Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2014/956 Esas 2014/1000 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2014/956
Karar No: 2014/1000

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2014/956 Esas 2014/1000 Karar Sayılı İlamı

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS    NO   : 2014 / 956

          KARAR NO    : 2014 / 1000

          KARAR TR     : 17.11.2014

 

      

 

 

 

ÖZET : Davacı şirkete kasko sigortası poliçesi ile sigortalı aracın, yol üzerindeki kavşakta öndeki araca çarpması ile meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sonucu araçta oluşan zararın, olayda kusuru bulunan davalıdan rucuen tazmini istemi ile açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı           : G.Sigorta A.Ş.

Vekili              : Av.E.Ö.  

Davalı            : Konyaaltı B.B.

Vekili             : Av. A.Y.

                        

O L A Y          : Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket nezdinde P.Kasko Sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan 07 EGM 87 plakalı aracın sürücü T.G.’in sevk ve idaresinde iken Arapsuyu Mah.Akdeniz Bulvarı 607 numaralı sokağı takiben geldiği kavşakta sürücü C.T.’nın sevk ve idaresindeki 07 AUJ 02 plaka sayılı araçla çarpışması sonucu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, olayın meydana geldiği 16.11.2012 tarihinde düzenlenen Trafik Kaza Tespit Tutanağında kazanın meydana gelmesinde 07 EGM 87 plaka sayılı araç sürücüsünün asli kusurlu, 07 AUJ 02 plaka sayılı araç sürücüsünün kusursuz olduğunun belirtildiğini, ayrıca kavşak içerisine önceden dökülmüş olduğu tespit edilen yağ maddesinin kavşağı kaygan bir duruma getirmiş olduğunun anlaşıldığını, bu yolun bakım ve onarımından sorumlu olan kuruluşun da kazanın meydana gelmesinde tali kusurlu olduğunun tespit edildiğini, 07 EGM 87 plaka sayılı araçta kaza sonrası meydana gelen zararın müvekkili şirketçe ödendiğini, müvekkili şirketin sigortalı aracın hasarlanmasına sebep olanlara karşı rücu imkanı doğduğunu, davalı Belediyenin      % 25 lik kusur oranına karşılık gelen 5.750,00 TL’nin kusurlu davalı Belediye Başkanlığı’ndan tazmini gerektiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.750,00 TL sigorta tazminatının ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemi ile adli yargı yerinde dava açmıştır.

Antalya 9.Asliye Hukuk Mahkemesi: 31.10.2013 gün ve 2013/495 Esas, 2013/225 Karar sayılı kararı ile aynen; “…davacı sigorta şirketi nezdinde sigortalı bulunan 07 EGM 87 plaka sayılı aracın kaza yaptığı yolun bakım ve onarımının iyi yapılmadığı, bu yolun sorumluluğunun Konyaaltı Belediye Başkanlığına ait olduğu ileri sürülerek idarenin “hizmet kusuru” nedeniyle maddi zarar talebinde bulunulduğu, bir kamu tesisinin gerek yapılmasındaki, gerekse kullanılması veya korunmasındaki kusurdan doğan zararların idari işlem ve eylemlerden doğan zararlar niteliğinde bulunduğu, davanın niteliği itibariyle, 2577 İYUK’nun 2/b. maddesi uyarınca idari yargının görev alanında kaldığı anlaşılmaktadır. Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 26.01.2012 tarih ve 2012/612 Esas, 2012/968 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir. Görev kurallarının kamu düzenine ilişkin bulunması nedeniyle davanın her aşamasında re’sen gözetilmesi zorunludur./Hal böyle olunca; davanın niteliği itibariyle idari yargının görev alanında kaldığı anlaşıldığından dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine” karar vermiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay 17.Hukuk Dairesi: 13.03.2014 gün ve 2014/2843 Esas, 2014/3627 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar vermiş, yerel mahkeme kararının kesinleşme şerhinde de belirtildiği üzere en son tebliğin yapıldığı 26.05.2014 tarihinden itibaren süresinde karar düzeltme yoluna başvurulmaksızın ve 1086 sayılı Yasa’nın Geçici 2. ve 6100 sayılı Yasa’nın Geçici 3.maddesi gereğince halen yürürlükte olan 1086 sayılı Yasa’nın 440.maddesi gereğince 10.06.2014 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacı vekili, aynı istemle; bu kez İdari Yargı yerinde dava açmıştır.

            Antalya 3.İdare Mahkemesi: 03.07.2014 gün ve 2014/929 Esas sayılı kararı ile özetle; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’ndan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğine ilişkin kanun hükmü uyarınca davanın görüm ve çözümünün adli yargı mercilerinin görev alanına girdiğini belirterek, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19.maddesi hükümleri uyarınca görevli yargı merciinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Bahri AYDOĞAN, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 17.11.2014 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME:  

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27.maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan sorumluluk davasında adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Kanunun 19.maddesinde öngörülen biçimde görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacı şirkete kasko sigortası poliçesi ile sigortalı dava dışı Tayfun Güven’e ait 07 EGM 87 plakalı aracın, Arapsuyu Mah.Akdeniz Bulvarı 607 numaralı sokağı takiben geldiği kavşakta sürücü Cihan Taşcı’nın sevk ve idaresindeki 07 AUJ 02 plaka sayılı araçla çarpışması sonucu meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sonucu araçta meydana gelen zararın olayda kusuru bulunan davalıdan rucuen tazmini istemi ile açılmıştır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1.maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davanın, 16.11.2012 günü meydana gelen maddi hasarlı  trafik kazasında, belediyeye ait kavşağın daha önceden dökülmüş yağ maddesi nedeni ile  kaygan olmasından dolayı olayda kusuru bulunan davalıdan, meydana gelen zararın tazmini istemi ile Antalya 9.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldığı, davanın görev yönünden reddedilmesi üzerine bu kez Antalya 3.İdare Mahkemesi’nde dava açıldığı, Antalya 3.İdare Mahkemesi’nde davada adli yargının görevli olduğu belirtilerek; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi Kanunu’nun 19.maddesi gereğince görevli yargı yerinin belirlenmesi amacı ile dosya Mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısiyle 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden Antalya 3.İdare Mahkemesi’nce yapılan başvurunun kabulü ile, Antalya 9.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç     : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Antalya 3.İdare Mahkemesi’nce yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile, Antalya 9.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 31.10.2013 gün ve 2013/495 Esas, 2013/225 Karar sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 17.11.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

            Serdar 

      ÖZGÜLDÜR

      Üye

                 Ali

             ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

           ÖĞÜŞ

 

Üye

Bahri

AYDOĞAN

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU                     

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

 

Hemen Ara