Danıştay 13. Daire 2020/757 Esas 2022/2406 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2020/757
Karar No: 2022/2406
Karar Tarihi: 01.06.2022

Danıştay 13. Daire 2020/757 Esas 2022/2406 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, bir akaryakıt istasyonunda yapılan denetimde otomasyon sisteminin çalışmaması ve müdahale edilmesi nedeniyle davacı şirkete 80.106,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin kararın iptali için açılmıştır. İlk derece mahkemesi davacının lehine karar vermiştir ancak Bölge İdare Mahkemesi istinaf başvurusunu kabul ederek dava konusu işlemin hukuka uygun olduğuna karar vermiştir. Temyiz incelemesi sonucunda, kararın usul ve hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacının temyiz istemi reddedilmiş ve Bölge İdare Mahkemesi kararı onanmıştır.
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 19. maddesi 7. fıkrası uyarınca uygulanan para cezalarının miktarının ve/veya aralığının tespitinde, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 17. maddesi düzenlemesi de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu düzenleme uyarınca, fiilin ağırlığı, failin kastı, kusuru ve ekonomik durumu gibi etkenler önemlidir. İdari para cezasının üst sınırdan verilmesi ancak belirli ölçütlerin varlığı halinde kabul edilebilir.
Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2020/757 E.  ,  2022/2406 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No:2020/757
    Karar No:2022/2406

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Bayilik lisansı sahibi davacıya ait akaryakıt istasyonunda 11/02/2015 tarihinde yapılan denetimde otomasyon sisteminin çalışmaması ve otomasyon sistemine müdahale edilmesi nedeniyle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 19. maddesinin 7. fıkrası uyarınca 80.106,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun (Kurul) … tarih ve … sayılı kararının 11/02/2015 tarihli denetime ilişkin kısmının iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı şirket hakkında uygulanan cezanın mevzuatta öngörülen ceza aralığının üst haddinden uygulandığının görüldüğü, dosyadaki bilgi ve belgelerle mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, davalı idare tarafından idari para cezasının hangi nedenle üst sınırdan verildiğinin somut bilgi ve belgelerle ortaya konulamadığı, ayrıca bu konuda herhangi bir açıklama da getirilmediği anlaşıldığından, herhangi bir kriter gözetilmeksizin, salt takdir yetkisinden hareketle Kanun'da öngörülen üst sınırdan idarî para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: .. Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nce; 5015 sayılı Kanun kapsamında belirlenmiş olan fiillerin ihlâli hâlinde uygulanacak olan idari para cezalarının miktarının ve/veya aralığının tespitinde, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 17. maddesinde yer alan düzenleme de göz önününde bulundurulmak suretiyle, fiilin ağırlığı, failin kastı, kusuru ve ekonomik durumu gibi etkenler, gerek idarenin takdir yetkisinin hukuksal gerekçesi ve aynı zamanda da, yargısal denetimde hükme dayanak oluşturacak temel ve kaçınılmaz ölçütler olacağı, başka bir ifadeyle, idari para cezaları için 5015 sayılı Kanun’un 19 maddesinin yedinci fıkrasında nispi miktar olarak tespit edilmiş olan aralığın, belirtilen ölçütler esas alınarak doldurulacağı, fiilin ağırlığı, failin kastı, kusuru gibi ağırlaştırıcı nedenlerin varlığı halinde alt sınırdan uzaklaşılarak üst sınıra yaklaşılacağı, hafifleştirici nedenlerin ise bu aralığı üst sınırdan alt sınıra doğru daraltacağı, dava konusu idari para cezasına neden olan fiil ve olayın gelişimi dikkate alındığında; davacıya ait akaryakıt istasyonunda akaryakıtın dolum ve pompa satış işlemlerinin tespitinin zorlaştırılmasına yönelik başka bir mükellefe ait kredi kartı post cihazının kullanıldığı, tankerden başlatılan dolum işleminin otomasyon sisteminde ürüne ait sevk irsaliye numarasının ilgili bölüme girilmek suretiyle başlatılması gerekirken otomasyon sisteminde yapılan kontrolde dolum işleminin başlatılmamış olduğu, söz konusu dolum işleminin tank dolum raporlarında gözükmediği, tank açılış, satış, dolum ve kapanış yani mevcut stok durumları ile satışlarda tutarsız ve sağlıksız verilerin bulunduğu bu şekilde otomasyon sistemine izinsiz müdahale edildiği, bu fiilin her hangi bir ihmalden kaynaklanmadığı, öncesinde tasarlanıp uygulamaya konulduğu, öte yandan istasyon otomasyon sisteminin iradi dışı bir sebeple çalışmadığını doğrulayacak hukuki bir gerekçenin de ileri sürülemediği, sonuçta bu yöntemle mevzuatla yasaklanmış olan piyasa faaliyetleri kapsamında ticari faaliyet yürütülmeye çalışıldığı dosyadaki mevcut bilgi ve belgelerden anlaşılmış olup, dolayısıyla iradi bir davranış sonucu gerçekleşen bu fiilin niteliği dikkate alındığında, davalı idarenin 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin yedinci fıkrasında belirlenen üst sınırdaki tutar üzerinden takdir hakkını kullanmasında hukuka, adalete, hakkaniyete ve ölçülülük ilkesi yanında, 5015 sayılı Kanun'un amaçlarına aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesi'nce verilen kararın kaldırılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca esastan incelenen davanın reddine karar verilmiştir

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, kararda somut hiçbir tespitte bulunulmadığı, otomasyon sistemindeki arızanın süresinde giderildiği, sistem verilerinde tutarsızlık bulunmadığı, denetimin uzman kişilerce yapılmadığı, 28/02/2019 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 7164 sayılı Kanun değişikliği ile getirilen ihtar müessesinin dava konusu fiil bakımından lehe kanun özelliğini taşıdığı ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin reddine,
    2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılması ve davanın reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
    4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
    5. 2577 sayılı Kanun'un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine, 01/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara