Esas No: 2022/2855
Karar No: 2022/2981
Karar Tarihi: 29.06.2022
Danıştay 13. Daire 2022/2855 Esas 2022/2981 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2022/2855 E. , 2022/2981 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/2855
Karar No : 2022/2981
DAVACI : ... Odası
VEKİLİ : Av. ...
DAVALI : ...
DAVANIN KONUSU : MüIkiyeti Maliye Hazinesi, Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ) ve Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) adına kayıtlı olan ve ekli listede yer alan taşınmazların ve hisselerin; özelleştirme kapsam ve programına alınmasına, satış, kiralama, gelir ortaklığı modeli ve işin gereğine uygun sair hukuki tasarruflar, mülkiyetin gayri ayni hakların tesisi veya işletme hakkının verilmesi yöntemlerinden biri ya da birkaçının birlikte uygulanarak özelleştirilmesine ve özelleştirme işlemlerinin 31/12/2025 tarihine kadar tamamlanmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı Cumhurbaşkanı kararının iptali istenilmektedir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ... 'UN DÜŞÜNCESİ : Davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dava dilekçesi 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, iptal davaları, idarî işlemler hakkında menfaatleri ihlâl edilenler tarafından, tam yargı davaları da idarî eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar olarak tanımlanmış; 14. maddesinin 3/c bendinde, dava dilekçelerinin, diğer ilk inceleme konuları yanında ehliyet yönünden de inceleneceği belirtilmiş; aynı Kanun'un 15. maddesinin 1/b bendinde ise, 14. maddenin 3/c, 3/d ve 3/e bentlerinde yazılı hâllerde davanın reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
İdarî işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesinin ön şartlarından birisi olan "dava açma ehliyeti", her idarî işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının, istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçütler içinde menfaat alâkasının varlığını ifade etmektedir. Aksi durumun kabulü, toplum yararına olduğu düşünülen her konuyu tüm gerçek ve tüzel kişilerin dava konusu yapabilmesi ihtimalini beraberinde getirir ki, bu durumun dava açma ehliyetine ilişkin kanunî düzenlemenin amacına aykırı olacağı açıktır.
Bu nedenle, iptal davası açılabilmesi için idarî işlem nedeniyle ilgilinin menfaatinin etkilenmiş olması, etkilenen menfaatin kişisel, güncel ve meşru bir menfaat olması, iptali istenen işlem ile davacı arasında makûl ve ciddi bir alâkanın bulunması gerekmekte ancak menfaatin kişisel olması, idarî işlemin mutlaka davacı hakkında tesis edilmiş olmasını gerektirmemektedir. Sözü edilen menfaat alâkasının varlığı ve sınırlarının her olayda yargı yerince uyuşmazlığın niteliğine göre belirlenmesi gerekmektedir.
Anayasanın kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını düzenleyen 135. maddesinde, "Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzelkişilikleridir." kuralı yer almaktadır.
6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği Kanunu'nun 2. maddesinde, "Mühendislik ve mimarlık mesleği mensuplarının, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlâkını korumak için gerekli gördüğü bütün teşebbüs ve faaliyetlerde bulunmak" ve "Meslek ve menfaatleriyle ilgili işlerde resmî makamlarla işbirliği yaparak gerekli yardımlarda ve tekliflerde bulunmak, meslekle ilgili bütün mevzuatı, normları, fenni şartnameleri incelemek ve bunlar hakkındaki görüş ve düşünceleri ilgililere bildirmek" Birliğin kuruluş amaçları arasında sayılmış; 19. maddesinde, "Odalar, bu Kanun'un 2. maddesinde belirtilen amaç için Birlik Umumi Heyetince kararlaştırılan işlerden yalnız odalarını ilgilendiren kısımlar ile görevlidirler." kuralı yer almıştır.
6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu'na dayanılarak hazırlanan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Mimarlar Odası Ana Yönetmeliği'nin "Odanın amaçları" başlıklı 6. maddesinde, "Odanın başlıca amaçları; a) Mesleki alanda ülke ve kamu çıkarları ile uluslararası gelişmeler çerçevesinde çalışmalar yapmak, mesleğin ve üyelerin değişen toplumsal ve ekonomik yapı içindeki değişen konumlarını izlemek, tespit etmek, değerlendirmek, mesleğin ve üyelerin görev, yetki ve sorumluluklarını düzenlemek, ulusal ve uluslararası ölçekte mesleğin gelişmesini izlemek ve sağlamak, b) Meslek onurunu ve üye haklarını korumak, c) Ülke içinde ve dışında tüm resmi ve özel kuruluşlarla işbirliği yaparak, mesleğin uygulama ve kuram alanında gelişmesini sağlamak üzere her türlü etkinliklerde bulunmak; bilimsel ve teknik evrakı inceleyerek gereken mesleki denetimleri yapmak, d) Mimarlık uygulamasıyla ilgili standart ve normları, yönetmelik ve teknik şartnameleri araştırmak ve incelemek, gerekli düzenlemeleri yapmak, e) Eğitim kurumlarıyla işbirliği yaparak mesleki eğitimin gelişmesine katkıda bulunmak, f) Üyeler arasındaki dayanışmayı sağlamak ve haksız rekabeti önlemek, g) Mimarlık kültürünün korunmasını ve geliştirilmesini sağlamak, bu doğrultudaki başarılı çalışmaları özendirmektir.
" kuralına yer verilmiştir.
Aktarılan mevzuata göre kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının kuruluş kanunlarında gösterilen amaçları doğrultusunda dava açma ehliyeti bulunduğu anlaşılmaktadır. Nitekim, konuyla ilgili yasal düzenlemelerde, bu kuruluşların amaçları dışında faaliyette bulunamayacakları açık bir şekilde yer almıştır.
Davacı Oda tarafından dava dilekçesinde, kaynağını Anayasa'dan alan kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olup, ülkemizin tarihi, doğal ve kültürel varlıklarının korunması için gereken her türlü girişimde bulunmakla yükümlü olduğu, bu bağlamda kamuya ilişkin hak ve varlıklarla, kamu kaynaklarının özel kesime aktarılmasına dair dava konusu Cumhurbaşkanı kararına karşı, kamu yararını koruma amacıyla dava açmakta menfaati bulunduğu belirtilerek davayı açmakta ehliyetli olduğunun ileri sürüldüğü görülmektedir.
Dava konusu Cumhurbaşkanı kararı ile Mimarlar Odasının kuruluş amaçları ve görev alanı birlikte değerlendirildiğinde, davacı Odanın, dava konusu işlem ile arasında somut, güncel ve meşru bir menfaat alâkasının bulunmadığı, menfaatinin etkilenmediği, dava konusu işlemin Odanın ve mimarlık mesleği mensuplarının ne tür bir menfaatini ihlâl ettiği hususunun açık, anlaşılır ve somut bir biçimde ortaya konulamadığı, Odanın kuruluş amaçlarıyla bir ilgisinin bulunmadığı, dolayısıyla davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu itibarla, davacı Odanın müIkiyeti Hazine, Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ) ve Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) adına kayıtlı olan ve ekli listede yer alan taşınmazların ve hisselerin; özelleştirme kapsam ve programına alınmasına, satış, kiralama, gelir ortaklığı modeli ve işin gereğine uygun sair hukuki tasarruflar, mülkiyetin gayri ayni hakların tesisi veya işletme hakkının verilmesi yöntemlerinden biri ya da birkaçının birlikte uygulanarak özelleştirilmesine, özelleştirme işlemlerinin 31/12/2025 tarihine kadar tamamlanmasına ilişkin 18/05/2022 tarih ve 5591 sayılı Cumhurbaşkanı kararının iptali istemiyle dava açma ehliyeti bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14/3-c ve 15/1-b maddeleri uyarınca DAVANIN EHLİYET YÖNÜNDEN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ... -TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Posta giderleri avansından artan tutar ile istemi hâlinde kullanılmayan ... -TL yürütmeyi durdurma harcının kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na temyiz yolu açık olmak üzere, 29/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.