19. Hukuk Dairesi 2017/2386 E. , 2019/137 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istirdat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili; taraflar arasında taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin davalıya 83.000 TL ve 75.000 DEM ödediğini, davalının sözleşmeyi feshederek taşınmazı 3. kişiye sattığını, ödenen bedelin iade edilmediğini, sermayesinin bir bölümü ile davalıya ödeme yaptığından müvekkilinin kâr kaybına uğradığını belirterek ödenen 162.289,86 TL."nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL. kar kaybının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında, 09.12.2013 tarihli dilekçesi ile ödenen 162.289,86 TL. bedeli 215.901,53TL. olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; taraflar arasında harici taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalandığı, davalının davacının sözleşme hükümlerine uygun olarak dönemsel ödemeleri yapmaması nedeniyle sözleşmeyi feshettiği, bu nedenle tarafların verdiklerini geri isteme haklarının bulunduğu, alınan bilirkişi raporu ile denkleştirici adalet ilkesi de gözetilerek davacının davalıya ödediği paranın 215.901,53 TL olarak hesaplandığı, fesihte davalı kusurlu olmadığından davacının munzam zarar ve kar kaybı talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın ıslah edilen miktar yönünden kabulüne, 215.901,53TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hükmün taraf vekillerince temyizi üzerine Dairemizin 03.11.2015 gün, 2014/17025 esas ve 2015/13858 karar sayılı ilamıyla “Mahkemece, davacının ödediği bedelin iadesi gerektiği, kar kaybı talebinin ise yerinde olmadığı şeklinde gerekçe oluşturulmuş ise de, hüküm fıkrasında, davacının ödediği bedelle ilgili olarak, ödenen bedele semere uygulanarak belirlenen miktar yönünden davanın ıslah edilmiş haliyle kabulü ile 215.901,53 TL.nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Bu durumda, hüküm ile gerekçe arasındaki bu çelişki nedeniyle HUMK’un 381. ve 388 (HMK’nın 294 ve 297) maddeleri uyarınca hükmün bozulmasına karar verilmesi gerektiği gibi, davacının kar kaybı talebiyle ilgili olumlu – olumsuz bir karar verilmemesi ve ıslah edilen miktar ile ilgili olarak ıslah tarihi gözetilmeden hüküm altına alınan tüm bedele dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.” gerekçeleriyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada, kar mahrumiyeti ve gelir kaybının ne şekilde gerçekleştirildiğine dair delil ibraz edilmediği, dava ve cevap dilekçesi, usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamı dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile 146.675,61 TL"nın 24/05/2007 tarihinden itibaren reskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, kar mahrumiyeti ve gelir kaybı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamında, ıslah edilen miktar yönünden faiz başlangıç tarihi olarak ıslah tarihinin baz alınması gereğine işaret edilmesine rağmen, mahkemece davalı yararına usuli kazanılmış hak teşkil eden bu hususa riayet edilmeden tüm alacak yönünden sözleşme tarihi esas alınarak karar verilmesi doğru olmadığı gibi, karar altına alınan miktarın hangi değerlendirme sonucunda tespit edildiğine dair denetime elverişli bir gerekçe kurulmamış olması ve kaldı ki kısa kararda 142.675,59 TL rakamı telaffuz edilmesine rağmen gerekçeli kararda 146.675,61 TL yazılarak çelişki oluşturulması ve bu çelişkinin maddi hata kapsamında değerlendirilip resen düzeltilmesinin de usul ve yasaya aykırı olacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 15/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.