Esas No: 2020/1765
Karar No: 2020/4487
Karar Tarihi: 10.06.2020
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2020/1765 Esas 2020/4487 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın açılmamış sayılmasına, birleşen davanın ise reddine, yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-birleşen davada davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Asıl davada davacı, davalı ile 19/06/2006 tarihli Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi yapıldığını, sözleşme ile davalının kendisine ait olan hisseyi 21.000,00 TL karşılığında satmayı vaad ettiğini, bunun karşılığına davacının davalıya ödeme yaptığını, ancak davalının kötü niyetli olarak bu sözleşmeyi ifaya yanaşmadığını ve tescil için gereken adımları atmadığını ileri sürerek; davalıya ait hissenin adına tesciline, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, birleşen davada ise davacı, satış vaadi sözleşmesi ile kendisine bir bedel ödenmediğini ileri sürerek; 19.6.2006 tarihli Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Asıl ve birleşen davada davalılar, davanın reddine karar verilmesini dilemişlerdir.
Mahkemece, asıl davanın açılmamış sayılmasına, birleşen davanın ise reddine karar verilmiş; hüküm, birleşen davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davaların birleştirilmesi ve ayrılmasına ilişkin hükümler, 6100 sayılı HMK.nun 166 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, amacı usul ekonomisine hizmet etmek ve aynı konuda çelişkili kararlar verilmesini önlemektir. Anılan yasanın 166/1 maddesinde; "Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir." hükmü düzenlenmiş, birleştirmenin koşulu olan “bağlantı” da, aynı yasanın 166/4 maddesinde, "davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması" olarak tanımlanmıştır.
Somut olayda, ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan 2019/60 Esas sayılı dava dosyasında, asıl davacı birleşen davacıya yönelik taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde satışı vaad edilen hissenin adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Her iki dosyanın da taraflarının ve dava konularının irtibatlı olduğu anlaşılmaktadır. Başka bir anlatımla, ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan 2019/60 Esas sayılı dava ile bu dava arasında fiili ve hukuki irtibat olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği, her iki davanın aynı sözleşmeye dayandığı, aralarında bağlantı mevcut olduğundan, gerek yargılamanın daha sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve gerekse çelişkili kararlar verilmesini önlemek açısından, davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesi zorunludur. O halde sözü edilen davaların birleştirilmesi hususu değerlendirilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilemsi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre birleşen davada davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle birleşen davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi