Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/368 Esas 2022/454 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2019/368
Karar No: 2022/454
Karar Tarihi: 21.06.2022

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/368 Esas 2022/454 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2019/368 E.  ,  2022/454 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi:Ceza Dairesi


    Görevi kötüye kullanma suçundan sanık ...'un beraatine ilişkin ilk derece mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 5. Ceza Dairesince verilen 26.12.2018 tarihli ve 8-24 sayılı hükmün, katılanlar tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının “Onama” istemli 03.07.2019 tarihli ve 68231 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Temyiz incelemesi yapan Ceza Genel Kurulunca dosya incelenip görüşülerek gereği düşünüldü:
    Ceza Genel Kurulunca sanık hakkında görevi kötüye kullanma suçundan kurulan beraat hükmünün sabit olup olmadığına ilişkin temyiz incelemesi yapılacak ise de Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.İncelenen dosya kapsamına göre;Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığının 27.01.2011 tarihli ve 37-14 sayılı iddianamesi ile; Hv.K.K’lığı Askeri savcısı olan sanık Hv. Hak. Alb. ... tarafından yürütülen bir soruşturma esnasında; şüpheli konumunda bulunan katılanlar Asb. ... ve Asb. ...’ın ikametlerinde 06.03.2009 tarihinde Askeri Savcılığın arama emrine istinaden kolluk personeli tarafından aramalar yapıldığı ve bir kısım malzemelere el konulduğu hâlde arama ve el koyma işlemlerinin askeri mahkemenin onayına sunulmadığı, el konulan cep telefonlarının sahiplerine iade edilmediği, katılanlar ... ve ...’ın ev ve ... yerlerindeki bilgisayarlar üzerinde CMK’nın 134. maddesi uyarınca inceleme yapılması için askeri mahkemece verilmiş bir karar bulunmadığı, Hv.K.K’lığı Askeri Savcılığının 2009/45 ve 2009/221 numaralı soruşturma dosyalarında evrakların farklı yerlerde, dağınık ve sıra numarası almamış olarak bulunduğu ve bu dosyalara ait suç eşyası ve aramalarda el konulan eşyaların emanete alınmayıp naylon poşet içerisinde kalem odasında açıkta bırakıldığı, bilirkişi Hv. Mu. Bçvş. Seyfullah İnce’nin hazırladığı yedi adet raporun dosyaya dâhil edilmeyip ayrı yerde muhafaza edildiği ve aynı bilirkişiye farklı rapor hazırlatıldığı, katılan ... vekili Av. ... ile katılan ... vekili Av. ... hakkında ... Barosuna ve bazı Askeri Birlikler ile MİT Müsteşarlığına 03.09.2009 tarihinde müzekkere yazdığı iddiasıyla sanığın TCK’nın 257/1, 43 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
    Hv.K.K’lığı Askeri Savcılığının ... Barosu Başkanlığına hitaben 08.07.2009 tarihli ve 221 sayılı sanığın imzasını taşıyan yazısının, ... Barosu Başkanlığının 15.07.2009 tarihli cevabi yazısının, Hv.K.K’lığı Askeri Savcılığının Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığına hitaben 03.09.2009 tarihli ve 221 sayılı yazısı ile MİT Müsteşarlığının, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığına 03.09.2009 tarihli ve 221 sayılı ilgili yazının teşkilata intikal ettiğine dair bir bilgiye rastlanılmadığı hususunda 31.01.2014 tarihli yazısının olduğu,
    Sanığın sorgusunun 11.04.2018 tarihinde yapıldığı,Özel Dairece sanığın atılı suçtan beraatine karar verildiği,
    Anlaşılmaktadır.5237 sayılı TCK’nın 67. maddesinin birinci fıkrasında dava zamanaşımını durduran nedenler, izin veya karar alınması, bekletici sorun yahut kanun gereğince kaçak olduğu hususunda karar verilenler olarak sayılmıştır.
    Bu düzenlemeye göre, suçun işlenmesi ile başlayan dava zamanaşımı süresi, izin veya karar alınması için yetkili merciye başvurulduğu ya da bir bekletici sorunun ortaya çıktığı günde yahut kanun gereğince kaçak olduğu hususunda karar verildiğinde duracak, izin veya kararın alındığı tarihte ya da bekletici sorun çözümlendiğinde yahut kaçak olduğuna karar verilenler hakkında bu kararın kaldırıldığı tarihte kaldığı yerden işlemeye devam edecektir. Bu nedenle, durma süresinden önce geçmiş olan süre, durma süresinden sonra işleyen zamanaşımı süresine eklenecektir.357 sayılı Askeri Hakimler Kanunu’nun 25. maddesi uyarınca askeri savcılar hakkında soruşturma izninin istenmesi dava zamanaşımını durduran nedenlerden “izin” hâli ile ilgilidir. Bir askeri savcının işlediği görev suçu nedeniyle askeri ... müfettişinin Milli Savunma Bakanlığından soruşturma izni almak için başvurmasıyla dava zamanaşımı duracak, Bakanlıkça soruşturma izni verilmesiyle süre kaldığı yerden işlemeye başlayacaktır. TCK'nın 66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle düşeceği düzenlenmiş, maddenin birinci fıkrasının (e) bendinde de beş yıldan fazla olmamak üzere hapis ya da adli para cezasını gerektiren suçlarda bu sürenin sekiz yıl olacağı hüküm altına alınmıştır.
    Aynı Kanun'un 67. maddesinin 3 ve 4. fıkraları uyarınca kesen bir nedenin varlığı hâlinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak ve ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun süreklilik gösteren birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hâllerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi hâlinde, yerel mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
    Bu açıklamalar ışığında ön sorun değerlendirildiğinde;Sanığa atılı görevi kötüye kullanma suçunun yaptırımı TCK’nın 257/1. maddesinde 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası olarak öngörülmüş olup, aynı Kanun'un 66/1-e maddesi gereğince bu suça ilişkin asli dava zamanaşımı sekiz yıl, aynı Kanun’un 67/4. maddesi göz önüne alındığında kesintili dava zamanaşımı ise on iki yıl olup aynı Kanun’un 66/6. maddesinde ise zincirleme suçlarda dava zamanaşımının son suçun işlendiği günden itibaren başlayacağı hüküm altına alınmıştır.
    Daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve en son suç tarihinin 03.09.2009 olduğu eylemle ilgili olarak, soruşturma izni verilmesinin talep edildiği 18.05.2010 ile iznin verildiği 03.06.2010 tarihleri arasındaki 16 günlük durma süresi de gözetildiğinde, on iki yıllık kesintili dava zamanaşımı süresinin Ceza Genel Kurulunun inceleme tarihinden önce 19.09.2021 tarihinde dolmuş bulunmaktadır. Bu itibarla, Özel Dairenin sanık hakkında katılanlara yönelik gerçekleştirdiği iddia edilen görevi kötüye kullanma suçundan kurulan beraat hükmünün, gerçekleşen dava zamanaşımı nedeni ile bozulmasına, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı CMUK'nın, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün bulunduğundan, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının dava zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 26.12.2018 tarihli ve 8-24 sayılı sanık hakkında katılanlara yönelik gerçekleştirdiği iddia edilen görevi kötüye kullanma suçundan kurulan beraat hükmünün, gerçekleşen dava zamanaşımı nedeni ile BOZULMASINA,
    2- Ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı CMUK'nın, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün bulunduğundan, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının dava zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
    3- Dosyanın, Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 21.06.2022 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.















    Hemen Ara