rağmen şahıs gelip yanıma oturdu. Oturur oturmaz sağ elini yan tarafına koyarmış gibi yapıp sol baldır ve kalçamın bulunduğu yere doğru sürüttüğünü hissetmem üzerine şahıs ile muhatap olmamak için çantamı şahıs ile arama koydum. Bunun üzerine elini çekti. Yeşiltepe son duraktan bir önceki durağa yaklaştığımızda ayağa kalktım. Şahıs bunun üzerine yerinden kalktı ve bana yol verdi ve tekrar yerine oturdu. Durağa geldiğimizde ben orta kapıdan aşağıya indim. Otobüse doğru çevirdiğim esnada şahsında tam arkamda olduğunu otobüsten inmiş olduğunu gördüm. İkametime yakın mesafade olan A 101 isimli markete doğru gittiğim esnada şahsın peşimden geldiğini gördüm. Şahsın beni takip ettiğini ve zarar vereceğini düşünerek alışveriş yapmak için markete girdim ve arkama bakmadım. Bir kaç parça malzeme aldıktan sonra marketten çıktım. İkametime gitmek üzere ... İlköğretim okulunun yanında bulunan ara yolda yürüdüğüm esnada şahsın beni takip etmediğini kontrol etmek için geriye baktığımda şahsın peşimden geldiğini gördüm. Hızlı adımlar ile bir an önce evime ulaşmaya çalıştığım esnada şahıs koşarak geldi ve sağ kalçamın bulunduğu yerden eli ile tuttu. Şahsa elim ile vurdum ve ne yapıyorsun diyerek ileri doğru itekledim. Bileğimden tutarak duvara doğru çekti. Bu esnada 2 tane 60-70 yaşlarında adamın geldiğini gördüm ve yardım istedim. Şahıslar hiçbir yardımda bulunmadan yanımızdan geçtiler. Şahsın elinden kurtulmaya çalıştım. Bu esnada elimde bulunan cep telefonum ile yardım istemeye çalıştım. Elimde bulunan telefonumu ve cüzdanımı çekmeye çalıştı. Bağırarak çevreden yardım istedim. Benim yardım istemem ve bağırmam üzerine şahıs beni bıraktı. O çevrede oturan arkadaşım ... ...'i aradım. Yaklaşık 3 dakika gibi bir zaman sonra yanıma geldi ve durumu kendisine söyledim. Şahsın eşkalini tarif ettim. Şahsın gittiği yöne doğru peşinden koştu. Bende peşinden gittim. 108 Sk No 2 önüne geldiğimde arkadaşım bina önünde idi ve üzerine su dökülmüştü. Şahsı bulduğunu şahsın kaçarak binaya girdiğini ve şahsın binanın girişin üstünde bulunan daire camından kendisine su attığını şahsın binada olduğunu dairede ... isimli şahsın oturduğunu öğrendiğini söyledi. Çevrede bulunan esnaflara ve şahıslara eşkalini belirttiğim şahsı sorduğumda ismini söylemek istemeyen şahıslar ... isimli şahıs olduğunu aynı binada oturduğunu söylediler. Bunun üzerine olay yerine polis çağırdık. Bileğimde hafif kızarıklık oluştu ancak daha sonra kendiliğinden geçti. Doktora gitmek istemiyorum. Bana tacizde bulunan ismini ... olarak öğrendiğim şahıs hakkında davacı ve şikayetçiyim.",
    Mahkemede; "Ben olay nedeniyle şikayetçiyim, müdahale talebim bulunmaktadır, konuya ilişkin detaylı bilgiyi ben karakolda vermiştim, varsa bu ifadem okunsun.” demesi üzerine Kolluk ifadesinin okunup sorulması üzerine; “Doğrudur kabul ederim.”, sorulması üzerine; “Bana gösterdiğiniz kolluk tutanağına ekli resme baktığımda beni taciz eden şahıs resimdeki şahıstır, net olarak teşhis ettim.",
    Tanık ... Kollukta; "Yukarıda belirtmiş olduğum bilgiler doğrudur ve bana aittir.05.07.2013 günü saat 15.50 sıralarında ikametimde bulunduğum esnada kız arkadaşım olan Derya baydıoğlu cep telefonuma mesaj attı ve bir şahsın kendisine tacizde bulunduğunu ve kaçtığını kendisinin 105 sk üzerinde olduğunu söyledi. Bunun üzerine arkadaşımın yanına geldiğimde üzerinde mavi renkli yan çizgili tişört bulunan 35-40 yaşlarındaki bir erkek şahsın tacizde bulunup kaçtığını söylemesi üzerine şahsın kaçmış olduğu yöne doğru koşarak gittim.105 sk girişinde fırın önünde eşkale uygun şahsı görünce durmasını söyledim. Şahıs benim sesimi duyunca kaçmaya başladı peşinden koştum. 108 sk No 2 sayılı yerde bulunan binaya girdi ve kapıları kilitledi. Bir üst katta bulunan dairenin camına çıkarak üzerime su attı. Çevreden insanlar toplandı. Şahsın girmiş olduğu dairenin zilinde ... ismi yazıyordu. Arkadaşım Derya Baydıoğlu yanıma geldi ve çevreden şahsın eşkalini söyledi. Şahsın ... olduğunu tespit ettik. Benim bildiklerim ve söyleyeceklerim bundan ibarettir.",
    Mahkemede; "Benim olaya ilişkin her hangi bir bilgim veya görgüm yoktur. Arkadaşım bana mesaj attıktan sonra, ben yanına gittim, ilgili kişiyi çevrenin yardımıyla yakaladım.",
    Şeklinde beyanlarda bulunmuşlardır.
    Sanık ... Kollukta; "Hakkımda suç duyurusunda bulunan ismini merkezinizde öğrendiğim Derya Baydıoğlu isimli bayanı tanımıyorum. 05.07.2013 günü saat 15.30 sıralarında 4. ... sanayi mahallesi durağından Ayazağa mahallesine gelen belediye otobüsüne bindim ve boş olan orta kapının arkasındaki koltuğa oturdum. Diğer koltukta bir bayan vardı. Başka oturacak yer olmadığı için bu koltuğa oturdum. Ayazağa son duraktan bir önceki durağa gelmeden önce bayan inmek için ayağa kalktı ve ben yerimden kalkarak bayana yer verdim ve bayan yanımdan geçerken ayağıma bastı. Bende dikkatli olmasını söyledim. Bayan konuşmamdan rahatsız oldu sanırım otobüs içerisinde bağırıp çağırmaya başladı. Otobüste bulunan yolcular genel olarak aynı mahallede oturmamızdan dolayı çevreye karşı kendimi mahçup hissettim. Bayan ile aynı durakta indim. Zaten evime gitmek için inmem gereken durak son duraktan bir önceki duraktı. Otobüsten indikten sonra bayana hitaben otobüs içerisinde beni rencide ettiğini, terbiyesizlik yaptığını söyledim. Bunun üzerine cep telefonu ile birilerini aradı. Ben ikametime gitmek için bayandan uzaklaşmıştım. Bir anda arkamdan 4-5 kişilik bir grubun ‘dur kaçma seninle işimiz var, sapık kaçıyor’ diye bağırdıklarını duydum ve gördüm bunun üzerine koşarak ikametime geldim ve dış kapıyı kilitledim ve daireme çıktım. Dairemin penceresinde dışarı çıktığımda kısa süre önce peşimden koşan şahışların bana doğru insanları tahrik etmeye çalıştığını, beni çevreye karşı sapık bir şahıs olarak lanse etmeye çalıştıklarını ve kalabalığın git gide toplandığını gördüm. Balkonda bulunan su kovasını özellikle beni kovalayan 22-23 yaşlarındaki uzun saçlı şahsın üzerine döktüm ve ikametime girdim. Çevrede kalabalığı görünce herhangi bir taşkınlık ve olay olmaması için evimden arka kapıdan çıktım ve bir arkadaşımın yanına gittim. Hakkımda şikayet konusu olduğunu öğrenmem üzerine merkezinize geldim. Ben hiçbir şekilde kimseye tacizde bulunmadım. Taciz etmiş olsam ikametime doğru kaçmam bir ara sokağa girer izimi kayıp ettiririm. İkametimin giriş zilinde ismim mevcut olup doğma büyüme aynı mahallede oturduğum için çevremde herkes beni tanır. Hakkımda yapılan suçlama tamamen asılsızdır. Hakkımda yapmadığım bir suçtan dolayı suç duyurusunda bulunan ve arkadaşlarını toplayarak peşimden koşturan Derya Baydıoğlu isimli bayan hakkında davacı ve şikayetçiyim. Peşimden koşarak beni kovalayan şahıslar hakkında herhangi bir şikayetim yoktur. Söyleyeceklerim bundan ibarettir.",
    Mahkemede; "Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, olay günü otobüsle ayazağaya giderken müşteki geldi yanıma oturdu, cam kenarında bulunuyordum, ineceği durakta kalkarken ayağıma bastı, ben de peşinden hanım efendi neden böyle yaptın diye sordum bana cevap vermedi, ben fırın durağında indim, müşteki bir sonraki durakta indi, indikten sonra telefonla arkadaşlarını aradığını gördüm arkadaşlarına benim onu taciz ettiğini söyledi, akrabaları ve arkadaşları geldi, mahalleyi velvereye verdiler." ,
    Şeklinde savunmada bulunmuştur.
    5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Cinsel saldırı" başlığını taşıyan 102. maddesi;
    "1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi durumunda, yedi yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
    3) Suçun;
    a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
    b) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
    c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı,
    d) Silâhla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
    İşlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
    4) Suçun işlenmesi sırasında mağdurun direncinin kırılmasını sağlayacak ölçünün ötesinde cebir kullanılması durumunda kişi ayrıca kasten yaralama suçundan dolayı cezalandırılır.
    5) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, on yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
    6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur." şeklinde iken, 28.06.2014 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 58. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu;
    "(1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
    (2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
    (3) Suçun;
    a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
    b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
    c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,
    d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
    e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
    İşlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
    (4) Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
    (5) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur" hâlini almıştır.
    Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan maddenin ilk fıkrasında cinsel saldırı suçunun temel şekli düzenlenmiş, ikinci fıkrasında ise vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi, suçun temel şekline nazaran daha ağır cezayı gerektiren nitelikli bir hâl olarak yaptırıma bağlanmıştır.
    Korunan hukukî değerin, kişilerin cinsel özgürlüğü ve dokunulmazlığı olduğu cinsel saldırı suçunda failin ve mağdurun, kadın ya da erkek, evli veya bekâr olması mümkündür. Fail ile mağdurun farklı ya da aynı cinsiyetten olması da önemli değildir. Ancak, TCK’nın 102. maddesinde düzenlenen cinsel saldırı suçunun mağdurunun on sekiz yaşını tamamlamış olması gerekir.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Mağdurenin aşamalarda ayakta yolculuk yaptığı sırada otobüste başka boş yerler olmasına rağmen sanığın, kendisine yaklaştığını, sürekli eliyle sağ baldırına ve kalçasına dokunmaya çalıştığını, Ayazağa Meydanında otobüsten inenlerin olduğunu, orta kapının hemen arkasındaki ikili koltuğa oturduğunu, otobüste başka oturacak yerler olmasına karşın sanığın gelerek yanına oturduğunu, oturur oturmaz sağ elini, yan tarafına koyarmış gibi yaptıktan sonra kendisinin sol baldır ve kalçasının bulunduğu vücut bölgesine doğru sürttüğünü hissettiğini, sanıkla muhatap olmamak için aralarına çantasını koyduğunu, bunun üzerine sanığın elini çektiğini, son duraktan bir önceki durağa yaklaşınca ayağa kalktığını, sanığın da yerinden kalkarak kendisine yol verdiğini ve tekrar yerine oturduğunu, otobüs durduğunda otobüsten indiğini, otobüse baktığında sanığın da hemen arkasından otobüsten inmiş olduğunu gördüğünü, evine yakın yerde bulunan markete doğru gittiği sırada sanığın peşinden geldiğini gördüğünü, sanığın, kendisini takip ettiğini ve zarar vereceğini düşünerek alışveriş yapmak için markete girdiğini ve arkasına bakmadığını, alışveriş yaptıktan sonra marketten çıktığını, eve gitmek üzere ilköğretim okulunun yanında bulunan ara yolda yürüdüğü sırada sanığın, kendisini takip edip etmediğini kontrol etmek için dönüp baktığını, sanığın peşinden geldiğini gördüğünü, eve bir an önce varmak için hızlı bir şekilde yürümeye başladığını, o sırada sanığın koşarak geldiğini ve sağ kalçasının bulunduğu yerden eliyle tuttuğunu, sanığa eliyle vurup "Ne yapıyorsun?" dedikten sonra eliyle ittiğini, bileğinden tutan sanığın, kendisini duvara doğru çektiğini, o sırada 60-70 yaşlarında iki kişinin geldiğini gördüğünü, onlardan yardım istediğini ancak bu kişilerin yardım etmeden yanlarından geçtiğini, sanığın elinden kurtulmak için telefonla yardım istemeye çalıştığını, elinde bulunan cüzdanı ve telefonu sanığın çekmeye çalıştığını, bağırarak çevreden yardım istediğini, bunun üzerine sanığın, kendisini bıraktığını, o muhitte oturan arkadaşı tanık ...’i telefonla aradığını, yaklaşık 3 dakika sonra ... ...’in geldiğini, durumu anlatıp sanığı ona tarif ettiğini, ... ...’in sanığın gittiği yöne doğru koştuğunu, kendisinin de o yöne doğru gitiğini, 108. Sokağa gittiğinde arkadaşının 2 numaralı bina önünde ve ıslanmış vaziyette olduğunu gördüğünü iddia ettiği, sanığın ise aşamalarda otobüsüne bindiğini, boş olan orta kapının arkasındaki koltuğa oturduğunu, diğer koltukta mağdurenin olduğunu, otobüste başka oturacak yer olmadığı için o koltuğa oturduğunu, Ayazağa son duraktan bir önceki durağa gelmeden önce mağdurenin inmek için ayağa kalktığını, kendisinin de yerinden kalkarak mağdureye yol verdiğini, mağdurenin, ayağına bastığını, bunun üzerine ona dikkatli olmasını söylediğini, konuşmasından rahatsız olan mağdurenin otobüs içerisinde bağırıp çağırmaya başladığını, otobüsteki yolcuların genel olarak kendisiyle aynı mahalleden olduklarını, o nedenle çevreye karşı kendisini mahcup hissettiğini, mağdureyle aynı durakta indiğini, otobüsten indikten sonra mağdureye otobüs içerisinde kendisini rencide ettiğini, terbiyesizlik yaptığını söylediğini, bunun üzerine mağdurenin, cep telefonuyla birilerini aradığını, ikametine gitmek için mağdureden uzaklaştığını, bir anda arkasından 4-5 kişilik bir grubun "Dur kaçma seninle işimiz var. Sapık kaçıyor." şeklinde bağırdıklarını fark ettiğini, koşarak ikametine gittiğini, dış kapıyı kilitleyip evine çıktığını, dairenin penceresinden dışarı baktığında peşinden koşan kişilerin çevredeki insanları kendisine doğru tahrik etmeye ve kendisini çevreye karşı bir sapık gibi lanse etmeye çalıştıklarını anladığını, kalabalığın git gide arttığını, balkonda bulunan su kovasını özellikle kendisini kovalayan 22-23 yaşlarındaki, uzun saçlı kişinin üzerine döküp içeri girdiğini, herhangi bir taşkınlık ve olay olmaması için evin arka kapısından çıkıp gittiğini, hiçbir şekilde kimseye tacizde bulunmadığını, taciz etmiş olması hâlinde ikametine doğru kaçmayıp ara bir sokağa girerek izini kaybettireceğini, doğma büyüme aynı mahallede oturduğu için çevrede herkesin kendisini tanıyacağını savunduğu olayda;
    Aralarında sanıkla herhangi bir tanışıklık veya husumet bulunmayan ve aşamalarda istikrarlı bir şekilde sanığın, kendisine önce otobüste, daha sonra ise sokak arasında eliyle bacaklarına ve kalçasına dokunmak suretiyle cinsel saldırıda bulunduğunu beyan eden mağdurenin otobüsten indikten sonra devam eden eylem sırasında arkadaşı tanık ... ...’i telefonla araması ve ona verdiği eşkâl bilgileri üzerine tanık tarafından sanığın ve ikamet ettiği binanın tespit edilmesiyle birlikte olayın derhal adli mercilere intikal ettirilmesi, mağdurenin erkek arkadaşı olduğunu belirten tanık ... ...’in, mağdurenin, kendisine mesaj atarak bir şahıs tarafından taciz edildiğini ve şahsın kaçtığını söylediğini ifade etmesi, sanığın, mağdurenin, ayağına basması nedeniyle ona tepki göstermesi üzerine mağdurenin otobüste kendisine karşılık olarak tepki gösterdiğini, bu nedenle rencide olduğunu ve otobüsten inip mağdureye terbiyesizlik yaptığını söylemesini müteakip mağdurenin birilerini telefonla aradığını belirttiği şeklindeki savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olması, mağdurenin sanığa iftira atmasını gerektiren bir neden bulunmaması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanığa atılı eylemin sabit olduğunun kabulü gerekmektedir.
    Bu itibarla, haklı nedene dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne karar verilmelidir.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Başkanı; "Otobüste ayaktayken, ardından otururken yanına gelen sanığın, eliyle bacaklarına ve kalçasına dokunduğunu iddia eden mağdurenin herhangi bir tepki göstermemesinin ve olay tarihinde evli ve iki çocuklu olan sanığın saat 15.30 sıralarında çevrede mağdurenin de belirttiği üzere yaşlı insanların da bulunmasına rağmen mağdurenin kalçasına eliyle dokunup bileğinden tutarak duvar kenarına zorla çekmesinin hayatın olağan akışına uygunluk göstermemesi, sanığın aşamalarda istikrarlı bir şekilde atılı suçu kabul etmemesi ve ayağına bastığı için tepki gösterdiği mağdurenin, kendisine yönelik suçlamayı yaptığını belirtmesi mağdurenin beyanlarını doğrular nitelikte olaya ilişkin başkaca bir delil olmaması hususları bir bütün olarak gözetildiğinde sanığa atılı eylemin sabit olmadığının kabulü gerekmektedir.", görüşüyle,
    Çoğunluk görüşüne katılmayan dört Ceza Genel Kurulu Üyesi de; benzer düşüncelerle karşı oy kullanmışlardır.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
    2- Sanığa atılı eylem sabit olduğundan Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesinin 03.06.2021 tarihli ve 2389-4024 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,
    2- Dosyanın, uygulamanın denetlenmesi için Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 05.04.2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.






    Hemen Ara