Esas No: 2020/3017
Karar No: 2021/2850
Karar Tarihi: 21.06.2021
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2020/3017 Esas 2021/2850 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, bozmaya uyan yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm davacılar vekili, davalı ..., ..., ... vekilince temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, müvekkillerinin arsa sahibi davalılarla 31.08.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini imzaladıklarını ve edimlerini yerine getirdiklerini, ancak davalılardan kaynaklanan sebeplerle inşaat ruhsatını alamadıklarını, davalıların da kendilerinin verdikleri vekaletnameden azlettiklerini, bu arada davalı arsa sahiplerinin başka bir yükleniciyle sözleşme imzaladığını ileri sürerek, uğranılan maddi zarar karşılığı olarak şimdilik 20.000,00 TL"nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiş, bozma sonrasında 18.09.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 73.880,73 TL olarak artırmıştır.
Davalı arsa sahipleri, davacıların sözleşme imzaladıktan sonra hiçbir işlem yapmadıklarını, bu konuda çektikleri ihtarın da sonuçsuz kaldığını savunarak, davanın reddini istemişler, ıslah edilen miktarın zamanaşımına uğradığını savunmuşlardır.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle dava tarihinin 22.04.2008 olmasına rağmen gerekçeli kararda 17.09.2012 olarak gösterilmesi maddi hata olup mahallinde her zaman giderilmesinin mümkün bulunmasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-22.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2. maddesi ile Yargıtay’ın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılması mümkün hale getirilmiştir.
Usule ilişkin kanun değişikliğinin geçmişe etkili olarak uygulanması gerektiği, mahkemece verilen nihai karardan sonra değişiklik yapılmış olsa dahi, bu değişikliğin uygulanmasında zorunluluk bulunduğu Yargıtay kararlarıyla açıklanmıştır. (Yargıtay HGK 20.02.2008 gün, 2008/13-160 E., 2008/147 K.)
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda; karardan sonra yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun uyarınca bozmadan sonra ıslahın mümkün hale gelmesi ve bu değişikliğin usule ilişkin olması nedeniyle derdest davalarda da derhal uygulanması gerektiğinden, davacı vekilinin ../..
18.09.2013 tarihli ıslah talebinin, bozma kararı sonrasında ıslah yapılamayacağı gerekçesi ile ıslah dilekçesiyle artırılan miktar bakımından reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3-Eser sözleşmelerinde zamanaşımı 5 yıl olup, feshedilen sözleşmeden kaynaklı alacaklar fesih tarihinden itibaren 5 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacaktır. Davacı yükleniciler, işbu dava ile feshi benimsemiş olup, en geç bu tarihte tarafların fesih iradesi birleşmiştir. Mahkemece, dava konusu talebin, feshin kesinleştiği, diğer anlatımla tarafların fesih iradelerinin birleştiği tarihte muaccel olduğu ve BK"nın 128. maddesi uyarınca zamanaşımının işbu davanın açıldığı 22.04.2008 tarihinden itibaren işlemeye başladığı ve davacı tarafından yapılan 18.09.2013 tarihli ıslaha karşı süresinde davalı tarafından zamanaşımı def’inde bulunulduğu gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de kabul ve reddedilecek miktar üzerinden hesaplanması gerekmekte iken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
4-Davada taraf teşkili sağlanması kamu düzenine ilişkin olup, taraf teşkili yapılmadan işin esası incelenip yargılamanın sonuçlandırılması mümkün değildir. Bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, görevi gereği mahkemelerce ve temyiz halinde Yargıtay"ca kendiliğinden gözetilir. Davalı ...’un 02.04.2013 tarihinde vefatı ile geriye eşi davalı ... ve çocukları diğer davalılar ... ve ...’un kaldığı, ...’un ise 30.08.2018 tarihinde vefat ettiği, geriye mirasçıları ... ve ...’un kaldığı, ... mirasçıları ... ve ...’un İstanbul 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/951 Esas 2018/911 Karar 18.09.2018 tarihli ilamı ile mirası reddettiklerini beyan ettikleri anlaşılmıştır. Yerel mahkemece mirası redddeden mirasçılar aleyhine alacağın tahsili hükmü kurulamayacağından, verilecek kararda öncelikle taraf teşkilininin sağlanması gerekmektedir. Belirtilen nedenlerle, mirası reddeden mirasçılar bakımından taraf teşkili sağlanmaksızın karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin 2., 3. ve 4. bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2., 3. ve 4. bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 21.06.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.