Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/4337 Esas 2015/8270 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/4337
Karar No: 2015/8270
Karar Tarihi: 16.12.2015

Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/4337 Esas 2015/8270 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, sanığın Bulgaristan pasaportu çıkartabileceğini söyleyerek, katılanlardan 3.000 TL karşılığında vekaletname aldığı ve daha sonra pasaportun sahte olduğu ortaya çıktığında dolandırıcılık suçu işlediği kabul edilmiştir. Katılanların vekili olan Avukatın vekaletnamesini dosyaya ibraz etmediği için temyiz talebinin reddine karar verilmiştir. Ancak, hükümde adli para cezasının 200 gün olarak tayin edilmesi, suç tarihinin yanlış yazılması, sanığın belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmaması ve hüküm gerekçelerinde çelişki yaratılması sebepleriyle karar bozulmuştur. Kanun maddeleri ise şöyledir: - Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamına göre, adli para cezasının alt sınırın üzerinde tayin edilmesi yeterli ve yasal gerekçe gösterilmedikçe uygun değildir. - CMK'nın 231. maddesi uyarınca, sanığın inkarı ve dosyaya yansıyan kişilik özellikleri dikkate alınarak hakkında TCK'nun 62. maddesinin uygulanmasına karar verilmemiştir. - TCK'nun 53/1. maddesi uyarınca sanık hakkında belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmemiştir. - CMK'nın 231. maddesinde verilen \"sanığın inkarı, dosyaya yansıyan kişilik özellikleri dikkate alınarak hakkında TCK'nun 62. maddesinin\" uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesine rağmen, hüküm gerekçelerinde sanığın pişmanlığına değinilerek hapis cezasının ertelenmesine karar verilmiştir.
23. Ceza Dairesi         2015/4337 E.  ,  2015/8270 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    KATILANLAR : ..., ..., ...
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanığın, katılan ..."a Bulgaristan pasaportu çıkartabileceğini söyleyerek, 3.000 TL karşılığında anlaşarak vekaletname aldığı, daha sonra da katılan ... aracılığı ile diğer katılanlara da pasaport alınması için vekaletnamelerin düzenlenerek şüpheliye gönderildiği, katılan ..."ın, kendi hesabından ve sahibi olduğu şirkete ait hesaplardan, sanığa ait Bulgaristan bankalarındaki hesaplara ve .... Bank Adapazarı Şubesindeki hesabına peyder pey masraf olarak, Türk Lirası karşılığı yaklaşık 20.000 TL. tutarında para gönderdiği,sanığın katılan için düzenlenen pasaport ve Bulgaristan kimliğini gönderdiği, katılan bu pasaport ile İpsala"dan çıkış yaptığı sırada, pasaportun sahte olduğunun ortaya çıktığı anlaşıldığından ,sanığın dolandırıcılık suçunu işlediğine dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    1-Katılanlar ... ve ... vekilinin temyiz talebine yönelik incelemede:
    Katılanlar ... ve ... vekili olarak hükmü temyiz eden Av...."ın, bu katılanların vekili olduğuna ilişkin vekaletnamesini dosyaya ibraz etmediği bu nedenle, hükmü temyize hak ve yetkisi bulunmadığı anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi gereğince temyiz isteminin REDDİNE,
    2-Katılan ... vekilinin ve sanık müdafiinin temyiz talebine yönelik incelemede:
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak ;
    1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 200 gün olarak tayin edilmesi,
    2- Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin,sanığın elde ettiği en son haksız menfaat tarihi olan 22/10/2008 olarak yazılması gerekirken “26/06/2009”olarak yanlış yazılması,
    3- Sanık hakkında TCK"nın 53/1. maddesi uyarınca belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilmemesi,
    4- Sanık hakkında “dosyaya yansıyan kişilik özellikleri gözönünde bulundurularak tekrar suç işlemeyeceği hususunda mahkemede kanaat oluşmadığı” gerekçesiyle CMK"nın 231.maddesinin yine “sanığın inkarı, dosyaya yansıyan kişilik özellikleri dikkate alınarak hakkında TCK nun 62. maddesinin” uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği halde bu kez sanığın “TCK"nın 51.maddesine göre geçmiş hali, suç nedeni ile belirtmese de pişman olduğuna kanaat getirildiğinden hapis cezasının ertelenmesine”karar verilmek suretiyle hüküm gerekçelerinde çelişki yaratılması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/12/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.






    Hemen Ara