Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/2461 Esas 2015/1089 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/2461
Karar No: 2015/1089
Karar Tarihi: 30.04.2015

Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/2461 Esas 2015/1089 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanıkların, birlikte yaşamaya devam etmelerine rağmen fiilen ayrılmış olan eski eşlerin bir arada yaşamasını yasaklamayan bir kanuni düzenleme bulunmadığı ve boşanma kararları da hukuki açıdan geçerli olduğu için, dolandırıcılık suçlamasıyla yapılan yargılamada suçun oluşmadığına karar verildiği belirtiliyor. Ayrıca, Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesi de incelenerek, bu maddenin boşanma gerekçesinin doğruluğunu araştırma yetkisi vermediği ve maaş almak amacıyla yapılan boşanmaların da hileli davranış olarak kabul edilemeyeceği vurgulanıyor. Kararın sonunda, 5510 sayılı Kanun'un 56. maddesi ile bu durumu tespit edilen kimselerin gelir ve aylığının kesileceği ve ödenmiş tutarların geri alınacağı belirtilerek, cezai müeyyide getirilmemiş olmasının hukuki ihtilaf niteliğinde kalacağı ifade ediliyor. Kanun maddeleri açıklandığından dolayı bu maddele açıklamaya gerek yoktur.
23. Ceza Dairesi         2015/2461 E.  ,  2015/1089 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : Beraat

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    09/02/2002 tarihinde mahkeme kararıyla resmen boşanan sanıkların, fiilen birlikte yaşamayı sürdürmelerine rağmen, sanık ..."nin 05/03/1972 tarihinde vefat eden babasından dolayı hak sahibi sıfatıyla ölüm aylığı aylık almak suretiyle haksız şekilde menfaat temin ettikleri ve bu yolla katılan ...nı dolandırdıkları iddia edilen olayda;
    Hukuken geçerliliği hususunda tereddüt bulunmayan boşanma kararlarından sonra eski eşlerin bir arada yaşamasını yasaklayan kanuni bir düzenleme bulunmadığından; boşanmanın hileli davranış olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
    Kaldı ki, Türk Medeni Kanunu"nun 166/3 maddesinde, evliliğin en az bir yıl sürmesi ve eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağı; hakimin, tarafların iradelerini serbestçe açıkladıklarına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması halinde de boşanmaya hükmolunacağı vurgulanmaktadır. Olaya bu açıdan bakıldığında zikredilen maddeye göre açılan boşanma davalarında yasa, boşanma gerekçesinin doğruluğunu araştırma hususunda boşanma kararını verecek hakime araştırma yetkisi vermediğinden, maaş almak amacı ile yapılan boşanmalar dahi hileli davranış olarak vasıflandırılamaz.Üstelik 5510 sayılı Kanun"un 56. maddesi ile bu durumu tespit edilen kimselerin gelir ve aylığının kesileceği ve ödenmiş tutarların geri alınacağı hükme bağlanırken, bu hususta cezai müeyyide getirilmemiş olması anlaşmazlığın hukuki ihtilaf niteliğinde kaldığını göstermektedir.
    Bu açıklamalar, kanuni düzenlemeler ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 26.11.2013 tarih ve 2012/15-1363 esas 2013/533 karar sayılı ilamı çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; suçun yasal unsurlarının oluşmadığına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 30/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Hemen Ara