5607 sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/9845 Esas 2021/3903 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/9845
Karar No: 2021/3903
Karar Tarihi: 30.03.2021

5607 sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/9845 Esas 2021/3903 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2019/9845 E.  ,  2021/3903 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet


    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre sanığın kovuşturma aşamasındaki savunmasında bildirdiği, bilinen son adresine öncelikle tebligat çıkartılması gerekirken doğrudan MERNİS adresine yapılan gerekçeli karar tebligatının usulsüz olduğu anlaşıldığından, öğrenme üzerine temyiz istemi süresinde kabul edilerek dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Hakkında suç duyurusunda bulunulan ...hakkında mahallinde işlem yapılması için görülmüştür.
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Hükümden sonra 15/04/2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklinde düzenlemenin sanık lehine hükümler içerdiği, yine aynı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nın 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,

    Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve malen sorumlunun temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından 1412 sayılı CMUK’nin 326/son maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 30/03/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

    (M)





    KARŞI OY:
    Sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmü sanık ve katılan vekili tarafından temyiz edilmiştir,
    Sanığın temyiz talebi üzerine Dairemizce yapılan temyiz incelemesinde, sanığın kovuşturma aşamasındaki savunmasında bildirdiği, bilinen son adresine öncelikle tebligat çıkartılması gerekirken doğrudan MERNİS adresine yapılan gerekçeli karar tebligatının usulsüz olduğu anlaşıldığından, öğrenme üzerine temyiz istemi süresinde kabul edilmiştir.
    Sanığın soruşturma sırasında ifadesinde, adres olarak ‘... ‘ adresini bildirmiştir. Yine yargılaması sırasında istinabe yoluyla alınan savunmasın da aynı adreste ikamet ettiğini beyan etmiştir. Gerekçeli karar da belirtilen adrese çıkartılmış, Tebligat Kanununun 21/2 maddesi uyarında 20/06/2014 tarihinde tebligat yapılmıştır. Bu adres aynı zaman da sanığın MERNİS adresidir.
    Tebligat Kanununun bilinen adreste tebligat başlıklı 10. maddesinde;
    Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. (Ek fıkra: 11/1/2011-6099/3 md.) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.
    Şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, sanığın bilinen son adresine tebligat yapılmıştır. Daha önce bu adrese çıkartılan tebligatlarda sanığa tebliğ olunmuştur. İade söz konusu değildir. Öncesinde Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre tebligat çıkartılmasına gerek yoktur. Tebligat Kanununun 21/2 maddesinin koşulları oluşmuştur,
    Bu bakımdan ; sanığın 21/06/2014 tarihinde usule uygun şekilde tebliğ edilen karara karşı CMUK. nun 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra hükmü temyiz ettiğinden, aynı Kanunun 317. maddesi uyarınca, tebliğnamedeki görüş doğrultusunda temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiğinden, temyizin süresinde kabul ederek inceleme yapan sayın çoğunluğun görüşüne iştirak etmiyorum.



    Hemen Ara