Danıştay 6. Daire 2020/10808 Esas 2022/6569 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2020/10808
Karar No: 2022/6569
Karar Tarihi: 01.06.2022

Danıştay 6. Daire 2020/10808 Esas 2022/6569 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/10808 E.  ,  2022/6569 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2020/10808
    Karar No : 2022/6569


    DAVACI : …Odası
    VEKİLİ : Av. …
    DAVALILAR : 1- …Bakanlığı - …
    VEKİLİ : Av. … 2- …Müdürlüğü - …
    VEKİLİ : Av. …
    DAVANIN KONUSU : 06/10/2020 tarih ve 31266 (mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Türkiye Karayolları ve Demiryolları Tünelleri ile Diğer Zemin Yapıları Deprem Yönetmeliğinin Eklerinde yer alan "Deprem Etkisi Altında Karayolu ve Demiryolu tünelleri ile Diğer Zemin Yapılarının Tasarımı için Esaslar"ın Ek-1'in 2.7.1, 2.8.2 ve EK-2 "Geoteknik Konular Raporu" maddelerinin iptali istemidir.

    DAVACININ İDDİALARI :
    Dava konusu Yönetmeliği çıkarma yetkisinin 7269 sayılı Kanunun 3. maddesi uyarınca Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait olduğu, davalı idarenin Yönetmelik çıkarma yetkisinin bulunmadığı, iptal istenilen maddelerde; jeofizik mühendislerine ve jeofizik yöntemlerine yer verilmeyerek hata ihtimali yüksek ve daha maliyetli yöntemlerin benimsendiği, bu nedenle kamu zararına neden olunduğu, uzmanı olmadığı konularda dahi sadece tek mühendislik disiplinine yetki ve sorumluk verildiği, dolayısıyla eksik düzenleme nedeniyle iptali istenilen maddelerin hukuka, mühendislik ilkelerine ve kamu yararına aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

    DAVALI İDARELERDEN ... BAKANLIĞI'NIN SAVUNMASI :
    Öncelikle, usule ilişkin olarak, davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı savunulmuştur.
    Esasa yönelik olarak ise; dava konusu Yönetmeliği ve Eklerini düzenleme yetkilerinin bulunduğu, iptali istenilen maddelerde; jeofizik mühendisliğine ilişkin kısıtlamaların bulunmadığı, benimsenen yöntem ve hesaplamaların uluslararası normlara, teknolojik gelişmelere uygun olarak ilgili kurum, kuruluş, akademik personel ve mühendislik odalarının katkıları sonucunda belirlendiği, dolayısıyla hukuka, dayanağı Kanuna, kamu yararına ve hizmet gereklerine uygun olduğu savunulmuştur.
    DAVALI İDARELERDEN ... GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NÜN SAVUNMASI:
    Öncelikle, usule ilişkin olarak, davanın süresinde açılmadığı ve davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı savunulmuştur.
    Esasa yönelik olarak ise; UDSEP-2023 kapsamında tevdi edilen koordinasyon görevi gereği mevzuatın hazırlanmasında faaliyet yürüttüklerini, dava konusu Yönetmeliğin ilgili bütün kurum ve kuruluşların, akademisyenlerin ve davacı odanın da görüşlerinin istenilmesi ve alınması sonucunda ortaya çıkan çalışmanın ürünü olduğu, Dayanak Kanun ile verilen yetki kapsamında düzenlemeler yapıldığı, depreme dayanıklı yapılaşmayla birlikte kamu yararının amaçlandığı dava konusu Yönetmeliğin dayanak Kanuna ve hukuka uygun olduğu savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

    DANIŞTAY SAVCISI …'IN DÜŞÜNCESİ : Dava, 06/10/2020 tarih ve 31266 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Türkiye Karayolları ve Demiryolları Tünelleri ile Diğer Zemin Yapıları Deprem Yönetmeliği'nin Ek-1'inde yer alan 2.7.1 ve 2.8.2 maddeleri ile EK-2 "Geoteknik Konular Raporu" maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
    Davalı idarelerin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
    Anayasa'nın 124. maddesinde "Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kamu tüzelkişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler" hükmü yer almıştır.
    Anayasa'nın anılan hükmü uyarınca bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin görev alanlarını ilgilendiren kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile öngörülmeyen bir konuda yönetmelik çıkaramayacağı, bu konudaki yetkinin kanunların çizdiği çerçeve içinde ve üst hukuk normlarına uygun olarak kullanılması gerektiği açıktır.
    7269 sayılı "Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle yapılacak Yardımlara Dair Kanun" un 1. maddesinde "Deprem (Yer sarsıntısı), yangın, su baskını, yer kayması, kaya düşmesi, çığ,tasman ve benzeri afetlerde; yapıları ve kamu tesisleri genel hayata etkili olacak derecede zarar gören veya görmesi muhtemel olan yerlerde alınacak tedbirlerle yapılacak yardımlar hakkında bu kanun hükümleri uygulanır. Afete uğrıyan meskün yerlerin büyüklüğü o yerin tamamında veya bir kesiminde yıkılan, oturulmaz hale gelen bina sayısı, zarar gören yapı ve tesislerin genel hayata etki derecesi, mahallin ekonomik ve sosyal özellikleri, zararın kamu oyundaki tepkisi, normal hayat düzenindeki aksamalar ve benzeri hususlar gözönünde tutulmak suretiyle afetlerin genel hayata etkililiğine ilişkin temel kurallar, İçişleri ve Maliye Bakanlıklarının mütalaaları da alınarak İmar ve İskan Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikle belirtilir. Yukarıda yazılı afetlerin meydana gelmesinde veya muhtemel olması halinde zararın o yerin genel hayatına etkili olup olmadığına, yönetmelik esasları gereğince, İmar ve İskan Bakanlığı tarafından karar verilir. Şu kadar ki, afetin maydana gelmesi halinde bu kanun gereğince alınması lazımgelen acil tedbirlerin ittihazına afetin meydana geldiği bölgenin valisi yetkilidir." hükmüne, 2. maddesinde "Su baskınına uğramış veya uğrayabilir bölgeler, İmar ve İskan Bakanlığının teklifi üzerine Devlet Su İşlerinin bağlı bulunduğu Bakanlıkça; yer sarsıntısı, yer kayması, kaya düşmesi ve çığ gibi afetlere uğramış veya uğrayabilir bölgeler ise, İmar ve İskan Bakanlığınca tespit ve bunlardan şehir ve kasabalarda meydana gelen ve gelebileceklerin sınırları imar planına, imar planı bulunmayan kasaba ve köylerde de belli edildikçe harita veya krokilere işlenmek suretiyle, afete maruz bölge olarak Cumhurbaşkanınca kararlaştırılır ve bu suretle tespit olunan sınırlar, (…) ilgili valiliklerce mahallinde ilan olunur. Mahalli şart ve özellikler dolayısiyle yangın afetine uğraması muhtemel olan sahalar, şehir ve kasabalarda belediye meclisleri, köylerde ihtiyar heyetleri tarafından tespit ve kaymakamların mütalaası alındıktan sonra valilerin tasvibi üzerine ilgili bölgelerde ilan olunur." hükmüne, 3. maddesinde de; "İkinci maddeye göre ilan edilen afet bölgelerinde yeniden yapılacak, değiştirilecek, büyütülecek veya esaslı tamir görecek resmi ve özel bütün yapıların tabi olacağı teknik şartlar, Bayındırlık Bakanlığının mütalaası da alınarak İmar ve İskan Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikle tespit olunur." hükmüne yer verilmiştir.
    5902 sayılı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının(AFAD) Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un, 09/07/2018 günlü, 30473 sayılı(3.mükerrer) Resmi Gazete'de yayımlanan 703 sayılı KHK ile kaldırılmadan önce yürürlükte olan, 12. maddesinde; a) Depreme hazırlık, müdahale, deprem riski yönetimi, b) Depremde zarara uğraması muhtemel yerler ile zarara uğramış yerlerin imar, plan ve proje işlemlerinin yürütülmesi, c) Depreme hazırlık, müdahale ve iyileştirme aşamalarında kullanılabilecek kamu, özel ve sivil toplum kuruluşları ile yabancı kişi ve kuruluşlara ait her türlü kaynakların tespiti ve etkin kullanımı, ç) Depremler hakkında halkın bilgilendirilmesi, konularında uygulanacak politikaları belirlemek, takip etmek, değerlendirmek ve depremle ilgili hizmetlerin yürütülmesinde Başkanlığın diğer birimlerine danışmanlık yapmak konularında Başkanlık bünyesindeki Deprem Dairesi Başkanlığının görevli olduğu düzenlenmiş, 17. maddesinde ise; Başkanlığa görev alanına giren konularda düzenleme yapma yetkisi verilmiştir.
    Anılan yasal düzenlemelerle belirlenen görev ve yetkiler çerçevesinde, Karayolu Yolboyu Mühendislik Yapıları İçin Afet Yönetmeliği, 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun ile 180 sayılı Bayındırlık ve İskan Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye dayanılarak Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından hazırlanmış ve 07/12/2016 günlü, 26369 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Yine, Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği, 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 3 üncü maddesi ile 5902 sayılı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun o tarihte yürürlükte olan 12. ve 17. maddelerine dayanılarak AFAD tarafından hazırlanmış ve 18/03/2018 günlü, 30364 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
    Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildikten sonra tüm bakanlıkların kuruluş ve görevleri hakkında kanunlar iptal edilerek, 10/07/2018 günlü, 30474 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan"1 No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi" ile Bakanlıklar yeniden kurulmuş ve görev ve yetkileri belirlenmiştir. Kararnamenin 474 ve devamı maddelerinde kuruluş, görev ve yetkileri belirlenen Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına ilişkin olarak 474. maddenin 1. fıkrasının (a) bendinde, ulaştırma, denizcilik, haberleşme ve posta iş ve hizmetleri ile Karadeniz ile Marmara Denizini birleştiren ve gemilerin seyrüseferine imkan veren Kanal İstanbul ve benzeri su yolu projelerinin geliştirilmesi, kurulması, kurdurulması, işletilmesi ve işlettirilmesi hususlarında, ilgili kurum ve kuruluşlarla koordinasyon içerisinde, milli politika , strateji ve hedeflerin belirlenmesi amacıya çalışmalar yapmak ve belirlenen hedefleri uygulamak; (ç) bendinde; ulaştırma ve denizcilik iş ve hizmetleriyle ilgili altyapı, şebeke, sistem ve hizmetleri; ticari, ekonomik ve sosyal ihtiyaçlara, teknik gelişmelere uygun olarak planlamak, kurmak, kurdurmak, işletmek, işlettirmek ve geliştirmek, anılan bakanlığın görevleri arasında sayılmıştır.
    15/07/2018 günlü, 30479 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "4 No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi" ile de bakanlıklara bağlı, ilgili, ilişkili kurum ve kuruluşlar ile diğer kurum ve kuruluşların teşkilatlanması, görev ve yetkileri düzenlenmiş, kararnamenin 208. ve devamı maddelerinde; Kanunlarla ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle verilen görevleri yürütmek üzere, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına bağlı, kamu tüzel kişiliğini haiz özel bütçeli Karayolları Genel Müdürlüğü kurulmuş; genel müdürlüğün görev ve yetkilerinin belirlendiği 211. maddesinde; Otoyol, Devlet ve il yolları ağına giren karayolları güzergâhları ile bunların değişikliklerine ilişkin planları hazırlamak veya hazırlatmak, hazırlayacağı programlar uyarınca karayollarını yapmak, yaptırmak, emniyetle kullanılmalarını sağlayacak şekilde sürekli bakım altında bulundurmak, bakımını yaptırmak, onarmak, onarımını yaptırmak, işletmek, işlettirmek, görev alanına giren karayolu ağlarının yapımı, bakımı, onarımı ve diğer hususlar hakkında teknik nitelik ve şartları tespit etmek veya ettirmek ve gerekli şartnameleri hazırlamak, otoyollar ve bunların üzerinde bulunan bakım ve işletme tesisleri ile hizmet tesislerinin, diğer mal ve hizmet üretim birimleri ile varlıklarının yapımını ve/veya bakım ve onarımını ve/veya işletmesini yapmak veya yaptırmak ve denetlemek, karayollarının kullanılmasına, teknik emniyet ve korunmasına yönelik kurallar ile tüm karayollarındaki işaretleme standartlarını uluslararası uygulamaları da dikkate alarak tespit etmek, yayımlamak ve kontrol etmek, görev alanına giren işler için gerekli plan, harita, etüt ve proje işleri ile araştırma geliştirme çalışmaları yapmak veya yaptırmak, Karayolları Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmıştır.
    4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 30. ve devamı maddelerinde de, afet ve acil durumlar ile sivil savunmaya ilişkin hizmetleri yürütmek üzere İçişleri Bakanlığına bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının kurulması, teşkilatı ile görev ve yetkilerine ilişkin düzenlemeler yapılmış; Başkanlığın hizmet birimlerinden Deprem Dairesi Başkanlığının görevlerinin sayıldığı 40. maddesinin 1. fıkrasında, a) depreme hazırlık, müdahale, deprem riski yönetimi faaliyetlerini yürütmek, b) depremde zarara uğraması muhtemel yerler ile zarara uğramış yerlerin imar, plan ve proje işlemlerini yapmak, c) depreme hazırlık, müdahale ve iyileştirme aşamalarında kullanılabilecek kamu, özel ve sivil toplum kuruluşları ile yabancı kişi ve kuruluşlara ait her türlü kaynakların tespit ve etkin kullanımını sağlamak, ç) depremler hakkında halkın bilgilendirilmesi, konularında uygulanacak politika önerilerini belirlemek, takip etmek, değerlendirmek ve depremle ilgili hizmetlerin yürütülmesinde Başkanlığın diğer birimlerine danışmanlık yapmak, d) Başkan tarafından verilecek benzeri görevleri yapmak başkanlığın görevleri olarak sayılmıştır.
    Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Karayolları Genel Müdürlüğünün görev ve yetkilerinin sayıldığı, yukarıda yer verilen Cumhurbaşkanlığı kararnameleri hükümleri ile karayolu, köprü , viyadük, tüm tünel tipi yeraltı yapıları ve yeraltında tamamen gömülü yapıların, diğer zemin yapılarının yapımı, bakımı, onarımı ve işletilmesi konusunda yetkili ve görevli olan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı (Karayolları Genel Müdürlüğü) tarafından, kendi görev alanını ilgilendiren konulara yönelik genel düzenleme yapma yetkisi kapsamında tüm tünel tipi yeraltı yapıları ve yeraltında tamamen gömülü yapıların, diğer zemin yapılarının projelendirilmesi, yapımı, bakımı, diğer hususlara ilişkin teknik nitelik ve şartların yönetmelikle düzenlenebileceğinde tartışma bulunmamaktadır.
    Dava konusu Yönetmelikle ise yeniden yapılacak tüm tünel tipi uzun yeraltı yapılarının deprem etkisi altında tasarımı ile mevcut yeraltında tamamen gömülü olarak bulunan yapıların deprem etkisi altındaki performanslarının değerlendirilmesi ve güçlendirme tasarımı için gerekli kuralları ve minimum koşulları belirlemenin amaçlandığı, yeni yapılacak yapılar için uygulanacak modelleme, hesap ve tasarım kuralları yanında mevcut yapıların değerlendirilmesi ve güçlendirilmesine ilişkin kuralların belirlenmesinde esas alınacak deprem yer hareketi düzeylerinin tanımlandığı ve depreme ilişkin hesaplamaların, modellemelerin, tasarımların yapıldığı, dolayısıyla, Yönetmelikle, deprem güvenliklerinin sağlanarak depreme dayanıklı yapılaşmanın gerçekleştirilmesinin amaçlandığı göz önünde bulundurulduğunda, Yönetmelikle düzenlenen konuların Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının yasa ile tanımlanan görev alanı kapsamında olmadığı gibi, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Karayolları Genel Müdürlüğü'nün görev ve yetkilerinin sayıldığı Cumhurbaşkanlığı kararnameleri hükümleri ile görevleri kapsamında projelendirme ve yapımı ile yükümlü oldukları konulara ilişkin yeniden yapılacak tüm tünel tipi yeraltı yapıları ve deprem yalıtımı uygulanarak güçlendirilecek mevcut yeraltında tamamen gömülü bulunan yapıların, değerlendirme ve tasarımı esaslarının belirlenmesi konusunda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına açıkça düzenleme yapma yetkisi verilmemiş olduğu anlaşılmakla, dava konusu Yönetmeliğin hazırlanmasında anılan Bakanlığın yetkisi bulunmadığından, Yönetmelik hükümlerinde yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Açıklanan nedenlerleTürkiye Karayolları ve Demiryolları Tünelleri ile Diğer Zemin Yapıları Deprem Yönetmeliği'nin dava konusu maddelerinin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.


    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 01/06/2022 tarihinde, davacı vekili Av. …'nun ve davalılar Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı vekili Av. …'in ve Karayolları Genel Müdürlüğü vekili Av. …'in geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY:
    Afet ve Acil Durum Yüksek Kurulunca 09.08.2011 tarihinde kabul edilerek, 18.08.2011 tarihinde, 28029 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı (UDSEP-2023) yapılmış, bu plan kapsamında belirlenen faaliyetleri gerçekleştirecek kurumlar tespit edilmiş, bu tespit doğrultusunda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına tevdi edilen görev uyarınca Türkiye Karayolları ve Demiryolları Tünelleri ile Diğer Zemin Yapıları Deprem Yönetmeliği düzenlenmiş ve yürürlüğü bir yıl ertelenmek üzere 06/10/2020 tarih ve 31266 (1.Mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
    Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 1. maddesinde; "Deprem (Yer sarsıntısı), yangın, su baskını, yer kayması, kaya düşmesi, çığ,tasman ve benzeri afetlerde; yapıları ve kamu tesisleri genel hayata etkili olacak derecede zarar gören veya görmesi muhtemel olan yerlerde alınacak tedbirlerle yapılacak yardımlar hakkında bu kanun hükümleri uygulanır." denilmiş; 3. maddesinde ise; "İkinci maddeye göre ilan edilen afet bölgelerinde yeniden yapılacak, değiştirilecek, büyütülecek veya esaslı tamir görecek resmi ve özel bütün yapıların tabi olacağı teknik şartlar, Bayındırlık Bakanlığının mütalaası da alınarak İmar ve İskan Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikle tespit olunur." hükümlerine yer verilmiştir.
    1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 474.maddesinde; " (1) Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının görev ve yetkileri şunlardır: a) Ulaştırma, denizcilik, haberleşme, akıllı ulaşım sistemleri ve posta iş ve hizmetleri ile Karadeniz ile Marmara denizini birleştiren ve gemilerin seyrüseferine imkan veren Kanal İstanbul ve benzeri su yolu projelerinin geliştirilmesi, kurulması, kurdurulması, işletilmesi ve işlettirilmesi hususlarında, ilgili kurum ve kuruluşlarla koordinasyon içerisinde, milli politika, strateji ve hedeflerin belirlenmesi amacıyla çalışmalar yapmak ve belirlenen hedefleri uygulamak, ... ç) Ulaştırma ve denizcilik iş ve hizmetleriyle ilgili altyapı, şebeke, sistem ve hizmetleri; ticari, ekonomik ve sosyal ihtiyaçlara, teknik gelişmelere uygun olarak planlamak, kurmak, kurdurmak, işletmek, işlettirmek ve geliştirmek, d) Ulaştırma, denizcilik, haberleşme ve posta iş ve hizmetlerinin ekonomik, seri, elverişli, güvenli, kaliteli, çevreye kötü etkisi en az ve kamu yararını gözetecek tarzda serbest, adil ve sürdürülebilir bir rekabet ortamında sunulmasını sağlamak, e) Evrensel hizmet politikalarının, ilgili kanunların hükümleri dahilinde ülkenin sosyal, kültürel, ekonomik ve teknolojik şartlarına göre belirlenmesi için gerekli çalışmaları yapmak, evrensel hizmetin yürütülmesini sağlayacak esasları tespit etmek, uygulanmasını takip etmek, ... ğ) Ulaştırma, denizcilik, haberleşme, posta iş ve hizmetlerinin gerektirdiği uluslararası ilişkileri yürütmek, anlaşmalar yapmak ve bu alanlarda uluslararası mevzuatın gerektirmesi halinde mevzuat uyumunu sağlamak, h) Kanunlarla veya Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle verilen diğer görevleri yapmak." hükmü yer almaktadır.
    4 sayılı Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 211.maddesinde; "Karayolları Genel Müdürlüğün görev ve yetkileri şunlardır: a) Otoyol, Devlet ve il yolları ağına giren karayolları güzergâhları ile bunların değişikliklerine ilişkin planları hazırlamak veya hazırlatmak. b) Hazırlayacağı programlar uyarınca karayollarını yapmak, yaptırmak, emniyetle kullanılmalarını sağlayacak şekilde sürekli bakım altında bulundurmak, bakımını yaptırmak, onarmak, onarımını yaptırmak, işletmek, işlettirmek. c) Görev alanına giren karayolu ağlarının yapımı, bakımı, onarımı ve diğer hususlar hakkında teknik nitelik ve şartları tespit etmek veya ettirmek ve gerekli şartnameleri hazırlamak. ç) Otoyollar ve bunların üzerinde bulunan bakım ve işletme tesisleri ile hizmet tesislerinin, diğer mal ve hizmet üretim birimleri ile varlıklarının yapımını ve/veya bakım ve onarımını ve/veya işletmesini yapmak veya yaptırmak ve denetlemek. d) Karayollarının kullanılmasına, teknik emniyet ve korunmasına yönelik kurallar ile tüm karayollarındaki işaretleme standartlarını uluslararası uygulamaları da dikkate alarak tespit etmek, yayımlamak ve kontrol etmek. e) Görev alanına giren karayollarında, uygun göreceği yol işaretlerini belirlemek, uygun yerlere koymak ve bu kapsama giren işleri yapmak veya yaptırmak. f) Görev alanına giren işler için gerekli plan, harita, etüt ve proje işleri ile araştırma geliştirme çalışmaları yapmak veya yaptırmak. g) Karayollarının yapım, bakım ve onarımı ile emniyetle işlemesi için gerekli olan garaj ve atölyeleri, makine ve malzeme ambarları ile depolarını, servis ve akaryakıt tesislerini, laboratuvarlarını, deneme istasyonlarını, dinlenme yerlerini, bakım ve trafik emniyetini sağlamaya yönelik bina ve lojmanları, alıcı verici telsiz istasyonları ile gerekli haberleşme şebekelerini, Genel Müdürlüğün görevlerini daha verimli şekilde yerine getirmesine yönelik eğitim tesisleri ile sosyal tesisleri ve diğer bütün yan tesisleri hazırlayacağı ve hazırlatacağı plan ve projelere göre yapmak, yaptırmak, donatmak, işletmek veya işlettirmek, bakım ve onarımını yapmak veya yaptırmak, kiralamak. ğ) Karayollarının temizliği, gereken bölümlerinde çevre düzenlemesi ve yol boyu ağaçlandırılması ile peyzaj hizmetlerini yapmak veya yaptırmak. h) Tarihi köprülerin bakım ve onarımını yapmak veya yaptırmak. ı) Bu Bölümde verilen görevlerin yapılabilmesi için lüzumlu her türlü araç gereç, taşıt ve makineler ile donatımlarını, bunların işletilmesi ve onarılması için gerekli olan uygun malzemeyi seçmek, temin etmek, gerektiğinde imal etmek veya ettirmek, depolamak, onarmak, gerekli ambar, atölye ve tesisleri donatmak, işletmek veya işlettirmek. i) Görev alanı içinde bulunan işlerin yapılması, trafik akışının emniyetle ve kolaylıkla sağlanması için gerekli her türlü araziyi, binalı ve binasız taşınmazları, ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde kamulaştırmak, satın almak, trampa yapmak, kiralamak ve gerekli hâllerde geçici olarak işgal etmek. j) Otoyol, Devlet ve il yollarında karayolu sınır çizgisi içinde kalan uygun alanlar ile karayolu sınır çizgisi dışında Genel Müdürlüğe devir ve temlik edilmiş veya Genel Müdürlüğün mülkiyetinde olan diğer alanlardaki taşınmazların ve tesislerin kiraya verilmesi, bunlar üzerinde irtifak hakkı, kullanma izni veya ön izin verilmesi gibi işlemleri yapmak, yaptırmak, yapılan bu işlemlerle ilgili gerekli hâllerde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bilgi vermek. k) Görev alanındaki karayolları güzergâhlarındaki taşınmazlarla ilgili olarak tahsis, devir, kamulaştırma veya ilgili diğer hukuki süreçlerin tamamlanmasını müteakip ilgili taşınmazların tapu sicillerinde terkin ve diğer işlemlerini yapmak veya yaptırmak. l) Talep halinde ve ücret karşılığında kamu kurum ve kuruluşları ile yerli ve yabancı özel sektörden ilgililere faaliyet konuları ile ilgili eğitim hizmeti vermek. m) İş ve faaliyetlerine ilişkin veri ve bilgileri derlemek, basmak, yayımlamak veya yayımlatmak. n) 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ve 28/5/1988 tarihli ve 3465 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Dışındaki Kuruluşların Erişme Kontrollü Karayolu (Otoyol) Yapımı, Bakımı ve İşletilmesi ile Görevlendirilmesi Hakkında Kanun kapsamında gerçekleştirilecek yatırım ve hizmetlerle ilgili görevlendirilen şirketlere, ihale aşamasında ilan edilmek kaydıyla gerektiğinde ortak olmak ve bununla ilgili işlemleri yapmak. o) Görev alanına giren konularda mevzuatla verilen diğer işleri yapmak veya yaptırmak. " hükmüne yer verilmiştir.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Usul Yönünden:
    Davalılar tarafından, davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı ileri sürülmüş ise de; dava konusu düzenlemelerin davacı odanın ana Yönetmeliğinde de belirtilen kişisel, meşru ve güncel menfaatini ilgilendirdiği, davalı idarelerden Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından ayrıca davanın süresinde açılmadığı savunulmuş ise de; dava konusu Yönetmeliğin 06.10.2020 tarihinden yayımlandığı, bakılan davanın da 04.12.2020 tarihinde altmış günlük dava açma süresi içerisinde açıldığı anlaşıldığından, usule ilişkin itirazlara itibar edilmeyerek davanın davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.

    Esas Yönünden:
    Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri, davacı tarafın düzenlemenin yetki yönünden iptali gerektiği iddiaları ve davalı idarenin bu yöndeki savunması dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; AFAD Yönetimi Başkanlığının Başbakanlığa bağlı olduğu 2011 yılı itibarıyla "depremlerin neden olabilecekleri fiziksel, ekonomik, sosyal, çevresel ve politik kayıp ve zararları önlemek veya etkilerini azaltmak ve depreme dirençli, güvenlikli, hazırlıklı ve sürdürülebilir yeni yaşam çevreleri oluşturmak" amacıyla hazırlanan, Afet ve Acil Durum Yüksek Kurulunca 09.08.2011 tarihinde kabul edilerek, 18.08.2011 tarihinde 28029 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı (UDSEP-2023) kapsamında yapılması gereken faaliyetler ve bu faaliyetleri gerçekleştirecek kurumlar belirlenmiştir. Bu plana göre Strateji B.1.6 düzenlemesinde; "Köprü, viyadük ve ulaşım sistemlerinin yanı sıra, hayati öneme sahip gömülü ve yüzeydeki dağıtım sistemleri (boru, doğalgaz ve elektrik hattı gibi) ile ilgili olarak Türkiye'deki inşaat teknolojisini ve uygulamalarını esas alan deprem güvenliğini belirleme ve yapıları güçlendirme yöntemlerinin geliştirilip, standart hale getirilip ve uygulamasının sağlanacağı, bunun için Ulaştırma Bakanlığının sorumluluğunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Üniversiteler, TÜBİTAK, Kalkınma Bakanlığı, AFAD, Enerji Bakanlığı ve ilgili tüm kuruluşların da katılımı da sağlanarak faaliyetlerin yürütüleceği belirlendikten sonra, tevdi edilen bu görev uyarınca davalı idare tarafından UDSEP-2023'ün Eylem B.1.6.3 maddesinde belirtilen; Ulaşım sistemleri ve önemli ulaşım tesislerinin depremlere dirençli bir şekilde projelendirilmesi, bakımı ve denetimi için düzenlemeler yapılacaktır" düzenlemesi doğrultusunda davalı idareye bağlı Karayolları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Büyükşehir Belediyeleri ve Belediyeler'in de katılımı sağlanarak yapılan mevzuat çalışmaları sonucunda hazırlanan dava konusu Yönetmeliğin, 7269 sayılı Kanuna, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 474. maddesi ile 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 211.maddesine dayanılarak çıkarıldığı, ulaşım tesislerinden olan yeni yapılacak/mevcut olan karayolu ve demiryolu tünelleriyle diğer zemin yapılarının depreme dayanıklılığının artırılmasına, depremden kaynaklı zararın oluşmaması amacına hizmet edecek olan ve ilk kez yürürlüğe konulan Yönetmelik ve ekinde belirtilen Esaslar, yukarıda belirtilen görev tanımı içinde bulunmakta olup, davalı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın Yönetmeliği çıkarmaya ve yürütmeye yetkili olduğu sonucuna varılmıştır.
    Türkiye Karayolları ve Demiryolları Tünelleri ile Diğer Zemin Yapıları Deprem Yönetmeliğinin Ek-1'inde yer alan Deprem Etkisi Altında Karayolu ve Demiryolu Tünelleri ile Diğer Zemin Yapılarının Tasarımı İçin Esasların 2.7.1 ve 2.8.2 maddeleri yönünden yapılan incelemede:
    Esasların İkinci bölümünde Deprem Yer Hareketi üst başlığı altında Sahaya Özel Deprem Yer Hareketi Spektrumu başlığıyla; 2.7.1 maddesinde; "Normal Risk Sınıfı (RS-1) tünel/yeraltı yapıları için proje mühendisinin ve idarenin tercihine bağlı, ancak Yüksek Risk Sınıfı (RS-2) tünel/yeraltı yapıları için zorunlu olarak sahaya özel olasılıksal deprem tehlikesi hesapları ile sahaya özel deprem yer hareketi spektrumları tanımlanacaktır" düzenlemesine yer verilmiştir.
    Dava konusu Esaslarda, Zaman Tanım Alanında Deprem Yer Hareketi başlığıyla 2.8.2 maddesinde; Deprem Kayıtlarının Seçimine ilişkin kurallar belirlenmiş alt maddelerinde ise; 2.8.2.1 Zaman tanım alanında deprem hesabında kullanılacak deprem kayıtlarının seçimi, performansa esas deprem yer hareketi yüzeyi ile uyumlu deprem büyüklükleri, fay uzaklıkları, kaynak mekanizmaları ve yerel zemin koşulları dikkate alınarak yapılacaktır. Tünel yapısının yakın fay etkisine maruz kalma durumu deprem kayıtları seçiminde dikkate alınmalıdır. Tünelin bulunduğu bölgede performans hedefine esas deprem yer hareketi düzeyi ile uyumlu geçmiş deprem kayıtlarının mevcut olması durumunda öncelikle bu kayıtlar kullanılacaktır. Sahaya özel deprem tehlikesi hesabının yapılması durumunda performansa esas deprem yer hareketi düzeyine en fazla katkıda bulunan depremlere ait büyüklük, fay uzaklığı yakın fay etkisi bilgilerinin belirlenmesi için deprem tehlikesi ayrıştırma işleminden yararlanılmalıdır.2.8.2.2 Yeterli sayı veya nitelikte deprem ivme kaydı seçiminin yapılamadığı durumlarda, zaman tanım alanında benzeştirilmiş yer hareketi kayıtları kullanılabilir. Bu tür kayıtların kullanılması durumunda, yapının bulunduğu sahanın deprem kaynağı, dalga yayılım ve yerel zemin özellikleri göz önüne alınacaktır. Benzeştirme için kullanılacak model parametrelerinin, söz konusu bölgede meydana gelmiş depremlerde kaydedilmiş gerçek deprem kayıtları ile uyumlu gösterilecektir. 2.8.2.3 "Deprem kaydı takımlarının sayısı en az yedi olacaktır. Aynı depremden seçilecek kayıt takımı sayısı ikiyi geçmeyecektir. Yakın fay etkisinin sahada etkili olması durumunda seçilen deprem kaydı takımlarından en az 3 tanesi yakın fay yönelim etkisine sahip olmalıdır. Seçilen deprem kayıtları mutlaka bir kayıt işleme (süzgeçleme) yöntemine tabii tutulmuş olmalıdır. Bu süzgeçleme yönetimi sonucu zaman tanım alanı hesaplarında işlenmiş kaydın kullanılabilir frekans aralığı dikkate alınmalıdır." kurallarına yer verilmiştir.
    Davacı tarafından; düzenlemede belirtilen konuların jeofizik mühendisliği uzmanlık alanı içindeki konular olduğu, inşaat mühendislerinin dava konusu kurallara ilişkin iş ve işlem yapmaya ehil olmadığından telafisi mümkün olmayan yanlışlıklara neden olunacağı 2.7.1. maddesine yönelik olarak proje mühendisinin jeofizik mühendisi olması gerektiği, düzenlemenin eksik olduğu, bilime ve hukuka uygun olmadığı, 2.8.2 maddesine ilişkin olarak ise; deprem hesabında kullanılacak deprem kayıtlarının seçimimin sismolojinin uzmanlık alanı olduğu, bu konularda başka bir meslek disiplininin karar vermesinin hatalı olduğu ileri sürülmüştür.
    Davalılar tarafından; Tasarım sürecindeki söz konusu hesapların ve sahaya özel deprem tehlikesi analizlerinin jeofizik mühendislerince yapmasını kısıtlayan bir düzenleme olmadığı, sadece tasarım gözetimi ve kontrolü hizmetinin ve proje sorumluluğunun inşaat mühendislerine verildiği, anılan düzenlemelerde uyulması gerekli minimum kuralların belirtildiği, mühendislik eğitimi gereği kayıtların nasıl kullanılacağının zaten bilindiği, savunulmaktadır.
    Uyuşmazlıkta; depreme dayanıklı ulaşım tesisleri (tünel tipi yapılar) yapmak veya daha önce yapılmış yapıları güçlendirmek amacıyla, yapıların deprem etkisi altında nasıl tepki vereceğinin muhtelif ihtimallere göre hesaplarının yapılarak tasarlanması için, aldığı mühendislik eğitimi, teorik bilgisi ve mesleki deneyimi dikkate alınarak ilgili mühendislik alanının belirlendiği, yapıların deprem hesabını yapmada, zemin ile etkileşimini ölçme ve değerlendirmede, deprem tehlikesinin ve deprem yer hareketlerinin yapıya vereceği etkileri analiz etmede, deprem kayıtlarını seçmede inşaat mühendisliği disiplininin bu hizmeti sunmaya en elverişli mühendislik alanı olduğu, düzenlemelerde deprem hesapları ve deprem kayıtlarının seçimine ilişkin uyulması gereken asgari şartların belirlendiği, proje mühendisinin bu şartları yerine getirmesinin zorunlu tutulduğu, sahaya ve projeye özel hesaplamalar yapılırken daha fazla veriden ve yöntemden yararlanılması gerektiğinde, kurallarda belirtilen yöntem, analiz ve hesaplamaları ihlal etmemek kaydıyla daha farklı mühendislik disiplinlerinden yararlanılarak daha fazla yöntem kullanılarak analiz ve hesaplama yapılmasına, hatta birkaç mühendislik disiplinin bir arada çalışmasına engel bir husus bulunmadığı, bu çerçevede jeofizik mühendislerinin zorunlu unsur olarak belirtilmiyor olmasının dava konusu kurallarda eksik bir düzenlemeye sebep olmayacağı anlaşıldığından, dava konususu kuralların hukuka, kamu yararına ve mühendislik ilklerine uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
    Türkiye Karayolları ve Demiryolları Tünelleri ile Diğer Zemin Yapıları Deprem Yönetmeliğinin, Ek-2'sinde yer alan Geoteknik Konular Raporu maddeleri yönünden incelenmesine gelince;
    Dava konusu edilen Yönetmeliğin Ek-2'nin tamamı 95 maddeden oluşmaktadır. Bunlar;1. Jeolojik, Jeofizik Ve Geoteknik Araştırmalar
    2. Deprem Etkisi Altında Şevlerin Duraylılığı
    3. Zemin Sıvılaşması
    4. Ulaşım Yapılarında Geoteknik Performans Limitleri
    5. Dayanma Yapıları: Deprem Durumundaki Yanal Zemin İtkileri üst başlıkları altında beş ayrı bölüm içerisinde düzenlenmiştir.
    Davacı tarafından, bu düzenlemelerde, zemin araştırmalarının deprem etkisi altında nasıl davranacağının belirlenmesi için yeterli yöntem ve çalışmaların bulınmadığı, bilimsel ve teknolojik gelişmelerden uzak hazırlandığı, zeminin daha ekonomik ve daha sağlıklı araştırılmasına ilişkin yöntemlerin göz ardı edildiği, tek bir mühendislik disiplinin ne çıkarıldığı, 1.1.4.5 maddesinde de jeofizik araştırmalar alt başlığıyla yöntemler hakkında güncel olmayan bilgiler verildiği, bu maddelere dayanılarak hazırlanan raporun sonuç raporu olduğu ve üç mühendislik disiplini tarafından hazırlanması gerektiği ileri sürülmüştür.
    Davalılar tarafından, düzenlemelerde jeofizik mühendislerinin ve yöntemlerinin de bulunduğu, aleyhlerine bir düzenleme olmadığı, yapılan çalışmaların davacı odanın görüşleri de alınmak suretiyle yapıldığı savunulmaktadır.
    Uyuşmazlığa konu düzenlemeler, davacının iddiaları, davalıların savunmaları dosyada bulunan bilgi ve belgeler birlikte incelenip değerlendirildiğinde; yeniden yapılacak tüm tünel tipi uzun yeraltı yapıların ve yeraltında tamamen gömülü olarak bulunan yapıların deprem davranış hesapları, depreme karşı tasarımları, deprem etkisi altındaki performanslarının değerlendirilmesi ve güçlendirme tasarımı için gerekli kuralları ve minimum koşulları belirlemek amacıyla düzenlemeler yapıldığı, bu amaçla yapılan araştırmaların ve analizlerin sonucunda toplanan verilerin değerlendirilerek sonuca bağlandığı rapor olan geoteknik raporunun, hazırlanmasında aldıkları mühendislik eğitimi, edindikleri teorik bilgiler ve mesleki deneyimler dikkate alınarak sorumluluğun inşaat mühendislerine verildiği, ancak, geoteknik rapor kapsamında bulunan araştırma, inceleme, analiz ve hesaplamaların yapılmasında jeofizik yöntemlerin kullanılmasında ve jeofizik mühendislerinin de bulunmasına engel bir düzenleme bulunmadığı, hatta düzenlemelerin birinci bölümünde "Jeolojik, Jeofizik ve Geoteknik Araştırmalar" başlığı altında yapılacak araştırmalarda jeofizik mühendisliği biliminden ve mühendislerinden yararlanılmasının teşvik edildiği anlaşılmaktadır.
    Bu durumda, dava konusu düzenlemelerin eksik düzenleme olmadığı, hukuka, dayanağı Kanuna, kamu yararına, mühendislik ilkelerine ve hizmet gereklerine uygun olduğu sonucuna varılmıştır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1.DAVANIN REDDİNE,
    2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
    3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
    4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
    5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 01/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


    KARŞI OY (X):

    Dosyanın incelenmesinden; yukarıda belirtilen mevzuatta belirtildiği üzere, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve Karayolları Genel Müdürlüğünün görev ve yetkilerini ilgilendiren konulara yönelik olarak genel düzenleme yapma yetkisi kapsamında yönetmelik çıkarabileceğinde tartışma bulunmamaktadır.
    Uyuşmazlığa konu Yönetmeliğin dayanağı 7269 sayılı Yasa'nın 3. maddesine bakıldığında İmar ve İskan (Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği) Bakanlığına Yönetmelik çıkarma yetkisinin verildiği, dava konusu Yönetmelikte ise; depreme dayanıklı yapılar yapılmasının amaçlandığı, bu amaç doğrultusunda deprem etkisi altında karayolu ve demiryolu tünelleri ile diğer zemin yapılarının tasarım esaslarının belirlendiği, Yönetmelikle ilk defa getirilip uygulanmasına imkan verilen tasarım gözetimi ve kontrolü hizmetinin kapsamı da dikkate alındığında Yönetmelikle düzenlenen konuların Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve Karayolları Genel Müdürlüğünün yasa ile tanımlanan görev alanı kapsamında olmadığı, yeni yapıların ve deprem yalıtımı uygulanarak güçlendirilecek olan mevcut yapıların değerlendirme ve tasarımı esaslarının belirlenmesi konusunda davalı idarelere açıkça düzenleme yapma yetkisi verilmemiş olduğu anlaşılmakla, dava konusu Yönetmeliğin düzenlenmesinde davalı idarenin yetkisi bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Açıklanan nedenle, yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu maddelerin iptal edilmesi gerektiği oyu ile davanın reddine ilişkin Daire kararına katılmıyorum.


    KARŞI OY(XX):
    Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri, davacının iddiaları ve davalının savunmasının birlikte incelenip değerlendirilmesinden; deprem bölgesi olan ülkemizde bilimsel ve teknolojik gelişmeler dikkate alınarak, deprem mevzuatının güncellenmesine yönelik olarak davalı idarece yapılan değişiklikler sonucunda ilk defa yürürlüğe konulan düzenlemeler bulunduğu, bu düzenlemelerle yeni yapılacak yapıların proje aşamasında depreme dayanıklı olarak tasarlanmasının, mevcut yapıların ise deprem performans değerlerinin artırılmasının amaçlandığı görülmektedir.
    Yapıların tasarım ve projelendirilmesi sırasında proje ve deprem performansının bir arada değerlendirilmesi gerekliliği karşısında Yönetmelik de sismik tehlike analizi, zemin araştırmaları, zemin-yapı etkileşimi gibi jeolojik/jeofizik analiz, araştırma, hesaplama ve uygulamaların yapılmasının zorunlu tutulduğu, bu uygulamaların ise farklı mühendislik disiplinlerini ilgilendirdiği, yalnızca inşaat mühendisliği disipliniyle depreme dayanıklı yapı üretiminin sağlanamayacağı, Yönetmeliğin yapı yeri ve güzergah seçimi, zemin ve temel etütleri, deprem, doğal afet ve benzeri konularında eğitim ve araştırma etkinliklerini yürüten jeoloji/jeofizik mühendislerinin görev ve hizmet alanına giren uygulamalar getirdiği dikkate alındığında proje aşamasından başlayarak, yapının tamamlanmasına kadar ki bütün aşamalarda ekip çalışmasının gerektiği, yapının inşaa aşamasında İmar Kanunu, Yapı Denetimi Kanunu, İmar Yönetmelikleri, Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği ve diğer mevzuata ilişkin hükümler uygulandığı, bu mevzuatta da bazı durumlarda mühendislik disiplinlerinin bir arada çalışmasının zorunlu kılındığı göz önüne alındığında, deprem etkisi altında tasarımı yapılacak yapıya ilişkin proje aşamasında uyulması gereken kuralları düzenleyen dava konusu Yönetmelikte de, belirtilen mevzuat ile uyum sağlanarak farklı mühendislik dallarını ilgilendiren konularda maddelere açıkça yazılmak suretiyle bir arada çalışmanın sağlanmasının gerektiği açıktır.
    Buna karşın dava konusu Yönetmeliğin, yapılaşma projelerin tasarımından tamamlanmasına kadar tüm aşamalarında yapılacak tasarım, gözetim ve kontrol yetkisinin proje sorumlusu olarak sadece inşaat mühendislerinin görevlendirilmesi, jeoloji/jeofizik mühendislerine yer vermemesi suretiyle eksik düzenleme yapıldığı, düzenlemelerin bu haliyle hizmet gereklerine ve kamu yararına aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
    Açıklanan nedenlerle, Yönetmeliğin iptali istenilen maddelerinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddi yolundaki daire kararına katılmıyorum.

    Hemen Ara