Esas No: 2018/138
Karar No: 2022/382
Karar Tarihi: 26.05.2022
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2018/138 Esas 2022/382 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2018/138 E. , 2022/382 K."İçtihat Metni"
Mahkemes:Ağır Ceza
Sanık ... hakkında, katılan ...'a yönelik eylemi nedeniyle kasten yaralama suçundan açılan kamu davasında, yapılan yargılama sırasında ... 1. Sulh Ceza Mahkemesince 22.02.2008 tarih ve 395-129 sayı ile davanın Asliye Ceza Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle; dosyanın gönderildiği ... 4. Asliye Ceza Mahkemesince ise 13.11.2012 tarih ve 247-893 sayı ile sanığın eyleminin kasten öldürme suçuna teşebbüsü oluşturabileceği gerekçesiyle verilen görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği ... 10. Ağır Ceza Mahkemesince 22.01.2014 tarih ve 28-13 sayı ile; sanığın TCK'nın 37/1, 81/1, 35/1-2, 29, 62, 53, 63 maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba karar verilmiştir. Hükmün sanık müdafisi ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 08.03.2016 tarih ve 2841-1046 sayı ile;
“...a) Oluşa ve dosya kapsamına göre; katılan ...’in sanıklara yönelik haksız tahrik oluşturan söz ve davranışı bulunmadığı gibi, gayri resmi eşi ... ile tartışması ve onu darp etmesinin, ...’ün çalıştığı işyeri sahibi ve çalışan olan sanıklar yönünden haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasını da gerektirmeyeceği gözetilmeden sanıklar hakkında TCK’nun 29. maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini,
b) Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 E-2015/85 K sayılı kararı ile TCK'nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması...” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir. Yerel Mahkeme ise 05.10.2016 tarih ve 186-372 sayı ile "...Kendiliğinden gelişen olaylar nedeniyle ilk haksız hareketin ... tarafından gerçekleştirildiğinin, buna istinaden sanıkların haksız bir fiilin doğurduğu öfke ve elemin etkisi altında hareket etmiş oldukları, haksız tahrikin uygulanabilmesi için tahrik fiiline maruz kalanın bizzat fail olmasının ve ayrıca tahrik edilenin fiili hemen tahrik akabinde işlemiş olmasının zaruri olmadığının kabulüyle, olayda sanıklar yönünden ... arkadaşı ...' ün uğradığı saldırı karşısında üzüntü, acı, öfke duyabilecekleri ve hatta olaydan bağımsız olarak bu kişinin herhangi üçüncü kişi olması durumunda dahi aynı suretle haksız tahrike yol açan fiilin sanığın huzurunda veya ona yönelik olarak gerçekleştirilmesinin şart olmadığı gözetildiğinde; Her iki sanığın da birlikte hareket olgusu ile birden fazla saldırı ve müstakilen öldürücü nitelikler nazara alındığında olay yerinde bulunan kalabalığın müdahalesi sonucu ayrılmalarının sağlandığı dikkate alındığında eylemlerinin tahrik altında öldürmeye teşebbüs niteliğinde olduğu, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 2015/2841 Esas- 2016/1046 Karar sayılı bozma ilamının dosya kapsamındaki deliller ve mahkememizin önceki bozma ilamına konu kararındaki değerlendirme içeriği yönünden usul ve esasa uygun olmadığı kanaatine varılmakla..." şeklindeki gerekçeyle tahrike ilişkin bozma nedenine direnmiştir.Direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünün sanık ve müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.03.2017 tarih ve 9753 sayılı "onama" istemli tebliğnamesiyle dosya, 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen Daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 28.02.2018 tarih ve 1003-873 sayı ile direnme kararının yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
Direnme Kararı ve temyizin kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında katılan ...'a yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüsten kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkindirİncelenen dosya kapsamından;23.01.2007 tarihli tutanakta; olay günü 05.15 sıralarında Haber Merkezinin . Yolu üzerindeki “.” isimli ... yeri önünde kavga olduğunun bildirilmesi üzerine olay yerine gidildiğinde, ..., ... ve .'in olay yerine balık yemeye geldiklerini, .'ü önceden tanıyan ... isimli şahsın bu kişileri görünce yanlarına geldiğini, aracın kapısını açarak .l'ü zorla araçtan indirdiğini ve darbetmeye başladığını, yaşanan arbedede çevredekilerin ...'ı ayırmaya çalıştığını, .'in olay yerinden uzaklaştığını beyan ettiklerinin, ...'ın arabasını olay yerinde bırakarak uzaklaştığının yazılı olduğu,23.01.2007 tarihli tutanakta; . Hastanesinden Polis Merkezinin aranarak verilen bilgiye göre; bıçakla yaralanmış bir şahsın hastane acil servisine intikal ettiğinin söylenmesi üzerine, hastaneye gidildiğinde, bıçakla yaralama olayına karışan şahsın kimliğinin ... olduğunun, şahsın ameliyata alınması nedeniyle ifadesinin alınamadığının bildirildiği,25.01.2007 tarihli teşhis tutanağında; mağdur ...'ın hastanedeki odasına ayrı ayrı alınan ...ve... isimli şahısların ... tarafından kendisini yaralayan şahıslar olarak teşhis edildiklerinin yazılı olduğu,23.01.2007 tarihli Genel Adli Muayene Raporunda; ... isimli hastanın acil ameliyata alındığı ve hayati tehlikesinin mevcut olduğunun belirtildiği,25.01.2007 tarihli Genel Adli Muayene Raporunda; inceleme dışı şüpheli ...'ın sol göz etrafında ekimoz ve görmede bulanıklık olduğunun belirtildiği,31.01.2007 tarihli Adli Tıp Kurumu Raporunda; ... isimli şahsın gözündeki yaralanmanın darba bağlı olup olmadığına dair bir açıklık olmadığı ve şahsın göz kliniğine sevk edilerek her iki gözünde de vizyon kaybı olup olmadığının tespiti üzerine bir rapor düzenlenebileceğinin bildirildiği,25.01.2007 tarihli Genel Adli Muayene Raporunda; şüpheli ...'nun sağ femur alt uçta 1 cm boyutunda kesici delici alet yarası, kesi etrafında ödem mevcut olduğunun, yaralanmanın muhtemelen 48 saat öncesinde meydana geldiğinin belirtildiği,31.01.2007 tarihli Adli Tıp Kurumu Raporunda; sanık ...'nun vücudunda bulunan kesici delici alet yaralanmasının yaşamını tehlikeye sokmadığının, basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olduğunun, kemik kırığı bulunmadığının bildirildiği,31.01.2007 tarihli Adli Tıp Kurumu Raporunda; mağdur ...'ın yapılan muayenesinde, sağ hemitoraks alt ön hat ile 10. interkostal aralığın kesişim noktasında 2 cm eninde 2 adet batına nafiz kesici delici alet yarası, sağ spina iliaca anterior superiorun 5 cm inferolateralinde 1 cm kesici delici alet yarası, lomber bölgede L3 seviyede orta hatta 15 cm transvers kesi saptandığının, hastanın hayat tehlikesinin mevcut olduğunun, hastanın acil ameliyata alındığının ve postoperatif yoğun bakıma alındığının, ayrıntılı tedavi sonrası rapor temininden sonra kesin rapor tanziminin uygun olacağının belirtildiği,06.02.2007 tarihli Adli Tıp Kurumu Raporunda; mağdur ...'ın göğsünden aldığı kesici delici alet yaralanmasının, şahsın yaşamını tehlikeye soktuğunun, kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olmadığının, kemik kırığı olmadığının, sağ kalçasından aldığı kesici delici alet yaralanmasının yaşamını tehlikeye sokmadığının, kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olmadığının, kemik kırığı olmadığının, sırtından aldığı aldığı kesici delici alet yaralanmasının yaşamını tehlikeye sokmadığının, kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olmadığının, kemik kırığı olmadığının bildirildiği,Anlaşılmaktadır.Katılan ... Kollukta; olay günü . isimli kız arkadaşı ile . isimli birahanede buluşmak için sözleştiklerini, sonra buradan başka bir araçla çıktıklarını gördüğünü, . marka aracı ile .'ün yanındaki bir kız arkadaşı ile birlikte bindiği aracı takip etmeye başladığını, bu ... başka bir kanatçıya yaklaşınca aracından inip .'ün bulunduğu araca doğru gittiğini, . ile konuşurken aracın şoförünün inip kendisiyle tartışmaya başladığını, bu sırada telefonla çağırdığı başkalarının da olay yerine geldiğini, sonra . marka bir araçtan elleri bıçaklı 3 kişinin indiğini, bu araçtan inenlerin birinin daha önce gittiği . isimli ... yerinin sahibinin oğlu, diğerinin bu ... yerinin aşçısı . olduğunu üçüncüyü bilemediğini, bunların kendisini ayırmak için geldiklerini düşündüğünü, fakat Niyazi'nin aniden elindeki bıçakla karnının sağına doğru vurduğunu, mekân sahibinin oğlunun ise elindeki bıçakla sırtına vurduğunu, ismini bilmediği şahsın da bıçakla kendisine vurduğunu, bir fırsat bulduğunda oradan kaçmaya çalıştığını, kaçarken . marka aracı üzerine doğru sürdüklerini, kaçarken duyduğu kadarıyla “Seni yakalarsak öldüreceğiz” dediklerini duyduğunu, daha sonra kendinin bir ticari taksiye binerek .Hastanesine geldiğini, bu şahıslardan şikâyetçi olduğunu,Katılan ... (Görevsizlik kararı veren) ... Asliye Ceza Mahkemesinde; kolluk ifadesini tekrarladığını, olay günü kız arkadaşı. ile tartıştığını, . ve . isimli şahsıların kendilerinin yanlarına geldiklerini, .nin birden karnına bıçak soktuğunu, ne olduğunu anlayamadığını, can havliyle .nin yüzüne yumruk attığını, sonra .'in bıçakla sırtından kendisini yaraladığını, .'in yanında olan ve abisi olduğunu düşündüğü şahsın da kendisine bıçakla vurduğunu, kendisini yaralayan tüm şahsılardan şikâyetçi olduğunu, olayı . isimli arkadaşının da gördüğünü, şahıslardan şikâyetçi olduğunu katılmak istediğini,Tanık ... Kollukta; Olay günü saat 03.00 sıralarında daha önceden tanıdığı .ve . isimli arkadaşlarının kendisini arayıp, kendilerini . isimli restorandan alıp .'ın yanındaki balıkçıya götürmeleri için rica ettiklerini, kendisinin de . marka ve ablası adına kayıtlı olan aracı ile . ve . . adlı mekânın önüne götürdüğünü, tam restoranın önüne yaklaştıklarında . marka bir araçla sonradan adının .olduğunu öğrendiği bir şahsın aracın önünü kestiğini, araçtaki . hanımı saçından tutarak aşağı indirdiğini ve yerde tekmelemeye başladığını, sonra çevreden gelenlerin .i dövdüğünü, .i döven şahsın kaçtığını, sonra .in bıçakla yaralandığını gördüklerini, darp eden şahısları görse tanıyabileceğini, .'i kimin hastaneye götürdüğünü görmediğini, korsan taksicilik yaptığını, yanındaki bayanları da bu nedenle tanıdığını,Tanık ... Mahkemede; olay günü . isimli arkadaşı ile onun yanındaki arkadaşı .'i ... yerinden aldığını, başka bir yere giderken şikâyetçinin yolunu kestiğini, ...'ü saçından tutup aşağıya indirdiğini, tekme ... dövdüğünü, bu sırada başka bir aracın gelip durduğunu, içinden inen dört kişinin indiğini, bir kargaşa olduğunu, bu durumu...'e bildirdiğini,. ve Niyazi'nin geldiği sırada ...'in olay yerinden kaçtığını, yaralanıp yaralanmadığını görmediğini, .'in kendisini iteklediğini ancak kendisine vurmadığını,.'nin ... tarafından tokatlanması gibi bir olayın da olmadığını, bahsettiği kalabalık grupta bıçak gördüğünü, ancak bıçaklama olayını görmediğini,Tanık . Kollukta; olay günü saat 02.30 da yanındaki arkadaşı ... ile birlikte Sohbet Kanat adlı restorandan arkadaşı olan ...'ın aracı ile çıktıklarını, ... adlı restoranın yanındaki balıkçının önüne geldikleri sırada karşılarından gelen ve kendilerini takip eden ...'ün imam nikahlı eşi ...'ın ...'ü saçından tutarak arabadan indirip sürüklediğini, çevredekilerin ...'e müdahale ettiğini, ancak ...’i kimin bıçakladığını görmediğini, ...'ün çevredekilerin ayırmasıyla ...'ın aracına tekrar bindiğini,Tanık . Kollukta; olay günü saat 04.00 sıralarında . adlı mekânda arkadaşı ... ile birlikte otururken daha önceden tanıdığı ...'ı gördüğünü, kendilerini balıkçıya götürmesini istediğini, ...'ın aracı ile balıkçının önüne varmakta iken, eski eşi olan ve bir çocuğunun da babası olan ...'ın aracın önünü kestiğini, arabayı açıp kendisini saçından tutarak aşağı indirmek istediğini, darbetmeye başladığını, çevredekilerin ayırmaya çalıştığını ve ...'e vurmaya başladıklarını, o sırada ...'in yaralandığını, ancak kimin yaraladığını görmediğini, darbedilmesi nedeniyle ...'den şikâyetçi olmadığını,İnceleme dışı sanık ... Kollukta; .'nun işletmekte olduğu. adlı ... yerinde aşçı olarak çalıştığını, 23.01.2007 tarihinde saat 05.00 sıralarında ... yeri sahibinin oğlu... ile birlikte eve giderken, .'in arkadaşı olan ... isimli kişinin Mahmutbey önündeki ... adlı ... yerinin önünde kendisine saldırı olduğunu söylemesi üzerine, . ile birlikte bir taksi tutarak olay yerine gittiklerini, olay yerine gittiklerinde sonradan ismini ... olduğunu öğrendiği şahsın ...'ı darbettiğini, bu şahsın yanına giderek “Sen ne yapıyorsun neden ...'ı dövüyorsun” dediklerinde mağdur ...'in sanık ...'e yumruk salladığını,.'in eğildiğini, yumruğun sol gözüne geldiğini, o sırada sersemleyip yere düştüğünü, .'in şahsa ne yaptığını görmediğini, gözünü açtığında sadece...'in yanında olduğunu, sonra bir taksi tutup evlerine gittiklerini, kimseyi yaralamadığını,İnceleme dışı sanık ... (Yakalama kararı gereği) çıkarıldığı ... Asliye Ceza Mahkemesinde; olay günü lokantada çalıştığını, mağdurun başka şahsılarla kavga ettiğini, kendisinin ayırmaya çalıştığını, mağdurun kendisine vurduğunu yere düştüğünü, sonra...'in kendisine yardım ettiğini, kimseyi yaralamadığını,İnceleme dışı sanık ... (Yakalama kararı gereği) çıkarıldığı ... 15. Ağır Ceza Mahkemesinde; ...'i daha önceden tanımadığını, olay günü ... yerinin önüne bir araçta 4 kişinin geldiğini, yol üzerine ... ile kavgaya başladıklarını, ... ile bunları ayırmaya gittiklerini, birinin sol gözüne vurduğunu, 3 metre geri gidip kaldırıma düştüğünü, uyandığında...'in yanında olduğunu, yanlarında bıçak olmadığını, kimin yaraladığını görmediğini, ...'ın yanındaki bayanlar yardım istediği için ...'ın...'i aradığını, sonra oraya gittiklerinde ...'a ve yanındaki bayanlara saldırmaya devam ettiklerini,
İfade etmişlerdir.Sanık ... Kollukta; Olay günü babasının çalıştırdığı ve kendisinin de garsonluk yaptığı Sohbet Kanat isimli ... yerinden aşçı ...ile birlikte eve gitmek için çıktıklarını, o sırada ... isimli arkadaşının cep telefonundan arayarak kendisine saldırdıklarını ve zor durumda olduğunu belirttiğini, ... isimli restoranın önünde olduğunu söylediğini, aşçı ...ile birlikte bir taksi çevirerek olay yerine gittiklerini, olay yerine gittiklerinde ...'ın aracında iki bayan olduğunu, sonradan adının ... olduğunu öğrendiği şahsın ...'ı tokatlamaya ve darbetmeye devam ettiğini, bu şahsın yanında iki kişinin daha olduğunu, ...'ı neden dövdüklerini sorduğunda ...'in kendisine "Size ne lan" diyerek aniden kendisine de yumruk salladığını, kendisi eğilince yumruğun Niyazi'ye geldiğini ve Niyazi'nin yere düştüğünü, o sırada olay yerine plakasını bilmediği beyaz bir otomobilin geldiğini ve içinden inen üç kişinin bayan dövülmez diyerek ...'ı darbetmeye başladıklarını, sonra Niyazi'yi yerden kaldırıp bir taksiye bindirerek eve götürdüğünü, kimseyi yaralamadığını, ... isimli şahsı, babasının da ... yerine gelmesi nedeniyle daha önceden gördüğünü, herhangi bir arkadaşlığı olmadığını, ...'ın aracındaki bayanları da daha önce babasının ... yerine gelmeleri nedeniyle tanıdığını, ancak olay sırasında kimsenin elinde bıçak görmediğini, bıçaklı şahıs da görmediğini,Sanık ... (Yakalama kararı üzerine) çıkarıldığı ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinde; ... yerinin aşçısı ...ile eve gideceklerini, ...'dan taksi istediklerini, ancak ...'ın sonra telefonla kendisini arayıp bir aracın yolunu kestiğini, araçtan bir bayanı indirip darbetmeye başladıklarını, bayanı indiren şahsın ... olduğunu ve kendisini de darbettiğini söyleyince olay yerine gittiklerini, ...ile ...'in tartıştıklarını, ...'in Niyazi'yi iteklediğini, Niyazi'nin kafasının taşa geldiğini, sonra olay yerine beyaz renkli bir ... geldiğini, içinden inen üç kişinin "Bayan dövülmez" diyerek ...'e vurmaya başladığını, içlerinden birinin ...'e bıçak salladığını gördüğünü, gittikleri ... yerinin sahibinin de bu beyaz araçtan inenlerin kendi lokantasından çıktıklarını söylediğini, ... ile bir husumeti olmadığını hatta iyi bir müşterisi olduğunu, sonradan duyduğu kadarıyla olay yerine gelen üç kişinin bu kadınların yanlarına gittiği şahsılar olduğunu, kadınlar arayıp "Bizi götürüyorlar gelin kurtarın" deyince olay yerine geldiklerini,Sanık ... Mahkemede; ...'ın korsan taksici olarak ... yerinde çalıştığını, ...'in ise müşterisi olduğunu, olay günü ... yerinden ...'in önce çıktığını, bayanların da taksici ... tarafından bir yere götürüldüğünü, sonra ...'ın telefonla Niyazi'yi aradığını, taksicinin yolunu kestiklerini duyduğunu, olay yerine gittiklerinde kalabalık olduğunu, ... ile Niyazi'nin tartışmaya başladıklarını, Niyazi'nin yere düştüğünü, müşteki ...'in yanında arkadaşlarının olduğunu, olay yerine gelen grubun "Bayan öyle dövülmez böyle dövülür" diyerek müşteki ve arkadaşlarına saldırdıklarını, kendisinin kesinlikle olaya karışmadığını, eski beyanlarını tekrar ettiğini, tokatlama hadisesini hatırlayamadığını, Savunmuştur.İnsanın dış dünyaya yansıyan davranışlarını esas alan ceza hukuku, onun davranışlarında iç dünyasının, o anki ruh hâlinin ve genel psikolojik özelliklerinin önemi bulunduğunu kabul ederek bu psikolojik durumlara belli bir hukuki değer vermektedir. Bu itibarla modern ceza hukuku sadece işlenen suçu değil, suçun işlenmesinde etkili olan nedenleri göz önünde bulundurarak cezalandırma yoluna gitmektedir. (Devrim ..., Yeni Türk Ceza Kanunu'nda Haksız Tahrik, AÜHFD, 2004, C. 54, ....225.) Haksız hareketin kişi üzerinde ve onun psikolojik aleminde bir tepki doğuracağını kabul eden modern ceza hukuku, failin bu durumunu değerlendirmekte, cezai sorumluluğunu azaltan bir sebep olarak görmektedir. Failin bu subjektif durumuna önem veren çeşitli ülkelerin ceza kanunlarında, failin cezasında belli oranlarda indirim yapılması esası kabul edilmiştir. (M. Muhtar Çağlayan, Yargıtay İçtihatları Işığında Haksız Tahrik üzerine Bir İzah Denemesi, ... Dergisi, Ocak –Şubat, 1982, ....1, ....14.)Bu düşünceden hareketle 5237 sayılı TCK'nın 29. maddesinde de haksız tahrik; "Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir" şeklinde, ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak kabul edilmiştir.Ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenen haksız tahrik, kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddet ya da şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi durumunda kusur yeteneğindeki azalmayı ifade etmektedir. Bu hâlde fail, suç işleme yönünde önceden bir karar vermeden, dışarıdan gelen etkinin ruhsal yapısı üzerinde meydana getirdiği karışıklığın neticesi olarak bir suç işlemeye yönelmektedir. Bu yönüyle haksız tahrik, kusurun irade unsuru üzerinde etkili olan nedenlerden biridir. Başka bir anlatımla, haksız tahrik hâlinde failin iradesi üzerinde zayıflama meydana gelmekte, böylece haksız fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altındaki kişinin suç işlemekten kendisini alıkoyma yeteneği önemli ölçüde azalmaktadır.Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış kararları ile öğretide de kabul gören görüşler doğrultusunda haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi için;
a) Tahriki oluşturan haksız bir fiil bulunmalı,
b) Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı,
c) Failin işlediği suç bu ruhsal durumunun tepkisi olmalı,
d) Haksız tahrik teşkil eden eylem mağdurdan sâdır olmalıdır.
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda, 765 sayılı Kanun'da yer alan "ağır – hafif tahrik" ayırımına son verilerek; tahriki oluşturan eylem, somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından değerlendirilip, sanığın iradesine etkisi göz önünde bulundurulmak suretiyle, maddede gösterilen iki sınır arasında belirlenen oranda cezasından indirim yapılacağı hüküm altına alınmıştır.Haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi açısından, failin suçu ilk haksız fiilin doğurduğu öfke veya şiddetli elemin etkisiyle işleyip işlememesi önemlidir. Mağdur ya da ölenden gelen haksız hareketin psikolojik etkisinin devam ettiğinin kabulünde zorunluluk bulunan hâllerde, haksız tahrik hükmünün uygulanması gerekmektedir.Yerleşmiş yargısal kararlarda kabul edildiği üzere, gerek fail, gerekse mağdurun karşılıklı haksız davranışlarda bulunması hâlinde, tahrik uygulamasında kural olarak, haksız bir eylem ile mağduru tahrik eden fail, karşılaştığı tepkiden dolayı tahrik altında kaldığını ileri süremez. Ancak maruz kaldığı tepki, kendi gerçekleştirdiği eylemle karşılaştırıldığında aşırı bir hâl almışsa, başka bir deyişle tepkide açık bir oransızlık varsa, bu tepkinin artık başlı başına haksız bir nitelik alması nedeniyle fail bakımından haksız tahrik oluşturduğu kabul edilmelidir.Karşılıklı tahrik oluşturan eylemlerin varlığı hâlinde, fail ve mağdurun biri diğeri yönünden tahrik oluşturan bu haksız davranışları birbirlerine oranla değerlendirilmeli, öncelik-sonralık durumları ile birbirlerine etki-tepki biçiminde gelişip gelişmediği göz önünde tutulmalı, ulaştıkları boyutlar, vahamet düzeyleri, etkileri ve dereceleri gibi hususlar dikkate alınmalı, buna göre; etki-tepki arasında denge bulunup bulunmadığı gözetilerek, failin başlangıçtaki haksız davranışına gösterilen tepkide aşırılık ve açık bir oransızlık saptanması hâlinde, failin haksız tahrik hükümlerinden yararlandırılması yoluna gidilmelidir.Evrensel bir ceza hukuku temel ilkesi olan "kuşkudan sanık yararlanır" prensibi uyarınca bir olayda ilk haksız hareketin sanıktan mı, yoksa maktule ya da mağdurdan mı kaynaklandığının her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlanamaması halinde, oluşan kuşku sanık lehine yorumlanarak sanığın TCK'nın 29. maddesindeki haksız tahrik hükmünden yararlandırılması gerektiği hususunda herhangi bir tereddüt bulunmadığı açık ise de bu kabulün dosya kapsamında olayın anlaşılan gerçekleşme biçimine, somut olayın özelliklerine ve hayatın olağan akışına uygun düşmesi zorunluluğu karşısında her olayın kendine özgü koşulları değerlendirilerek bir sonuca varılmalıdır.Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;Sanık ...’nun ... isimli ... yerinin sahibinin oğlu, inceleme dışı sanık ...’ın ise aynı ... yerinin aşçısı oldukları, sanık ... ve ...nin; katılan ...’in gayrimeşru eşi ve eski sevgilisi olan tanık .’i, onun arkadaşı ... ile taksici ...’u aynı ... yerinden tanıdıkları, olay günü katılanın sevgilisi ...’ün arkadaşı ... ile birlikte gece geç saatlerde...’in ... yerinden çıkıp başka bir yerde balıkçıya gitmek üzere korsan taksicilik yapan ...’u aradıkları, taksici ..., ... ve ...’i habersizce arkalarından takip eden katılan ...’in, ... balıkçının önüne geldiği sırada bu kişilerin bulunduğu aracın önünü kestiği ve ...’ü saçından tutup araçtan zorla indirip darbetmeye başladığı, o sırada taksici tanık ...’un ...’in saldırısını önlemeye çalıştığı ancak ...’in ...’ı itekleyerek onu tehdit etmesi üzerine başarılı olamadığı, bunun üzerine ...’ın aynı ... yerinden arkadaşları olan sanıklar... ve ...yi telefonla olay yerine çağırdığı, ... yerinden beraber çıkıp birlikte eve gitmek üzere olay yerine yakın bir yerde olan ...ve ...’ın kısa sürede taksici ...'ın tarif ettiği olay yerine geldikleri, ...ve...'in balıkçının önüne varır varmaz ...’in ... ile arasındaki tartışmaya ve taksici ...’ın çabalarına tanık oldukları ve hemen ...'in elinden ...'ü ayırmaya çalıştıkları, bu sırada katılan ...’in...’e doğru salladığı yumruğun ...nin sol gözüne geldiği, bunun üzerine ...ve...’in ...’i müşterek olarak hayati tehlike doğuracak şekilde bıçakla yaraladıkları olayda;Katılan ... ile sanıklar... ve ...arasında suça konu olayın öncesinde; katılanın, sanıkların çalıştığı ... yerinin daimi müşterilerinden biri olması nedeniyle bir tanışıklık olduğu, katılan ...’in bu kişileri hastanede iken teşhis etmeden önce de şahsen ve ismen tanıdığı, ancak aralarında husumete varan bir ilişkinin olmadığı, suça konu olayın yaşandığı sırada ise katılanın, tanık ... ile arkadaşı ...’in bindiği ve taksici ...’un sürdüğü aracın önünü keserek, tanık ...’ü arabadan zorla saçından tutarak indirdiği ve darbetmeye başladığı, bu nedenle ilk haksız hareketin ...’ü darbeden, ...'ün özgürlüğünü kısıtlamaya devam eden ve şoför ...’ı itekleyip tehdit eden katılan ...’den geldiği, ...’in ...’e ve taksici ...’a karşı haksız zemindeki davranışlarının bir süre devam ettiği, bu sırada ... yerinden arkadaşları olması nedeniyle tanıdıkları ... ve ...’a yardım etmek amacıyla olay yerine gelen ...ile...’in katılan ...'in eski sevgilisi ...'ü bırakması için yardım etmek amacıyla onu ikna etmeye çalıştıkları, kim tarafından başlatıldığı tam olarak belirlenemeyen arbedede sanık ... ve arkadaşlarının katılan ... tarafından darbedildiğinin dosya kapsamında yer alan adli tıp raporları ve katılan hakkında şikâyet yokluğu nedeniyle verilen takipsizlik kararına konu soruşturma dosyası ile de desteklendiği, bu nedenlerle sanık ...’in, haksız davranışlarını saldırganlığa dönüştürerek sürdüren katılan ...’e yönelik eylemini, sokak ortasında şiddet gördüğü ve o anda hürriyeti kısıtlanmaya devam ettiği için zor durumda bulunan ...'e yardım etmek amacıyla gerçekleştirdiği eylemini, sanığın içinde bulunduğu durumun koşullarına göre katılanın gerek ...'e gerekse arkadaşlarına karşı devam etmekte olan haksız davranışlarının üzerinde yarattığı hiddet ve eleminin etkisi altında işlediği kabul edilmelidir.Öte yandan, sanık ...’in katılan ...’e yönelen hareketinde haksız tahrik indiriminin derecesinin belirlenmesi açısından yapılan incelemede ise; Yerel Mahkemece sanık ... ve inceleme dışı sanık ... hakkında, TCK’nın 61. maddesinde düzenlenen esaslar çerçevesinde TCK’nın 81/1, 35/1-2 maddeleri uyarınca tayin edilen 12 yıl hapis cezası üzerinden TCK’nın 29. maddesi uyarınca takdiren 1/2 oranında yapılan haksız tahrik indirim miktarının; sanık ...’in olay sırasında elinde bıçak veya benzeri bir silah bulunmayan ve kendisiyle eşit durumda olduğu kabul edilemeyecek olan katılan mağdur ...’in hayati tehlike geçirecek biçimde yaralanmasına sebebiyet vermesi karşısında orantısız olduğu, bu nedenle sanık ... hakkında 1/2 oranında yapılan haksız tahrik indiriminin alt sınırdan 1/4 oranında takdir edilmesinin olayın oluşuna ve taraflar arasındaki dengeye daha uygun olacağı değerlendirilmiştir. Ancak, Direnme kararı ile birlikte kurulan hükmün sadece sanık ve müdafisi tarafından temyiz edilmesi ve aleyhe temyiz başvurusu da bulunmaması gözetildiğinde, direnme kararının bu şekilde onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.Bu itibarla, Yerel Mahkemece sanığın eylemini haksız tahrik altında işlediğinden bahisle kurulan direnme kararının isabetli olduğu, ancak sanık hakkında Yerel Mahkemece TCK’nın 29. maddesinde yazılı indirim oranının uygulanması sırasında orantısızlık bulunduğu kanaatine varıldığından, aleyhe temyiz bulunmayan direnme hükmünün tahrik oranına ilişkin Yerel Mahkeme uygulamasının eleştirilerek onanmasına karar verilmelidir. SONUÇ:Açıklanan nedenlerle;1- ... 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.10.2016 tarihli ve 186 - 372 sayılı direnme kararına konu hükmünde, sanık ... lehine TCK’nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanması gerektiğine dair kararın İSABETLİ OLDUĞUNA,
2- Sanık hakkında 1/2 oranında uygulanan haksız tahrik indiriminin derecesinin İSABETSİZ OLDUĞUNA, Yerel Mahkemece kurulan hükme karşı aleyhe temyiz istemi bulunmadığından, bu husus bozma nedeni yapılmadan hükmün bu yönden eleştirilerek ONANMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 26.05.2022 tarihinde yapılan müzakerede tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.