Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/4031 Esas 2015/7634 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/4031
Karar No: 2015/7634
Karar Tarihi: 03.12.2015

Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/4031 Esas 2015/7634 Karar Sayılı İlamı

23. Ceza Dairesi         2015/4031 E.  ,  2015/7634 K.
"İçtihat Metni"


Tebliğname No : 15 - 2012/37102
MAHKEMESİ : Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 25/11/2011
NUMARASI : 2010/458 (E) ve 2011/355 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
SUÇ TARİHİ : 02/11/2010, 08/11/2010

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Şikâyetçi Ü.. E..’in İstanbul İli, Avcılar İlçesinde faaliyet gösteren E.. Rent a Car isimli bir araç kiralama firmasının sahibi olduğu, 02/11/2010 tarihinde adı geçen işyerini arayan sanık A.. Y..’ın kendisini C.. T.. olarak tanıttıktan sonra Atatürk Havalimanında bulunduğunu, araç kiralamak istediğini, bunun için gerekli belgelerin yanında olduğunu, kiralama bedelini peşin olarak ödeyeceğini söylediği, bunun üzerine firma çalışanı olan tanık Kadir Sütçü’nün mülkiyeti şikayetçi N.. A..’a ait olan ve kiralanmak üzere E.. Rent a Car firmasına bırakılmış olan ..... plaka sayılı aracı Atatürk Havalimanına götürdüğü, burada sanık A.. Y..’ın suça konu aracı teslim aldığı ve araç kiralama bedeli olan 550 TL’yi, C.. T.. isimli kişi adına düzenlenmiş olup, üzerinde sanığın fotoğrafının yer aldığı nüfus cüzdanı sureti ile sürücü belgesi suretini ve yine C.. T.. adına düzenlenmiş vergi levhası suretini tanık K.. S..’ye teslim ettiği, bilahare 05/11/2010 tarihinde suça konu aracı katılan S.. A..’ın sahibi olduğu yine İstanbul İlinde faaliyet gösteren A.. Otomobil isimli işyerine getiren sanığın aracın kendisine ait olduğunu ve satmak istediğini söylediği, bunun üzerine sanık ile o sırada işyerinde bulunan katılan S.. A..’ın oğlu olan tanık M.. A.. arasında yapılan pazarlık neticesinde söz konusun aracın 8.000 TL bedelle satımı konusunda anlaşmaya varıldığı, yapılan anlaşma uyarınca satış bedelinin aracının devrine ilişkin resmi işlemlerin tamamlanmasından sonra ödeneceği, bu şifahi anlaşmanın yapılmasını müteakip söz konusu işyerinden ayrılan sanığın 08/11/2010 tarihinde tanık M.. A..’ı arayarak aracın ruhsat sahibi ile birlikte Bakırköy 19. Noterliğinde hazır olduklarını, aracın devrini yapabileceklerini söylediği, bunun üzerine tanık M.. A..’ın Bakırköy 19. Noterliğine geldiği, burada sanığın yanında bulunan, ancak icra edilen soruşturma ve kovuşturma işlemleri neticesinde açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen bir bayanın aracın ruhsat sahibi olan şikayetçi N.. A.. adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanı kullanılmak suretiyle aracın satışı hususunda katılan S.. A..’a yetki verilmesine ilişkin olarak vekaletname düzenlenmesini temin ettiği ve bu vekaletnameye istinaden tanık M.. A.. ile sanık arasında araç satış sözleşmesinin tanzim edildiği ve bu sözleşmeye istinaden araç bedelinin adı geçen tanık tarafından sanığa ödendiği, sanığın düzenlenen bu araç satış sözleşmesinin altını da C.. T.. ismi ile imzaladığı, söz konusu aracın kira süresinin sonunda şikayetçi Ü.. E..’e teslim edilmemesi üzerine durumun ortaya çıktığı, bu şekilde sanığın üzerine atılı “resmi belgede sahtecilik” ve iki kez “nitelikli dolandırıcılık” suçlarını işlediğinin iddia edildiği somut olayda;
1-Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık savunmasına, katılan ve şikayetçi beyanlarına, tanık anlatımlarına, 02/11/2010 tarihli araç kiralama sözleşmesine, 08/11/2010 tarihli oto satış sözleşmesine, Bakırköy 19. Noterliğinin 08/11/2010 tarih ve 32934 tarihli vekaletname içeriğine ve tüm dosya kapsamına göre; sanık A.. Y..’ın C..T.. isimli kişi adına düzenlenmiş ancak üzerinde kendi fotoğrafı bulunan nüfus cüzdanı fotokopisi ve aynı şekilde düzenlenmiş sürücü belgesi fotokopisini kullanmak suretiyle şikayetçi Ü.. E..’den kiraladığı suça konu aracı, yine aynı belgeleri kullanmak suretiyle ve ruhsat sahibi şikayetçi N.. A.. adına tanzim edilmiş sahte nüfus cüzdanını istinaden çıkartılmış sahte vekaletnameyi de kullanarak katılan S.. A..’a satması şeklindeki eyleminde; suça konu sahte kira sözleşmesi, sahte oto satım sözleşmesi ve sahte vekaletnamedeki sahteciliklerin aldatıcılık özelliklerinin bulunduğunun heyetçe yapılan inceleme neticesinde de tespit edilmiş olması karşısında; sanığın üzerine atılı zincirleme resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmünde herhangi bir isabetsizlik görülmemiş, 5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararının uygulanması zorunluluğunun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2-Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
a-Sanığa atfedilen dolandırıcılık eylemlerinde Nüfus Memurluğunun maddi varlığı niteliğindeki nüfus cüzdanı sureti ile Trafik Tescil Müdürlüğünün maddi varlığı niteliğindeki sürücü belgesi suretinin kullanılmış olması karşısında sanığın eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesinde karşılığını bulan nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
b-Kabule göre de;
-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19/06/2007 tarih ve 2007/10-108 Esas, 2007/152 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, sanık hakkında dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlerde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeksizin adli para cezalarının alt sınırın üzerinde 120 gün olarak tayin edilmesi,
-Sanık savunması, katılan beyanı ve tüm dosya kapsamına göre sanığa atfedilen dolandırıcılık suçları bakımından 02/11/2010 ve 08/11/2010 olan, resmi belgede sahtecilik suçu bakımından ise 08/11/2010 olduğu tespit edilen suç tarihlerinin gerekçeli karar başlığında 07/11/2010 şeklinde yanlış yazılması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232. maddesine aykırı davranılması,
-5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararının uygulanması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkın gözetilmesine, 03/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Hemen Ara