Danıştay 7. Daire 2018/2213 Esas 2022/2598 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Daire
Esas No: 2018/2213
Karar No: 2022/2598
Karar Tarihi: 01.06.2022

Danıştay 7. Daire 2018/2213 Esas 2022/2598 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı idare, amme alacağı olan vergileri tahsil edemeyen şirketin ortaklarından biri olan davacıya ödeme emri düzenlemiştir. Davacı ise ödeme emrinin iptali için dava açmıştır. İlk derece mahkemesi, ödeme emrinin kanuni temsilci yönünden takip işlemleri usulüne uygun tamamlanmadan düzenlendiği gerekçesiyle iptal etmiştir. Bölge İdare Mahkemesi de aynı gerekçeyle temyize başvuruyu reddetmiştir. Ancak Danıştay Tetkik Hâkimi, limited şirket ortakları ve kanuni temsilcileri arasında bir takip öncelik sırası olmadığını ve davacının hissesi oranında takip edilebileceğini belirterek, ödeme emrinin diğer yönlerden hukuki uygunluğunun denetlenmesi gerektiğini söylemiştir. Sonuç olarak, temyiz isteği kabul edilmiş ve karar bozulmuştur.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un \"Limited şirketlerin amme borçları\" başlıklı 35. maddesi, limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen ve kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya
Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2018/2213 E.  ,  2022/2598 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    YEDİNCİ DAİRE
    Esas No : 2018/2213
    Karar No : 2022/2598

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Vergi Dairesi Başkanlığı
    (...Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. ...

    KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava Konusu İstem: Asıl borçlu ...Madeni Yağ Taşıt Yedekleri İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden tahsil edilemeyen 2011 yılının Haziran dönemine ilişkin özel tüketim ve katma değer vergileri, vergi ziyaı ve özel usulsüzlük cezaları ile gecikme faizlerinden oluşan amme alacağının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla; asıl borçlu şirketten tahsil imkanı kalmayan amme alacağının tahsili için öncelikle vergi borcunun ilişkin olduğu dönemlerde şirketi temsil ile yetkilendirilmiş şahıs ya da şahısların "kanuni temsilci" sıfatıyla takip edilmesi ve amme alacağının şirket yetkilisinden tahsil edilememesi ya da tahsil edilmeyeceğinin anlaşılması halinde şirket ortaklarına gidilebileceği, doğrudan ortak nezdinde yapılacak takiplerin hukuka aykırı olacağı, olayda, ...adlı şahsın 10 yıl süre için şirket müdürlüğüne seçildiği hususunun ...tarih ve ...sayı ticaret sicil gazetesinde ilan ve tescil edildiği, aynı zamanda aynı döneme ilişkin amme alacakları için anılan şahıs adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenip tebliğ edilen ödeme emrine karşı açılan davada .... Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla istinaf yolu açık olmak üzere davanın kabulüne karar verildiği, bu durumda kanuni temsilci yönünden takip işlemleri usulüne uygun tamamlanmadan şirket ortağı olan davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : 6183 sayılı Kanun'un 35 ve mükerrer 35. maddelerinde limited şirket ortakları ve kanuni temsilcilerinin sorumluluğu yönüyle farklı takip usulleri düzenlenmiş olup, aralarında takip yönünden bir sıralama öngörülmediğinden ve amme alacağının tahsili için ikisinin aynı anda takip edilmesi mümkün olduğundan, dava konusu ödeme emrinin yukarıda açıklanan gerekçeyle iptal edilmesinde hukuki isabet bulunmadığı düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü ve Yedinci Dairelerince 2575 sayılı Danıştay Kanunu'na, 3619 sayılı Kanunla eklenen Ek 1. madde hükmü uyarınca birlikte yapılan toplantıda, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Asıl borçlu ...Madeni Yağ Taşıt Yedekleri İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden tahsil edilemeyen 2011 yılının Haziran dönemine ilişkin özel tüketim ve katma değer vergileri, vergi ziyaı ve özel usulsüzlük cezaları ile gecikme faizlerinden oluşan amme alacağının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un "Limited şirketlerin amme borçları" başlıklı 35. maddesinde, limited şirket ortaklarının, şirketten tamamen ve kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları belirtilmiş; "Kanuni temsilcilerin sorumluluğu" başlıklı mükerrer 35. maddesinin birinci fıkrasında ise, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından, bu Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.
    Öte yandan, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 11/12/2018 gün ve E:2013/1, K:2018/1 sayılı kararıyla " Limited şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen veya edilemeyeceği anlaşılan vergi borcunun takip ve tahsiline ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da, kanuni temsilci ile ortak arasında bir öncelik sıralaması bulunmadığından, limited şirketin vergi borcunun tahsilinde ortağın takibine başlanabilmesi için kanuni temsilcinin takibinin gerekli olmadığı" yönünde içtihadın birleştirilmesine karar verilmiş bulunmaktadır.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Yukarıda yer verilen yasal düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden; şirket borçlarından dolayı kanuni temsilcilere başvurulabilmesi için öncelikle şirket adına kesinleştirilmesi ve usulüne uygun tüm takip yollarının tüketilmesine karşın, borcun şirketin malvarlığından kısmen ya da tamamen tahsil edilememesi veya edilemeyeceğinin ortaya konulması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
    Olayda, şirket borcundan dolayı ortak sıfatıyla, 6183 sayılı Kanun'un 35. maddesi dayanak gösterilerek 20/05/2016 tarihinde düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davada; Mahkemece, kanuni temsilcilerin takibinden sonra halen tahsil edilemeyen amme alacakları için şirket ortağının hissesi oranında takip edilebileceği, kanuni temsilci-ortak sıralamasına riayet edilmediği gerekçesiyle dava konusu ödeme emrinin iptal edildiği anlaşılmaktadır.
    6183 sayılı Kanun'un 35 ve mükerrer 35. maddelerinde limited şirket ortakları ve kanuni temsilcilerinin sorumluluğu yönüyle farklı takip usulleri düzenlenmiş olup, aralarında takip yönünden bir sıralama öngörülmediğinden ve amme alacağının tahsili için ikisinin aynı anda takip edilmesi mümkün bulunduğundan, dava konusu ödeme emrinin diğer yönlerden hukuka uygunluğunun denetlenmesi suretiyle karar verilmek üzere temyize konu kararın bozulması gerekmiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Temyiz isteminin kabulüne,
    2....Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
    4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 01/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara