Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/298 Esas 2015/350 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2015/298
Karar No: 2015/350

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/298 Esas 2015/350 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2015/298 E.  ,  2015/350 K.
"İçtihat Metni"

Mahkemesi : ... Ağır Ceza
Sanık ..."un 5237 sayılı TCK"nun 82/1-a-d, 53 ve 63. maddeleri uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin, ... Ağır Ceza Mahkemesince verilen ... gün ve ... sayılı re"sen temyize tabi olan hükmün sanık müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince ... gün ve ... sayı ile;
“Oluşa ve dosya içeriğine göre; olaydan 9 ay kadar önce maktulün, eşi olan sanıkla ve müşterek çocukları ile birlikte yaşadığı evi terkederek ortadan kaybolduğu, sanığın kayıp müracaatında bulunması üzerine üç ay kadar sonra polis tarafından bulunduğu, ancak maktulün eşine dönmeyip annesinin evine yerleştiği, sanıktan boşanmak istediği, olay tarihinde sanığın daveti üzerine müşterek çocukları ile birlikte yemeğe çıktıkları, dönüşte de sanığın önce çocukları sürekli kaldıkları kendi annesinin evine bıraktığı, maktulü de annesinin evine bırakmak üzere getirdiği sırada, maktulü yanında bulundurduğu ruhsatsız tabanca ile üç el ateş ederek öldürdüğü olayda;
1- Suçun tasarlanarak işlendiğinin kabulü için; sanığın eylemini gerçekleştirmeye olay tarihinden önce karar vermesi, kararında sebat ve ısrar göstermesi, karar ile icra arasında makul bir süre geçmesinin gerektiği, sanığın maktulü öldürmeye ne zaman karar verdiği, bu kararda ne kadar zamanla sebat ve ısrar gösterdiği kesin delillerle ortaya konulamadığı halde, sanık hakkında tasarlayarak öldürme suçundan hüküm kurulması,
2- Maktulün müşterek konutu terkettiği üç aylık dönemde, nerede kaldığı, kimlerle irtibat halinde olduğu, bu dönemde bir kısım beyanlarda belirtildiği gibi kadın sığınma evinde kalıp kalmadığı hususlarının, sosyal hizmetlere ve diğer kadın sığınma evlerine ait kayıtlar, maktulün bu dönemde kullandığı veya annesi ile irtibata geçtiği telefon kayıtları getirtilip, tespit edilecek tanıkların dinlenmesi suretiyle araştırılması, ayrıca boşanmak isteyen maktul tarafından açılmış boşanma davası bulunup bulunmadığının araştırılması varsa dava dosyasının getirtilerek, sanık ile maktul arasındaki geçimsizlik ve ayrılmanın asıl nedenlerinin tespiti ile bu süreçte, evlilik birliğinin gerektirdiği sadakat yükümlülüğüne aykırı davranıp davranmadığı araştırılıp maktul ve sanığın karşılıklı haksız hareketlerinin değerlendirilip, sonucuna göre, haksız tahrik açısından sanığın hukuki durumunun tartışılıp tayini yerine, eksik araştırma ve tartışma ile hüküm kurulması” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise ... gün ve ... sayı ile;
“Sanık ... ile maktul ..."un resmi nikahlı evli oldukları, bu evliliklerinden..., ... isimli müşterek çocuklarının bulunduğu, maktul ..."un olay öncesinde 22.05.2010 tarihinde sanığın kendisine kötü davranması, şiddet uygulaması, baskıya maruz kalması, tehditleri nedeniyle evini terkettiği, eşinden ayrı yaşadığı, sanıktan boşanmayı düşündüğü, maktulün davalı sanık aleyhine ... Aile Mahkemesine boşanma davası açtığı, söz konusu davanın mahkemenin 2010/783 esas sırasına kaydı yapıldığı, dosyanın celp edilerek mahkememizce incelendiği; davacının ..., davalının ..., dava konusunun şiddetli geçimsizlik sebebi ile boşanma davası, dava tarihinin 14.09.2010 olduğu ve dava dilekçesinde boşanma nedeni olarak özetle; 14 yaşında imam nikahı ile evlendiği ve evliliğin ilk günlerinden itibaren fiziksel şiddete maruz kaldığı, baskı uygulandığı, başını camdan dışarı çıkaramadığı, ayrıca 3 yıl öncesine kadar eşinin ailesi ile birlikte kaldığı, orada da sıkıntı çektiği, ayrı eve çıktıktan sonra eşinin kıskançlık ve baskısının arttığı, dışarı çıkmasına, akrabaları ve arkadaşlarını görmesine müdahale edildiği ve kendisinin onu aldatacağını düşündüğünü ve bu yüzden sürekli baskı uyguladığını ve şiddete maruz kaldığını, çocuklarının da huzursuz olduğu ve çocuklarının yanında bile çekinmeden şiddet uyguladığı, bu baskılar sonucu evi terk ettiği, devlet tarafından koruma aldığı, bu süre içinde eşi ve ailesinin kendisini tehdit ettiği, şimdi ailesi ile birlikte kaldığı, eşinin terk ettiği evde kalan kimliğini kullanarak ikamet yerini bile değiştirdiğini, ayrıca eşinin, kendisinin evi terk ederek ailesinin yanına gitmesini namus olayı olarak gördüğü ve kendisine "seni töre cinayetine kurban edeceğim" gibi tehditler savurduğu, çocuklarının pedagog ile görüşmesini ve rapor hazırlanmasını istediği hususlarının yer aldığı, 10. Aile Mahkemesince sosyal ve ekonomik durum araştırmasının yapıldığı, ..."un adresinde yapılan araştırmada adresin boş olduğu, şahsın bir müddet önce bilinen adresten taşındığına 13.11.2011 tarihli şeklinde kolluk tutanağı tutulduğu ve davacı ..."un 30.12.2010 tarihli dilekçe ile müracaata bırakılan davanın yenilenmesini talep ettiği, 03.01.2011 tarihli tensip tutanağı ile davanın yenilenmesine karar verildiği ve davalıya yeniden tebligat çıkarılmasına karar verildiği, duruşmanın 26.04.2011 günü saat 09.50"ye bırakıldığı ve ilk duruşmanın 26.04.2011 tarihinde yapıldığı; davacıya tebligatın yapıldığı, davalıya tebligatın yapılamadığı, seslenilmesine rağmen gelen olmadığı ve taraflarca takip edilmeyen dosyanın HMUK"nun 409. maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olduğu, bu duruşma tarihinin maktulün öldürülmüş olduğu 07.02.2011 tarihinden sonrasına rastladığı ve 08.09.2011 tarihli kararla davanın 26.07.2011 tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına karar verildiği, maktulün eşi olan sanığın baskı ve tehditlerine daha fazla dayanamayıp evini terkettiği, bir süre ailesi ile birlikte yaşadığı, maktul ..."un evini terkedip sanıktan ayrıldıktan sonra, sanık ..."un 07.06.2010 tarihinde eşinin kaybolduğu iddiasıyla müracaatta bulunduğu, maktul ..."un 04.08.2010 tarihinde polisler tarafından bulunarak ifadesinin alındığı, 04.08.2010 tarihinde beyanı alınan maktul ..."un "eşi sanığın kendisine şiddet uygulaması sebebiyle evden ayrıldığını, boşanmak istediğini" belirttiği, maktul ..."un polis tarafından bulunup, beyanı alındıktan sonra eşi olan sanık ... ile görüşmek istemediği, sonrasında annesinin yanında kalmaya başladığı, evliliklerinden olan müşterek çocuklarının ise sanık ..."un annesinin yanında kaldıkları, maktul ile sanığın ayrı yaşamalarından sonra, maktulün annesinin yanında kalmaya başladığı tarihten itibaren sanığın maktulü arayıp sorduğu, ancak maktulün sanığın barışma tekliflerini kabul etmediği, sanığın maktul eşi ..."un ortak evlerinden ayrılıp, ayrı yaşaması, hakkında şiddetli geçimsizlik sebebiyle ... Aile Mahkemesinde boşanma davası açması sebebi ile maktulü öldürmeye karar verdiği, maktul tarafından eşi olan sanık aleyhine açtığı boşanma dava dilekçesinde; "şiddete maruz kaldığının, eşi tarafından kendisine baskı uygulandığını, sıkıntı çektiğini, kıskançlık ve baskıların artması nedeniyle dışarı çıkamadığını, akrabaları ve arkadaşlarıyla görüşemediğini, bu hususlara müdahale edildiğini, eşinin tehditlerine maruz kaldığının, hatta eşi olan sanığın ikamet yerini bile değiştirdiğinin, evi terketmesi, ailesinin yanına gitmesi halinde eşi sanığın bu hususu bir namus meselesi haline getirdiğinin" açıkça belirtildiği, boşanma davası devam ederken sanık ..."un adresini terkettiği, bu arada boşanma dosyasının müracaata kaldığı, ancak davacı maktulenin boşanma davasını yenilediği, maktul davacı tarafından verilen yenileme dilekçesi üzerine, davanın tekrar görülmesi için tensip tutanağı düzenlendiği, yeni duruşma tarihinin 26.04.2011 olarak belirtildiği, duruşma tarihi gelmeden, maktul ..."un 07.02.2011 tarihinde sanık eşi tarafından öldürüldüğü, sanığın maktulü öldürme kararını önceden almış olduğu, araya giren zamana rağmen soğukkanlılığını koruduğu, bu kararından vazgeçmediği, önceden aldığı öldürme kararı neticesinde hazırlanıp plan yaptığı, sanığın önceden aldığı maktulü öldürme kararını gerçekleştirmek için suçta kullanacağı araçları seçtiği, suçu nasıl işleyeceği konusunda plan yaptığı, yaptığı bu plan neticesinde soğukkanlı aldığı kararla adli emanetin 2011/2623 sırasında kayıtlı ruhsatsız 9 mm çaplı T249894 seri nolu Browning marka tabancayı temin ettiği, olay günü sanığın maktul ile cep telefonundan görüştüğü, bu görüşme esnasında maktulü yemeğe davet ettiği, maktulün de çocuklarını görmek için bu daveti kabul etmesi üzerine, sanığın küçük çocukları ... ve ..."ı da yanlarına alarak kendi kullandığı ... plakalı aracı ile maktul eşini annesiyle birlikte yaşadığı eve gelerek, maktulü de araca aldıktan sonra sanık maktul ve çocuklarının hep birlikte alışveriş merkezine yemeğe gittikleri, yemek yedikleri, sonra pastaneye uğradıkları, 23.30 sıralarında pastaneden hep birlikte eve gitmek için sanığın kullandığı araçla yola çıktıkları, sanığın ilk önce küçük çocuklarını kendi ailesinin yanına bıraktığı, maktul eşi ..."la birlikte maktul eşinin kalmış olduğu, annesinin evine doğru araçla yola devam ettikleri, maktulün annesinin evinin önüne geldikleri, sonra araçtan birlikte indikleri, maktul ..."un annesinin evine doğru yürüdüğü sırada, sanık ..."un yapmış olduğu plan çerçevesinde araya giren zamana rağmen daha önceden aldığı, öldürme kararı çerçevesinde soğukkanlılığını koruyarak ve bu kararından vazgeçmeyerek, soğukkanlı ve sukunetle düşündükten sonra ulaştığı ruhi sukunete rağmen öldürme kararından vazgeçmeyip, ısrarla ve bu akış içerisinde maktul ..."a ruhsatsız silahı doğrultarak 3 el ateş ettiği, maktule yönelik silahla yapılan atışların Adli Tıp Kurumu otopsi raporuna göre 1 tanesinin bitişik atış, 2 atışın ise yakın mesafeden olduğunun tespit edildiği, maktulün almış olduğu atışlar neticesinde ateşli silah, mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı kot ve kafatası kırıkları ile birlikte iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama, beyin doku harabiyeti ve beyin kanaması sonucu öldüğünün anlaşıldığı, olay öncesinde maktulün sanık eşine evine dönmeyeceğini defalarca telefonla ve yüzyüze beyan etmiş olması, maktul tarafından sanık eşi aleyhine boşanma davası açılması, boşanma davasına ilişkin dava dilekçesinin içeriği, aradan geçen zamana rağmen sanığın öldürme kararından ve soğukkanlılığını koruyarak vazgeçmemesi, maktulü öldürme amacıyla sanığın silah temin etmesi, olay günü sanığın maktulü yemeğe davet etmesi, maktulün de çocuklarını görmek amacıyla bu daveti kabul etmesi, yemek yedikten sonra sanığın önce çocuklarını eve bırakması, daha sonra maktulün kaldığı annesinin evine bıraktığı esnada ısrarla, koşulsuz olarak maktule 3 el ateş etmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın maktul eşini 6136 sayılı Yasaya göre yasak silahlardan sayılan ruhsatsız tabanca ile tasarlayarak öldürdüğü iddia, sanığın kısmi ikrarı, mağdur beyanları, tanık anlatımları, ekspertiz raporları, otopsi tutanakları, olay yakalama ve muhafaza altına alma tutanakları ve tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın eşi ..."u tasarlayarak öldürme suçundan TCK’nun 82/1-a-d maddeleri gereğince cezalandırılması cihetine gidilmiştir.
Her ne kadar Yargıtay 1. Ceza Dairesinin ... tarih ... sayılı ilamında meydana gelen olayda, haksız tahrik açısından sanığın hukuki durumunun tartışılıp tayini yerine eksik araştırmayla hüküm kurulduğundan bahisle mahkememizce daha önce verilen karar bozulmuş, sanık müdafileri tarafından da olayda tasarlamanın bulunmadığı, haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği ileri sürülmüşse de; mahkememizin 30.09.2014 tarihli oturumunda; maktulün müşterek konutu terk ettiği 3 aylık dönemde nerede kaldığı, kimlerle irtibat halinde olduğu, bu dönemde kullandığı telefon kayıtları getirtilip tespit edilecek tanıkların dinlenmesi suretiyle araştırılması ve evlilik birliğinin gerektirdiği sadakat yükümlülüğüne aykırı davranıp davranmadığının araştırılması yönündeki bozma kısmına ise; uyulmasına karar verilen kısım yönünden toplanan deliller ve boşanma dava dosyasının getirilmesi ile boşanma nedeninin dilekçe de açıkça belirtilmiş olması; boşanma davası açmış olan veya daha önce evi terk ederek ayrılmış olan maktulün 3 aylık dönemde kimlerle görüştüğü, kimlere konuştuğu, nerede kaldığına ilişkin araştırmaların ise; sanığın duruşmadaki beyanlarında bu yönde bir beyan ve iddiasının bulunmaması ayrıca Anayasada güvence altına alınmış olan özel hayatın gizliliği ve korunması ilkesine aykırı olduğu değerlendirildiğinden ve bu bentte işaret edilen haksız tahrik hükümleri yönünden sonuca etkili olmayacağı düşünüldüğünden; bozma ilamının buna ilişen kısmına uyulmamasına ve bu yönden direnme kararı verilmiş olması, dosya kapsamı ile maktulden kaynaklanan herhangi bir haksız tahrikin bulunmadığı, maktulün sanığın resmi nikahlı eşi olması ve öldürmesi sebebiyle TCK"nun 82/1-d maddesinin tek başına uygulanması halinde dahi sonuç cezanın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği, somut olayda sanığın resmi nikahlı eşini taammüden öldürmesinde TCK’nun 82/1-d ve a maddesinin birlikte uygulanması halinde de somut netice ceza olan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını değiştirmeyeceği de gözönüne alınarak, olayda tahrik hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına, bu yöndeki taleplerin reddi cihetine gidilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur” gerekçesiyle direnerek ilk hükümdeki gibi sanığın cezalandırılmasına karar vermiştir.
Re"sen temyize tabi olan hükmün sanık tarafından da temyiz edilmesi üzerine Yargıtay C. Başsavcılığının 17.03.2015 gün ve 69513 sayılı “onama” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın kasten öldürme suçunu tasarlayarak işleyip işlemediği ve sanık lehine haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasının gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca yerel mahkeme kararının "eylemli uyma sonucu verilen yeni hüküm" niteliğinde olup olmadığının öncelikle ele alınıp değerlendirilmesi gerekecektir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni delillere dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi durumunda ise incelemenin Yargıtay"ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Eşini tasarlayarak öldürme suçundan sanığın mahkûmiyetine karar verilen ve re"sen temyize tâbi olan hükmün sanık müdafii tarafından da temyizi üzerine Özel Dairece, somut olayda tasarlamanın şartlarının olmadığı ve bozmada belirtilen eksiklikler giderildikten sonra haksız tahrikin değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiş,
Yerel mahkeme ise, bozmadan sonra tensiple haksız tahrikin değerlendirilmesi amacıyla maktulün evi terk ettiği dönemde bir sığınma evinde kalıp kalmadığının tespiti için İstanbul İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğüne yazı yazılmasına, UYAP kayıtlarından maktulun açtığı boşanma davası olduğu anlaşılan ... Aile Mahkemesinin 2010/783 esas sayılı dosyasının incelenip iade edilmek üzere istenilmesine, maktulün adına kayıtlı telefonların tespiti için cep telefonu operatörlerine yazı yazılmasına karar vermiş, gelen yazı cevaplarından sonra tasarlamanın şartlarının olup olmadığıyla ilgili olarak "... sanığın maktul eşi ..."un ortak evlerinden ayrılıp, ayrı yaşaması, hakkında şiddetli geçimsizlik sebebiyle ... Aile Mahkemesinde boşanma davası açması sebebi ile maktulü öldürmeye karar verdiği, maktul tarafından eşi olan sanık aleyhine açtığı boşanma dava dilekçesinde; "şiddete maruz kaldığının, eşi tarafından kendisine baskı uygulandığını, sıkıntı çektiğini, kıskançlık ve baskıların artması nedeniyle dışarı çıkamadığını, akrabaları ve arkadaşlarıyla görüşemediğini, bu hususlara müdahale edildiğini, eşinin tehditlerine maruz kaldığının, hatta eşi olan sanığın ikamet yerini bile değiştirdiğinin, evi terketmesi, ailesinin yanına gitmesi halinde eşi sanığın bu hususu bir namus meselesi haline getirdiğinin" açıkça belirtildiği, boşanma davası devam ederken sanık ..."un adresini terkettiği, bu arada boşanma dosyasının müracaata kaldığı, ancak davacı maktulenin boşanma davasını yenilediği, maktul davacı tarafından verilen yenileme dilekçesi üzerine, davanın tekrar görülmesi için tensip tutanağı düzenlendiği, yeni duruşma tarihinin 26.04.2011 olarak belirtildiği, duruşma tarihi gelmeden, maktul ..."un 07.02.2011 tarihinde sanık eşi tarafından öldürüldüğü, sanığın maktulü öldürme kararını önceden almış olduğu" şeklindeki ilk hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçelerle direnme kararı verilmiştir.
Yerel mahkemece, bozma ilamından sonraki yargılamada, bozma ilamı doğrultusunda işlem yaparak ve ilk hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçeyle hüküm kurulmuş olması karşısında; verilen karar direnme hükmü niteliğinde değildir. İlk hükümde yer almayan bu hususlar, Özel Dairece denetlenmemiş olduğundan, Özel Dairece denetlenmeyen bir konunun ilk kez ve doğrudan Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesine kanunen imkan bulunmamaktadır.
Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, eylemli uyma sonucu verilmiş yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
... Ağır Ceza Mahkemesince verilen ... gün ve ... sayılı karar eylemli uyma sonucu verilmiş yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.10.2015 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

Hemen Ara