Esas No: 2022/6186
Karar No: 2022/15492
Karar Tarihi: 08.11.2022
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2022/6186 Esas 2022/15492 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2022/6186 E. , 2022/15492 K.Özet:
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin yapılan davanın yeniden incelenmesinde; bilirkişi raporunun hüküm kurmaya uygun olmadığı, emsal çevreden benzer yüzölçümlü satışların bildirilmesi gerektiği, imar ya da kadastro parseli olup olmadığı ile vergi değerleri ve satış akit tablolarının incelenmesi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazlar arasında karşılaştırma yapılması gerektiği sonucuna vararak ilk derece mahkemesinin kararını kısmen bozmuştur. Hukuki dayanakları ise 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11/1-g maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-3 ve 371. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
- K A R A R -
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince kısmen kabulü ile HMK'nın 353/1-b-3 maddesi gereğince yeniden esas hakkında karar verilmiş olup, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; arsa niteliğindeki Beyoğlu İlçesi, Sütlüce Mahallesi 2289 ada 18 parsel sayılı taşınmazın 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11/1-g maddesi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değerinin tespit edilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak;
Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre; hükme esas alınan bilirkişi raporunda incelenen 2909 ada 6 parsel sayılı taşınmazın satış tarihinde 2950 ada 3 parsel sayılı taşınmaz ise 08.03.1994 tarihli ve 266 sayılı Beyoğlu Belediye Encümeninin Kararıyla 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesi uygulaması sonucu oluştuğundan imar parselleri olduğu gözetilmediği gibi, dosya içindeki emlak beyanına göre, üzerindeki satışa konu bağımsız bölümün yüzölçümü 72 metrekare olduğu halde, bilirkişi raporunda 50 metrekare olduğunun kabulü ile hesaplama yapıldığı, yine dosya içerisindeki ilgili Belediye Başkanlığının yolladığı emsal satışların değerlendirme tarihindeki emlak vergisine esas değeri ile bilirkişi raporundaki emlak vergisine esas olarak alınan değerler arasında çelişki olduğu anlaşıldığından, hükme esas alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi hükmünün yukarıda açıklanan gerekçelerle HMK'nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.