Danıştay 6. Daire 2018/4286 Esas 2022/7127 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2018/4286
Karar No: 2022/7127
Karar Tarihi: 16.06.2022

Danıştay 6. Daire 2018/4286 Esas 2022/7127 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2018/4286 E.  ,  2022/7127 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2018/4286
    Karar No : 2022/7127

    KARAR DÜZELTME İSTEMİNDE
    BULUNAN (DAVACILAR) : ... mirasçıları:
    1-....
    ...mirasçıları:
    2-.... 3-... 4-....
    5-.... 6-... 7-...
    8-... ... 9-...
    10-...
    VEKİLLERİ : Av. ...

    KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- ....
    VEKİLİ : Av. ....
    2- ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. ....
    3- ... Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMİN KONUSU : .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının bozulmasına dair Danıştay Altıncı Dairesinin 16/11/2017 tarih ve E:2016/9379, K:2017/9372 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :

    Dava konusu istem: Antalya İli, Muratpaşa İlçesi, ... Mahallesi ... ada ... parsel sayılı taşınmazın uygulama imar planında "PTT Alanı" olarak ayrıldığı ve bugüne kadar kamulaştırılmayarak mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen toplam 208.615,23-TL maddi zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istenilmektedir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesince verilen .... tarihli, E:...., K:... sayılı kararda; davanın, davalı PTT Genel Müdürlüğü yönünden kabulüne, ... payına ..., ... payına ..., ... payına ..., ... payına 7.302,75 TL, ... payına 7.302,75 TL, .... payına 4.868,50 TL, ...payına 18.186,66 TL, .... payına 18.186,66 TL, ... payına 18.186,66 TL, ... payına 18.186,66 TL olmak üzere toplam 208.615,23 TL'nin 10.000,00 TL'sine dava açma tarihi olan 13/01/2015 tarihinden, 198.615,23 TL'sine itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı PTT Genel Müdürlüğünden alınarak davacılara verilmesine, davalılar ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve ... Belediye Başkanlığı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
    Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 16/11/2017 tarih ve E:2016/9379, K:2017/9372 sayılı kararıyla, temyize konu İdare Mahkemesi kararı hukuk ve usule aykırı bulunmuş ve bozulmasına karar verilmiştir.
    KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI: Davacılar tarafından, Daire bozma kararına dayanak 2942 sayılı Kanunun Geçici 11. maddesinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulduğu, bu davanın sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği ileri sürülerek Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.

    DAVALI İDARELERDEN ...MÜDÜRLÜĞÜ'NÜN
    SAVUNMASININ ÖZETİ : Düzeltilmesi istenen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DİĞER DAVALILARIN SAVUNMALARININ ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'NUN DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
    Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanunun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Altıncı Dairesinin 16/11/2017 tarih ve E:2016/9379, K:2017/9372 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY : Antalya İli, Muratpaşa İlçesi, ... Mahallesi ... ada ... parsel sayılı taşınmazın uygulama imar planında "PTT Alanı" olarak ayrıldığı ve bugüne kadar kamulaştırılmayarak mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen toplam 208.615,23-TL maddi zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle bakılan dava açılmıştır.
    Aynı adanın ... numaralı parsel malikleri tarafından açılan davada verilen mahkeme kararının temyizen incelenmesi Dairemizin E:2022/2340 esasına kayden yapılacaktır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    Anayasa’nın 35. maddesinde: "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." kuralına yer verilmiş, temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasını düzenleyen 13. maddesinde ise, temel hak ve hürriyetlerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği, bu sınırlamaların, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
    Anayasanın Kamulaştırma başlıklı 46. maddesinde ise: "Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idari irtifaklar kurmaya yetkilidir" hükmü yer almaktadır.
    2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 1. maddesinde: bu Kanun; kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların, Devlet ve kamu tüzel kişilerince kamulaştırılmasında yapılacak işlemleri, kamulaştırma bedelinin hesaplanmasını, taşınmaz malın ve irtifak hakkının idare adına tescilini, kullanılmayan taşınmaz malın geri alınmasını, idareler arasında taşınmaz malların devir işlemlerini, karşılıklı hak ve yükümlülükler ile bunlara dayalı uyuşmazlıkların çözüm usul ve yöntemlerini düzenlenmesini özel kanunlarına dayanılarak gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri adına yapılacak kamulaştırmalarda da, bu Kanun hükümlerinin uygulanması öngörülmüştür.
    6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununun 21. maddesinde: "(1) Bu Kanun ile kuruluş ve tescile ilişkin hükümleri hariç olmak üzere 6102 sayılı Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi unvanı altında bir anonim şirket kurulmuştur.
    (3) PTT, bu Kanun ve 6102 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerine göre Kalkınma Bakanlığının görüşü ve Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın uygun görüşü alınarak hazırlanan esas sözleşmesinin Genel Kurul tarafından onaylanmasını müteakip yapılacak tescil ve ilan ile faaliyete geçer. Esas sözleşmede yapılacak değişikliklerde Kalkınma Bakanlığının görüşü ve Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın uygun görüşü aranır. 6102 sayılı Kanunun ayni ve nakdî sermayesinin vaz’ına müteallik hükümleri ile 414 üncü madde hükmü PTT hakkında uygulanmaz." kurallarına yer verilmekte, 31. maddesinin 3. fıkrasındaki yer alan: "8/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye ekli listenin “B–Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK)” bölümünde yer alan “Türkiye Cumhuriyeti Posta İşletmesi Genel Müdürlüğü (P.İ.)” ibaresi listeden çıkarılmıştır. Diğer mevzuatta mülga T.C. Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğüne yapılan atıflar PTT’ye yapılmış sayılır." düzenlemesiyle Kamu İktisadi Kuruluşu (KİK) statüsü taşıyan ve kamu tüzel kişisi olan Türkiye Cumhuriyeti Posta İşletmesi Genel Müdürlüğünün (P.İ.) bu statüsüne son verildiği gibi Kanunda özel hukuk hükümlerine tabi tüzel kişi olan Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi tarafından kamulaştırma yapılabileceğine dair düzenleme de bulunmamaktadır.
    3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinde: "Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisince kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek kamu kuruluşlarının bütçelerine konulur. İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder." hükmüne yer verilmek suretiyle, belediyelere, imar planlarını uygulamak üzere belirtilen süre içerisinde imar programını hazırlama; programı uygulamaya koyma, ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarına ise imar programlarında kendi görev alanlarındaki kamu hizmeti için ayrılan özel mülkiyete ait arsaları program süresi içinde kamulaştırma zorunluluğu yüklenmiştir.
    3194 sayılı İmar Kanununun 04.07.2019 tarihli değişiklikle getirilen "İmar planlarında umumi hizmetlere ve kamu hizmetlerine ayrılan yerler" başlıklı 13. maddesinde; "Özel hukuk kişilerinin mülkiyetinde olup uygulama imar planında düzenleme ortaklık payına konu kullanımlarda yer alan taşınmazlar;
    a) Bu kullanımlardan umumi hizmetlere ayrılan alanlar öncelikle 18 inci maddeye göre arazi ve arsa düzenlemesi yapılarak,
    b) 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında sırasıyla, ilgisine göre Hazine veya ilgili idarelerin mülkiyetindeki taşınmazlar ile trampa yapılmak veya satın alınmak suretiyle, ilgili kamu kurum ve kuruluşunca kamulaştırılarak kamu mülkiyetine geçirilir.
    Düzenleme ortaklık payına konu kullanımlardan yol, meydan, ibadet yerleri, park ve çocuk bahçeleri hariç olmak üzere yapı yapılabilecek diğer alanlarda; alanların kamuya geçişi sağlanıncaya kadar maliklerinin talebi hâlinde ilgili kamu kuruluşunun uygun görüşü alınarak plandaki kullanım amacına uygun özel tesis yapılabilir.
    İlgili mevzuat uyarınca hiçbir şekilde yapı yapılamayacak alanlarda muvakkat da olsa yapı yapılmasına izin verilmez. Mevcut yapılar kamulaştırılıncaya kadar korunabilir. Bu alanlarda beş yıllık imar programı süresi içinde, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerine göre işlem tesis edilerek parsel, kamu mülkiyetine geçirilmek zorundadır. Bu süre en fazla bir yıl uzatılabilir...
    " hükmü yer almaktadır.
    2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun Ek 1. maddesinde; (Ek: 20/8/2016-6745/33 md.)
    Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. hükmü yer almaktadır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Dosyanın incelenmesinden; Antalya İli, Muratpaşa İlçesi, ... Mahallesi ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın uygulama imar planında "PTT Alanı" olarak ayrıldığı ve bugüne kadar kamulaştırılmayarak mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    Olayda, davalı PTT Genel Müdürlüğü'nün yerini 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu ile özel hukuk hükümlerine tabi tüzel kişiliğe haiz olan Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi'nin aldığı ve anılan şirket tarafından kamulaştırma yapılabileceğine dair 6745 sayılı kanunda herhangi bir düzenleme de bulunmadığı dikkate alındığında; özel hukuk hükümlerine tabi olan PTT A.Ş. tarafından kamulaştırma yoluna başvurulamayacağından, kamulaştırmadan sorumlu idarenin, uygulama imar planı yapma yetki ve sorumluluğu bulunan idare olan ... Belediye Başkanlığı olduğu, bu nedenle, anılan idareye husumet yöneltilerek tazminat isteminin esasının yeniden incelenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
    Bu durumda, öncelikle taşınmazın uygulama imar planındaki güncel fonksiyonu araştırılarak tazminatı gerektirir kısıtlılığın devam ettiğinin anlaşılması halinde ise, mülkiyet hakkı engellenen davacılara mülkiyetin bedele çevrilmesi yoluyla tazminat ödenmesi gerekmekle birlikte, tazminat belirlenirken, öncelikle sorumlu idare hasım mevkiine alındıktan sonra, taşınmazın uygulama imar planındaki güncel fonksiyonuna göre; daha önce dosya kapsamında yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu bulunduğundan, İdare Mahkemesince anılan bilirkişi raporu uyuşmazlığın görüm ve çözümü için yeterli görülürse bu rapor dikkate alınarak, aksi takdirde, aralarında gayrimenkul değerleme uzmanının da bulunduğu yeni bir bilirkişi kurulunca, taşınmazın dava tarihindeki cins ve nevi, yüzölçümü, kıymetini etkileyecek bütün nitelik ve unsurları, her unsurun ayrı ayrı değeri, varsa vergi beyanı, varsa resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirleri, taşınmazın mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri, özel amacı olmayan emsal (uyuşmazlığa konu taşınmazın çevresinin imar planındaki kullanım biçimi, yapılaşma koşulları ve konumları açısından benzer özellikleri olan taşınmazlar arasından seçilmeli, davaya konu taşınmaz kadastro parseli ise; emsal alınacak taşınmaz da kadastro parseli olmalı ya da emsal parsel imar parseli ise, emsal taşınmazda kesilen düzenleme ortaklık payı oranı ölçüsünde davaya konu taşınmaz bedeli düşülerek taşınmazın gerçek bedeli belirlenmeli) satışlara göre satış değeri, bedele etki eden tüm kanuni veriler, imar verileri, taşınmazın özgün nitelik ve kullanım şekli, değeri etkileyen hak ve yükümlülükleri, gayrimenkul üzerinde ayni ve şahsi irtifak hakları ve gayrimenkul mükellefiyetleri vb. bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçülerin belirlenmesi suretiyle taşınmaz bedeli tespit edilerek uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
    Ayrıca; bozmaya uyularak yeniden yapılacak yargılama sırasında, davaya konu taşınmaza ilişkin güncel mülkiyet durumu ile yine taşınmazın yürürlükte olan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ve 1/5000 ölçekli nazım imar planında hangi kullanım alanında kaldığı imar planı değişikliği varsa, değişikliğe dava açılıp açılmadığı, açılmış ise sonuçlanıp sonuçlanmadığı, uygulama işlemi yapılıp yapılmadığı araştırılarak, taşınmaz üzerindeki kısıtlılık durumunun devam edip etmediği tespit edildikten sonra, elde edilen sonuca göre karar verilmesi gerektiği de açıktır.
    Öte yandan, hukuki el atma nedeniyle açılan tam yargı davaları, adli yargıdaki fiili el atma nedeniyle açılan davalardan farklı olarak, 3194 ve 2942 sayılı Kanunlar kapsamında açılan davalar olduğundan, hükmedilecek faizin; dava açma tarihi itibarıyla talep edilen miktar için, dava tarihinden geçerli olmak üzere, varsa ıslah edilen kısım için ıslah tarihi itibarıyla hesaplanması gerekmektedir.
    Bu itibarla, davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolunda verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacıların temyiz isteminin kabulüne,
    2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin, .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:...., K:... sayılı kararının 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 16/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY (X):
    Dava, Antalya İli, Muratpaşa İlçesi, ... Mahallesi ... ada ... parsel sayılı taşınmazın uygulama imar planında "PTT Alanı" olarak ayrıldığı ve bugüne kadar kamulaştırılmayarak mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
    Dosyanın incelenmesinden; uyuşmazlık konusu taşınmazın plan yapımı tarihinde yürürlükte bulunan (mülga) Plan Yapımına İlişkin Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik hükümleri uyarınca "sosyal, teknik, donatı alanları" içerisinde 1996 tarihli plan kararları ile PTT Alanı olarak belirlendiği, taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare olan ve plan yapımı döneminde kamu tüzel kişiliğine haiz PTT Genel Müdürlüğü tarafından uzun yıllar geçmesine rağmen taşınmazın kamulaştırılmadığından bahisle bakılan davanın açıldığı, öte yandan, davalı PTT Genel Müdürlüğü'nün yerini 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu ile özel hukuk hükümlerine tabi tüzel kişiliğe haiz olan Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi'nin aldığı ve anılan şirket tarafından kamulaştırma yapılabileceğine dair anılan kanunda herhangi bir düzenleme de bulunmadığı dikkate alındığında, bakılan davada, uyuşmazlık konusu taşınmazın kamulaştırılmadığından bahisle özel hukuk tüzel kişisi olan PTT A.Ş. aleyhine hüküm kurulamayacağı tabii olduğundan, bu aşamada davanın reddine karar verilmesi gerektiği oyuyla, husumetin ilçe belediyesine yöneltilmesi gerektiğine ilişkin çoğunluğun kararına katılmıyoruz.
    Öte yandan, imar planı kararları sonucunda mülkiyet haklarının kısıtlandığı anlaşılan davacıların, bu durumun uygulama imar planı değişikliği yoluyla ortadan kaldırılması için ... Belediye Başkanlığı'na başvuru yapabileceği başvuru sonucuna göre adı geçen idareye karşı dava açabileceği tabiidir.

    Hemen Ara