Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2014/1104 Esas 2014/1151 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2014/1104
Karar No: 2014/1151

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2014/1104 Esas 2014/1151 Karar Sayılı İlamı

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

          ESAS NO     : 2014 / 1104

          KARAR NO   : 2014 / 1151

          KARAR TR   : 29.12.2014

ÖZET : Sigortalı aracın uğradığı hasarı ödeyen sigorta şirketinin, zararın idarece giderilmesi istemi ile açtığı tazminat davasının, ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

K  A  R  A  R

 

            Davacı      : S.J. Sigorta A.Ş.

Vekili         : Av. A.T. A.

Davalı       : Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili         :  Av.H. Ç.i

 

O L A Y :  Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan 55 H 5534 plaka sayılı araç  seyir halindeyken yolun iki yönlü mü yoksa tek yönlü mü kullanıldığı yönünde herhangi bir işaretleme, uyarı levhası olmadığından bağlantı yoluna geldiğinde karşı yönden gelmekte olan 05 EH 288 plaka sayılı araçla çarpışmaları sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalı idarenin sorumluluğunda bulunan yol üzerindeki gerekli tedbirlerin alınmaması ve işaretlemelerin konulmaması nedeniyle meydana gelen kazada hasar gören aracın hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini ileri sürerek, bu nedenle hasar gören sigortalı araç için ödenen 3.233,00 TL alacağın ödeme tarihi olan 8.8.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı idareden tazmini istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

SAMSUN 1.İDARE MAHKEMESİ: 20.12.2011 gün ve E:2011/1783, K:2011/1643 sayı ile, 2918 sayılı Kanunun 110. maddesinde, işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları da dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği kuralına işaret edildiği; motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların açılabileceği Mahkemelerle ilgili düzenlemelere yer verildiği; olayda, davacı şirketin sigortalısının karıştığı kaza sonrasında, kasko sigorta sözleşmesi kapsamında sigortalısına ödediği 3.233,00 TL’nin, kanuni halefiyet ilkesi uyarınca tazmini istemiyle açılan davanın, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’ndan doğan sorumluluk davası niteliğinde olduğu anlaşıldığından, yukarıda anılan özel mevzuat hükmü doğrultusunda, görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davanın 2577 sayılı Kanunun 15/1-a maddesi uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, bu karara davalı idare vekilince itiraz edilmiştir.

Samsun Bölge İdare Mahkemesi:  12.4.2012 gün ve E: 2012/127, K: 2012/120 sayı ile, 2918 sayılı Karayolları Tra fik Kanununun 110.maddesindeki düzenlemenin, trafikten dolayı birbirine zarar veren araçların hukuki sorumluluğuna ilişkin bir düzenleme olduğu, zararın karayollarının hizmet kusurundan kaynaklandığı ve uyuşmazlığın görüm ve çözüm yerinin İdare Mahkemesi olduğu gerekçesiyle davalı idarenin itirazının kabulüne ve Samsun 1.İdare Mahkemesince verilen itiraza konu 20.12.2011 gün ve E:2011/1783, K:2011/1643 sayılı kararın bozulmasına karar vermiş; bu kararın düzeltilmesi istemi ile davacı vekilince başvuruda bulunulmuştur.

Samsun Bölge İdare Mahkemesi:  12.7.2012 gün ve E: 2012/251, K: 2012/248 sayı ile, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, Mahkemelerinin 12.4.2012 gün ve E:2012/127, K:2012/120 sayılı kararının kaldırılmasına, Samsun 1.İdare Mahkemesinin 20.12.2011 gün ve E:2011/1783, K:2011/1643 sayılı kararının onanmasına karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istem ile adli yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 10.Asliye Hukuk Mahkemesi: 30.1.2013 gün ve E:2012/453, K:2013/24 sayı ile, 1.7.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanunun 4.maddesinde tarafların tacir olduğuna bakılmaksızın bu konuda düzenlenen hususlarla ilgili davaların ticari dava sayıldığının belirtildiği ve 6335 sayılı kanun ile yapılan değişiklikde Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu gerekçesiyle Mahkemelerinin yetkisizliğine ve kararın kesinleşmesinden itibaren dosyanın Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermiş, bu karar davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.

Yargıtay 17.Hukuk Dairesi:17.6.2013 gün ve E:2013/7535, K.2013/9215 sayı ile, kamu hizmeti görmekle yükümlü olan davalının, kamu hizmeti sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi olmadığı; idarenin karar ve eylemlerden doğan zararın ödetilmesi isteklerinin 11.2.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararında değinildiği üzere tam yargı davasının konusunu oluşturduğu; bu davaların ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2.maddesi hükmünce idari yargı yerinde açılması gerektiği; yargı yolu dava şartlarından olup mahkemece re’sen incelenmesi ve dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddi gerekirken, ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle, davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Ankara 10.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 30.1.2013 gün ve 30.1.2013 gün ve E:2012/453, K:2013/24 sayılı kararının bozulmasına karar vermiştir.

ANKARA 10.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 21.11.2013 gün ve E:2013/435, K:2013/605 sayı ile, bozma kararına uyarak, kamu hizmeti görmekle yükümlü bulunan davalının kamu hizmeti sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi olmadığı; idarenin karar ve eylemlerden doğan zararının ödetilmesi isteklerinin 11.2.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere tam yargı davasının konusunu oluşturduğu; bu davaların ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü kanununun 2. maddesi hükmünce idari yargı yerinde açılması gerektiği; yargı yolunun dava şartlarından olup, mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği, böylece açılan bu davanın çözüm ve görüm yeri idari yargı mercileri olduğundan dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle, davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili, idari ve adli yargı yerlerince verilen görevsizlik kararları nedeniyle oluştuğu ileri sürülen görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Bahri AYDOĞAN, Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 29.12.2014 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa"nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari ve adli yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi"ne gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, sigortalı aracın uğradığı hasarı ödeyen sigorta şirketinin, zararın idarece giderilmesi isteminden ibaret bulunan bir rücuen tazminat davasıdır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; Şirkete sigortalı vasıtanın geçirdiği trafik kazası neticesinde hasarlandığı, bahis konusu olay neticesinde vasıtada maddi hasarın meydana geldiği; tespit edilen hasar bedelinin sigortalı vasıta sahibine ödendiği, olayın meydana gelişinde davalı idarenin yol kusurunun tespit edildiği, meydana gelen hasar nedeniyle sigortalısına tazminat ödeyen şirketin kusur nispetine göre avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili istemiyle davanın açılmış olduğu anlaşılmaktadır.

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,  2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu dolayısıyla, Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 21.11.2013 gün ve E:2013/435, K:2013/605  sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 29.12.2014 gününde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Bahri

AYDOĞAN

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

 

Hemen Ara