Esas No: 2020/4012
Karar No: 2022/7244
Karar Tarihi: 21.06.2022
Danıştay 6. Daire 2020/4012 Esas 2022/7244 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2020/4012 E. , 2022/7244 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/4012
Karar No : 2022/7244
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Büyükşehir Belediye Başkanlığı/...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1) ...
…
9) ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Ankara ili, Çankaya ilçesi, ...Mahallesi, ...Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı sınırları içerisinde yer alan ...parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda ...tarihli, ...sayılı büyükşehir belediye encümeni kararıyla kabul edilen parselasyon işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti : .... İdare Mahkemesince verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararda; dava konusu parselasyonun dayanağı olan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile 1/5000 ve 1/25000 ölçekli nazım imar plan değişikliklerinin onaylanmasına ilişkin ...tarihli, ...sayılı büyükşehir belediye meclisi kararının .... İdare Mahkemesinin ...tarihli, E:..., K:...sayılı kararıyla, bu planlara yapılan itirazlar üzerine alınan ...tarihli, ...sayılı büyükşehir belediye meclisi kararının ise ....... İdare Mahkemesinin ...tarihli, E:..., K:..., E:..., K:...ve E:..., K:...sayılı kararlarıyla iptaline karar verildiği, Mahkemenin ...tarihli ara kararına davalı idarece verilen cevapta, alanın plansız durumda kaldığının belirtildiği, bu durumda anılan plan değişikliğine dayanılarak yapılan parselasyonda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Mahkeme kararına gerekçe gösterilen yargı kararları üzerine alınan ...tarihli, ...sayılı büyükşehir belediye meclisi kararıyla 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planı değişikliklerinin onaylandığı, bu planlara yapılan itirazların henüz karara bağlanmadığı, planların kesinleşmesi durumunda alan tekrar planlı hale geleceğinden, iptal gerekçesinin de ortadan kalkacağı, temyize konu kararın bozulmasına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Olayda davacıların, henüz tapuya dönüşmemiş tapu tahsis belgesi ile tasarruf edilen gecekondudan hareketle ve onun dışında da herhangi bir farklı iptal nedeni ileri sürülmeksizin dava konusu parselasyon işleminin iptalini istediği anlaşıldığından, parselasyonun davacıların kişisel, meşru ve güncel bir menfaatini ihlal etmediği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, parselasyonun iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin olarak verilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında isabet bulunmamaktadır
Açıklanan nedenlerle, temyize konu kararın bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Mülkiyeti Hazineye ait olan 8590 m2 büyüklüğündeki ...sayılı kadastral parselde gecekondusu bulunan ve anılan parsele ilişkin adına tapu tahsis belgesi bulunan ...ve ...ile ......'nin mirasçıları olan davacılar tarafından, tapu tahsis belgesine sahip olunduğundan hareketle parselasyonun iptali istemiyle görülmekte olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin Hukuk Devleti olduğu belirtilmektedir. Hukuk Devletinin öğesi olan idarece tesis edilen işlemlerin hukuka uygunluğu ve sonuçta idarenin hukuka bağlılığının yargısal denetimi iptal davaları yoluyla sağlanmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 8/6/2000 tarih ve 4577 sayılı Kanunla değişik 2. maddesinde belirtildiği üzere, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar iptal davaları olarak tanımlanmıştır.
İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesinin ön koşullardan biri olan "dava açma ehliyeti", her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idare ile işlemlerinde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin buna bağlı olarak olumsuz etkilenmemesi amacıyla dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçütler içinde menfaat ilişkisinin varlığını ifade etmektedir. Her olay ve davada, idari işlem ile dava açacak kişi arasında öngörülen öznel ehliyet koşulu olarak menfaat ihlalinin kişisel, meşru ve güncel bir menfaat olması ölçütleri ekseninde yargı mercilerince değerlendirilerek takdir edilecektir.
2981 sayılı Kanunun "Tapu verme" başlıklı 10. maddesinde; bu Kanun hükümlerine göre hazine, belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapıların, 12 nci madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yerin hak sahibine tahsis edileceği ve bu tahsisin yapıldığı tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine "Tapu Tahsis Belgesi" verileceği, tapu tahsis belgesinin, ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil edeceği, ancak islah imar planı veya kadastro planları ile belirlenen alanlarda tapu tahsis belgesi yerine hak sahiplerine doğrudan tapularının verilebileceği, hükmü yer almıştır.
Yine aynı Kanunun "Tapu tahsis belgesi verilen gecekondular" başlıklı 13. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; Hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idaresinde olan veya bu Kanun uyarınca mülkiyetlerine geçen arsa veya araziler üzerinde ıslah imar planları ile meydana getirilen imar parselleri içinde hak sahiplerine, yapılarının işgal ettiği arazi de dikkate alınarak ıslah imar planında getirilen ölçülere uygun şekilde arsa veya hisse tahsis edileceği, gecekondusu muhafaza edilemeyen hak sahiplerine aynı bölgede veya diğer gecekondu ıslah veya önleme bölgesinden başka bir arsa veya hisse verileceği; aynı maddenin 2. fıkrasında da, bulundukları yerde korunamayan gecekondu sahiplerinden hak sahibi sıfatı taşıyanlara, bir gecekondu önleme veya ıslah bölgesinde veya yakın bölgelerde yapılmış ıslah imar planı içinde meydana gelen boş imar parsellerinin müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esasına göre verileceği, hükme bağlanmış, aynı Kanun'un 14. maddesinde ise; bu Kanun hükümlerinden yararlanamayacak olan yapılar ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
2981 sayılı Kanun gerekçesinde, Kanun'un amacı, ekonomik ve sosyal nedenlerle birer çekim merkezi haline gelen kentlere akın eden vatandaşların mutlak olan barınak ihtiyaçlarının giderilmesi, imar mevzuatı ve planlara uygun hale getirilebilecek yapıların belli şartlarda hukukileştirilmesi olarak belirtilmiştir. Kanun, en temel ihtiyaçlardan biri olan barınma ihtiyacını dahi karşılayamayacak durumdaki dar gelirli vatandaşların mağduriyetini gidererek bu durumda olanlara aileleriyle birlikte barınma olanağı sağlamak için hazine, belediye, il özel idaresi ve vakıf arazisi üzerine yapılan, barınma amacıyla ya da kısmen barınma kısmen işyeri olarak kullanılan kaçak yapıları meşrulaştırmıştır.
Bu meşrulaştırma sırasında Kanuna özgü olan ve tapuya esas teşkil ederek hak sahipliğini belirleyecek olan tapu tahsis belgesi verilmekte ve bu tahsisin yapıldığı tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilmektedir.
Bu belge, Medeni Kanunda tanımlanan tasarruf belgelerinden farklı olup mülkiyeti değil hak sahipliğini belirlemektedir. Anılan belgenin tapuya dönüşünceye kadar işlevi ise içinde oturan dar gelirli ailenin barınma ihtiyacını karşılamak olduğundan bu şekilde tasarruf edilen gecekondunun yıkılması ya da yıkılarak yeniden yapılması tahsisin iptali sonucunu doğurur ve ilgiliye tapu verilemez. Dolayısıyla tapu tahsis belgesi ile hak sahibi kabul edilenlerin tasarruf hakları Kanun'un belirlediği amaçlar çerçevesinde kısıtlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Olayda davacıların, henüz tapuya dönüşmemiş tapu tahsis belgesi ile tasarruf edilen gecekondudan hareketle ve onun dışında da herhangi bir farklı iptal nedeni ileri sürülmeksizin dava konusu parselasyon işleminin iptalini istedikleri anlaşıldığından, parselasyonun davacıların kişisel, meşru ve güncel bir menfaatini ihlal etmediği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, parselasyonun iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin olarak verilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin kabulüne,
2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 21/06/2022 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.