Danıştay 8. Daire 2020/689 Esas 2022/3915 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2020/689
Karar No: 2022/3915
Karar Tarihi: 08.06.2022

Danıştay 8. Daire 2020/689 Esas 2022/3915 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2020/689 E.  ,  2022/3915 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2020/689
    Karar No : 2022/3915


    TEMYİZ EDENLER : 1- (Davalı) … Birliği
    VEKİLİ : Av. …
    2- (Davalı Yanında Müdahil) ….
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : … Bakanlığı
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:…. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı Bakanlık tarafından, müdahil … hakkında, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 73. maddesi uyarınca Ankara Barosu levhasına avukat olarak yeniden yazılması isteminin kabulüne dair … Barosu Yönetim Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararının uygun bulunduğuna ilişkin Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararının bir daha görüşülmek üzere geri gönderilmesine dair Adalet Bakanlığı'nın … tarih ve … sayılı Olur'una uyulmayarak ilk kararda ısrar edilmesine ilişkin Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; baro levhasına yeniden yazılma talebinde bulunan … hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan dolayı ... Asliye Ceza Mahkemesi'nce verilen … tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın ortadan kalktığı ve aynı Mahkemenin … tarih ve E:…, K:… sayılı mahkumiyet kararının hukuken geçerli olduğu, 1136 sayılı Kanun'un 5/1-a maddesi uyarınca sahtecilik suçundan dolayı hüküm giymiş olanların cezası ertelenmiş olsa bile avukatlığa kabul edilmeyeceği dikkate alındığında, resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm giyen ve cezası ertelenen ilgilinin Baro levhasına yazılmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından, aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı İdare ve müdahil tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :

    Davalı … Birliği Başkanlığı tarafından; Temyize konu davada müdahil … hakkında yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 27/09/2017 tarihli Ek kararı ile sanık hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinin beşinci fıkrası gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan karara yapılan itirazın reddine ilişkin ... Ağır Ceza Mahkemesi'nin … tarih ve … sayılı Değişik İş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozma yoluna başvurulması üzerine Yargıtay ... Ceza Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile sözkonusu kararın Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca bozulmasına karar verildiği, akabinde ... Ağır Ceza Mahkemesi'nce … tarih ve … Değişik İş sayılı kararla bozma kararına uyularak itirazın kabulüne ve ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 27/09/2017 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararının kaldırılmasına karar verildiği, ... İdare Mahkemesince anılan karar gerekçe gösterilerek dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, istinaf taleplerinin ise gerekçe gösterilmeksizin reddedildiği, dava konusu işlemin tesis edildiği 02/02/2018 tarihi itibariyle ilgilinin avukatlığa engel hali ile hakkında herhangi bir soruşturma ve kovuşturmanın bulunmadığı, idari yargılama hukukunun genel ilkeleri uyarınca idari işlemin tesis edildiği tarihteki mevcut hukuki durumun değerlendirilmesi gerekirken sonradan meydana gelen durum nedeniyle iptal kararı verilmesinin hukuka ve usule aykırı olduğu belirtilerek, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.
    Davalı Yanında Davaya Katılan Müdahil tarafından; 2005 yılından itibaren Ankara Barosu Levhasına kayıtlı olarak avukatlık yapmakta iken, aidatlarını ödemediği gerekçesi ile 1136 sayılı Kanun'un 72/d ve 71. maddeleri uyarınca 16/12/2015 tarihinde baro levhasından kaydının silindiği, baro levhasına yazılma başvurusunun 1136 sayılı Kanun'un 5/1-a maddesi uyarınca reddedilmesi sonucunda başlatılan hukuki süreçte yargı kararlarıyla kazanılmış haklarının yok sayıldığı, ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile verilen ertelenmiş mahkumiyet hükmüne karşı yargılamanın yenilenmesi yoluyla alınan hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararının kanun yararına bozulduğu gerekçesi ile dava konusu işlem iptal edilmekle birlikte, anılan ceza mahkemesi kararına karşı temyiz kanun yoluna başvurulduğundan erteleme kararının kesinleşmediği, ceza mahkemesi kararı sözde kamu zararının giderilmediği gerekçesine dayandırılmakta ise de, ceza yargılamasına katılan kurum vekilinin duruşmadaki beyanıyla zararın karşılandığını bizzat beyan etmesi nedeniyle kanun yarına bozma kararının gerekçesinin de ortadan kalktığı, bu hususa ilişkin savunmanın 3. kez başlayan ilk derece yargılamasında belirtildiği, nitekim müdahilin o dönem yetkilisi olduğu şirketin sunduğu belgelerde eksiklik bulunmasından ötürü ihale sözleşmesi feshedilmekle birlikte geçici teminatın kesin teminata dönüştürülerek zararın giderildiği, bu durumun kurum tarafından da mahkeme huzurunda ikrar edildiği, idari işlemin iptaline dayanak gösterilen ceza mahkemesi kararı, kanun yararına bozma sonucu sanık aleyhine verilmiş bir karar olduğundan, bu karara dayanılarak idari işlem tesis edilemeyeceği ve bu nedenle müdahilin baro levhasından silinmesinin hukuken kabul edilemez olduğu belirtilerek, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Davacı Adalet Bakanlığı tarafından, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının belirtilen açıklama ile onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    Öte yandan; kanun yararına bozma, kanun yolu istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen hüküm ve kararlar aleyhine açık bir yasa yolu olup, kesin hükmün otoritesinin korunması ve olağanüstü bir kanun yolu olması nedeniyle dar kapsamlıdır.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ise, mahkûmiyet kararı olmadığı gibi, davayı esastan sonuçlandıran bir hüküm de değildir. Ceza Genel Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararında belirtildiği gibi, bu karar “koşullu bir düşme kararı” niteliğinde olup, 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesinin on ve on birinci fıkraları uyarınca, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, kamu davası aynı Kanun'un 223. maddesi uyarınca düşürülecek, aksi halde ise açıklanması geri bırakılan hüküm açıklanacaktır.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının itiraz kanun yoluna tabi bulunması nedeniyle, gerek itiraz edilerek gerekse itiraz yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde, olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceğine kuşku bulunmamaktadır. Ancak, kanun yararına bozmada hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 309. maddesinde belirtilen aleyhe bozma yasağının sadece davanın esasını çözümleyen hükümlerle sınırlı olarak kabul edilmesi nedeniyle, kurulan hükmün sanık hakkında hukuksal bir sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı çözen bir hüküm ve bu kapsamda Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 223. maddesinde sayılan kararlardan olmadığından, bu tür kararların kanun yararına bozulması durumunda yargılamanın tekrarlanması yasağına ilişkin kurallar uygulanamayacağı gibi, davanın esasını çözen bir karar bulunmadığı için verilecek hüküm veya kararlarda lehe ve aleyhe sonuçtan da söz edilemeyecektir.
    Nitekim, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun … tarih ve E:…-…, K:… sayılı kararı da (... Özel Dairenin yerel mahkemenin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararını “5271 sayılı CMK'nun 231/5. maddesindeki düzenlemeye göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin mümkün olmadığı” gerekçesiyle kanun yararına bozma ile yetinmesi ve müteakip işlemlerin yerel mahkemece yapılmasına karar vermesi gerekirken, aleyhe sonuç doğurmamak üzere bozulmasına karar vermesinde isabet bulunmamaktadır. ...) bu yöndedir.
    Bu itibarla, müdahil hakkında yapılan kanun yararına bozma yargılaması sonucunda verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına yönelik kararın, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 309. maddesinde belirtilen aleyhe bozma yasağı kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle,
    1. Temyiz isteminin reddine,
    2. … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının sayılı kararının yukarıda belirtilen açıklama ile ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
    4. Kesin olarak, 08/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara