Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/530 Esas 2022/275 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2018/530
Karar No: 2022/275
Karar Tarihi: 19.04.2022

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/530 Esas 2022/275 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2018/530 E.  ,  2022/275 K.

    "İçtihat Metni"

    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : (Kapatılan)14. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Sayısı : 36-74

    Suça sürüklenen çocuk ...’nın teşebbüs aşamasında kalan çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan TCK'nın 103/1-a maddesi delaletiyle 103/2, 35, 31/3 ve 63. maddeleri uyarınca 8 yıl hapis; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan aynı Kanun'un 109/1, 109/3-f, 109/5, 31/3 ve 63. maddeleri uyarınca 4 yıl hapis; cezaları ile cezalandırılmasına ve mahsuba ilişkin ... 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 14.04.2016 tarih ve 51-156 sayılı hükümlerin katılan mağdure vekili, katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ve suça sürüklenen çocuk müdafisi tarafından, teşebbüs aşamasında kalan çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan hüküm yönünden ise ayrıca Cumhuriyet savcısı tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 21.02.2017 tarih, 9427-840 sayı ve oy çokluğu ile;
    "Suça sürüklenen çocuğun aşamalardaki savunmalarına, mağdure beyanlarına, müştekiler ve tanıkların anlatımları ile tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde; suça sürüklenen çocuğun savunmalarının aksine cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşıldığından, atılı suçlardan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiş,
    Daire Başkanı ... ve Daire Üyesi ...;
    "Dosya kapsamına göre, sanığın vücuda organ sokmak amacıyla hareket ettiği hususunda şüphe bulunduğu, mağdurenin vücuduna organ sokulmasını engelleyen harici bir engel bulunup bulunmadığının belirlenemediği ve ortaya çıkan şüphenin sanık lehine değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle eylemin çocuğun basit cinsel istismarı suçunu oluşturduğu halde sanığın bu suçtan mahkûmiyetine karar verilmesi yerine, eylemin ne şekilde teşebbüs aşamasında kaldığı da tartışılmadan çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçuna teşebbüsten hüküm kurulması,
    Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne ilişkin olarak ise dosya kapsamında toplanan delillere göre, sanığın cebir, tehdit veya hile kullanarak mağdureyi götürdüğünün sabit olmadığı, bu nedenle eyleminin TCK'nın 109/1. maddesi kapsamında kaldığı, mahkemece de TCK'nın 109/1. maddesi uyarınca hüküm kurduğu halde hükmün gerekçesinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun zorla işlendiği belirtilerek çelişkiye neden olunması şeklindeki gerekçelerle bozulması gerektiği kanaatinde olduğumuzdan suça sürüklenen çocuğun atılı suçlardan beraatine ilişkin çoğunluk görüşüne katılmıyoruz." görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
    Yerel Mahkeme ise 27.04.2017 tarih ve 80-118 sayı ile bozmaya direnerek suça sürüklenen çocuğun, çocuğun basit cinsel istismarı suçundan TCK’nın 103/1-birinci cümlesi, 31/3 ve 63. maddeleri uyarınca 5 yıl 4 ay hapis; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK’nın 109/1, 109/3-f, 109/5, 31/3 ve 63. maddeleri uyarınca 2 yıl hapis; cezaları ile cezalandırılmasına ve mahsuba karar vermiştir.
    Bu hükümlerin de katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ve suça sürüklenen çocuk müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 19.12.2017 tarih, 7667-6524 sayı ve oy çokluğu ile;
    "Mahkemece, 14.04.2016 tarihli ilk hükümle suça sürüklenen çocuğun, çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkûmiyetine dair verilen kararın Dairemizce 21.02.2017 tarihinde suça sürüklenen çocuğun beraatine karar verilmesi yerine mahkûmiyetine hükmedilmesinin hatalı olduğundan bahisle oyçokluğuyla bozulması sonrasında mahkemece, Dairemizin bozma ilamına direnilmesine karar verilmesine rağmen çocuğun basit cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından hükümler kurulması suretiyle daha öncekinden farklı karar verildiğinin anlaşılması karşısında, mahkemenin 27.04.2017 tarihli kararının direnme mahiyetinde olmadığı gözetilerek gereği düşünüldü:
    Suça sürüklenen çocuğun aşamalardaki savunmaları, mağdurenin beyanları, müştekiler ve tanıkların anlatımları ile tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde, suça sürüklenen çocuğun savunmalarının aksine cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşıldığından, atılı suçlardan beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiş,
    Daire Başkanı ... ve Daire Üyesi ...;
    "Dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuğun, altı yaş içerisinde bulunan mağdureyi çiftliğe götürürek çocuğun basit cinsel istismarı kapsamında eylemlerde bulunduğu ve mahkemece, dosya kapsamına uygun olacak şekilde suça sürüklenen çocuğun, çocuğun basit cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından mahkûmiyetine karar verildiği, sübut ve uygulamanın dosyadaki kanıtlara ve yargılama sonuçlarına uygun olduğu, bu nedenle hükümlerin onanması gerektiği kanaatinde olduğumuzdan suça sürüklenen çocuğun atılı suçlardan beraatine ilişkin çoğunluk görüşüne katılmıyoruz." görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
    Yerel Mahkeme ise 20.02.2018 tarih ve 36-74 sayı ile bozmaya direnerek önceki hükümler gibi suça sürüklenen çocuğun mahkûmiyetine karar vermiştir.
    Direnme kararına konu bu hükümlerin de katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ve suça sürüklenen çocuk müdafisi tarafından da temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.08.2018 tarihli ve 41827 sayılı "onama" istekli tebliğnamesiyle dosya, kararına direnilen Daireye gönderilmiş, inceleme yapan Yargıtay (Kapatılan) 14. Ceza Dairesince 05.11.2018 tarih, 7127-6430 sayı ve oy çokluğu ile, direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire çoğunluğu ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; suça sürüklenen çocuğa atılı çocuğun basit cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Katılan mağdurenin olay tarihinde 5 yaş 11 ay 22 günlük, suça sürüklenen çocuğun 15 yaş 5 günlük olduğu, mağdure ve suça sürüklenen çocuğun teyze çocukları oldukları,
    31.01.2016 tarihinde ... Devlet Hastanesinde görevli acil pratisyen doktoru tarafından katılan mağdure hakkında düzenlenen rapora göre; mağdurenin teyzesinin oğlunun cinsel tacizine maruz kaldığını iddia ettiği, yapılan muayenesinde; kızlık zarının ve vajinal bölgesinin sağlam olduğu, fiili livata bulgusuna rastlanılmadığı, iz ve zorlamanın bulunmadığı,
    07.03.2016 tarihinde suça sürüklenen çocuk hakkında düzenlenen sosyal inceleme raporuna göre; suça sürüklenen çocuğun, köye gider gitmez tavuk bakımı ve çiftlik işleriyle uğraştığını, bu işlerle uğraşırken ailesinin ve arkadaşlarının sürekli yanında olduğunu, işler bittikten sonra köylerindeki okula arkadaşlarıyla top oynamaya gittiğini, mağdurenin, kuzeni olduğunu, tavuk çiftliğinde çalışırken onu hiç görmediğini, sadece akşam büyükannesinin yanında gördüğünü, mağdurenin, kendisi hakkında neden böyle bir şey söylediğini anlamadığını belirttiği, yapılan değerlendirmeye göre; suça sürüklenen çocuğun fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı bir görünüme sahip olduğu ve işlediği iddia edilen suçun anlam ve önemini kavrayabildiği,
    Tanık ... 13.04.2016 tarihinde Mahkemeye sunduğu dilekçede; "İzahı: Katılan ... benim kendisini tehdit ettiğimi iddia etmektedir. Benim kendisini arayıp aramadığımı, tehdit edip etmediğimi, ayrıca ...’nın yanımızdan ayrılıp ayrılmadığı noktasında
    Ayrıca, 2015 yılı Eylül ayının sonunda müşteki ... bana gelerek ev almak istediklerini ve biraz paraya ihtiyaçlarının olduğunu, borç verip veremeyeceğimi sordu. Ben kendisine 17.000.00 TL verdim. Bu parayı kendisi bana Nisan ayı içerisinde ödeyecekti. Benim vermiş olduğum parayla şuanki oturmuş olduğu evi almıştır.
    Bu hususta da ben ve eşim olan ...’nın tanık olarak dinlenmesini saygılarımla arz ederim." şeklindeki içeriğin yer aldığı,
    Anlaşılmaktadır.
    Katılan mağdure ... 31.01.2016 tarihinde Kollukta; "23.01.2016-28 01.2016 olukkayağı mahallesinde teyzeme giderken taşoluk mevkiinde ... abim beni çiftliğe götürdü. Orada beni soydu ve makatıma penisini soktu. Sonra beni köyde bir yere bıraktı. Taşoluk mevkiinden anneannemin evi gözükmüyor.",
    14.04.2016 tarihinde Mahkemede; "Kreşe gidiyorum. ... ağabeyim beni şeye götürdü. Çiftliğe götürdü. Yürüyerek. Elinden mi tuttu. Dutuşlayarak götürdü. Ben önden gittim, o arkadan gitti. Ben hiç birşey demedim. Çiftlikte mutfağa gittik. Ne yaptığımızı tam olarak hatırlamıyorum. ... si....ti. Sinkaf etti. Elbisemi çıkarmadı. Donumu aşağı indirdi, yaptı. Sonra ellerini yıkadı. Gittik. Popomu açmadı. Donumu indirdi. Popomu da açtı. Öyle, sinkaf etti. Büllüğü ile. Popoma elini değdirmedi. Pipisini değdirdi. Pipisini değdirince ağrıttı. Popoma soktu. Ellerimi yıkadı. Sonra da beni anneannemgile götürdü. Donumda ıslaklık oldu. Pipisini değdirdi ya ordan aşağı böyle su gitti gitti. Şey normal gitti. Öyle ıslattı. Çıkarttık. Sonra da anneannemgilde yenisini giydim. Islaklık çiş gibiydi. Hiç birşeye benzemiyordu ama çişe benziyordu. Üzerimi anneannem temizledi.", "Nasıl temizledi? Nasıl temizledi, yıkadı mı, sildi mi bişeyle?" şeklinde sorulması üzerine; "Anneannemin haberi yoktu ki.", "Anneannen o zaman neyi temizledi?" şeklinde sorulması üzerine; "Beni de çektirdi. Çamaşır sepetine attı şey yaptı. Popom hâlâ ağrımaya devam etti. Ben de sustum. Popom ağrıyınca kimseye bir şey demedim. Anneanneme bir şey demedim. Hiç bir şey demedim. 'Popom ağrıyor.' demedim. Sonra da akşam oldu. Sonra da 'Popom ağrıdı.' dedim. Sonra da yağ sürdü. Popomun ağrısı da geçti. Yağ sürünce geçti. ... ağabey ile beraberken ağladım.", "Ne yaptı ... ağabey daha sonra?" şeklinde sorulması üzerine; "Sonra da gidiyorduk. Anneannemgile gidiyorduk. Gözlerimin yaşlarını sildim. Sonra da görmedi. Anneannem ağladığımı görmedi.", suça sürüklenen çocuk müdafisi tarafından sorulması üzerine; "... ağabeyim ile çiftliğe hangi gün gittiğimi hatırlıyorum. Ben küçükken gitmiştim. Bebekken gitmiştik. Ondan sonra gitmedim." devamla suça sürüklenen çocuk müdafisi tarafından "Onbeş tatilde köye gittiğinizde ... ağabeyinin evine gittiniz mi? ... ağabeyini gördün mü köye gittiğinizde?" şeklinde soru sorulması üzerine; "Evet, onbeş tatilde gitmiştik. Köyde ... ağabeyden kaçmaya çalıştım ama kaçamadım.", sorulması üzerine; "Çiftliğe gitmenin o zaman oldu.", suça sürüklenen çocuk müdafisi tarafından sorulması üzerine; "Hangi gün gittiğimi, ne zaman gittiğini hatırlamıyorum. ... ağabey anneannemin evinin üst katından alıp götürdü. Ne zaman ...'a geldiğimizi hatırlamıyorum.", suça sürüklenen çocuk müdafisi tarafından "Akşamları bazen altını ıslattığın oluyor mu?" şeklinde soru sorulması üzerine; "Bazenleri korkuyorum ama bazenleri kurtuluyorum.", suça sürüklenen çocuk müdafisi tarafından "Altını ıslattın mı hiç?" şeklinde sorulması üzerine; "Evet.", suça sürüklenen çocuk müdafisi tarafından "Köydenken ıslattın mı?" şeklinde sorulması üzerine; "Evet. Üç kez. Kaç gün kaldığımızı bilmiyorum.", suça sürüklenen çocuk müdafisi tarafından "Şeye gittin mi hiç, oynamaya gittin mi, anneannen dışarı çıkıp oynamanıza izin verdi mi, bakkala gitmenize izin verdi mi?" şeklinde sorulması üzerine; "... ile biz bakkala gidiyorduk, sonra da ... gel dedi, ben koşuyordum. ...'ya 'Bana da yiyecek al' dedim. Sonra da gittim yakaladı. Bakkala beş defa gittim.", suça sürüklenen çocuk müdafisi tarafından "... anneannen şehirde sizinle kalıyor muydu?" şeklinde sorulması üzerine; "... ağabey bazenleri geliyordu, sonra gidiyordu.", devamla suça sürüklenen çocuk müdafisi tarafından "Anneannen daha önceleri de pipişini yağlama yapıyor muydu?" şeklinde sorulması üzerine; "Evet.", sorulması üzerine; "Popom ağrıdığı için yapıyordu. ... ağabey g... g... sokuyordu ondan ağrıyordu.", mağdure vekili tarafından "... yazın siz anneannenlerde kaldığınızda bu şekilde hareket yaptı mı ya da neler yaptı?" şeklinde sorulması üzerine; "Anneannemgilde kaldığımızda yapamamıştı.", mağdure vekili tarafından "Köyde kaldığında, yazın köyde kaldığında?" şeklinde sorulması üzerine; "Yazın köyde kaldığımda yapmıştı ama yazınları kurtulmuştum. Altı kere yapmıştı.", mağdure vekili tarafından "Babası?" şeklinde sorulması üzerine "Babası da yaptı.", mağdure vekili tarafından "...'ün babasıda mı yaptı?" şeklinde sorulması üzerine; "Evet.", "Böyle en son popon ağrıdığındaki gibi yaptı ne yaptı ...?" şeklinde sorulması üzerine; "... popoma popoma soktu. Pipili.", "Babası da mı yaptı?" şeklinde sorulması üzerine; "Hayır, babası hiçbir yerime sokmadı, sadece sinkaf etti. Pipiyle.", "Nereden yaptı?" şeklinde sorulması üzerine; "Pipime.", suça sürüklenen çocuk müdafisi tarafından "... babasının yaptığını, ... ağabeyinin yazın sana pipisini soktuğunu şu ana kadar niye söylemedin?” şeklinde sorulması üzerine; "Korktum.", suça sürüklenen çocuk müdafisi tarafından "Nasıl hatırladın da söyledin? Korkuyu nasıl attın da söyledin annene?" şeklinde sorulması üzerine; "...'le babasına çok sinirlendim. Sonra da söylemeyi başardım.", sorulması üzerine; "... yazın yapamamıştı, kurtulmuştum o zaman.", "Bazen kurtuldun, hiç yakaladığı oldu mu yaptığı oldu mu?" şeklinde sorulması üzerine; "Yakaladı.", "Yaptığı oldu mu?" şeklinde sorulması üzerine; "Evet.",
    Hazır bulunan sosyal hizmet uzmanı; "Mağdur ile duruşma öncesinde bir ön gürüşme gerçekleştirdim. Kaygı düzeyini azaltmaya çalıştım. Olayı bende dinledim. Yaşından kaynaklı olarak kendisini ifade etmekte zorlanmaktadır. Hâlâ yaşadığının etkisindedir. Psikolojik olarak da iyi olmadığı kanaatindeyim. Mağdure sadece olayların sırasını karıştırabilmektedir. Bunun sebebi ise yaşının küçük olmasıdır. Yaşına uygun zekâ seviyesine sahiptir.",
    Katılan ... 31.01.2016 tarihinde Kollukta; "23.01.2016-28.01.2016 tarihleri arasında kızım ... ... Mahallesinde anneannesi olan ...'in yanındaydı. Kızım 28.01.2016 tarihinde saat:12.00 sıralarında Akşemsettin Mahallesindeki evimize geldi. Akşam saat 20.00 sıralarında kızımla sohbet ederken 'Anne kulağına bir şey söyleyeceğim.' dedi ve konuşmasında '... Mahallesi taşoluk mevkisinde ... abimle karşılaştım. Çiftliğe zorla götürdü. Çiftliğin dışarısında mutfak olarak kullanılan çadırda benim üzerimi çıkarttı. Poposunu göstererek 'Sinkaf ettik. Burama sürttü. Daha sonra beni babaannemin evinin önüne bıraktı. Ben de anneannemin evine gittim. Kakamı bile yapamadım. Çok acıdı. Anneannem de benim popoma yağ sürdü.' dedi. Ben de aynı gün hemen ... isimli şahsı aradım. Telefonu açmadı. Babası olan ...'yı aradım o da açmadı. ...'ü tekrar aradım ve telefonda benim kızıma ne yaptın deyince hemen hoparlörü açtı ve 'Anne duy. Ben Ne yapmışım?' dedi. Sesi titreyerek 'Ben yapmadım. Ben çalıştım.' dedi. Ben de eşimden korktuğum için 31.01.2016 tarihine kadar söyleyemedim. Sonunda dayanamadım. Eşime durumu anlattım. Eşim de aynı gün çocuğu hastaneye götürdü.",
    17.03.2016 tarihinde Mahkemede; "23.01.2016 tarihinde okulların yarı yıl tatiline girmesi sebebiyle kızım ..., annem ..., oğlum ... ve oğlum ... hep birlikte köy dolmuşuyla ... köyüne annemin evine gittiler. Zaten annem benim yanımda kalıyordu. Kendileri köye gittiğinde ben onlarla telefonda görüşüyordum. Ertesi hafta ... günü oğlum ...'ın rahatsızlanması sebebiyle kendilerini aradım. Fakat o akşam hepsi kardeşim ...'nın evinde yemektelermiş. Ertesi gün geleceklerdi. Ertesi gün saat 12:00 civarında hepsi eve döndü. Ben evde olmadığım için onları kayınvalidem ve eşim almış. Akşam eve geldiğinde çocuklarla sohbet ettim. 'Ne yaptınız? İyi eğlendiniz mi?' gibi şeyler sordum, kızım ... 'Anne kulağına bir şey söyleyeceğim. Beni dövme, babama deme, babam duyarsa öldürür beni.' dedi. Ben de ne dediğini anlamadım. Mutfağa çağırdım. Burada konuş dedim. Mutfakta kızım 'anne ... abimgilin evinde eldivenim kalmıştı. Oraya giderken yolda teyzemin oğlu ... beni çiftliğe götürdü. Oradaki mutfakta üzerimi soydu.' Poposunu göstererek 'Burama şeyini soktu. Popom çok ağrıdı. Daha sonra beni babaannemin evinin önüne bıraktı. Ben de anneannemin evine gittim. Popom o kadar acıyordu ki tuvaletimi yapamadım. Anneannem popoma yağ sürdü' dedi, hatta olayın olduğu gün oğlum ...'a da '... abi beni çiftliğe götürdü' demiş. Anneannesi kızımın poposuna yağ sürerken kızım 'Acıyor.' diye bağırmış, diğer odada bulunan oğullarım bunu duymuşlar. 'Viks olsa, kolonya olsa yakar, yağ yakmaz ki' diyerek aralarında gülmüşler. Daha sonra ...'yı telefonla aradım açmadı. Bu sefer babasını aradım. Açmadı. Bir süre sonra açtığında ... 'Ne yaptın? Bizim çocukları gördün mü?' falan dedim, 'İyiyim, evet gördüm.' dedi, 'Sen bizim kızı çiftliğe götürüp ne yaptın lan?' dedim. Bu sırada ... annesine hitaben 'Hoparlörün sesini açtım anne. Duy.'' diye sesleniyordu. 'Ben bir şey yapmadım. Çiftlikte çalıştım.' dedi, Kızımın anlattıklarını telefonda söyledim. O da 'Ben ...'i çiftlikte görmedim. Sadece köyde gördüm.' dedi. Kızımın iç çamaşırlarını kontrol ettiğimde çamaşırlarının üzerinde meni bulunmaktaydı. Aslında bu durumu eşimden saklamak istediğimden, eşimin tepkisinden de korktuğum için kızım çamaşırlarını yıkadım. Delil olabileceğini bilmiyordum. Annemi 3 kez aradım sonunda telefonu açtı. Kızımın anlattıklarını söyledim. '2-3 gün önce zaten bacaklarının arası kıpkırmızıydı. Yağ sürdüm.' deyip ...'e küfür etti. Ardından ...'nın babasını aradım. Kızımın anlattıklarını söyledim. 'Bu nasıl iş? Aman bunu kimse duymasın, telefonu kapat.' dedi, o gece ...'ü ve annesini dövmüş. Bu işin kapanması için ...'nın annesini ve kız kardeşi ...'i annemin yanına göndermiş. Olaydan sonra kızımın psikolojisi bozuldu. Ayrıca ben de psikoloğa gitmekteyim. Daha sonra ... telefonla beni arayarak 'oğlumu bir daha ağzına alma yarın gelirsem' diyerek tehdit ve küfürler etti, ben de bu durumu eşime bildirdim. Bu şekilde eşimle birlikte kızımı hastaneye götürdük. Hastane polisi jandarmaya haber verdi. Süreç bu şekilde başladı. Her ne kadar jandarmada olayı çok ayrıntılı anlatmışsam da onlar ifadeyi özet yazmışlar. Kızımın durumu anlatmasından sonra eşimin tepkisinden korktuğum için 2 gün sonra eşime durumu bildirdim. Kızım ...'in iç çamaşırını ağlaya ağlaya makineye bastım.", sorulması üzerine "Kızımın altını ıslatma rahatsızlığı yoktur, Suça sürüklenen çocuktan şikâyetçiyim. Davaya katılmak istiyorum.",
    14.04.2016 tarihinde Mahkemede; "Ben kesinlikle ...'dan para almadım. Sadece onunla bankadan aldığımda kredi gibi olur, zararım olur gibi konuştum. 25 Bin TL'yi kayın babamın fırınından kocam aldı. Hatta kira geliri olarak fırını işleten kişi bu parayı kocama vermek üzere eve getirdi. Ben iftira atmadım. Son günlerde kızım bana dehşet meselelerden bahsetti ondan dolayı müracatta bulundum.",
    Katılan ... 31.01.2016 tarihinde Kollukta; "31.01.2016 tarihinde saat 13.00 sıralarında eşim olan ... bana kızımız olan ... ile konuşurken ... isimli şahsın kendisini taciz ettiğini söyledi. Ben o an şok geçirdim. Yarım saat sonra kendime geldim. Hemen çocuğumu ... Devlet hastanesine getirdim. Çocuğumu muayene ettirdim. ... benim eşimin ablasının oğlu olur. 23.01.2016 tarihinde anneannesi çocuğumu köye hava alması ve gezmesi için götürdü. 28.01.2016 tarihinde iki ağabeyiyle birlikte eve geldiler. Eşimden duyduğum kadarıyla kayınvalidem olan ... eşimi aramış ve bu kızarıklık olayını fark ettiğini, bu yüzden kızım ...'ın poposuna zeytinyağı sürdüğünü söylemiş. Eşim de bana bu durumu söyledi.",
    17.03.2016 tarihinde Mahkemede; "Ben soruşturma aşamasında beyanda bulunmuştum. O beyanlarımı aynen tekrar ederim. Çocuklarım ve kayınvalidemin köyden dönmesinden 2 gün sonra eşim bu olayı anlattı. ...'nın da olayın kapanması için kendisini tehdit ettiğini söylemişti. Hemen kızımı alarak annesiyle birlikte hastaneye götürdüm. Polise olan olayı anlattım. Onlar da jandarmaya bildirdiler. Şikâyetçiyim. Davaya katılmak istiyorum.",
    Tanık ... 31.01.2016 tarihinde Kollukta; "... benim torunum olur. 23.01.2016 tarihinde kızım olan ...'ın çocukları ..., ..., ...'ı ikamet ettiğim Olukkayağı köyüne götürdüm. Yanımda 4-5 gün kaldılar. 23 Ocak 2016 tarihinde akşam torunlarım olan ... diğer torunlarım olan ..., ...'ın da bulunduğu bir sırada 'Anneanne benim ön tarafım yanıyor.' dedi. Ben de ön tarafını açıp zeytinyağı sürdüm. Ben diğer torunum ...’nın ...'ın yanına gittiğini ve yanında bulunduğu görmedim. Benim evimin bulunduğu yer bahçelik ve yeşilliktir.",
    17.03.2016 tarihinde Mahkemede; "Bu yıl 15 tatilin başladığı cuma gününden sonra cumartesi günü torunlarım ..., ... ve ... ile birlikte ... köyüne gittik. ... sürekli yanımdaydı. ... ve ... 3 gün süreyle altlarını ıslattılar. Torunum ... benim evime hiç gelmedi. Babasıyla miras meselesinden dolayı 6 seneden beri küstük konuşmuyorduk. Orada kaldığımız süre zarfında sürekli altını ıslattığı için yanıma gelerek apış arasının ağrıdığını söyledi. Evdeyken krem sürüyordum. Krem olmadığı için yağ sürdüm. Kendisi bana ön tarafının ağrıdığını söylemişti. Ayaktayken apış arasına yağ sürdüm. Ağrıyor diye falan söylemedi. Poposunda kızarıklık görmedim. Poposuna da yağ sürmedim. 3-4 gün sonra kızın annesi ... beni telefonla arayarak kötü laflar etti. 'Benim çocuğumu bu hâle mi koydun?' dedi. Başka bişey konuşmadık. Torunlarım ...'nın evine yemeğe gittiklerinde ben onlarla gitmedim. Eve geldiğinde gece yarısı tuvalete kalktı ve bana ön tarafının yandığını söylemişti. Bunu bir gün önce de söylemişti. Çiş yaptığında bunu söylüyordu. Ön tarafının yandığından bahsediyordu. O gecede altını ıslatmıştı. Her altını ıslattığında ben iç çamaşırını değiştiriyordum. ... sürekli benim yanımdaydı. Daha önce ...'ün herhangi bir olumsuz iş yaptığını veya kimseye ahlâksız bir şey yaptığını duymadım. Çocukların iç çamaşırlarını hiç yıkamadım.”, sorulması üzerine; “Jandarmada ifade verdiğim sırada olayın iç yüzünü bilmediğim için torunum ...'in altını ıslattığından bahsetmemiştim. Şimdi aklıma geldiği için söyledim.",
    Tanık ... 03.02.2016 tarihinde Savcılıkta; "Katılan ... benim kız kardeşimdir. Suça sürüklenen çocuk ...'da diğer ablam olan tanık ...'nın oğlu olup benim de yeğenim olmaktadır. 26.01.2016 tarihinde akşam ezanından sonra köyümüz olan Olukkoyağına annem ... Yiğitin evine kızım 5 yaşındaki ... ile birlikte gittim. Eve gittiğimde evde annem ..., daha önceden ...'in çocuklarıyla birlikte köye gitmiş olan oğlum olan ... ..., ...'in çocukları olan ..., ... ve mağdur ... da bulunmaktaydı. Hatta ben eve gelmeden yemek yemişlerdi. Sofra ortada duruyordu. Daha sonra hep birlikte havanın soğukta olması nedeniyle yatıp uyuduk. Sabah kalktığımızda kahvaltıyı yaptık. Akşama kadar mağdur ... yanımda annemlerin evinde durduk. Akşam'da yemek yemek için ablam ...'un evine mağdur ..., kızım ... ve diğer çocuklarıda alarak gittim. Ablam ...'un evinde oğlu olan ...'da bulunmaktaydı. Burada yemeği yedik. Yemek yerken ve daha sonra çay içerken de çocuklarla birlikte hepimiz aynı odada durduk. Ablam ...'un evinde olduğumuz zaman dilimi içerisinde ...'ün mağdur ...'e karşılık şüpheli herhangi bir davranış ve tutumunu görmedim. ... ile ... evde hiçbir şekilde yanımızdan ayrılmadılar ve başka bir odaya veyahut bahçeye çıkmadılar. Hep yanımızdaydılar. Daha sonra ben çocukları da alarak tekrar annem olan ...'in evine dönüp orada yatıp uyuduk. Sabah yani ... günü kalkıp saat 10.30 sıralarında ...'in çocukları olan ..., ... ve mağdur ...'ı köy dolmuşuna bindirerek ...'taki ikametlerine gönderdim. Ben mağdur ...'i köyde sadece 1 gün gördüm. Bu zaman dilimi içerisinde de iddia edilen olayın yaşanıp yaşanmadığına şahit olmadım. Çünkü ... gün boyu yanımda kızımla beraberdi. Mağdur ben köye gitmeden 3 gün önceden gitmişti. Bu süre içinde ne olduğunu ben bilmiyorum.",
    17.03.2016 tarihinde Mahkemede; "Ben yeğenimin böyle bir şey yapacağına inanmıyorum. Köyde kaldığımız süre zarfında ...'ü sadece bir kez yemek saatinde evlerine gittiğimizde gördüm. Kız kardeşlerim ... ve ... arasında herhangi bir sıkıntı yoktur. İkisi de bacımdır. İyi görüşürler. Benim olduğum sürede çocuklar evden hiç uzaklaşmadılar. Bir yere gitmediler. Sadece erkek çocuklar dışarı çıktı. Kızlar evde kaldı. Sadece üst kattaki balkonda evcilik oynadılar. Hava fırtınalı ve soğuktu. Balkonun üstü kapalı çinkoluydu. Burada oynadılar. Kız kardeşim ...'le sık sık telefonda görüşür, birbirimize gider geliriz. Hatta bazen de çocuklar da bize gelip yatılı kalırlar. Oğlu ... altına biraz kaçırdı. Fakat ... evelallah altını ıslatmazdı. Annemin evinde kaldığım gece annem, ben, kızım ..., oğlum ..., ... ve kardeşleri ... ve ... aynı odada yattık. ... altını ıslatmıştı. Fakat başka da çocuklardan altını ıslatan olmadı. Ben varken ... herhangi bir rahatsızlığından bahsetmedi. Annemde ona yağ falan sürmedi. Zaten kendileriyle bir gece kaldık. Sabahleyin de kendilerini saat 10.00'da ...'a gönderdik. Daha önce ...'ün herhangi bir ahlaksızlığına veya ona iftira atıldığına şahit olmadım. En son bir önceki 15 tatilden öncesi Kurban bayramında köyde annemin evinde görüştük. Annemin evinde bir gün kadar kaldık. O dönemde çocuklardan altını ıslatan olup olmadığını hatırlamıyorum.",
    Tanık ... 17.03.2016 tarihinde Mahkemede; "... benim kaynım olur. Kendilerine 4 km mesafedeki İn isimli köyde kalıyorum. 23.01.2016 tarihinde onların evine ekmek açmaya gitmiştik. Çay içtik. 1 saat kadar orada kaldık. Akşam saat 18.00 civarında kayınbabamgile yatmaya gittik. Ertesi gün köyümüze geldik. ...'nın evinde bulunduğumuz sırada ..., annesi, babası ve bacısı evdeydi. Başka da kimseyi görmedim.",
    Tanık ... 17.03.2016 tarihinde Mahkemede; "... benim arkadaşımdır. Bu yıl 23 Ocak Cumartesi günü tavuk çiftliklerini temizlemeye gitmiştik, yanımda ..., ..., ... vardı, bir de ... vardı. Öğlen saat 12.00'ye kadar oranın temizliği ile uğraştık. Sonra da başka kümeslere gittik. Biz çalışırken orada sadece ...'ün annesi, babası, ablası vardı. Başka da kimseyi görmedik. ...'nın tavuk çiftliğinin hemen 5 metre kadar ötesinde üstü çatılı bir oda bulunmaktadır. Burada biz sabah kahvaltı yapmıştık. Bu oda dışında mutfak veya tuvalet olup olmadığını hatırlayamıyorum.",
    Tanık ...17.03.2016 tarihinde Mahkemede; "23 Ocak Cumartesi günü ... telefonla tavuk çiftliklerinin temizlenmesi için beni çağırmıştı. Saat 12.00'de ona yardım etmeye gittim. Akşama kadar onunla tavuk çiftliğini temizledik. Akşama kadar benim yanımdaydı. Yanımda ayrıca ... de vardı. O da yardım etti. Yanımızda ayrıca ...'ün kardeşi ... vardı. Annesi, babası ve ablası kümesin dışındaydı. Başka kimse yoktu. Özgürgilin köyde de bir evleri bulunmaktadır. Evleriyle tavuk çiftliği arası yarım saatlik yürüme mesafesindedir. ...'ün anneannesiyle kümes arası yarım saatten fazla yürüme mesafesindedir. Pazar günü yine çiftliği temizledik. Pazartesi ise sabahtan öğleye kadar yanımdaydı. Salı da telefonla görüşüp buluştuk. ... köydeyken her gün kendisiyle görüştük. Genelde sabahları 08.00 -10.00 civarında akşama kadar birlikte takılır, sohbet ederdik.",
    Tanık ... ... Mahkemede; "Bu yıl 15 tatilde kardeşlerim ..., ..., anneannem ve kuzenim ... ... ile ... köyüne gittik. Burada 7-8 gün kaldık. Eve geldiğimizde kardeşim anneme '... abi beni çiftliğe götürdü.' dediğini ben duydum. Anneme kız kardeşim ...'in köydeyken bana '... abi beni çiftliğe götürdü. Ben gitmek istemedim. Ama beni zorla götürdü.' dediğini söyledim. Kardeşlerimden sadece ... altını ıslatmaktadır. Köyde bulunurken ... hemen hemen her gün altını ıslattı. Orada bulunurken ... sadece 1 gün altını ıslattı. Daha fazla ıslatmışsa bilmiyorum. ... bana ...'ün kendisini çiftliğe götürdüğünü söylediği günün akşamı yemeği anneannemgilde yedik. Saatler 20.00 sıralarında anneannemin kulağına giderek birşey söyledi. Anneannem de sesli olarak 'Popon mu acıyor?' dedi. Anneannem diğer odaya gidip yağ sürdü. ... 'Acıyor.' diye bağırdı. Sonra uyuduk. Gelmeden önceki akşam da teyzem ...'nın evinde akşam yemeği yemiştik. ..., ...'ün, kendisini çiftliğe götürdüğünü birkaç gün önce söylemişti. İlk gittiğimiz gün olan cumartesi günü kar yağıyordu. Kardeşim ... ve kuzenim ...'la birlikte ... teyzemgile gittik. Anneannemgilin eviyle teyzemgilin evi 5-10 dakika mesafededir. Biz gittikten bir süre sonra ... tek başına ... teyzemgile geldi. Bir süre orada oturduktan sonra anneannemgile geri gittik. Köydeyken genelde gezdik. Ben genelde ... ve ...'la gezdim. ... de köyde fazla kimse olmadığı için tek başına oynuyordu. Bazen tek başına oynuyor, bazen de köyün merkezine gidiyordu. İlk gittiğimizde hava çok soğuktu. Fakat sonraki günler hava ısındı. ...'i ...'ün çiftliğe götürdüğünü aklıma kötü bir şey gelmediği için anneanneme söylemedim.",
    Tanık ... 14.04.2016 tarihinde Mahkemede; "22 Ocak'ta çiftliğimizde tavuklarımızı kesim için gönderdik. 23 Ocak'ta da öğlene kadar ... ve İn köyünden 3 kişi vardı. ... ve ... adında kişilerdi. Onlar gittikten sonra sabahtan beri benimle birlikte çalışan oğlum, kızım, oğlumun arkadaşı ... ve ... kümesi yıkadılar. Ertesi gün 660 metre kare olan çiftliği yıkamaya devam ettik. Ertesi gün yine çiftliği yıkadık. Daha sonra iki gün de badana yaptık. Tüm bu süreçte oğlum ... sürekli yanımdaydı. Çiftlikte tuvalet bile çadırdan olup hemen yanımızdadır. Biz çiftlikte bulunurken sadece bir gece ... teyzesi ... ve kardeşiyle birlikte yemeğe gelmişlerdi. Hatta biz ...'yi çağırmıştık. ... onlarla beraber geldi. Ertesi gün ...'a geldiler. 1-2 gün sonra ... telefonla beni aradı ve oğlum ...'ün kızına cinsel istismarda bulunduğunu söyledi. Ben de kızdım. 'Bu ne biçim söz? Ben oğlumdan beklemiyorum varsa bir şey doktora götür.' dedim. Daha sonra ...'nin eşi...'u benim yanıma gönderdi. ... gelerek '..., ...'ü öldürecek veya öldürtecek.' dedi. Hatta telefonda kendisi de oğlumu öldüreceğini söylemişti. Bir süre sonra ...'u yanıma gönderdi. 'Bu işi kapatalım.' dedi. Ben iftira attığı için kendisini şikâyet etmeyi düşünüyordum. ... 'Enişte boşver. Bu işi kapatalım. Şikâyetçi olma.' dedi, Ben de bacanağımı kırmayacağımı ve şikâyetçi olmayacağımı söyledim. Ben ...'a ev alması için 17.000 TL elden verdim. Kocasının haberi yoktu. Hatta ev alacaklardı. Bu parayı bana 2016 yılı Nisan ayında vereceklerdi. Ancak bu olay gerçekleşti. Ben Nisan'dan önce de para istememiştim. Ben parayı elden vermiştim. Bu parayı verirken eşimin de haberi vardı. Oğluma iftira atmaktadırlar. Parayı ödememek için böyle bir iftiraya başvurmuş olabilir." mağdure vekilinin talebiyle sorulması üzerine; "Kümeste çalışırken yanımızda ayın 24'ünde pazartesi günü eşim, ben, kızım ve yine oğlum vardı. 25'inde pazartesi ..., oğlum ve eşim vardı. 26'sında yine ailem vardı. Arkadaşı ile çıktı ama ikindi vakti çıktı. Oğlum akşama kadar benim yanımda duruyor ama 5-10 dakikalığına Selman diye bir arkadaşıyla çiftlikten ayrılmıştır.", Cumhuriyet savcısı tarafından sorulması üzerine; "Hava çok soğuktu. Kar yağıyordu.", katılan ...'in talebiyle sorulması üzerine; "Sabah kahvaltıdan sonra 7-8 gibi çiftliğe gittik. Akşam ise 16-17 sıralarında da evimize dönüyorduk. O 4-5 gün içinde çiftlikte yatmadık. Gündüz çalıştık. Gece evimize geldik.", suça sürüklenen çocuğun talebiyle sorulması üzerine; "Ben kayınvalidem ile 6 senedir konuşmuyorum. Sebebi ise tarla meselesidir. Eşim de konuşmuyor, küsüz ancak önceki duruşmadan sonra eşim birkaç kez kendisiyle konuştu ancak evine dahi gitmedi. Köydeki evimiz ile çiftlik arası 1500 metredir.",
    Tanık ... 14.04.2016 tarihinde Mahkemede; "Eylül ayının sonuna doğru ... biber alarak bizim evin altında temizledi. Daha sonra yukarı çıktık ve eşimden 17.000 TL para istedi. Ben eşime vermemesini, iade etmeyeceğini söyledim. Geçen sene ev almıştı. Borcu olduğu için kocasının haberi olmadan istedi. Evi aldığından kocasının haberi vardı ancak paradan haberi yoktu. Eşim 'Nisan'da isterim.' dedi. Eşim parayı verdi. Fakat şu anda benim çocuğuma iftira atmaktadır. Hatta kocama da iftira atmaktadır. Başka bir diyeceğim yoktur." , mağdure vekili tarafından sorulması üzerine; "Nisan ayında ödeyecekti. Biz parayı kümesten kazanıyorduk. Para evimizdeydi, yatağın altındaydı. Parayı her zaman bu şekilde saklarız. 22 Ocak'ta tavuğumuz gitti. 23'ünde gübresini çıkardık. 24'ünde yıkadık. 25'inde yemlik yıkadık. 26-27-28'inde ise badana yaptık. 29'unda talaş geldi ve serdik. Bu süreçte yanımızda yardım eden çocuklarımdı. Yaptığımız işlerde genelde kocam, çocuklarım ve ben olurum. Kimseden yardım istemeyiz. Çiftliğimiz fazla büyük değildir. Bunun için kendi işimizi kendimiz yaparız. 22-29 Ocak tarihleri arasında tamamen aile olarak çalıştık. Sadece gübresinin alındığı gün sadece öğlene kadar kamyoncu geldi. İşçiler de vardı. 4 erkek işçi getirmişti. O günlerde sürekli kümesin yanındaki küçük odada yatıp kaldık. çünkü hava çok soğuktu. Köyde evimiz olmasına rağmen soğuk olduğu için ve bu evimiz küçük olduğu için burada kaldık. İlk gün gübrenin kamyona çekilmesinden sonra öğlen vakti ... iki arkadaşını getirdi. Akşama kadar kümesi yıkadılar. Ben, eşim ve küçük oğlum Yasin, kızım ... çiftliğin içindeki odada istirahat ettik. Çiftlikte bulunurken ... yanımızdan hiç ayrılmadı. Biz çiftlikteyken ... de hiç gelmedi. İlk günden sonra ... hiç arkadaşları ile görüşmedi. Çiftliğe arkadaşları da gelmedi. Yanımızdan da ayrılmadı. Biz o süreçte hiç ...'a gelmedik. ...... o süreçte evimize hiç gelmedi. Sadece ... bacım ile akşam yemeğe gelmişlerdi. 1 saat kadar kaldılar gittiler. Hatta ...'ye 'Burada kalın.' dedim ancak o yanında getirdiği çocuklar da olduğu için ve ... ile yanındakileri kastederek 'Altlarını ıslatıyorlar.' diyerek bizde kalmadılar.... köydeki evimize ...'i getirmişti. Genelde çiftlikte işlerimiz varken çiftlikte kalırız. Sadece orada çamaşır makinemiz olmadığı için arada sırada köydeki evimize gideriz.", Cumhuriyet savcısı tarafından sorulması üzerine; "Ben annem ile 6 yıldan beri tarla meselesinden dolayı hiç konuşmuyorum.", suça sürüklenen çocuk müdafisi tarafından sorulması üzerine; "Kız kardeşim ...'nin köyümüzdeki evimize ne zaman geldiğini hatırlamıyorum. Fakat talaş gelmesinden önce gelmişti.", suça sürüklenen çocuk tarafından sorulması üzerine; "Kamyoncular geldiğinde oğlum arkadaşlarıyla birlikteydi. Diğer günler ise iş bittikten sonra arkadaşlarının yanına bir saat kadar gidip geldi.", beyanının ilk alınması sırasında "ilk gün dışında ... arkadaşları ile görüşmedi." demesi, ardından "Arkadaşları ile görüştü" demesi nedeniyle sorulması üzerine; "Aslında şimdiki anlattığım daha doğrudur. İşimiz bittikten sonra her gün arkadaşlarıyla 1 saat dolaşır gelirdi."
    Tanık ... 14.04.2016 tarihinde Mahkemede; "Ben karnemi aldıktan bir gün sonra köye gittim. Gittiğimizde kar yağıyordu. Salı günü annem geldi. ... günü teyzemlere yemeğe gittik. Perşembe günü annem kuzenlerimi ...'a gönderdi. ..., ... ve ...'ı gönderdi. Ben altımı ıslatmıyorum ama onlar ıslatıyorlar. Sadece son gün altlarını ıslatmadılar. Başka bir diyeceğim yoktur." mağdure vekili tarafından sorulması üzerine; "O günlerde ... amcamlar bize gelmediler. Herkesin işleri vardı. ... abim de iş yapıyordu. Ben orada kalırken yemekte ... abimi gördüm. ... abim sadır çıkarıyordu. ... ve kardeşleri bizim evde daha önce kalmışlardı. O zamanlar altlarını ıslatıp ıslatmadıklarını hatırlamıyorum. Hava soğuk olduğu için genelde evde salonda oynadık. Biz o zamanlar karnemizi almıştık. 2-3 gün kaldık ve ...'a döndük. ... teyzemin çocukları ordayken hep evdeydik. Evde oynadık. Ben, kuzenlerim ile birlikte ...lere gittik.", suça sürüklenen çocuk müdafisi tarafından sorulması üzerine; "... abim bize hiç gelmedi. Bu olay olduktan sonra geldi. Bakkala hava soğuk olduğu için gidemedik. Dışarı çıkamadık.",
    Şeklinde beyanlarda bulunmuşlardır.
    Suça sürüklenen çocuk ... 01.02.2016 tarihinde Savcılıkta; "Benim ailem ... köyünde ikamet etmektedir. Ben de ... Endüstri Meslek Lisesinde 2. sınıfta okumakta ve ... Merkezde yatılı olarak kalmaktayım. 15 tatil nedeniyle köyde ailemin yanına gitmiştim. Benim ailem geçimini tavukçulukla sağlamaktadır. Ben 15 günlük bu tatil süresi içerisinde tavuk kümesinde çalışıyordum. Teyzemler de 15 tatil nedeniyle köyde ikamet eden anneannem olan ...'e gelmişler. Fakat ben kendilerini hiç görmedim. 15 tatil boyunca ne ...'la ne de teyzemlerle hiç karşılaştım. Bu sürede çalışıyordum. Bu suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum.", mağdurenin hangi nedenle iftira atabileceğinin sorulması üzerine; "Bizim aileyle teyzemler arasında hiçbir husumet yoktur. Benim de ne teyzem ile ne de eniştem ile ne de 6 yaşındaki teyzemin kızı ... ile herhangi bir küslüğüm yoktur. ...'ın neden bana bu şekilde iftira attığını bilmiyorum.",

    17.03.2016 tarihinde Mahkemede; "Suçun işlendiği iddia edilen tarihlerde köydeydim. Teyzemin kızını hiç görmedim. İddianamede atılı suçları işlemedim. Aslında mağdur ve müştekilerle aramızda herhangi bir mesele geçmedi. Neden beni suçlayıcı ifadeler verdiklerini bilemiyorum. ... benim anneannemdir. Bizim evle onun evinin arası 500 metre mesafededir. Anneannem ...'le 5 yıldır küsüz, konuşmuyoruz. ... da benim teyzemdir. 15 tatile gittiğimde kendisini köyde gördüm. Kendisi 23 Ocaktan sonraki salı günü geldi. ... teyzemle de aramızda herhangi bir problem yoktur. Okulların kapandığı cuma gününden önce ... günü köye gittim. ..., perşembe ve cuma günleri ailemle birlikte çiftlikte kaldık. Cumartesi gündüz çiftliği temizlemek için çiftliğe gittik. Akşam eve döndük. Pazar günü de gündüz ailemle birlikte çiftliği temizledik. Akşam eve gittik. Yarıyıl tatilinin ilk haftasında başka da gitmedim. Fakat ikinci haftasında badana için ve çiftliğin bakımı için 2 gün kadar çiftliğe gittim. Köydeki evimizle çiftlik arası 1,5 kilometredir. Yarıyıl tatilinin ilk haftası ... günü akşam teyzemin kızı ..., kardeşleri ..., ..., teyzem ... ve oğlu ... ... ve kızı ... ... yemeğe gelmişlerdi. Yemeklerini yediler. 1 saat kadar evde kaldılar. Ertesi gün çiftliğe gitmedim. Ertesi gün ...'le hiç karşılaşmadım. ... günü çiftliğe yemlikleri yıkamaya gitmiştik. Fakat yolda falan ...'la karşılaşmadım.",
    14.04.2016 tarihinde Mahkemede; "Önceki savunmalarımı tekrar ederim. Karşı tarafla bir husumet olduğunu tahmin ediyordum ancak babam bana söylemiyordu. Bazen annemin yanına falan gittiğimde hemen konuyu kapatıyorlardı. Benim babamın teyzeme para vermesinden haberim yoktu. Üzerime iftira atıyorlar. Çelişkiler vardır. Suçun ne zaman işlendiğini belirtmiyorlar. Ben böyle bir suçu işlemedim. Suçsuzum.",
    Şeklinde savunmada bulunmuştur.
    Amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" şeklinde, Latincede ise "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından gözönünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi hâlinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti; toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı gözardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkân vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Mağdurenin Kollukta suça sürüklenen çocuğun, kendisini çiftliğe götürdüğünü, orada kendisini soyundurarak makatına penisini soktuğunu, ardından köyde bir yere bıraktığını, Mahkemede suça sürüklenen çocuğun, kendisini çiftliğe götürdüğünü, çiftlikte mutfağa gittiklerini, suça sürüklenen çocuğun, kendisini sinkaf ettiğini, elbisesini çıkarmadığını, iç çamaşırını aşağı indirip yaptığını, ardından ellerini yıkadığını, oradan ayrıldıklarını, poposunu açmadığını, iç çamaşırını indirdiğini, sinkaf ettiğini, poposuna elini değdirmediğini, cinsel organını değdirdiğini, poposunun ağrıdığını, oradan, kendisini anneannesine götürdüğünü, iç çamaşırında ıslaklık olduğunu, cinsel organını değdirdiği için oradan aşağı doğru su gittiğini, anneannesinde çamaşırını çıkararak, yenisini giydiğini, ıslaklığın hiçbir şeye benzemediğini ancak idrara benzediğini, üzerini anneannesinin temizlediğini, poposunun ağrımaya devam ettiğini, akşama kadar kimseye poposunun ağrıdığını söylemediğini, akşam söylediğinde anneannesinin poposuna yağ sürdüğünü ve böylece poposunun ağrısının geçtiğini, suça sürüklenen çocukla birlikteyken ağladığını, anneannesinin, ağladığını görmediğini, çiftliğe hangi gün gittiğini hatırlamadığını, küçükken, bebekken gittiklerini, ondan sonra gitmediğini, sömestır tatilinde gittiklerinde suça sürüklenen çocuktan kaçmaya çalıştığını ancak kaçamadığını, hangi gün gittiğini, ne zaman gittiğini hatırlamadığını, suça sürüklenen çocuğun, kendisini, anneannesinin evinin üst katından alıp götürdüğünü, ... ile bakkala gittiklerini, sonra "... gel." dediğini, ardından, kendisini yakaladığını, daha önce de poposu ağrıdığında anneannesinin yağ sürdüğünü, yaz aylarında da köyde yaptığını ancak kurtulduğunu, 6 kez yaptığını, suça sürüklenen çocuğun babasının da yaptığını, suça sürüklenen çocuğun, poposuna soktuğunu, babasının ise sadece sinkaf ettiğini, korkması nedeniyle daha önce söylemediğini ancak daha sonra suça sürüklenen çocuk ve babasına çok sinirlenip söylemeyi başardığını, suça sürüklenen çocuğun yaz aylarında hiç yapamadığını, yakaladığının ve yaptığının da olduğunu iddia ettiği, suça sürüklenen çocuğun Savcılıkta sömestır tatili nedeniyle köye ailesinin yanına gittiğini, tavuk kümesinde çalıştığını, teyzesinin de tatil nedeniyle anneannesine geldiğini öğrendiğini ancak onları hiç görmediğini, tatil boyunca mağdureyle karşılaşmadığını, çalıştığını, kendi ailesi ile mağdurenin ailesi arasında husumet bulunmadığını, kendisinin de ne teyzesi, ne eniştesi ne de mağdureyle herhangi bir küslüğünün bulunduğunu, Mahkemede birinci celsede anneannesinin eviyle kendi evleri arasında 500 metre mesafe bulunduğunu, anneannesiyle 5 yıldır küs olduklarını, konuşmadıklarını, sömestır tatilinde teyzesi tanık ...’yi gördüğünü, 23 Ocak 2016 tarihinden sonraki Salı günü teyzesinin geldiğini, teyzesiyle aralarında herhangi bir problem olmadığını, okulların kapandığı cuma gününden önce ... günü köye gittiğini, ..., perşembe ve cuma günleri çiftlikte kaldıklarını, cumartesi gündüz çiftliği temizlemek için gittiklerini, akşam eve döndüklerini, pazar günü de çiftliği temizlediklerini, ardından eve döndüklerini, yarıyıl tatilinin ilk haftasında başka bir zaman çiftliğe gitmediğini, ikinci haftasında badana için ve çiftliğin bakımı için 2 gün çiftliğe gittiğini, köydeki evleri ile çiftliğin arasının 1,5 km olduğunu, yarıyıl tatilinin ilk haftası ... günü mağdure, kardeşleri ..., ..., tanık ..., onun oğlu tanık ... ve ...’nun akşam yemeğe geldiklerini, bir saat kadar kalıp gittiklerini, ertesi gün çiftliğe gitmediğini, ... günü çiftliğe yemlikleri yıkamaya gittiklerini ancak yolda mağdureyle karşılaşmadığını, ikinci celsede Mahkemede şikâyetçi taraf ile bir husumetin olduğunu tahmin ettiğini ancak babasının bir şeyden bahsetmediğini, annesinin yanında ara sıra gittiğinde onların konuyu hemen kapattıklarını, babasının teyzesine para verdiğinden haberinin olmadığını savunduğu olayda;
    Mağdurenin alınan doktor raporunda; kızlık zarının ve vajinal bölgesinin sağlam olduğunun, fiili livata bulgusuna rastlanılmadığının, iz ve zorlamanın bulunmadığının belirtilmesi, mağdure ve suça sürüklenen çocuğun anneanneleri tanık ...'nın köye gittiklerinde mağdurenin yanından hiçbir zaman ayrılmadığını ve suça sürüklenen çocuğun eve gelmediğini beyan etmesi, mağdure ve suça sürüklenen çocuğun teyzeleri tanık ...'nin köye salı günü gittiğini, ... günü kendi çocuklarıyla birlikte mağdure ve mağdurenin kardeşleri de dahil olmak üzere suça sürüklenen çocuğun ailesinin evinde yemek yediklerini, mağdure ve suça sürüklenen çocuğun yanlarından hiç ayrılmadıklarını, ayrıca havanın çok soğuk olduğunu, kızı ... ve mağdurenin evin üst katında oyun oynadıklarını, dışarı çıkmadıklarını ifade etmesi, mağdurenin Mahkeme aşamasında çelişkili ve tutarsız beyanlarda bulunması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde suça sürüklenen çocuğa atılı eylemin şüphede kalması, bu şüphenin de suça sürüklenen çocuk lehine yorumlanması gerektiği hususları bir bütün olarak gözetildiğinde suça sürüklenen çocuğa atılı çocuğun basit cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının sabit olmadığının kabulü gerekmektedir.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyesi ...;
    "Olay tarihinde 6 yaşında olan mağdur ..., annneannesi olan ...'in, ikametinde bulunduğu sırada, mağdurun teyzesinin oğlu olan suça sürüklenen çocuk ...'nın, SSÇ’nin mağduru Taşoluk mevkinde bulunan çiftliğe götürmüştür. SSC çiftlikte mutfak olarak kullanılan çadırda mağdurun üzerindeki elbiseleri çıkartarak poposuna cinsel organını sürttüğü, sokmaya çalıştığı ancak daha sonrasında ise köyde bir yere bırakmıştır. Mağdurun poposunun ağrıması üzerine anneannesi ...'in mağdurun poposuna zeytin yağ sürdüğü, mağdurun 28/01/2016 tarihinde olayı annesi olan müşteki ...'e, müşteki ...'in de olayı eşi olan ...'e anlatması üzerine kolluğa müracaatları sonucu olay ortaya çıkmıştır.
    Sanık hakkında cinsel saldırı ve kişi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından verilen mahkumiyet kararı, yapılan temyiz incelemesi sonucu Yargıtay 14. Ceza Dairesince incelenerek, sanığa isnat edilen cinsel saldırı ve kişi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının işlendiğine dair yeterli delil bulunmadığı gerekçesi ile mahkumiyet kararının bozulmasına karar verilmiş olup, Yerel Mahkeme her iki suçun oluştuğu görüşü ile mahkumiyet kararında direnmiştir.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunda çoğunluk kararı ile olayda cinsel saldırı ve kişi hürriyetinden yoksun kılma suçunun oluşmadığı gerekçesi ile direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun sayın çoğunluğu ile aramızdaki görüş ayrılığı, olayda cinsel saldırı ve kişi hürriyetinden yoksun kılma suçunun oluşup oluşmadığına ilişkindir.
    Tanık olarak dinlenen SSÇ ve mağdurun teyzesi olan ...' un SSÇ ve mağduru burada ablası olan ...' un evinde gördüğünü belirtmiştir. Gine SSÇ' nin mağduru çiftliğe götürdüğü hususunu mağdurun tanık olarak dinlenen ...'a daha öncesinde söylediği de dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Mağdur ile SSÇ'nin teyze çocuklarıdır. Ailelerin arasında olaydan önce herhangi bir husumet bulunmamaktadır. gerek suç tarihinde 6 yaşında olan mağdurun ve mağdurun ailesinin SSÇ'ye yönelik böyle bir iftira atmasını gerektiren herhangi bir sebep bulunmamaktadır.
    Mağdur hakkında ... Devlet Hastanesi'nden 31.01.2016 tarihinde alınan doktor raporunda kızlık zarı ve vajinal bölgenin sağlam olduğu, fiili livata bulgusuna rastlanılmadığı, iz ve zorlama olmadığının belirtildiği, ancak adli raporun olayın gerçekleştiği tarihten 8 gün sonra alınmış olması nedeniyle tıbbi bulguların tespitinin mümkün olmadığı mahkemece kabul edilmiştir. Mağdurun annesi olan müştekinin olaydan sonra ilk olarak kolluk huzurundaki beyanlarında ise mağdurun kendisine '...poposunu göstererek si...tik, burama sürttü...' dediğini, mağdurun anneannesinin ise kollukta mağdurun kendisine '... anneanne benim ön tarafım yanıyor...' dediği, yine mağdurun mahkememiz huzurunda dinlenmesi sırasında kendisine yöneltilen sorularda cinsel içerik ve cinsel bölgelere ilişkin cevaplar verdiği görülmüştür.
    Yukarıda izah edilen nedenlerle SSÇ' nin mağduru çiftlik evine götürerek cinsel istismar ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediği, olayda, cinsel saldırı ve kişi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından sanığın mahkumiyet kararında direnilmesinin isabetli olduğu kanaatinde olduğumdan,

    Olayda cinsel saldırı ve kişi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının sabit olmadığına karar veren, Ceza Genel Kurulu sayın çoğunluğunun, görüşüne katılmıyorum." görüşüyle,
    Çoğunluk görüşüne katılmayan dört Ceza Genel Kurulu Üyesi de; benzer düşüncelerle,
    Karşı oy kullanmışlardır.
    SONUÇ:
    1- ... 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.02.2018 tarihli ve 36-74 sayılı direnme kararına konu hükmünün suça sürüklenen çocuğa atılı çocuğun basit cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının sabit olmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 19.04.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.



    Hemen Ara