Danıştay 8. Daire 2019/8071 Esas 2022/4211 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2019/8071
Karar No: 2022/4211
Karar Tarihi: 16.06.2022

Danıştay 8. Daire 2019/8071 Esas 2022/4211 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 8. Daire Başkanlığı         2019/8071 E.  ,  2022/4211 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2019/8071
    Karar No : 2022/4211


    TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) … Mad. San. Tic. Ltd. Şti.
    VEKİLİ : Av. …
    2- (DAVALI) … Müdürlüğü
    VEKİLİ : Av. …
    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:… , K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Aydın İli, Söke İlçesi'nde … sicil nolu IV. Grup kömür maden işletmeciliği yapan davacı şirketin IV. Grup maden ruhsatının iptaline ve şirket hakkında 250.972,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin tesis edilen … tarih ve E:… sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararla; davacı şirkete ait işletme sahasında davalı idare personelince yapılan kontroller neticesinde hazırlanan her 3 raporda da; daimi nezaretçi kontrolünde işletme projesine aykırı tehlikeli durumların giderilmesine yönelik faaliyetlerin dışındaki bütün üretim faaliyetleri durdurulan işletme sahasında, bu karara rağmen üretime devam edildiğinin belirtildiği, faaliyetleri durdurulan işletme sahasında üretim faaliyetlerine devam edildiğinin dosya içerisinde bulunan … , … ve 12-21/01/2018 tarihli tutanaklar ile birlikte 18/03/2016, 14/11/2017 ve 25/01/2018 tarihli raporlar ve 30/01/2018, 26/03/2018 tarihli ek raporlarla sabit olduğu, işletme sahasında yapılan ilk kontroller neticesinde tesis edilen idari para cezasının, … Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı "görev ret" kararına istinaden görevli Mahkemede dava açılmaması üzerine kesinleştiği, işletme sahasında yapılan ikinci kontroller neticesinde tesis edilen idari para cezasının, … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:… , K:… sayılı "görev ret" kararına istinaden görevli Mahkemede dava açılmaması üzerine kesinleştiği, daha önce davalı idarece alınan kararlarla üretim faaliyetleri durdurulan işletme sahasında, anılan kararlara rağmen üretime devam edildiğinin 3. kez tespit edildiği, bu nedenle 3213 sayılı Maden Kanunu'nun 10. maddesinin 7. fıkrasında yer alan düzenleme uyarınca tesis edilen dava konusu işlemin ruhsat iptaline ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı, dava konusu işlemin 250.972,00-TL bedelli idari para cezasına ilişkin kısmının incelenmesinden; 3213 sayılı Maden Kanunu'nun 10/8. maddesinde, üretim faaliyetleri durdurulan sahada üretime devam edilmesi eyleminin 3. kez tekrarı halinde ruhsatın iptal edileceğinin düzenlendiği, üretim faaliyetleri durdurulan sahada üretime devam edilmesi durumunda idari para cezasının katlanarak yeniden (2. tekerrür uygulanarak - temel idari para cezasının 4 katı hesaplanarak) tesis edileceği yolunda 3213 sayılı Maden Kanunu'nunda herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı, davalı idarece Kanun metnine aykırı şekilde hesaplama yapılarak ve tekerrür hükümleri de uygulanarak bulunan bir önceki cezanın (109.624,00-TL) 2 katı uygulanmak suretiyle tesis edilen idari para cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı, diğer yandan; Mahkemenin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı sonrasında rödövansçı şirketin sahip olduğu 20/11/2014 tarihli rödövans sözleşmesinden kaynaklı hakların hükümsüz hale geldiği ve ruhsat sahibi olan davacı şirketin rödövans sözleşmesi ile Maden Kanunu'ndan doğan sorumluluklarını 3213 sayılı Kanun'un Ek 7. maddesi kapsamında ortadan kaldırmayacağı, davacı şirket ile rödövansçı şirketin adreslerinin aynı olduğu, idari kararların, yazıların, para cezalarının ve işlemlerin de bu adrese tebliğe çıkarıldığı ve bu adreste bulunan kişilerce tebliğ alındığı, bu kişilerin davacı şirketin müdürü, işletme müdürü, çalışanı ya da rödövansçı şirketin personeli olduğu hususları dikkate alındığında, davacı şirketin söz konusu tebliğlerden haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve adreslerinin aynı olması sebebiyle de şirketlerin iç içe geçtikleri değerlendirilerek, söz konusu tebliğ işlemlerinin dava konusu işlemi sakatlar nitelikte olmadığı gerekçeleriyle dava konusu işlemin ruhsat iptaline ilişkin kısmının reddine, işlemin 250.972,00-TL bedelli idari para cezasına ilişkin kısmının ise iptaline karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından; işletme iznine aykırı faaliyetler hakkında Maden Kanunu'nun 10. maddesine göre beyandaki hata ve noksanlıklar hakkında iki aylık süre verilmesi gerektiği, bu iki aylık sürenin verilmediği, haksız yere hak iktisabı olmadığı, üretim faaliyetinde bulunulmamasına rağmen faaliyet durdurma kararı verildiği ve bunun usulüne uygun tebliğ edilmediği, faaliyetin üretime yönelik yapılıp yapılmadığının net olarak belirlenmediği, bu hususta MİGEM Denetleme Koordinatörlüğü raporu ile Kömür Koordinatörlüğü tespitlerinin çelişkili olduğu, davalı idare tarafından ise; Makam Oluru doğrultusunda sahanın tetkikini gerçekleştiren heyet üyelerinin 18/03/2016 tarihli raporunda, 14/11/2017 tarihli raporunda ve 25/01/2018 tarihli raporunda yer alan tespitler doğrultusunda sahadaki üretim faaliyetleri durdurulmuş olmasına rağmen mevcut ocakta üretim faaliyetlerinde bulunulduğunun tespit edildiği, 3. kez tespit sebebiyle Maden Kanunu'nun 10. maddesinin 7. ve 8. fıkrası doğrultusunda maden ruhsatının iptal edilerek para cezası verildiği ve işlemin hukuka ve mevzuata uygun olduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … 'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.


    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Aydın İli, Söke İlçesi'nde faaliyet gösteren davacı şirkete ait işletme sahasında davalı idarece mevcut ocakta elektrik aksamının bir kısmının antigruzitör olmadığının tespit edilmesi üzerine gerekli tedbirler alınana kadar sahadaki faaliyetlerin durdurulduğu … tarih ve … sayılı yazı ile davacı şirkete bildirilmiştir.
    Davacı şirket tarafından eksikliklerin giderildiği belirtilerek gerekli tetkiklerin yapılması için heyet gönderilmesi 20/05/2015 tarihinde talep edilmiştir.
    Maden ruhsat sahasında … tarihinde yapılan incelemeler üzerine düzenlenen raporda işletme güvenliği açısından gerekli önlemler alınmadığının tespiti üzerine … tarih ve E.… sayılı işlem ile gerekli önlem alınana kadar maden faaliyetinin durdurulmasına karar verilmiştir.
    Bu işleme karşı açılan davada, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı ile, dava konusu işlemin davacı şirkete 08/09/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından işleme itiraz edilmediği, işlemin tebliğ tarihi olan 08/09/2017 tarihinden itibaren 60 günlük dava açma süresi içerisinde dava açılması gerekirken bu sürenin üzerinden uzunca bir süre geçtikten sonra 06/04/2018 tarihinde açılan davanın süreaşımı sebebiyle incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesi ile davanın süreaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, karara karşı yapılan istinaf başvurusu reddedilmiş ve karar Dairemizin 16/06/2022 tarih ve E:2019/387, K:2022/4206 sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir.
    … tarih ve E.… sayılı işlem ile, gerekli tedbirler alınana kadar sahadaki faaliyetlerin durdurulduğunun … tarih ve … sayılı yazı ile davacı şirkete bildirilmesine rağmen üretimin devam etmesi sebebiyle Maden Kanunu'nun 10. maddesine istinaden 54.812,00-TL tutarlı idari para cezası tesis edilmiş, anılan işleme karşı açılan davada, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı karar ile "görev ret" kararı verilmiş, anılan "görev ret" kararına karşı davacı tarafından görevli Sulh Ceza Hakimliği'nde dava açılmaması neticesinde idari para cezası kesinleşmiştir.
    Bakanlığın … tarih ve … sayılı Olur'u uyarınca maden sahasında davalı idare heyetince yapılan ikinci inceleme neticesinde 14/11/2017 tarihli rapor hazırlanmış ve söz konusu alanda üretim faaliyetlerinin durdurulmasına rağmen halen üretimin devam ettiği 14/11/2017 tarihli raporda belirtilmiş, bunun üzerine 3213 sayılı Maden Kanunu'nun 10. maddesinin 2. kez ihlal edildiğinden bahisle davacı şirkete 28/11/2017 tarihinde tebliğ edilen … tarih ve E.… sayılı yazı ile 109.624,00-TL tutarlı idari para cezası tesis edilmiş, anılan işleme karşı … İdare Mahkemesi'nde açılan dava sonucunda … tarih ve E:… K:… sayılı karar ile "görev ret" kararı verilmiş, anılan "görev ret" kararına karşı davacı tarafından görevli Sulh Ceza Hakimliği'nde dava açılmaması neticesinde idari para cezası kesinleşmiştir.
    Bakanlığın … tarih ve … sayılı Olur'u uyarınca maden sahasında davalı idare heyetince yapılan son incelemeler neticesinde 25/01/2018 tarihli rapor hazırlanmış, rapordan sonra da … tarihli ve … sayılı ek rapor ile … tarihli ve … sayılı ek raporlar hazırlanmış, söz konusu maden sahasında üretim faaliyetleri durdurulmasına rağmen üretimin devam ettiği gerekçesi ile 3213 sayılı Maden Kanunu'nun 10. maddesinin 3. kez ihlal edildiğinden bahisle … tarih ve E.… sayılı yazı ile 250.972,00-TL tutarlı idari para cezası düzenlenmiş ve bu para cezası ile birlikte … sicil nolu işletme ruhsatının da iptal edilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    3213 sayılı Maden Kanunu'nun "Beyan usulü" başlıklı 10. maddesinde; "... Gerçek dışı veya yanıltıcı beyanda bulunmak suretiyle Kanun hükümlerinin uygulanmasını engelleyen ve haksız surette hak iktisap eden ruhsat sahiplerine 50.000 TL idari para cezası verilir. Bu fıkranın ikinci kez ihlâli halinde bir önceki ceza katlanarak uygulanır. Üç yıl içinde madde hükümlerinin üç kez ihlâl edilmesi halinde ruhsat iptal edilir.
    Bu Kanuna göre;
    a) Ruhsatın ait olduğu grup dışında, üretim hakkı olmayan diğer grup madenin üretilmesi ve/veya sevk edilmesi,
    b) (Değişik: 4/2/2015-6592/6 md.) Arama ruhsat döneminde arama faaliyetleri yapılırken zorunlu olarak maden çıkarılması veya numune alınması dışında izinsiz üretim ve/veya satış yapılması,
    c) Ruhsat sahibinin kamulaştırılan alanı kamulaştırma amacı dışında kullanması,
    ç) Galeri atımı yöntemi ile patlatma yapılması,
    d) Genel Müdürlükçe faaliyeti durdurulan sahalarda üretim faaliyetinde bulunulması,
    e) Ruhsat sahasında yapılan üretim veya satışların beyan edilmemesi,
    haksız yere hak iktisabı sayılır. Haksız yere hak iktisabına imkan veren bu hususlarla ilgili yapılmış beyanlar da gerçek dışı ve yanıltıcı beyanlar olarak kabul edilir." düzenlemesi, "Faaliyetlerin denetimi" başlıklı 11. maddesinde; "Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, maden hakları ile ilgili bütün faaliyetlerin yürütülmesini ve vecibelerin yerine getirilmesini kontrol ve denetimini yapmak ve yönlendirmek için teknik ve mali konuları yerinde incelemek maksadıyla ihtisaslaşmış diğer Devlet kuruluşlarından da yararlanarak inceleme raporu hazırlatır." düzenlemesi, "İşletme faaliyeti" başlıklı 29. maddesinde; "İşletme faaliyeti, projesine ve bu Kanunun ilgili hükümlerine göre yürütülür. İşletme projesine aykırı faaliyette bulunulduğunun tespit edilmesi hâlinde, projeye uygun faaliyette bulunulması için ruhsat sahibine altı aya kadar süre verilir. Bu süre sonunda projeye uygun faaliyette bulunulmaması hâlinde 50.000 TL idari para cezası verilerek üretim faaliyeti durdurulur. Ancak, projeye aykırı faaliyetlerin işletme açısından tehlikeli olduğunun tespit edilmesi hâlinde tehlikeli durum giderilinceye kadar üretim faaliyetleri doğrudan durdurulur. ..." düzenlemesine yer verilmiştir.
    21/09/2017 günlü, 30187 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Maden Yönetmeliği'nin "İnceleme ve denetimin yapılması" başlıklı 77. maddesinde ise, "İnceleme ve denetim sırasında teknik ve mali belgeler ile bu belgelerin hazırlanmasına esas teşkil eden işletme projesinin uygulanması ile ilgili hususlar, üretim yöntemi, üretim miktarı, üretilen madenin kullanım alanı, sevk fişleri, faturalar, satış belgeleri gibi Kanun ve diğer mevzuat gereği ilgili belgeler incelenir. Her türlü denetimde çevre ile uyum planına uygun çalışılıp, çalışılmadığı kontrol edilir.
    İnceleme ve denetim sonunda düzenlenen ve mevcut durumu belirten tutanak en az iki nüsha hazırlanarak heyet üyeleri, ruhsat sahibi veya vekili tarafından imzalanır. Ruhsat sahibi veya vekili, tutanakta katılmadığı hususlara şerh düşebilir. Ancak imzadan imtina edilmesi halinde bu durum tutanakta belirtilir. Tutanağın bir nüshası ilgiliye verilir. Bu tutanakta belirtilen hususlar ruhsat sahibine tebliğ edilmiş sayılır.
    Ruhsat sahasında yapılan tetkiklere ait detay bilgileri içeren rapor hazırlanır. Ruhsat sahibinin talep etmesi durumunda bir örneği verilir." düzenlemesine yer verilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Temyiz istemine konu İzmir Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesi kararının dava konusu işlemin ruhsat iptaline ilişkin kısmının incelenmesi:
    Dava konusu işlemden önce davacının ruhsat sahibi olduğu maden sahasında can ve mal güvenliği açısından tehlikeli durumun oluştuğu gerekçesiyle üretim faaliyetinin durdurulduğu, gerekli önlemlerin alınması ve eksikliklerin giderilmesine yönelik faaliyetlerin yapılması hususunda davacıya, davalı idarece talimat verildiği tartışmasızdır. Uyuşmazlık, yapılan denetimler sırasında denetim elemanlarınca gözlemlenen faaliyetlerin "üretim faaliyeti", dolayısıyla Maden Kanunu'nun 10. maddesinde ifade edilen "haksız surette hak iktisabı" kapsamına girip girmediği hususundan kaynaklanmaktadır. Zira davalı idare denetim elemanları sahada yaptıkları tespitlere ilişkin tutanaklardaki ifadeleri ve bulguları "üretim faaliyeti" olarak nitelendirilmiş iken davacı söz konusu faaliyetleri "hava nakil hatlarının, elektrik kablolarının, su atım borularının, tüvenan cevher naklinin, insan ve malzeme naklinin birbirinden bağımsız, emniyetli ve güvenli şekilde gerçekleştirilmesi" amacıyla yapılan faaliyetler olduğunu ileri sürmektedir.
    Nitekim, üretim faaliyeti durdurulan ocaklarda yapılan hangi faaliyetlerin üretim faaliyeti olarak kabul edileceğinin ruhsat hukukunu ilgilendirdiğinden bahisle uygulama birliğini sağlamak amacıyla Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından MİGEM, TKİ, TTK ve üniversite temsilcilerinin katılımıyla teşekkül ettirilen Komisyon tarafından bir tanımlama yapılması ihtiyacı hasıl olmuştur. Ancak, dava konusu işleme dayanak alınan tutanakların ve raporların sözkonusu tanımlamadan önce hazırlanmış olduğu vurgulanmalıdır.
    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü'nün 01/03/2018 tarihli "Yeraltı ve Açık İşletmelerde Hangi Faaliyetlerin Üretim Faaliyeti Olarak Değerlendirilmesi Gerektiği Hususunda Uygulama Esası" adıyla dava dosyasında yer alan bu tanımlamaya göre, "...yeraltı madenciliğinde cevher içerisinde bir daha girilemeyecek, tavan göçmesine sebebiyet verecek ve/veya işletme güvenliği açısından tehlike içerecek şekilde alan oluşturan kazı faaliyeleri; açık işletmelerde ise üretim faaliyetlerini durdurma gerekçelerini ortadan kaldırmaya yönelik faaliyetler dışında yapılan kazı faaliyetleri üretim faaliyeti olarak adlandırılır."
    Dava konusu işlemin tesisi aşamasında düzenlenen 25/01/2018 tarihli rapor ve 30/01/2018 tarihli 26/03/2018 tarih ve 621576 sayılı ek raporlar üzerine maden sahasında üretim faaliyetleri durdurulmasına rağmen üretimin devam ettiği gerekçesi ile işlem tesis edilmiş olup, söz konusu raporların değerlendirilmesinden, maden ruhsat sahasının yerinde tetkiki üzerine yer altı denetim uzmanları maden mühendisi(Y.Z), jeoloji mühendisi(B.K) ve maden yüksek mühendisi(T.T) tarafından düzenlenen 25/01/2018 tarihli raporda, "Tetkik tarihinde beyan edilen projede yapılan çalışmalar dikkate alındığında en üstteki panonun oluşturulması için üst taban yolu hazırlığı yapılması gerekirken -34/-64 kotları arasındaki hazır pano içerisinden -48 kotunda sürülen yaklaşık 50 metrelik kılavuz taban yolunda ve sonundan yukarı çıkılan 15 m'lik başyukarında yapılan madencilik faaliyetleri (taban, başyukarı) üretime yönelik olduğu heyetimizin tespitidir." tespitine yer verilmiştir.
    Kömür Koordinatörlüğü tarafından 25/01/2018 tarihli raporu düzenleyen heyet üyelerine, Maden Kanunu'nun 10. maddesi kapsamında işlem tesis edilebilmesi için, 28/11/2017 tarihinden sonra sahada üretim yapılıp yapılmadığı, ayrıca söz konusu tarihten sonra faaliyette bulunulmuş ise yapılan çalışmaların direkt üretime yönelik mi yoksa hazırlık faaliyetleri mi olduğu yönündeki heyet görüşünün net olarak belirtilmesinin istenilmesi üzerine düzenlenen 30/01/2018 tarihli raporda, "25.01.2018 tarihinde teslim edilen raporumuz formatında söz konusu (üretime yönelik) alan işaretlenmiş olup, direkt üretime yönelik olmayıp, işletme projesine aykırı olarak yapılan gereksiz hazırlık faaliyetleri sonucunda üretim yapıldığı söz konusudur...." tespitine yer verilmiş, ancak rapor heyet üyelerinin ikisinin ocaktaki faaliyetin üretime yönelik olduğu yönündeki görüşleri ile imzalanmıştır.
    Ek rapordan sonra, Kömür Koordinatörlüğünce 09/02/2018 tarihli Denetleme Koordinatörlüğüne yazılan yazıyla raporlarda üretim faaliyetleri durdurulmasına rağmen üretime devam edilip edilmediği hususunun net olmaması sebebiyle ruhsat sahasının yeniden mahallinde tetkiki istenmiştir. Ancak, söz konusu maden sahası denetim programına Yeraltı Denetim Uzmanları Koordinatörlüğü tarafından alındığından, Yeraltı Denetim Uzmanları Koordinatörlüğü konunun tekrar değerlendirilmesini istemesi üzerine Kömür Koordinatörlüğü 21/02/2018 tarihli yazıdaki görüşlerinde bir farklılık olmamakla birlikte, bu görüş belirtilmek suretiyle işlem tesis edilmesinde sakınca görülmediğini belirtmiştir. Denetleme Koordinatörlüğü 22/02/2018 tarihli yazısı ile, Yeraltı Denetim Uzmanları Koordinatörlüğünün görüşlerine katıldıkları, sahanın yeniden denetim programına alınması durumunda ruhsat sahibince ocak içerisinde alınacak birtakım tedbirler ile ilk heyet tarafından üretim yapıldığı belirlenen alanlarda sağlıklı tespit yapılmasını engelleyebileceği düşünüldüğünden bahisle yeni bir denetim heyetinin gönderilmesinin uygun olmadığı görüşüne yer verilmiştir. Dolayısıyla, idarenin iç yazışmalarında Kömür Koordinatörlüğü raporlara katılmamış ve yerinde yeniden denetim yapılması gerektiği yönünde değerlendirmesine rağmen yeniden denetim yapılmaksızın işlem tesisi yoluna gidilmiştir.
    Kömür Koordinatörlüğüne hitaben düzenlenen 26/03/2018 tarihli ek raporda ise, rapor doğrultusunda çalışmaların üretime yönelik olduğuna dair mutabakat sağlandığı belirtilmiş ve bu rapor bir üyenin görüşünün telefonda alındığı belirtilerek 2 üye tarafından imzalanmıştır.
    Kömür Koordinatörlüğünün müteaddit taleplerine rağmen Denetim Koordinatörlüğünce sahada üretim yapıldığı tereddütsüz bir şekilde ortaya konulmadığı gibi üretim yapıldığı iddiasını destekleyecek şekilde, üretim faaliyeti sonucu, istihsal edilen (üretilen) kömürün varlığı, satışı ya da başka surette değerlendirildiğine ilişkin bir tespit tutanak veya rapor da sunulmamıştır.
    Maden Kanunu'nun 10. maddesinin uygulanabilmesi için faaliyeti durdurulan sahada üretim faaliyetinde bulunulduğu hususunun tereddütsüz ve idarenin kendi iç bünyesindeki yetkili birimleri arasında tartışmasız bir şekilde ortaya konulması gerekmekte olup, dava konusu işlemin tesisi aşamasında düzenlenen raporların ve idarenin iç yazışmalarının değerlendirilmesinden, üretim faaliyeti durdurulan maden sahasında yapılan faaliyetin Maden İşleri Genel Müdürlüğü'nün 01/03/2018 tarihli Yeraltı ve Açık İşletmelerde Hangi Faaliyetlerin Üretim Faaliyeti Olarak Değerlendirilmesi Gerektiği Hususunda Uygulama Esasında da tanımı yapılan üretim faaliyeti kapsamında kaldığı hususunun açık ve net bir şekilde ortaya konulamadığı anlaşıldığından üretim faaliyetinin devam ettiği kabulü ile tesis edilen işlemin hukuka uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.
    Temyiz istemine konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi kararının dava konusu işlemin 250.972,00-TL bedelli idari para cezasına ilişkin kısmının incelenmesi:
    Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine, davacının temyiz isteminin kabulüne,
    2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … gün ve E:… , K:… sayılı kararının, dava konusu işlemin iptaline yönelik kısmının ONANMASINA, davanın reddine ilişkin kısmının BOZULMASINA,
    3. Kullanılmayan … yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
    4. Bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 16/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara