Esas No: 2015/54
Karar No: 2015/346
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/54 Esas 2015/346 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : .... Asliye Ceza
Mala zarar verme suçundan sanık ..."nın 5237 sayılı TCK"nun 152/1-g, 31/2, 50/1-a ve 52/4. maddeleri uyarınca 3.000 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, .... Asliye Ceza Mahkemesince verilen ... gün ve ... sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay ... Ceza Dairesince ... gün ve ... sayı ile;
"Sanığın Antakya ... İlköğretim Okulu"nda öğrenci olup, öğretmen olan katılanın düşük not vermesi nedeniyle, katılanın evinin önünde park halinde duran aracını boydan boya bir cam parçası ile çizdiği iddia edilen olayda, eyleminin 5237 sayılı TCK"nın 151. maddesinde yer alan basit mala zarar verme suçunu oluşturduğu gözetilmeden, aynı kanunun 152/1-g maddesi gereğince hüküm tesis edilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise ... gün ve ... sayı ile;
" ... Sanık, öğretmeni olan katılanın kendisine düşük not vermesi nedeniyle katılana ait aracı boydan boya cam parçası ile çizerek zarar vermiştir. Tüm dosya kapsamına göre suça sürüklenen çocuğun öç almak özel kastıyla hareket ederek öğretmen olan katılanın zararına suçu işlemesi nedeniyle TCK"nun 152/1-g maddesi uyarınca mahkumiyet hükmü veren yerel mahkeme kararının onanması gerektiği" düşüncesiyle itiraz kanun yoluna başvurarak Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay ... Ceza Dairesince ... gün ve ... sayı ile, itiraz nedeninin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın eyleminin TCK’nun 151. maddesinde düzenlenen basit mala zarar verme suçunu mu yoksa 152/1-g maddesinde hüküm altına alınan nitelikli mala zarar verme suçunu mu oluşturduğunun tespitine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanığın Antakya ... İlköğretim Okulu"nda öğrenci, katılanın da aynı okulda ingilizce öğretmeni olduğu,
Ondört yaşında ve sekizinci sınıf öğrencisi olup adli sicil kaydında herhangi bir sabıkası bulunmayan sanığın kendisine düşük not verdiğini ileri sürdüğü katılana ait aracı bir cam parçası ile boydan boya çizdiği, bu durumu gören katılanın sanığa bağırması üzerine koşarak olay yerinden uzaklaştığı,
Adli Tıp Şube Müdürlüğü ve sosyal inceleme raporları doğrultusunda sanığın mala zarar verme suçunun hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin mevcut olduğu,
Olay yeri görgü tespit tutanağı ile aracın sağ ve sol tarafının boydan boya sert bir cisimle derin izler oluşturacak şekilde çizilmiş olduğunun tespit edildiği,
Dosya içerisinde mevcut öğrenci bilgileri belgesine göre sanığın 100’lük sistemde ingilizce dersi ilk dönem notunun 35, 2. dönem notunun ise 33 olduğu,
Katılanın soruşturma ve kovuşturma evrelerindeki benzer anlatımlarında; sanığı aracını çizerken gördüğünü, bağırması üzerine kaçtığını, sanığa düşük not vermesi nedeniyle bu eylemi gerçekleştirdiğini, kovuşturma evresinde ayrıca sanığı kopya çekerken yakaladığını beyan ettiği,
Sanığın soruşturma ve kovuşturma evrelerinde; katılana ait aracı çizmediğini, aracın daha önceden çizik olduğunu, katılanın aracını evinin dönüş yoluna park ettiğini, ilerideki aracın aynasından bakarken kendisine bağırarak “aracımı neden çiziyorsun” dediğini; soruşturma aşamasında ayrıca İngilizce notunun 100 üzerinden 37 olduğunu, kendisinin yüksek not aldığını, katılanın inanmayarak yeniden sınav yapmak istediğini, ancak sınava girmediğini, ailesine katılanın kendisine vurduğunu söylediğinde "şikâyetçi olacağız" dediklerini ifade ettiği,
Anlaşılmaktadır.
Mala zarar verme suçunun temel şekli; 5237 sayılı TCK’nun “Mala Zarar Verme” başlıklı 151/1. maddesinde “Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hâle getiren veya kirleten kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır” şeklinde düzenlenmiş, suçun nitelikli halleri ise aynı kanunun 152/1-2. maddelerinde on bent halinde sayılmış, uyuşmazlık konusuyla ilgili bulunan 152. maddenin birinci fıkrasının (g) bendinde suçun; "sona ermiş olsa bile görevinden ötürü öç almak amacıyla bir kamu görevlisinin zararına olarak" işlenmesi nitelikli hal olarak kabul edilmiştir.
Sözlük anlamı "sevk eden", "götüren" olarak açıklanan saik; ceza hukuku açısından failin eyleme geçmesine etken olan neden veya nedenlerdir. Kanunun suç unsuru veya nitelikli hal olarak kabul ettiği hallerde saike itibar edilmelidir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 152/1-g maddesinin karşılığı olup benzer hükümler içeren 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 516/2. maddesindeki "ahzisar" kelimesinin 3038 sayılı Kanun değişikliği ile sadeleştirilmesi suretiyle Türk Ceza Mevzuatına giren ve gerek madde metninde, gerekse kanun gerekçesinde tanımına yer verilmeyen "öç alma" kavramı, "kişide oluşan haksızlık algısı karşısında cezalandırma amacı taşıyan bireysel tepki" olarak tanımlanabilir. (Noreen Stuckless-Richard Goranson, The Vengeance Scale: Development of Ameasure of Attitudes Toward Revenge, Journal of Social Behavior and Personality, Cilt: 7, Yıl: 1992, s. 25; Michael E. McCullough-Robert Kurzban-Benjamin A. Tabak, Cognitive Systems for Revenge and Forgiveness, Behavioral And Brain Science, Cilt: 36, Yıl: 2013, s. 2; Işıl Çoklar, Kişilik Özellikleri ile Bağışlama Eğilimi Arasındaki İlişkinin İntikam Güdüsü ve Adalete Duyarlılık Temelinde İncelenmesi, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2014, s. 21)
Öç alma saikiyle gerçekleştirilen eylem, haksızlık algısını oluşturan kişiye yönelmesi bakımından genel düşmanlıktan; failin sahip bulunduğu duygu yoğunluğu ve görev bilinci bakımından ise basit öfkeden farklıdır. Bu anlamda kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı hareket ederek oluşturduğu haksızlık karşısında ya da kamu görevlisine duyulan genel veya kişisel bir düşmanlıkla gerçekleştirilen mala zarar verme suçlarında öç alma saikinden bahsedilemez. (Sulhi Dönmezer, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler, Beta Yayınevi, 15. Baskı, İstanbul, 1998, s. 476; Veli Özer Özbek-Mehmet Nihat Kambur-Koray Doğan-Pınar Bacaksız-İlker Tepe, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 4. Baskı, Seçkin Yayınevi, Ankara 2012, s. 620; Durmuş Tezcan-Mustafa Ruhan Erdem-Murat Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, Seçkin Yayınevi, 9. Baskı, Ankara, 2013, s. 593; Mehmet Emin Alşahin, Mala Zarar Verme Suçları, Turhan Kitabevi, Ankara, 2010, s. 72)
Uyuşmazlık konusu bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde;
Sanığın, kendisine düşük not veren öğretmeni olan katılana ait aracı park halinde görmesi üzerine bir anda oluşan öfke sonucunda yerde bulduğu cam parçasıyla çizmesi şeklinde gerçekleşen eylemde, "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi gözetildiğinde öç alma saikiyle hareket ettiği sabit olmadığından 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 152/1-g maddesinde yer alan nitelikli mala zarar verme suçundan mahkûmiyetine karar verilmesine kanunen imkan bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Özel Daire bozma kararı isabetli olup Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Başkanı; "sanığın eylemini sabahın erken saatlerinde ve tenha bir zamanda, araç katılanın evinin önünde park halinde iken ve kendisine düşük not verilmesinden belirli bir süre geçtikten sonra gerçekleştirmesi karşısında; sanığın belirli bir plan çerçevesinde ve görev bilinciyle hareket ederek mala zarar verme suçunu öç alma kastıyla işlediğinin kabulü gerekmektedir." düşüncesiyle,
Ondokuz Genel Kurul Üyesi de; benzer düşüncelerle itirazın kabul edilmesi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.10.2015 tarihinde yapılan ilk müzakerede yeterli yasal çoğunluk sağlanamadığından, 27.10.2015 tarihinde yapılan ikinci müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.