Danıştay 4. Daire 2018/5727 Esas 2022/4248 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2018/5727
Karar No: 2022/4248
Karar Tarihi: 21.06.2022

Danıştay 4. Daire 2018/5727 Esas 2022/4248 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/5727 E.  ,  2022/4248 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2018/5727
    Karar No : 2022/4248

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, takdir komisyonu kararına istinaden re'sen tarh edilen 2009/4 ila 11, 2010/1 ila 12, 2011/1 dönemleri üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitlerden, adı geçen firmanın gerçekte hiçbir ticari faaliyetinin bulunmadığı anlaşıldığından 2010/1 ila 12, 2011/1 dönemlerine ilişkin üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarında hukuka aykırılık bulunmadığı, 2009/4 ila 11 dönemlerine ait cezalı tarhiyata ilişkin ihbarnamelerin en geç 31/12/2014 tarihinde davacıya tebliği gerekirken 10/06/2015 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla söz konusu döneme ilişkin vergi ve ceza zamanaşımına uğradığından tarhiyatın bu kısmında ve vergi ziyaı cezalarının tekerrür hükümleri nedeniyle artırılan kısımlarında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının 2009/4 ila 11 dönemlerine ilişkin cezalı tarhiyatlar yönünden davanın kabulüne ilişkin hüküm fıkrasına yönelik olarak; zamanaşımını durdurma saikiyle takdir komisyonuna başvurulduğunun anlaşıldığı, buna göre 2009 vergilendirme dönemi için beş yıllık zamanaşımı süresinin sonu olan 31/12/2014 tarihi geçirildikten sonra, vergi ve ceza ihbarnamesinin 10/06/2015 tarihinde tebliğ edilmiş olması karşısında, dava konusu cezalı tarhiyatların zamanaşımına uğradığı, bu nedenle de davalı idarenin istinaf başvusurunun bu gerekçe ile reddi gerektiği, istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının 2011/1 ila 12 dönemlerine ilişkin katma değer vergileri üzerinden kesilen vergi ziyaı cezalarının tekerrür hükümlerinin uygulanmasından kaynaklanan kısımları yönünden davanın kabulüne ilişkin hüküm fıkrasına yönelik olarak; olayda, tekerrür için kesinleşmeyi izleyen yıl olan 2012 yılından itibaren işlenmiş bir fiilin mevcut olması gerektiği, ihtilaf konusu fiilin ise 2011 yılında işlendiği, dolayısıyla olayda tekerrür hükümlerinin uygulanmasına olanak bulunmadığı, bu nedenle davalı idarenin tekerrür nedeniyle fazladan kesilen vergi ziyaı cezalarına yönelik istinaf isteminin bu sebeple reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne ilişkin hüküm fıkralarına yönelik istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yapılan işlemlerin yerinde ve hukuka uygun olduğu, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    Davalı idarenin temyiz dilekçesinde, vergi ziyaı cezalarının tekerrür hükümleri nedeniyle artırılan kısımlarına ilişkin hüküm fıkraları yönünden ileri sürdüğü iddialar kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    Davalı idarenin, temyiz konusu kararın 2009/4 ila 11 dönemlerine ilişkin cezalı tarhiyatlara ilişkin temyiz istemine gelince;
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 113. maddesinde, "Zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkmasıdır. Zamanaşımı, mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade eder.", 114. maddesinde ise, "Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkur komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam eder. Ancak işlemeyen süre her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamaz." denilmek suretiyle takdir komisyonu kararlarına istinaden yapılan re'sen tarhiyatlarda zamanaşımı hususunun olup olmadığının tespiti için takdir komisyonuna sevk tarihi, takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi, ihbarnamenin tebliğ tarihi ve takdir komisyonunda geçen süreye (takdir komisyonuna sevk tarihi ile takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi arasındaki süre) bakılarak karar verilmelidir.
    Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesinde sayılan re'sen vergi tarhını gerektiren sebeplerin varlığı halinde vergi inceleme elemanlarınca ilgili dönem matrahı re'sen tarh edilebileceği gibi takdir komisyonuna sevk edilerek de söz konusu işlem yapılabilmektedir. Kanunun 74. maddesinde ise, takdir komisyonlarının görevlerini yaparken takdir sebeplerinin bulunup bulunmadığını inceleyemeyeceği, hatalı gördüğü işlemlerde ilgili vergi dairesini yazı ile ikaz etmeye mecbur olduğu hükme bağlanmıştır. Bu itibarla, takdir komisyonu takdir nedenleri ile ilgili herhangi bir belirleme yapma veya değiştirme hakkına sahip değildir.
    Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, takdir komisyonu kararına istinaden yapılan tarhiyatlarla ilgili uyuşmazlıklarda zamanaşımı ile ilgili hususların çözümünde, genel ilke olarak takdir komisyonuna sevkle tarh zamanaşımının durduğunun kabulü gereklidir. Dolayısıyla, yalnızca takdire sevk tarihine bakılarak takdir komisyonuna sevkin, zamanaşımını durdurmak amacıyla yapıldığının bu çerçevede kabulüne imkan bulunmamaktadır. Mevcut vergi incelemeleri tamamlanmadan da takdire sevk işleminin bu kapsamda yapılabileceği ve tamamlanan inceleme sonucunda elde edilen bilgi ve verilerin takdir komisyonunca da değerlendirilebileceği tabiidir.
    Dosyanın incelenmesinden, davacının 11/11/2014 tarihinde takdir komisyonuna sevk edildiği, 03/06/2015 tarihinde takdir komisyonunca belirlenen matrahlar üzerinden tanzim edilen vergi/ceza ihbarnamelerinin 10/06/2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
    Olayda, tarh zamanaşımı süresinin dolmasından önce yapılan takdire sevk işlemi, 213 sayılı Kanunun 114. maddesi uyarınca işlemeye devam eden tarh zamanaşımı süresini durduracağından, bu kısım yönünden vergi mahkemesi kararının kaldırılması istemiyle yapılan istinaf başvurusu hakkında işin esası incelenerek karar verilmesi gerektiğinden Vergi Dava Dairesi kararının anılan kısmında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kısmen kabul, kısmen reddine,
    2. … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, vergi ziyaı cezalarının tekerrür hükümleri nedeniyle artırılan kısımlarına ilişkin kısmının ONANMASINA,
    3. Anılan Vergi Dava Dairesi kararının 2009/4 ila 11 dönemlerine ilişkin cezalı tarhiyatlara ilişkin kısmının BOZULMASINA,
    4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 21/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara