23. Ceza Dairesi 2015/945 E. , 2015/7570 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ile müştekinin arkadaş oldukları, olay tarihinde sanığın görüşme yapmak maksadıyla müştekinin cep telefonunu aldığı ve daha sonra iade etmediği, böylece sanığın güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1- Sanığın, katılandan bir telefon görüşmesi yapıp iade etmek üzere aldığı cep telefonunu geri vermeyerek uzaklaşması şeklinde sübut bulan eylemi, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12/06/2012 tarih ve 2011/15-440 esas, 2012/229 sayılı kararında da belirtildiği üzere, zilyetliğin devredilmemiş olması nedeniyle TCK"nın 141/1. maddesinde öngörülen hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç niteliğinde hataya düşülerek güveni kötüye kullanma suçundan hüküm kurulması,
2- Kabule göre ise;
a) Sanık hakkında TCK’nın 155/1. maddesi kapsamında hüküm kurulurken ayrıca adli para cezasına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b) Sanığın adli sicil kaydındaki doğrudan ve kesin adli para cezası içeren ilamın tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına karar verilmesi,
c) 5237 sayılı TCK"nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmekle beraber, maddenin (b) fıkrasında yer alan "ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" şeklindeki ibarenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi ve ayrıca TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemiş olması nedeniyle bu hususlar,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun"un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkın gözetilmesine, 03.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.